Geleneksel Çin Tıbbının Doğruluğu Kanıtlanamıyor!
İnsanlar, özellikle toplumun "milli gururu" söz konusu olduğunda şüphecilerin haksız olduğunu göstermeyi severler. South China Morning Post gazetesi, 3 Kasım 2023'te "Bilim İnsanları, Modern Tıptan 3,000 Yıl Önce Ortaya Çıkan Geleneksel Çin Tıbbının, Proteinlerin Kompleks Ağı Üzerine Kurulu Olduğunu Buldular!" başlıklı bir yazı yayımlamıştı. Bu makale, geleneksel Çin tıbbının bilimsel literatürde "büyük ölçüde sahtebilim" ve "doğrulanmamış teoriler üzerine kurulu" olarak tanımlanması hakkındaki önemli editör görüşleri üzerinde duruyordu.
Semptomlar, Proteinler ve Bitkisel İlaçların Arasındaki Bağlantıyı Keşfetmek!
Öncelikle, belirtmek gerekir ki makale akupunktur, qugong ve hacamat gibi sıklıkla Geleneksel Çin Tıbbı çatısı altında bulunan diğer tedavi yöntemlerini dikkate almamaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmanın Geleneksel Çin Tıbbının tamamını doğruladığını iddia etmek anlamsızdır.
Makalenin yazarları, herhangi bir bitkiyi klinik deneyde ya da laboratuvarda test etmedi. Çalışmalarını, bilgisayarlar üzerinden yürüttüler ve bu çalışmalar doğrultusunda bir harita çıkardılar. Belirtilerin, genlerin ve onlara karşılık gelen proteinlerin, ek olarak da Geleneksel Çin Tıbbında kullanılan bitkilerin uzun bir listesini yaptılar. Bilim insanları, belirti ve bitkisel özlü ilaçların arasında ilgili hastalığı tedavi edebilecek güvenilir bir bağlantı olup olmadığını ve bu bağlantının proteinler aracılığıyla bulunup bulunamayacağını bilmek istediler.
Kurdukları mantık şöyleydi: Belirli genlerin aktifleşmesi ile ateş yükselmesi gibi semptomlar ortaya çıkar ve bu genler ateşin yükselmesine neden olan proteinleri üretir. Eğer ki ateşi olan hastaya verilen bitki özlü ilaçlardaki kimyasalların ateşle doğrudan ilişkili proteinlerle bir bağlantısı bulunabilirse, işte o zaman Geleneksel Çin Tıbbının az çok bir doğruluk payı olabilir. Yani kullanılan ilaçlar, binlerce yıl önce bu bitkisel özleri kullanmaya başlayanlar için bilinmeyen bazı bilimsel nedenler dolayısıyla etkili olmuş ve kullanımları yaygınlaşmış olabilir.
Dahası, böyle bir araştırmada oldukça büyük veri kümeleri ile karşı karşıya kalınır ve ilk bakışta oldukça zor görünse de çeşitli yöntemler aracılığıyla aralarındaki bağlantıları belirlemek göründüğü kadar zor değildir.
Elbette belirli semptomların belirli genlerle ilişkili bazı proteinlerle bağlantısı olabilse de bu ilişki birebir olmayabilir. Örneğin makalede paylaşılan ek veriye göre ateşin 100'den fazla farklı gen ile bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada ise bilim insanları, ilk olarak en az 20 proteinle ilişkili olan 174 tane belirtiye odaklandı; fakat bu belirtilerden sadece 108 tanesinin proteinler ile şans ile açıklanamayacak oranda ilişkili olduğu ortaya çıktı.
Bitkiler ve etkiledikleri düşünülen proteinlere gelince, tek bir bitkideki potansiyel tedavi edici kimyasalların sayısı nedeniyle durum biraz daha karmaşık hale geliyor. Ortalamada, araştırmacıların baktıkları her bir bitki potansiyel olarak 62 tane (artı ya da eksi 62 tane olduğu ön görülmekte olup, bu sayının bitkiden bitkiye değişkenlik gösterebileceği tahmin edilmektedir) tedavi edici kimyasal içerdiği tespit edildi.
