Havadan Paraşütle Kedi Bırakma Operasyonu: Sıtma Salgınıyla Mücadele Sonucunda Bozulan Ekosistemi Kediler Kurtarabilir mi?
Sıtma hastalığı, Plasmodium parazitinin farklı türlerinin neden olduğu, ateş, titreme, terleme, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtilerden tedavi edilmediğinde nöbetlere, komaya ve ölüme kadar gidebilen bir hastalıktır. Hastalığa sebep olan parazitler, Anofel cinsi sivrisineklerle taşınır ve bu sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Günümüzde hala etkili olan hastalık dünyanın çeşitli yerlerinde yaygın olarak görülebilmektedir. (Sıtmayla ilgili daha detaylı bilgi ve yaygın görüldüğü bölgelere seyahatlerde dikkat edilmesi gerekenler için, CDC ve T.C. Sağlık Bakanlığı Seyahat Sağlığı bağlantılarına göz atabilirsiniz.)
Sıtma hastalığıyla dünya çapında mücadelede 1950’lerde önemli kararlar alındı ve uygulanmaya başlandı. Diklorodifeniltrikloroetan (DDT), Benzenhekzaklorür (BHC), dieldrin gibi böcek öldürücü ilaçların kullanımı yaygınlaştırıldı. Bunun sonucu olarak da tüm dünyada sıtmaya bağlı ölümler azalmaya başladı.
Aynı yıllarda mücadele başlatılan yerlerden bir tanesi de Borneo adasının Malezya’ya bağlı olan kuzey batısındaki Saravak eyaletiydi. İlaç olarak DDT ve BHC seçilmişti. 1952 – 1955 yılları arasında çoğunlukla evlerin içerisine (duvarlar, yatak altları vb.) bu ilaçlar uygulandı. Uygulamadaki amaç, buralara tutunacak sıtma parazitini taşıyan sivrisinekleri, paraziti başka bir insana bulaştırmadan önce öldürebilmekti. İlaç uygulaması yılda 2 kez yapılıyordu, çünkü DDT’nin etkisi uzun süre devam edebiliyordu. Bu uygulamalara ek olarak 1955 yılında bir başka böcek ilacı olan Dieldrin de ormanlık alan üzerine sıkılsa da, ilacın yüksek maliyeti ve toksisitesi nedeniyle vazgeçildi. İlaçlama kampanyaları sonucu sıtma paraziti taşıyan sivrisineklerin sayısı %35,6’dan %1,6’ya kadar geriledi.
Ancak bu agresif ilaçlama politikalarının bazı istenmeyen sonuçları oluyordu. Dünyanın farklı yerlerinde kedi ölümleri artmaya başladı. İlaçların toksik etkilerinin kedilere nasıl taşındığı konusu tartışmalıydı. Bununla ilgili çeşitli sebepler gösteriliyordu. Meksika’da ilaçlamalardan sonra kedilerin, patilerinde ve tüylerinde biriken ilaçları yalamasıyla öldüğü düşünülüyordu. Ve hatta DDT’ye, "kedi katili" anlamına gelen Los Matagatos ismi verilmişti.
Borneo adasında da bazı ekolojik sonuçlar görülüyordu. Buradaki kediler de yapılan ilaçlamalardan sonra hayatlarını kaybediyordu. O zamanlar kedi ölümlerinin neden olduğuna dair bir açıklama getirilemese de, sonradan bir ekolojik sebep-sonuç zinciri sonucunda kedilerin öldüğü düşünüldü.
Bu ekolojik av-avcı ilişkisi, Saravak ve komşu eyaleti Sabah’ta çatıların çökmeye başlamasıyla insanların dikkatini çekebilmişti. Bölgedeki evlerin çatıları genellikle palmiye yapraklarından oluşuyordu. Çatılarda, yapraklarla beslenen tırtılların artması sonucu çökmeler meydana gelmişti. Tırtılların sayısını artıran sebep ise, onların ölümüne yol açan parazitik arıların ilaçlamalardan etkilenerek sayılarının azalmasıydı. Bu zincirin kedilere ulaşması ise, geko kertenkeleleriyle oldu. İlaçlardan etkilenmiş olan arı, sinek veya diğer böceklerle beslenen geko kertenkeleleri, DDT’den etkilenmiyordu; fakat bu kertenkelelerle beslenen kediler, o kadar şanslı değildi. Kedilerin ölmesiyle de fare sayısında artış başladı. Farelerin artması sonrası ekinler zarar görüyor ve sıtmadan yeni kurtulmaya başlayan halkı bu kez de veba ve tifo salgınları vuruyordu.
