Filler Resim Çizebilir Mi?
Fillerin sanatçı oldukları doğru mu? Çiçeklerin, ağaçların ve hatta diğer fillerin resimlerini gerçekten yapabilirler mi? Filler, resim gibi görüntüler yaratabilen Dünya’daki, insan haricinde, tek hayvan mı?
Geçen yaz, arkadaşım bilim insanı Richard Dawkins İnternet üzerinden yayınlanan, Tayland’da çekilmiş bir video klibe bakmamı istedi; klipte Hong adındaki genç dişi bir fil, hortumunda çiçek tutarak yürüyen bir fil resmi çiziyordu. Arkadaşım, bunun sahte olup olmadığı hakkındaki fikrimi soruyordu. İnternet değişik şekillerde sahte videolarla dolu olarak bilinir, ama bu gerçek gibi görünüyordu. Fil, hortumunun ucuna takılmış boya fırçasıyla büyük beyaz bir kartona çizgiler çizmeye başlayınca gözlerime inanamadım.
Hayvanın hortumuna kimse dokunmadığı hâlde yavaş yavaş bir görüntü ortaya çıkıyordu. Hem de bir insan sanatçıyı utandırmayacak kadar hoş bir görüntü. Zaman zaman mahut, yani fil bakıcısı, boyası bitmiş fırçayı alıp yerine yeni bir fırça koyuyordu, fakat görünürdeki tek insan müdahalesi buydu.
Gördüklerim beni hem şaşırttı hem de hayran bıraktı ve bu konuyu daha çok araştırmam gerektiğine karar verdim. 1950’lerde ben de şempanzelerin sanatsal becerileri ile ilgili ciddi bir çalışma yapmıştım, fakat onlar hiç böyle başarılı bir performans sergileyememişlerdi.
Congo adındaki favori şempanzem, çok beğenilen çizgi desenleri oluşturup sonra resimden resme onları değiştirerek dikkate değer bir yetenek göstermişti. Fakat yaptığı bütün resimler soyut kompozisyonlardı. Hiçbir zaman bir şeye benzetilebilecek resimsel bir görüntü yaratmayı başaramamıştı. Çizgilerinin yerleşimini hiç etkilemediğim ve her noktasını nereye koyacağına hep kendi karar verdiği için yaratıcı bir yeteneği vardı. Congo, desenindeki dengeyi kendisi kurdu ve uzun bir zaman süreci sonunda desenlerini daha da karmaşıklaştırdı, bu da bize beyninde sanatsal yaratıcılığın ilk filizlerini taşıdığını gösteriyordu. İlkel olabilirdi; fakat vardı. Sanatın doğuşu anlamına gelebilecek bir şeye tanıklık ediyordum. Eğer filler gerçekten çiçek ve ağaç çizebiliyorlardıysa o zaman onlar tabii ki başka bir kulvardaydı.
Fakat bunda bir bityeniğinin olduğuna dair içimde kötü bir his vardı, bu yüzden bu yıl Tayland’dayken gerçeği araştırmaya karar verdim. Hong’un kuzeydeki bir fil koruma merkezinde yaşadığını biliyordum, fakat burada kalacağım kısa zamanda oraya gitmek için zaman bulamayacaktım.
Ancak araştırmalar, şimdi Tayland’da resim yapılan en az altı fil merkezi olduğunu ortaya çıkardı. Nong Nooch’taki bir merkez, kısa bir ziyaret için yeterince yakındı. Bu merkezler, 20 yıl önce Tayland’da fillerin tomruk taşıması yasaklandığında evcil fillerin tümünün birdenbire işsiz kalması nedeniyle oluşturuldu. Gelecekleri iç açıcı görünmüyordu, onları vahşi doğaya geri gönderme umudu da yoktu. Sonra birinin aklına, küçük bir ücret karşılığında hayvanların ziyaretçilere gösterilebileceği fil sığınakları kurma fikri geldi. Sonra da sahnelenen performanslar ve, yaklaşık sekiz yıl önce de, resim seansları ortaya çıktı.
Ziyaret ettiğim merkez, Nong Nooch Tropik Bahçesi, hızla gelişen sahil tatil yeri Pattaya’dan on dört kilometre uzaklıktaki büyük bir rekreasyon parkı. Burası, egzotik tropik bahçeler ve orkide üretim çiftliklerine ek olarak Tayland (Thai) boksu ve çok zarif yerel folklor gösterilerinin yapıldığı etkileyici tiyatrosuyla övünür. Tiyatronun yanında, günlük fil gösterilerinin yapıldığı büyük kare bir meydan var. Bu gösteriler eski moda sirk numaralarını çok andıran bir hâle dönüşmüştür, fakat iki önemli yönde onlardan ayrılır.
Birincisi her hayvanın, bütün hayatını o file adamış kendi özel bakıcısının olmasıdır. İkincisi de gösterinin büyük bir çoğunluğunun, izleyenleri, sanki filler fazlaca gelişmiş palyaçolarmış gibi, onlara güldürmektense bu hayvanların becerilerine hayret etmelerini sağlayacak şekilde tasarlanmış olmasıdır. Fil gösterisinin bir parçası olarak, üç genç dişi filin bitki resimleri yapmasını seyretme ve tam olarak nasıl yapıldığını kendi gözlerimle görme fırsatım oldu.