Her bir kimyasal ise ortalamada 70 tane hedef protein içermekteydi, ki bu sayı da çok fazla değişkenlik gösterebilirdi. Havayolu dergilerinde bulunan, tüm havayolu güzergahlarını ve Londra'dan Washington D.C.'ye kadar uzanan hatlarla birlikte havaalanının dünya genelindeki havaalanlarıyla olan bağlantılarını gösteren haritaları görmüşsünüzdür. İşte bizim şu anda konuşuyor olduğumuz harita tipi de bu tarz karmaşık bir harita tipidir.
Makalenin yazarları, böyle bir bağlantı analizi yöntemi kullanarak ortalama bazı belirtilerin spesifik proteinlerin ve bir bitkinin diğer kısımlara göre birbirine daha yakın bir bağlantı oluşturduğunu bildirdiler. Sonrasında, buldukları bulguyu gerçek hasta verileri kullanarak doğrulamaya çalıştılar. Wuhan ve Çin'de karaciğer sirozu teşhisiyle hastaneye kaldırılan yaklaşık 2,000 kişilik bir hasta grubunu incelediler. Doktorlar, ilaçların işe yarayıp yaramadığına karar vermek zorundalardı ve bunu da spesifik bir bitkisel özlü ilacı hastalara vererek ilacın hastaları ne kadar sürede iyileştirdiğini ve aynı belirtilere sahip diğer hastalara verilen farklı ilaçların kişiyi ne kadar sürede iyileştirdiğini karşılaştırarak yaptılar.
Hastaların üzerlerinde yaklaşık 16-18 tane farklı ilaç kombinasyonu denendi. İlaçların etkileri bu şekilde analiz edildiğinde yaklaşık %10'dan daha az bir bitki-ilaç eşleşmesi istatistiksel olarak anlamlıydı. Bu eşleşmeler içinden çalışmada kullanılan örneklerin oranının ne kadar küçük olduğu hesaba katıldığında ise durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Tüm bunlara rağmen, makalenin yazarları geleneksel Çin tıbbının bilimsel temellerinin bulunduğunu yazdı.
Özetle, bu makaleyle ilgili çok fazla kısıtlama vardı ve yazarlar bu kısıtlamalar hususunda bu makalenin önceden basılmış olan bir örneğinde daha net davranmışlardı. Ayrıca hangi belirtinin hangi proteinle ilişkili olduğu ve hangi proteinlerin hangi bitki özlü ilacının alınmasından etkilendiği ile ilgili karmaşık bir veri setinde çalışılıyordu.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dahası karaciğer sirozuna sahip olan hastalar, hasta popülasyonunu temsil etmek için uygun değildi, üstelik hiçbir hasta yanlış veya plasebo olması beklenen bir bitki tedavisi almamıştı. Tüm hastalar, kullandıkları takdirde semptomlarını tedavi edeceğini düşündüğü bitkileri kullandı. Ancak çoğu vakada bitkiler bir işe yaramamış gibiydi.
Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki yalnızca genler ve onların kodladıkları proteinlere bakarak tedavi edilen kişilerin tedaviye nasıl bir yanıt vereceğini öngörmek göründüğü kadar kolay değil. Evet, klinik olarak doğruluğu kanıtlanabilecek kadar güçlü olan deneyler var; ancak bunlara ek olarak literatürde bir o kadar da başarısız deney örneği mevcut. Bu deneylerin kolay lokma olmadığı çok belli.
Bu spesifik ve teorik makaleyi bir kenara bırakırsak bulunan bulguları, Geleneksel Çin Tıbbı hakkında zaten sahip olduğumuz bilgiler çerçevesinde bir bağlama oturtabiliriz. Çünkü bu teorik makale, elde edilen son sonuçların mantıklı olup olmadığını veya büyük ve eksik veri kümelerinin etkileşiminin yarattığı bazı hatalar olup olmadığını anlamamıza yardımcı olabilir.
