Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!
Modern insanın dünya sahnesine çıkışından bu yana on binlerce yıl geçti. Bir zamanlar vahşi doğada hayatta kalmaya çalışan, yırtıcılardan kaçan ve av olmamak için saklanan bir türdük. Ancak zaman ilerledikçe ateşi kontrol etmeyi öğrendik, aletler geliştirdik ve medeniyetler kurduk. Av olmaktan "süper avcıya" ilerlediğimiz bu serüvenimiz, gezegenin dengelerini kökten değiştirdi.[1] Artık diğer canlılar üzerinde benzeri görülmemiş olumsuz etkiler yaratıyoruz. İlginç olan şu ki, hayvanlar bizlerden, doğal yırtıcılarından bile daha fazla korkuyorlar! Bu yazıda, insanlığın bu dönüşümünün hayvanların davranışlarını nasıl etkilediğini keşfedeceğiz.
İnsanların "Süper Yırtıcı" Rolünün Doğrudan Avlanmanın Ötesindeki Etkileri
İnsanlar, dünya ekosistemlerinde "süper yırtıcı" rolünü üstlenmiş durumda.[2] Doğal yırtıcılara göre hem kara hem de deniz canlılarını çok daha yüksek oranlarda öldürüyorlar.[3] Ancak doğrudan avlanma yoluyla verdiğimiz zararın ötesinde, insan varlığının yarattığı korku ve stres de hayvan davranışlarını, avlanma modellerini ve genel olarak ekosistem dengelerini önemli ölçüde etkiliyor. Bu insan etkisinin yalnızca fiziksel düzeyde değil, aynı zamanda psikolojik ve davranışsal (etolojik) düzeyde de hayvanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu gösteriyor.
Doğal yırtıcılar, avları üzerinde fiziksel bir tehdit oluşturmanın yanı sıra, onların davranışlarını da şekillendirirler. Bir yırtıcıdan kaçmak, saklanmak ya da onun varlığından haberdar olmak, hayvanların enerji harcamalarını, üreme oranlarını ve yaşam sürelerini, kısacası seçilim baskılarını etkileyen önemli faktörlerdir.
Benzer şekilde insanlar da hayvanlar için bir tehdit kaynağı olarak algılanmakta ve bu durum onların günlük yaşamlarını ve beslenme davranışlarını derinden etkileyebilmektedir. Pumalar gibi yırtıcıların üzerinde yapılan araştırmalarda olduğu gibi, bir insanın sesi bile bu hayvanların kaçmasına, bir tehdidi algıladıktan sonra daha önce bulunduğu yere geri dönme konusunda kararsızlık yaşamasına ve beslenme sürelerini ciddi oranda kısaltmalarına neden olabiliyor.[2]
Yırtıcı korkusunun doğrudan bir ölüm tehdidi olmasa bile besin zincirlerinde zincirleme değişikliklere yol açabileceği artık bilim dünyasında giderek daha fazla kabul görmektedir.[4] İnsanlardan kaynaklanan korkunun da benzeri etkiler yaratabileceği düşünülmektedir. Çünkü büyük yırtıcıların avları ve rakipleri üzerindeki etkileri çok iyi belgelenmiştir. Yani bu yırtıcıların avlarını nasıl kontrol ettikleri ve diğer türlerle nasıl rekabet ettikleri bilimsel araştırmalarla detaylı bir şekilde incelenmiş ve kanıtlanmıştır. Ancak bu korkunun av popülasyonlarına etkisi, yırtıcıların nasıl tepki verdiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.[5]
Örneğin büyük yırtıcılar insanlardan korkup, insanların yoğun olduğu alanlardan uzaklaştığında bu bölgelerdeki avlar üzerindeki baskı azalır. Ancak tam tersine bazı yırtıcılar bu bölgelerde kalmayı tercih eder ve sadece insanlardan kaçınmak için avlanma saatlerini değiştirirler. Bu durumda yırtıcıların beslenme süresi kısalır ve enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha fazla av öldürmek zorunda kalabilirler.
Pumalar (Puma concolor) üzerindeki çalışmalarda, California'daki Santa Cruz Dağları'nda yaşayan pumaların, yerleşim bölgelerine yakın alanlarda avlarını öldürdükten sonra bu avların başında daha az zaman geçirdikleri ve buna bağlı olarak avlanma oranlarının arttığı tespit edilmiştir.[6] Bu artışın sebebi, av popülasyonlarındaki değişiklikler olabilir. Ancak araştırmacılar insanlardan kaynaklanan korkunun da önemli bir rol oynadığını öne sürmektedir. Pumaların insanlara korku tepkisi gösterip göstermediğini ve bu korkunun beslenme davranışlarını nasıl etkilediğini anlamak için yapılan araştırmalarda, büyük yırtıcıların insan varlığına nasıl tepki verdiğini ve bunun ekolojik sonuçlarını anlamak amaçlanmıştır.
