Felsefe, Günümüzde Bilime Katkı Sağlıyor Mu?
Geride bıraktığımız birkaç senede birçok üst düzey bilim insanı mikrofonları ellerine alarak filozofinin değerini küçümsemeye çalışmışlardır. Stephen Hawking, Lawrence Krauss, Neil deGrasse Tyson bunlardan sadece birkaçıdır. Dengeyi biraz sağlamak adına, filozof ve fizikçi Wayne Myrvold bazı fizikçilerden, filozofların onlara nasıl faydalı olduğunu anlatmalarını istemiştir. Onlardan birisi de Sean Carroll'dır. Bu yazı, Dr. Carroll'ın felsefenin modern zamanlarda işlevini yitirdiğini düşünen bilim insanlarına cevabıdır.
Kabaca baktığımızda, fizikçilerin felsefeye karşı 3 farklı tembel eleştiri getirdiğini görürüz. Bunlardan birisi tamamen budalacadır, birisi can sıkıcı derece rahatsız edicidir, diğeri ise fazlasıyla üzücüdür.
1. "Felsefe evreni saf düşünce ile anlamaya çalışır; herhangi bir deneysel veriye dayanmaz."
Bu, tamamen budalaca olan eleştiridir. Evet, birçok filozof gidip de veri toplamaz (her ne kadar bunun istisnaları olsa da). Ancak konuyu buradan alıp da, birden büyük bir sıçrama yaparak felsefenin elde edilen deneysel verileri görmezden geldiğini iddia etmek anlamsızdır. Bilim (veya sağduyulu gözlemlerimiz) ilginç ve önemli bir şeyi keşfettiğinde, filozoflar bunu mutlaka dikkate alacaktır. Bunun yanı sıra, tabii ki felsefe içerisinde kötü filozoflar da vardır. Bunlar, her sahada olabileceği gibi, felsefe alanında kötü uygulamaları olan insanlardır. Ancak gelin sizlerle felsefeyi başarıyla uygulayanlara odaklanalım, çünkü onlardan epey bir var!
Filozoflar gerçekten de çok fazla düşünürler. Bu kötü bir şey değildir. Bilimsel uygulamaların tamamı belli bir derecede "saf düşünce" içerir. Filozoflar, doğaları gereği temel sorularla daha fazla uğraşırlar. Onlar için en güncel bilimsel veriler, sıfırdan bir model inşa eden bir fenomenologa kıyasla daha önemsizdir. Ancak ne olursa olsun, fizik felsefesi ile fiziğin kendisi birbirinin devamıdır. Birçok iyi filozof, aslen fizikçi olarak eğitim almıştır; ancak kendilerinin ilgi duydukları sorular, üyesi oldukları bölümler tarafından değersiz bulunduğu için felsefeye geçiş yapmışlardır. Ancak o problemler ve sorular (örneğin gerçekliğin nihai mimarisinin doğası ve bunun derinlikleri gibi konular), aslında fizik problemlerinden ibarettir. Bu alanlarda herhangi bir ilerleme kaydetmek için ciddi miktarda düşünmeye ihtiyaç bulunmaktadır. Çeneyi kapatıp hesap makinesi kullanmak yeterli değildir.
2. "Felsefe, günümüzdeki bir fizikçi için tamamen gereksizdir."
İşte bu, can sıkıcı düzeyde rahatsızlık verici olandır. Çünkü... Hadi canım! Eğer sizin "ilginç veya önemli olma" kriteriniz özünde "işimde bana fayda sağlayan" şeylerden ibaret ise, entelektüel olarak oldukça fakir bir varlık sürdürüyorsunuz demektir. Hiç kimse, fiziğin çok büyük bir kısmının felsefeden tek bir girdi bile almaksızın harika bir şekilde işleyeceği gerçeğini görmezden gelemez (örneğin kimse, "Bu döngüsel integrali hesaplamamız gerekiyor; bize hemen bir filozof bulun!" demeyecektir). Ancak fizik; biyolojiden, tarihten ve edebiyattan da herhangi bir girdi almaz. Felsefe öz yapısı nedeniyle ilgi çekicidir; fiziğin her işten anlayan elemanı olduğu (ya da olması gerektiği) için değil. Bana kalırsa filozoflar bu konuda gereğinden birazcık fazla savunmacılar. Felsefenin fiziğe neden faydalı olduğunu açıklamaya çalışıp duruyorlar. Kimin umrunda?