Mantıksızlık Problemi
Geleneksel Çin Tıbbı, isminin ima ettiğinin aksine o kadar da eski değildir. Geleneksel Çin Tıbbı, Mao Zedong'un öncülük ettiği modern bir "yeniden keşiftir". Mao'nun döneminde Çin'de sağlık hizmetine erişim hiç kolay değildi ve bu yüzden Mao, Çin'e binlerce yıl içinde yayılan eski tedavi yöntemlerini canlandırmaya ve uygulamaya, ek olarak büyük şehirlerin dışındaki yerleşim yerlerinde sağlık hizmeti sunabilmek adına gezgin doktorları (İng: "barefoot doctors") eğitmeye karar verdi. Bunun işe yarayacağına pek fazla inanmasa da önayak olmanın önemli bir adım olduğunu düşünüyordu.
Böylece Geleneksel Çin Tıbbı kavramları modern biyoloji anlayışıyla ve çoğunlukla batıl inançların sonucu olarak ortaya çıkan kavramlar ile aynı kefeye koyulmadı. Modern tıp ile Geleneksel Çin Tıbbının arasındaki önemli bir fark ise Geleneksel Çin Tıbbının hastalıklarla değil, semptomlarla ilgilenmesiydi. Makalenin yazarları bu konuda şöyle söylüyor:
Geleneksel Çin Tıbbı ile modern biyomedikal tıp ile bağlantı kurmak Geleneksel Çin Tıbbındaki 'hastalık' kavramının yokluğu nedeniyle epey zorlayıcı.
Bu halde alternatif tıp yanlılarının, modern tedavi yöntemlerinin hastalığa neden olan sebeplerden ziyade belirtileri iyileştirdiği yönünde iftira atması ironik bir durum. Aslen Geleneksel Çin Tıbbında hastalığa sebep olan koşullar yerine belirtilere odaklanılır ve bunun nedeni bedenin herhangi bir sorununa, hiçbir kanıtı bulunmayan qi akışının yani Türkçesiyle "hayat enerjisinin" tıkanmasının yol açtığına inanılmasıdır.
Bitki özlü ilaçların tedavi olarak verilmesi Geleneksel Çin Tıbbının bir diğer sorunudur. Bitki özlü ilaçların içerdiği ne olduğu bilinmeyen kimyasallar, nerede ve ne zaman yetiştiğine göre farklılıklar göstermektedir. Yerel bir eczaneden asetilsalisilik asit veya Aspirin satın almak size etken maddenin sabit dozunu aldığınızı garanti eder; oysa bir söğüt ağacı kabuğunun özünün infüzyonunu yudumlarken bilinmeyen dozda salicin ve birçok diğer kimyasalı vücudunuza alırsınız. Bir hastaya 16-18 tane bitki özlü ilaç verdiğiniz zaman, mutfak lavabosundan bulaşabilecek olan kimyasalları hesaba katmayı da ihmal etmeyin!
Çin geleneklerine ilişkin Çin araştırmalarının şüpheli güvenilirliği ile kesin olarak mücadele etmeliyiz. Klinik çalışmaların yaygın veri üretimi birkaç yıl önce Çin'in gıda kodeksi tarafından ortaya çıkarıldı ve Çin'de yapılan neredeyse tüm akupunktur denemeleri olumlu sonuçlar bildiriyordu. Oysa bu sonuçlar başka yerlerde yapılan klinik çalışmalarla ve biyomedikal sonuçlarla çelişiyor!
Dolayısıyla Geleneksel Çin Tıbbının inandırıcılığı adına aşması gereken büyük bir engel var. Direkt olarak bitkisel tedavileri incelemek yerine Büyük Veri bağlantılarına yönelik yapılan bir çalışma ise Geleneksel Çin Tıbbının geçerliliğini kanıtlayabilecek düzeyde olamaz.