Bahsi geçen araştırmalarda, pumaların insan korkusuna verdiği tepkiyi ölçmek amacıyla ses deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu tür deneyler, av-yırtıcı ilişkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olurken insan seslerinin vahşi yaşamda güçlü korku tepkileri yarattığını da göstermektedir.
Deneyde pumalar doğal avlanma alanlarında gözlemlenmiş ve onlara insan sesi ile tehdit oluşturmayan hayvan sesleri (örneğin kurbağa sesi) dinletilmiştir. Sonuçlar ise oldukça dikkat çekicidir: Pumalar insan sesi duyduklarında çok daha sık kaçmış ve beslenme süreleri önemli ölçüde azalmıştır. Bu da insan varlığının pumaların avlanma davranışını doğrudan etkilediğini ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla avlanmak zorunda kaldıklarını göstermektedir.
Bu çalışma insanların yalnızca fiziksel varlıklarıyla değil, herhangi bir sebepten (örneğin ses veya inşa edilen bir bina) yarattıkları korku ve stresle de ekosistemlerde zincirleme etkiler yaratabileceğini göstermektedir. İnsan kaynaklı korku, büyük yırtıcıların doğal davranışlarını değiştirerek av popülasyonlarını ve dolaylı olarak diğer türleri etkilemektedir.
Öte yandan bu tip çalışmalar yalnızca puma gibi yırtıcı hayvanlar özelinde yapılmamıştır. Yapılan deneyler, Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki etçil ve otçul canlıların insanlardan, diğer yırtıcılarda nazaran daha fazla korktuğunu ortaya koymuştur. Örneğin, Afrika'da yapılan bir çalışmada test edilen etçil ve otçul türlerin %95'inin, aslan sesine kıyasla insan sesi duyduklarında iki kat daha fazla ve daha hızlı kaçtıkları gözlemlenmiştir.[7] Benzer sonuçlar Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yapılan deneylerde de elde edilmiştir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Avustralya'da gerçekleştirilen benzer araştırmalar, bu bölgedeki memelilerin yırtıcılara karşı verdikleri tepkilerin farklı olabileceği düşüncesiyle, bu hayvanları yırtıcı-naifliği (yırtıcılara karşı bilinçsizlik) araştırmalarının odak noktası haline getirmiştir. Bu görüşe göre, Avustralya'daki keseli memeliler, "gevşek yırtıcı baskısı" altında olduklarından yani son 40.000–50.000 yıl içinde büyük memeli yırtıcıların olmaması nedeniyle, yırtıcılara karşı farkındalıklarının azaldığı ve dolayısıyla yırtıcılara karşı daha naif hale geldikleri öne sürülmüştür. Fakat bu iddia insanların da etkisiyle gittikçe zayıf düşmektedir.
Avustralya'nın kara memeli faunası, keseli hayvanlar, tek delikliler ve yüksek oranda endemik türleri içermesiyle dünyanın en farklı faunalarından biri olarak kabul edilmektedir. Avustralya'daki keseli memelilerin insanlar tarafından avlanması, yaklaşık 50.000 yıl önce Aborjin halklarının bölgeye gelişiyle başlamış, Avrupa kolonizasyonu ile birlikte bu avlanma daha da artmıştır. Günümüzde de kanguru ve valabilerin yıllık avlanma oranları, dünya genelindeki memelilere benzer seviyelerdedir. Bununla birlikte, Avustralya'ya sonradan getirilmiş altı geyik türü gibi pek çok tür, eğlence amaçlı avcılık için getirilmiştir. Hem yerli keseli memeliler hem de sonradan getirilen bu geyikler, diğer kıtalardaki memeliler gibi insan "süper yırtıcısından" en çok korkan türler arasında olabilir.
Ancak, Avustralya'nın faunasının benzersizliği, adanın izole yapısından kaynaklanmaktadır ve adalardaki memeliler, yırtıcılara karşı geliştirdikleri alışılmadık tepkilerle tanınmaktadır. Bu bağlamda, Avustralya memelilerinin bazı yırtıcılara karşı daha az farkındalık göstermesi ya da daha zayıf tepkiler vermesi mümkündür. Önemli olan bu memelilerin insan korkusuna nasıl tepki verdiklerinin deneysel olarak incelenmemiş olmasıdır.
