Giyim Tercihlerinin Evrimi: Giyimin ve Modanın Tarihi
Kıyafet kültürü oldukça eski. Belki de insana dair en eski ve kesintisiz kültürel davranış. İnsan "bilen hayvan", "yürüyen hayvan", "konuşan hayvan" olduğu kadar da "giyinen hayvan"dır desek yanlış sayılmaz.
Medeniyet öncesi dönemde insanların çeşitli takılar ve desenli kıyafetlere meraklı olduklarını net olarak biliyoruz, gerek Çatalhöyük gibi yerleşik bölgelerden gerek Avrasya göçebe kültürlerinden elde edilen buluntular içinde çokça "süs" eşyası var. Üstelik bunlar sadece bir zümreye ait olamayacak kadar yaygın. İnsan en başından beri giyimini çeşitlendirmeye meyilli.
Asıl sorun, bunların yaygınlığı değil, gerçek amacının ne olduğu. Klasik antropologlardan bazıları bunların gündelik amaçlardan ziyade, törensel ya da sosyal fonksiyonları olan eşyalar olduğunu söylüyordu. Örneğin "Firavunlar öncesi Mısır'da küpeleri rahipler takar", "göçebe topluluklarda kabilenin büyücüsü (yaygın yanlış adıyla "şaman"ı) renkli giyinir", "lohusa kadınlar işlemeli kuşak bağlar", "süslü kılıçlar siyasal otoritenin sembolüdür" gibi örnekleri çoğaltılabilecek kabuller vardı.
Antropologların kabulleri yavaş değişiyor; ama arkeologlar bugün bu kabullerden biraz uzaklaştılar. Buz adam Ötzi'de dahi süslemeli giyimin izleri ve hatta bir dövme bulundu. En zor koşullarda yaşayan Afrika göçebeliğinde bile hiçbir fonksiyonel karşılığı olmayan bir yığın giyim seçeneği olduğu görüldü. Yani gündelik giyim kuşam alışkanlıklarındaki çeşitlilik kültürü oldukça eski olmalı. Bu çeşitliliğin kullanılması için ille de bir kültürel olayın olması beklenmiyor olmalı.
Giyim Kalıpları
Yine de hikâye hep böyle ilerlemiyor. Özellikle dünyanın çabuk metropolleşen bölgelerinde, örneğin Roma kentlerinde ve özellikle de kalabalıkların sosyal düzeninin dikey konumlanmaya meylettiği Roma kentlerinde giyim eşyalarının bir nevi üniforma hâline geldiğini biliyoruz. Soylu sülalelerin gerek kadınları gerek erkekleri için belli başlı giyim kuşam kalıpları dışına çıkmak utanç verici sayılacak bir şeydi. Aynı şekilde sıradan bir Roma esnafının giyim kuşamı da bazı yasalarla sınırlanmıştı. Asur İmparatorluğu'ndan kalma betimlemelerde meslek grupları, sosyal sınıflar ve halkın çeşitli tabakaları arasında doğrudan tek tipleştirilmiş giyim âdetleri görebiliyoruz. Mesela Pers İmparatorluğu'nda da soylu olmayan ailelerin çocuklarının sakal uzatıp sakalına boncuk takamayacağı, asker olmayan erkeklerin süslemeli giyinemeyeceği, soylu olmayanların sokakta altın, zümrüt gibi değerli nesnelerle dolaşmasının cezalandırılacağı gibi kesin kurallar var. Yani en geç İlk Çağ sonlarında dünyanın yerleşik birimlerinin gardrobu tekdüzeleşiyor olmalı.
Muhtemelen bunda sosyal yapıların önemi olduğu kadar giderek seyrelen vahşi av hayvanlarının ve daralan kırsal nüfusun da etkisi olmalı. Giyimin başlıca hammaddesi olan av hayvanları da, onu avlayacak insanlar da azalıyorsa günlük giyimin seçenekleri kaçınılmaz olarak kısıtlanacak demektir. Bu durumda ister istemez üst sosyal gruplar giyimin tekelini kanunlarla ele geçirip çeşmenin başına kendileri oturmak isteyeceklerdir.
Kavimler Göçü ve Giyim
Tabii İlk Çağ'ı sona erdiren bizim Kavimler Göçü olarak bildiğimiz büyük göçebe akınları birkaç şeyi değiştiriyor:
- Moda değişiyor. At binici bir siyasal gücün, önceden barbar kıyafeti olarak hakir görülen "pantolon"u popülerleştirdiği görülüyor. Çok kumaşlı, eteklikli elbiseler yerine daha sade binici kıyafetleri tercih edilmeye başlanıyor.