Fil Resimleri Hakkındaki Gerçekler
Peki, bu sevimli memeliler gerçekten sanatçı mı? Cevap, politikacıların kullanmayı çok sevdikleri gibi, evet ve hayır.
Tam anlamıyla nasıl olduğunu anlatayım. Resim seansı üç ağır tekerlekli şövalenin yerlerine getirilmesiyle başlıyor. Her şövalede kalın bir tahta çerçeveye sabitlenmiş büyük bir beyaz karton (75 cm x 50 cm) var. Her fil, mahutu tarafından şövalesinin karşısına getiriliyor ve hortumuna boyalı bir fırça takılıyor. Adam sonra hayvanın boynunun bir tarafında duruyor ve fırça, kartonun üzerinde çizgiler oluşturmaya başlarken o da dikkatle izliyor. Sonra boyası biten fırça alınıp yeni bir fırça yerine konuluyor ve resim bitene kadar boyama işlemi devam ediyor. Ondan sonra da fil izleyenlere dönüp başını öne iyice eğerek onları selamlıyor ve muzla ödüllendiriliyor. Sonra resimler çerçevelerinden çıkarılıp satışa sunuluyor. Biraz önce tanık oldukları olaydan hayretler içinde kalmış insanlar resimleri çabucak kapışıyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İzleyenlerin çoğuna göre, gördükleri şey mucizeyle neredeyse eşdeğer. Eğer filler bu şekilde çiçek ve ağaç resmi yapabiliyorlarsa zekâları neredeyse insanınkine denk olmalı. İzleyicinin gözden kaçırdığı şey, hayvanlar işlerini yaparken mahutların hareketleridir. Seyredenler hayvanları izlerken mahutların hareketlerini gözden kaçırırlar. Gözlerinizi çizgi ve noktaları oluşturan fırçadan uzaklaştırmak zor olduğundan bu gözden kaçırma anlayışla karşılanabilir. Ancak bunu başarırsanız her fırça darbesinde mahutun, filinin kulağını çektiğini göreceksiniz.
Mahut, hayvanın dik bir çizgi çizmesi için kulağını yukarı aşağı, yatay çizgi için yana doğru çeker. Nokta ve küçük dokunuşları yaptırmak için de kulağı ileri, yani kanvasa doğru çeker. Dolayısıyla, ne yazık ki, filin yaptığı resim kendisinin değil, mahutun tasarımıdır. Ortada file ait bir buluş veya yaratıcılık yoktur, sadece köle gibi bir kopyalama vardır.
Gösteri bittikten sonra biraz daha incelersek her bir sözde-sanatçı hayvanın defalarca, her gün, her hafta, hep tamamıyla aynı resmi yaptığı ortaya çıkar. Mook hep bir demet çiçek, Christmas hep bir ağaç, Pimtong da bir sarmaşık resmi çizer. Her fil, efendisi tarafından yönlendirilerek belli bir rutin uyarınca çalışır.
Dolayısıyla kaçınılmaz sonuç, fillerin sanatçı olmadıkları yönündedir. Şempanzelerin aksine filler yeni desenler keşfetmezler veya kendi kendilerine çalışmalarının tasarımlarını değiştirmezler. Üstünkörü bakıldığında daha ileri bir seviyedelermiş gibi görünürler, ancak bunlar hep bir numaradan ibarettir.
Bu Durumda Filler Zeki Değil Mi?
Yine de bunun şaşırtıcı zekilikte bir numara olduğunu da söylemek gerekli. Hayvanın hortumuna hiç insan eli değmez. Filin beyni, kulağında hissettiği ufak itiş çekişleri göze hoş gelen çizgi ve lekelere dönüştürmek durumundadır. Ayrıca fil, bu işaretleri beyaz yüzey üzerine büyük bir doğrulukla yerleştirmelidir. Bu da hatırı sayılır bir zekâ ve gerçekten olağanüstü bir kas hassasiyeti gerektirir. Yani hepsi bir aldatmaca değildir. Becerileri sanatsal yeteneklerine değil de kas kontrolüne dayalı olsa bile hâlâ bu hayvanların yaptığı resimlere hayretle bakabiliriz.
Belki bir gün fillerin resim yapmasına daha bilimsel bir yaklaşım uygulanabilir ve böylece bu hayvanlardan birinin kendisini anlık olarak ifade etmesi ve belki kendi tasarımıyla yeni resimler yapmaya başlaması ve resminde istediği değişiklikleri yapması sağlanabilir. Bu gerçekleşirse bir fil resim galerisi açmayı ciddi olarak düşünmek zorunda kalabiliriz.