Özellikle Avustralya'daki memelilerin insanlardan ne ölçüde korktuklarını anlamak amacıyla yapılan deneylerde, dört yerli keseli memeli türü (Doğu boz kangurusu, Bennett valabisi, Tazmanya pademelonu ve Tilki Kuskusu) ile Avustralya yerlisi olmayan ve kıtaya sonradan getirilmiş olan alageyik incelenmiştir. Bu hayvanlara puma deneyinde olduğu gibi, yırtıcı (insan, köpek, Tazmanya canavarı, kurt) ve tehdit oluşturmayan hayvanların (koyun) ses kayıtları dinletilmiş ve verdikleri tepkiler ölçülmüştür.
Araştırma sonuçları, yerli keseli memelilerin en çok insanlardan korktuklarını göstermektedir.[8] Bu canlıların insanlardan sonraki en korktukları yırtıcı olan köpeklere kıyasla, insanlardan 2.4 kat daha fazla kaçtıkları ve insan sesine karşı çok daha dikkatli oldukları kaydedilmiştir. Bu bulgular Avustralya'daki yerli memelilerin insanın oluşturduğu tehlikeye karşı naif olmadığını ortaya koymakla kalmayıp, vahşi yaşamın genel olarak insanları gezegenin en korkutucu yırtıcısı olarak gördüğünü kanıtlayan deneysel bulguların taksonomik ve coğrafi kapsamını genişletmektedir.
Öte yandan sonradan Avustralya'ya getirilen alageyikler, insanlardan kaçmalarına rağmen diğer yırtıcılara kıyasla daha güçlü bir tepki vermemiştir. Bu farklılık, büyük olasılıkla alageyiklerin bu ekosistemin doğal bir parçası olmamalarından, yani sonradan getirilmiş olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Yani alageyikler, Avustralya'nın yerli yırtıcılarına ve tehlikelerine uzun bir evrimsel süreç boyunca maruz kalmadıkları için insan gibi yeni tehditlere karşı yerli türler kadar güçlü bir korku tepkisi geliştirmemiş olabilirler.
Sonuç
İnsanların doğaya verdikleri zararlar açıktır. Sadece avlanma yoluyla değil, varlıklarıyla da hayvanlar üzerinde derin bir korku etkisi yaratmaktadırlar. İnsan korkusu, hayvanların davranışlarını değiştirmekte, bu da ekosistemlerde zincirleme etkiler yaratmaktadır. Özellikle büyük yırtıcılar ve otçullar, insanları diğer doğal yırtıcılardan çok daha büyük bir tehdit olarak algılamakta; bu da onların beslenme, üreme ve hareket modellerini doğrudan etkilemektedir. İnsanlar çoğu canlının neslini tüketmekle kalmamakta, aynı zamanda ekosistemlerin dengesini bozarak çok daha büyük etkiler yaratmaktadır. Habitatların tahrip edilmesi, iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi faktörler, biyolojik çeşitliliğin hızla azalmasına neden olmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 4
- 3
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ O. Adebayo. (2019). Loss Of Biodiversity: The Burgeoning Threat To Human Health. Annals of Ibadan Postgraduate Medicine, sf: 1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b J. A. Smith, et al. (2017). Fear Of The Human ‘Super Predator’ Reduces Feeding Time In Large Carnivores. The Royal Society, sf: 20170433. doi: 10.1098/rspb.2017.0433. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Frid, et al. (2002). Human-Caused Disturbance Stimuli As A Form Of Predation Risk. Conservation Ecology. doi: 10.5751/ES-00404-060111. | Arşiv Bağlantısı
- ^ O. J. Schmitz, et al. (2004). Trophic Cascades: The Primacy Of Trait‐Mediated Indirect Interactions. Wiley, sf: 153-163. doi: 10.1111/j.1461-0248.2003.00560.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. P. J. Kuijper, et al. (2016). Paws Without Claws? Ecological Effects Of Large Carnivores In Anthropogenic Landscapes. The Royal Society, sf: 20161625. doi: 10.1098/rspb.2016.1625. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Smith, et al. (2015). Top Carnivores Increase Their Kill Rates On Prey As A Response To Human-Induced Fear. The Royal Society, sf: 20142711. doi: 10.1098/rspb.2014.2711. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Y. Zanette, et al. (2023). Fear Of The Human “Super Predator” Pervades The South African Savanna. Elsevier BV, sf: 4689-4696.e4. doi: 10.1016/j.cub.2023.08.089. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. McGann, et al. (2024). Fear Of The Human ‘Super Predator’ In Native Marsupials And Introduced Deer In Australia. The Royal Society. doi: 10.1098/rspb.2023.2849. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 16:57:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18594
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.