- Göçebeler yanlarında hayvanları ve değerli madenleri de getiriyor. Ve bunların yeni geldikleri pazarlarda satıldığında çok paralar ettiğini fark ediyorlar. Yeniden bir deri bolluğu görülüyor. Yeniden bir değerli taş piyasası oluşuyor.
- Kısmen Hristiyanlığın da etkisiyle sadelik ve örtünmecilik bir erdem sayılmaya başlıyor. Erkekler saçlarını kısa kesiyor, kadın kıyafetlerinde eskiye göre bir basitlik göze çarpıyor.
- Şehirler talan olduğu için büyük kitleler hâlinde köye dönüş başlıyor. Eski büyük kentlerin çoğunluğu siyasal otoriteler bozulunca korunamaz durumda kalıyorlar. Zanaatçılık gelenekleri bozuluyor. Giyim kuşam ve takı yapımı geleneği cılızlaşıyor. Taş ve deri piyasada bol olsa da çoğu az işlenerek kullanılıyor.
- Dünya genelinde sıcaklıklar artıyor. Daha ince kumaşlara talep artıyor. Yün yerine Doğu dünyasında pamuk ve Batı dünyasında Bizans ipeği önem kazanıyor.
Orta Çağ halkında gerçekten bir giyim kuşam sıradanlığı gözümüze çarpıyor. Gerek Çin'de, gerek Hindistan'da gerekse Avrupa'da çok renkli bir moda yok. Renkli giyim bir kraliyet iması, bir soyluluk hakkı. İpeğin tekelleşmiş olması değerini korkunç artırıyor, hatta siyasi anlaşmalara bile pazarlık konusu olacak duruma geliyor. İbrahimî dinlerin (ve tabii doğuda Budizm'in) katı sadelik kuralları eski Pagan dinlerin şaşaalı giysilerini sürekli baskılama hâlinde. Bu dönemde halkın gündelik kıyafetleri oldukça değersiz ve özen gösterilmemiş şeyler.
İtalyanların ipek üreticiliğini Bizans'tan aşırması ve Arapların İber Yarımadası'nı fethederken pamuk dokumacılığını getirmesiyle birlikte Avrupa'da Yeni Çağ başında yeni bir bolluk dalgası başlıyor. Toplumsal talep hızla artıyor. Gelişen denizcilik, büyük kumaş üreticileri Çin ve Hindistan'ı olduğundan daha ulaşılır hâle getirince Avrupa ve Yakın Doğu pazarları kumaş çeşitliliğiyle doluyor. Fethedilen Amerika düzlükleri, ele geçmiş Aztek altınları, Afrika'nın toprak altındaki zenginlikleri yüz binlerce kürk hayvanını ve değerli madenleri Avrupa'ya göndermeye başlıyor. Giyim kuşam zanaatçılığı yeniden önemli hâle geliyor; terzilik, kuyumculuk, işlemecilik mezarından çıkıyor. Tekstil sektöründe genel bir değer artışı yaşanıyor.
Hâliyle üst sosyal tabakalar da giderek daha egzotik zevklere yöneliyorlar. Mesela, trajikomiktir, önceden Rusya'nın pek de ilgisini çekmeyen Sibirya'ya ilk keşif seferleri aslında büyük ölçüde kürk ticareti yollarının peşinden gidiyor. İngiliz Doğu Hindistan Ticaret Şirketi, Hint kumaşını İngiliz yüksek sosyetesinin vazgeçilmez bir parçası yapıyor. İspanyollar efsanevî El Dorado altınları peşinde bütün Orta Amerika'yı karış karış geziyorlar. Kolomb'un bile Yeni Dünya yerlilerine sorduğu ilk soruların çoğu altın üzerine.