Fillerin Başka Yetenekleri
Nong Nooch’taki fillerden sadece üçü resim yapabiliyorken diğer 16 tanesi başka dikkat çekici beceriler sergiliyorlar. Sadece bir örnek vermek gerekirse, içlerinden ikisi şaha kalkıp nefes kesici bir doğrulukla büyükçe bir dart atıyor. Dart hortumun ucuna yerleştiriliyor, sonra fil, başını geriye doğru kaldırıp yavaş ve dikkatlice nişan alıyor ve dartı balonlarla kaplı, uzaktaki bir okçuluk hedefine savuruyor. Hedef yaklaşık 18 m (60 ft) uzaklıkta ve izlediğim fil ilk atışında tam ortadaki balonu patlattı. Vahşi doğada hiçbir filin böyle bir hortum hareketini bu kadar doğrulukla yapması gerekmez, yani burada bu devasa memelilerin etkileyici öğrenme kabiliyetine tanık olunuyor.
Her ne kadar fillerin taklit ettiği dart oyunu insanlara özgü bir faaliyetse de onların bunu yapmasında hiçbir küçültücü şey yok. Bu gösteri, filleri palyaçolar gibi göstermiyor; daha çok kas mükemmelliklerini ve uyum sağlama özelliklerini ortaya koyuyor. Maalesef Nooch fil gösterisindeki bütün performanslar fillere saygımızı artıracak türden değil. Örneğin üç tekerlekli bisiklet süren fil becerikli olabilir, ama gülünç görünüyor. Hayvan muhteşem görüneceğine aptalca görünüyor. Tayland fil gösterilerinin düzenleyicileri, gösteri hayvanlarına yönelik, son zamanlarda batı dünyasında hızla yayılan tavır değişikliğini yakalayamamış görünüyorlar.
Bir Hayvanbilimcinin Fillerle İmtihanı
Bir hayvanbilimci olarak, sadece bu devasa memelilerin kooperatif doğasının istismarı anlamına gelen böyle komik hareketlerden üzüntü duyduğumu söylemeliyim. İsteseler mahutlarını tek bir vuruşla kolayca öldürebilecek olan filler, bir nedenle izleyicilerini eğlendirmekten ve onlarla işbirliği yapmaktan hoşnut görünüyorlar. Hayvanları küçük düşüren bayağı sirk hareketleri ile onlara hayranlığımızı artıracak ciddi bir beceri ve zekâ gösterisi arasındaki ince çizgiye bundan sonra duyarlı olmak, bu gösterilerin düzenleyicilerinin sorumluluğundadır.
Biraz yaratıcılıkla, bu olağanüstü hayvanlara duyduğumuz yüksek takdiri artıracak bir fil gösterisi sunmak mümkündür. Bahsettiğim gibi, fil davranışlarının en dikkat çekici taraflarından biri, onların çok yardımsever olmalarıdır. Ve kooperasyon düzeylerine aşırı derecede minnettarım.
Nong Nooch fil gösterisini düzenleyenler, özel bir inceleme yapmak için orada olduğumu anladılar ve gösterinin finaline katılmak isteyip istemediğimi sordular. Geri çevirdim, fakat hiçbir şey yapmak zorunda olmadığımı, sadece yere uzanıp fillerden birine masaj yaptıracağımı söyleyerek ısrar ettiler.
Aklımdan, “Kabul edersem, işte sana bir test, aptalca görünecek biri varsa fil değil, o sensin.” diye geçti. Ayrıca izleyiciye dev hayvanın ne kadar kontrollü ve hassas olabileceğini göstermekte yardımcı olacaktım. Bununla birlikte fil ayağıyla yapılmış kötü bir masaj, kendimi bir Tayland hastanesinin yoğun bakımında bulmama neden olabilirdi.
Böyle durumlarda yurtdışındaki bir İngiliz korkak gibi görünmekten nefret eder, bu nedenle meydanın ortasına alınmaya razı oldum ve bir hasır parçasının üzerine uzanmam söylendi. Giysilerimi korumak için üzerime kocaman bir örtü örtüldü, en büyük fillerden birinin, yemin ederim, gözleri parlayarak bana doğru yaklaştığını gözümün ucuyla gördüm. Fil, önce hortumuyla sonra da ön ayaklarından biriyle masajımı yapmaya başladı.
Hastanelerin üstü kapalı olarak kullandıkları “belli bir miktar rahatsızlık” hissettim, çünkü, sağolsun, fil ne kadar yumuşak davranırsa davransın izleyiciyi eğlendirmek için mahutu tarafından masajı abartmaya teşvik ediliyordu. Tam bu noktada sirk kahkahalarını artırmak için masajın abartılması ile ayağının altındaki koca İngiliz’i ezmekten kendini alıkoyan filin gerçek kapasitesinin bilimsel olarak sergilenmesi arasındaki ince ayrımın güçlü bir şekilde farkına vardım. Yeniden böyle bir gösteriye katılmadan önce bu Tayland fil gösterilerinin daha bilimsel olarak kontrol edilen gösteriler hâline evrimleşmesini umutla bekleyeceğim sanırım.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Daily Mail | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:17:14 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2093
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Daily Mail. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.