Yetkililer, ekolojik sebep-sonuç ilişkisi nedeniyle kaybettikleri farelerle doğal mücadele timini (kedileri) yeniden canlandırmak için harekete geçmeye karar verdiler. Bunun için pek alışılmadık bir yol seçmişlerdi ve kediler, bu iş için hazırlanan özel kutulara yerleştirilip uçaklardan paraşütlerle ormanlık ve dağlık alanlara bırakıldı!
Kulağa gerçek dışı geliyor olsa da gazete haberlerine, çocuk kitaplarına, makalelere konu olan "Operation Cat Drop"un ("Kedi Bırakma Operasyonu") gerçek olabileceğine işaret eden en önemli delil olarak 13.03.1960 tarihli Kraliyet Hava Kuvvetlerine (RAF) ait uçuş kaydı gösteriliyor. Bu kayıt içerisinde 20’den fazla kedi içeren 3 tondan fazla bir yükün Saravak’ın dağlık arazilerine bırakıldığı belirtiliyor ve başarıyla sonuçlanan operasyon için kedileri bağışlayanlara, özel kutuları yapanlara ve RAF’a teşekkür ediliyor.
İnsanlık tabiat kurallarını karşısına almaması gerektiğini her seferinde acı şekilde tecrübe ediyor. Günümüzde sıtmanın yayıldığı alanlar sınırlandırılmış olsa da etkisini kaybetmiş değil. Aşırı kullanımı sonucu DDT’ye ve diğer ilaçlara dirençli birçok anofel türü gelişti ve dünyanın çeşitli bölgelerinde hastalık yaymaya devam ediyor. Yalnızca sivrisinekler değil, plasmodium parazitleri de sık kullanılan bazı sıtma ilaçlarına karşı direnç geliştirdi. 2019 yılında tüm dünyada yaklaşık 229 milyon sıtma vakası görülmüş ve 400 binden fazla insan sıtma hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmişti. Ne yazık ki ölümlerin çoğu tedavi imkanlarına ulaşmakta zorlanan Afrikalı çocuklardan oluşuyordu.
Kedi Bırakma Operasyonu, insanın kendi eliyle hasar verdiği ekosistemi düzeltmek için ne denli çabalar sarf edebileceğini ve ne sıra dışı yolları denemeye razı olduğunu da gösteriyor. Üstelik bu ilk değil, yukarıdaki videodan görebileceğiniz gibi, su kalitesini arttırmak için 1950'lerde kunduzlar paraşütlerle su birikintilerinin kenarlarına bırakılmıştı. Bunlar, kontrolsüz bir şekilde yıktığımız doğaya yeniden denge getirebilmek için yapmaya zorlandığımız uygulamalardan sadece birkaçı.
Belki de Dünya'ya nasıl yayıldığımızı, onun kaynaklarını nasıl kullandığımızı ve bunu yaparken ne tür bir yıkım yarattığımızı (ve bu yıkımı yaratmamak için neler yapmamız gerektiğini) biraz daha ciddi bir şekilde düşünmeye başlarsak, uçaklardan kediler fırlatarak ekosistemi düzeltmeye çalışmak zorunda kalmayız.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 33
- 16
- 10
- 8
- 6
- 6
- 4
- 3
- 3
- 2
- 2
- 0
- P. T. O'Shaughnessy. (2011). Parachuting Cats And Crushed Eggs The Controversy Over The Use Of Ddt To Control Malaria. American Journal of Public Health, sf: 1940-1948. doi: 10.2105/AJPH.2007.122523. | Arşiv Bağlantısı
- WHO. Quarterly News. 60: 6.. (1 Haziran 2005). Alındığı Tarih: 8 Şubat 2021. Alındığı Yer: WHO | Arşiv Bağlantısı
- N. Jo-lyn. In The 1950S, The British Raf Parachuted Cats Down Into Sarawak. Yes, Really.. (24 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 8 Şubat 2021. Alındığı Yer: Current Issues Tambah Pedas | Arşiv Bağlantısı
- A. Nikiforuk, et al. (2018). Mahşerin Dördüncü Atlısı: Salgın Ve Bulaşıcı Hastalıklar Tarihi. ISBN: 9789754708530. Yayınevi: İletişim Yayınları.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:48:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10118
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.