Tarih bu gidişatı tersine çevirmenin yollarını daima buluyor. Elbette bu konuda İngiliz dokuma sanayisinden bahsetmemek olmaz. Her şeye rağmen toplu üretim dışında kalmış bir tekstil sektörü 1764'te İngiliz "spinning jenny"sinin, yani bir çeşit dikiş makinesi taslağının icat edilmesiyle geri dönüşü olmayan bir üretim patlaması yaşıyor. Batı Avrupa'da yaygınlaşan tekstil sanayisi dünyanın tüm geri kalanını kısa zamanda sadece bir hammadde sağlayıcısı konumuna düşürüyor. İngiliz giyim anlayışı zaman içinde evrensel bir moda hâline geliyor. Diğer tüm toplumlar bunun bir türevi olma sürecine giriyorlar. Bu arada endüstri devriminin yarattığı dev işçi sınıfları kısa zamanda kendilerine ait üniformalar (kot, kasket, düşük kalite pamuk) edinmeye başlıyorlar. Yani genelde sanılanın aksine kapitalist ekonominin erken dönemde tekstil dünyasına çeşitlilik değil, tekdüzelik katmaya başladığı bile ileri sürülebilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Günümüzdeki Giysi Çeşitliliği
Peki günümüzdeki çeşitliliğe nasıl ulaşıyoruz? Amerikan tekstilinin büyük icadı "cotton gin", nam-ı diğer çırçır makinesi ile. Çırçır makinesinin dünya yakın tarihine etkisi çok büyük. En gelişmiş İngiliz makinelerinden kabaca 50 kat daha hızlı üretim yapan bu makine, büyük bir hammadde ihtiyacını, dolayısıyla pamuk plantasyonunda çalışacak milyonlarca köle ihtiyacını, dolayısıyla Amerikan siyasetindeki çok büyük siyah-beyaz kavgasını ve dolayısıyla Amerikan İç Savaşı'nı, sonunda Amerikan sanayisini dünyada yarışılamaz kılacak bir sonucu doğuruyor. Özellikle 20. yüzyıl başındaki Avrupalı mühendis ve teknisyenlerin Amerika'ya büyük göçü bu teknolojiyi mükemmelleştiriyor ve ABD dünya tekstil üretiminin lideri duruma geliyor. Böylece tekstil üretim bolluğu İngiliz tipi giyimin adeta sınırlarını zorlayıp sonunda tamamen çatlatıyor. Amerikalılar yerel taleplere göre kumaşlar üretip ihraç etmeye başlıyorlar. Üretim bolluğu, tekstilin tekelleşmesine galip geliyor.
Sonrasını da İkinci Dünya Savaşı'nı takiben yine ABD'den başlayıp dünyayı saran bireysel özgünlük anlayışı ve üniforma kültürünün giderek zayıflaması tamamladı. Bu arada elbette ABD'nin ya uzantısı ya rakibi olarak gelişen Güney Kore, Türkiye, Tayvan, Çin, Vietnam ve Yeşil Devrim sonrası Hindistan da bugünkü tekstil bolluğunun diğer müsebbipleri olarak zaman içinde Amerikan tekstilini solladılar. 80'lerden itibaren bolluk çağı küresel ölçekte yerleştiğinden beri tekstil sektörünün yeni sınırı iş gücü maliyeti olmaya başladı, böylece Bizans devrinden beri batının elinde tuttuğu tekstil tekeli Doğu ve Güney Asya'nın ucuz iş gücü pazarlarına geçti. Dijital tekstil teknolojileri yüzyılının pazardaki kültürel sürükleyicisi olan "moda" ise gerileyen Amerikan tekstil sektörünün kontrolünde kalmaya devam ediyor, medya yoluyla milyarlarca insana ulaşıyor ve tıpkı iki bin yıl önce Roma toplumunun yasalarının yaptığı gibi kitleleri bir şeyleri giymeye, başka şeyleri de giymemeye ve her gün bizleri kendi imajlarımızı yaratmaya teşvik ediyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 3
- 3
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- August Racinet. (2015). The Complete Costume History. ISBN: 9783836571289. Yayınevi: Taschen.
- Ann Rosalind Jones, Margaret F. Rosenthal, et al. (2008). The Clothing Of The Renaissance World: Europe - Asia - Africa - The Americas. ISBN: 0500514267. Yayınevi: Thames&Hudson.
- History of Clothing. Clothing In The Ancient World. (9 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 9 Aralık 2018. Alındığı Yer: History of Clothing | Arşiv Bağlantısı
- Philip Steele. (2000). Clothes And Crafts In Roman Times. ISBN: 0836827376. Yayınevi: Gareth Stevens Publishing.
- Ian Gilligan. (2008). Why And When: Prehistory Of Clothing. . | Arşiv Bağlantısı
- Ugo Gragnolati, Daniele Moschella, Emanuele Pugliese, et al. (2011). The Spinning Jenny And The Industrial Revolution: A Reapraisal. . | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:25:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7494
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.