Buna rağmen, bazı fizik soruları var ki felsefi girdiler gerçekten çok önemli. Bunlar, temel sorulardır. Örneğin Kuantum Ölçüm Problemi, Zamanın Oku, Olasılığın Doğası gibi sorular... Yine, fizikçilerin devasa bir kısmı bu problemlerle ilgilenmemektedir bile. Ancak bazılarımız bunlarla ilgileniyor! Ve açık olmak gerekirse, bu alanlarda çalışan fizikçiler, bu alanda çalışmalar yürüten filozoflarla birazcık daha fazla iletişim kuruyor olsalardı, yaptıkları çok basit birçok hatayı yapmazlardı.
3. "Filozoflar, gözlenebilir ve hesaplanabilir olana odaklanmak yerine, fazlasıyla derin olan meta-sorular ile çok fazla ilgileniyorlar!"
Nihayet, bu da üzücü olan eleştiri. Burada gördüğümüz, akademik/eğitimsel sistem içerisinde büyük ve hevesli hayallerin alınıp, ürüne dönüştürülmüş ve sayısal birimlerle kolayca ifade edilebilir biçime indirgenerek paramparça edilmesinin klasik bir örneğidir. Bu fikrin arkasında yatan şudur: belli bir dalga fonksiyonunu hesaplamak için yeni bir teknik geliştirmek, bu kişilere göre dalga fonksiyonlarının neden o şekilde olduğu ve gerçekliği anlamamızı nasıl sağladığını anlamaya çalışmaktan daha asil, heyecan verici ve desteklenmeye değer bir uğraştır. Sanıyorum ki kuantum mekaniği alanında çalışan fizikçilerin büyük bir kısmı, Kuantum Ölçüm Problemi'ni anlama çabalarımız konusunda ya ilgisizdir ya da açıkça saldırgan...
Bu, beni üzüyor. Diğer meslektaşlarımı bilmem, ancak ben çocukken bilime aşık falan olmadım. O sıralar birazcık daha verimli hesaplama teknikleriyle romantik bir ilişki yaşayacak halim yoktu. Beni yanlış anlamayın: daha etkili hesaplama yöntemleri keşfetmek fazlasıyla önemlidir ve bu alana katkı sağlayabileceğimi düşündüğüm zamanlar, bu konular üzerinde ben de araştırmalar yürütüyorum! Ancak olay o değil. Olay'a giden yoldaki basamaklardan birisi o...
Bana göre olay, doğanın nasıl çalıştığını anlamaktır. Bunun bir kısmı, hesaplamaların nasıl yapılacağını bilmekten geçer. Ancak bir diğer kısmı, tüm bunların ne anlama geldiğiyle ilgili derin sorular sormaktır. Beni bilime çeken şey budur. Bu görevin bir kısmı, bizlerin dünyaya dair sahip olduğu fiziksel resmin temellerini anlamaktan geçer. Bu sorgulama sürecine, bir şeyleri hesaplamanın ötesinde o konuların derinlerine dalmak da dahildir. Birçok fizikçinin, bilim felsefesinin bu araştırma macerasına nasıl katkı sağlayabileceğini görememesi utanç vericidir.
Evren, bizden çok daha büyüktür ve hayal edebileceğimizden çok daha tuhaftır.
Ve en azından ben, bu yapıyı anlama sürecinde bana yardım edebilecek her şeye açığım.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 33
- 12
- 8
- 6
- 5
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Preposterous Universe | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/12/2024 14:04:28 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3885
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Preposterous Universe. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.