Geleneksel Çin Tıbbı savunucuları hızlı bir şekilde Nobel Ödülü kazanan ve sıtma tedavisinin ilacı olarak bilinen artemisinin ilacını Geleneksel Çin Tıbbının bir ürünü olarak öne sürecektir. Fakat eczacı Scott Gavura, Nobel Ödülünün verildiği sırada Science-Based Medicine dergisinde artemisinin ilacını "modern bilimin incisi" olarak tanıtmıştı. Evet, eski bir Çin elyazması kitapta çayın artemisinin içeren bir bitki ile soğul bir şekilde demlenmesinin ateşi tedavi etmek için uygun olduğu öneriliyordu; ancak artemisinin kimyasalının etkisinin çok hızlı bir şekilde kaybolması, hastalığın nüksetmesine sebep olacaktı.
Novartis, bir artemisinin türevi olan artemether ve lumefentrineyi sıtma hastalığı için faydalı olan ilaçların içine karıştıran bir eczacılık şirketiydi ve ürettikleri haplar, tüm bitkisel özlü ilaçların kimyasal karmaşasının aksine tutarlı ve üzerinde iyi çalışılmış bir molekül içerdiği için faydalıydı.
Belirtiler, proteinler ve Çin'in bitkisel ilaçlarının arasındaki bağlantıyı çizen yazarlar, elde ettikleri modelin Geleneksel Çin Tıbbında kullanılan hangi bitkisel ilaçların umut verici yanlara sahip olduğunu gösterecek olmasından dolayı mutluydular. Bilim insanları, bazı bitkisel ilaçların içerdiği kimyasalların spesifik bir semptoma yol açan proteinle etkileşime girmesiyle bilindiğini iddia ediyordu, fakat bu bitki-semptom ilişkisi Geleneksel Çin Tıbbı uygulayıcıları tarafından şu ana kadar göz ardı edilmişti.
Bilim insanları, halk arasında Fang Ji olarak bilinen Aristolochia fangchi gibi bilgisayar çalışmalarına göre karın şişliğini tedavi edebilecek düzeyde birçok örnek de sundular. Ancak belirtmek gerekir ki bu bitki 90'lı yıllarda Belçika'da zayıflama diyetinin bir parçası olarak listelenen bitkisel ilaçlar yerine kullanılmış ve ölümcül böbrek yetmezliği salgınına sebep olmuştu! Bu gibi bilgiler, kimyasal etkileşimler haritasının size söylemeyeceği şeyler; ancak deneyimlerimizden yaptığımız çıkarımları da unutmamalıyız.
Son olarak, yakın zamanda baştan sona yeniden kurulan Geleneksel Çin Tıbbını reddetmek, bitkilere sırt çevirdiğimiz anlamına gelmez. Etkili ilaçlar halen bitkilerden üretilmektedir. Ancak bitkiler sadece sürecin başlangıcıdır, sonucu değil.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: McGill | Arşiv Bağlantısı
- J. Jarry. No, Traditional Chinese Medicine Has Not Been Vindicated By Science. Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Office for Science and Society | Arşiv Bağlantısı
- J. Jarry. The World Health Organization Has A Pseudoscience Problem. (28 Nisan 2024). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: McGill | Arşiv Bağlantısı
- J. Schwarez. Forget The Willow Bark Extract — Go For Aspirin. (22 Eylül 2022). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: McGill | Arşiv Bağlantısı
- S. Gavura. No, The Nobel Prize Does Not Validate Naturopathy Or Herbalism. (15 Ekim 2015). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Science-Based Medicine | Arşiv Bağlantısı
- X. Gan, et al. (2023). Network Medicine Framework Reveals Generic Herb-Symptom Effectiveness Of Traditional Chinese Medicine. Science Advances. doi: 10.1126/sciadv.adh0215. | Arşiv Bağlantısı
- M. Vanhealen. (1994). Identification Of Aristolochic Acid In Chinese Herbs. The Lancet. doi: 10.1016/S0140-6736(94)90964-4. | Arşiv Bağlantısı
- V. Bela. Scientists Find Traditional Chinese Medicine Is Based On A Complex Network Of Proteins – 3,000 Years Before Modern Science. (3 Kasım 2023). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: South China Morning Post | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:06:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17639
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in McGill. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.