Temel Araştırma: Bu Bilimsel Araştırma ve Sonuçları Ne İşimize Yarayacak Ki?
"Saçma Sapan" Yarasa, Börtü, Böcek Üzerine Yapılan Araştırmaların Faydası Ne? Neden Yapıyoruz?
Bilim insanlarının heyecanla araştırmalarını yayınladıklarında en sık duydukları şeylerden birisi, boş gözlerle bakan bir kişinin "İyi de bu ne işimize yarayacak?" sorusudur. Herhangi bir akademik bilim dergisini açıp okumaya başlayacak olursanız (ki bunu yapabiliyorsanız, muhtemelen bu soruyu sormazsınız), bu sorunun "uygun düşebileceği" birçok araştırma göreceksinizdir. Bilmem ne bitkisinin bilmem neresindeki yapraklarının şu açıyla evrimleştiği tespit edildi... Bilmem ne hayvanının bilmem ne canlısıyla yakın akrabalığı gösterildi... Bilmem ne kimyasalının bilmem ne kurbağasında dalağın ters dönmesine neden olduğu anlaşıldı... Bunun gibi, okuyana absürt gelebilecek yüzlerce araştırma. Ne işimize yarayacak ki?
Bu sorunun sorulma nedeni açıktır: Birçok insan, bilimin "pratik olarak kullanışlı" olmasını ister. Çünkü onlar için sadece ve sadece kendileri (veya en azından birileri) bilimden doğrudan faydalanıyorsa o araştırmalar (ve dolayısıyla o araştırmalara ayrılan paralar) faydalıdır. Aksi takdirde işe yaramaz keşifler ve buluşlar için paramızı harcıyoruz demektir! Öyle değil mi?
Değil.
Bu sorunun uygun düşeceğini düşünebileceğiniz araştırmalara bilimde "Temel Araştırma" adı verilir. Çoğu zaman konunun uzmanı olmayanların anlayabileceği bir amaç gütmez. Araştırmayı yapanlar, konuya hakim kişiler oldukları için bulgularının kendi sahaları için ne kadar önemli (veya nadiren de olsa, önemsiz) olduğunu bilirler. Fakat bu araştırmaların, insanlara her zaman doğrudan faydası yoktur. Hatta dediğimiz gibi, kimi zaman bilime bile doğrudan faydası yoktur. Ancak veri havuzuna aktarılır ve kullanılmayı bekler.
Bu; bilimin gerçek doğasını, yani meraka dayalı keşfi tetikleyen araştırma türüdür. Belli bir nedeni yoktur. Balıklara mı ilgi duyuyorsunuz? İstediğiniz bir özelliğini seçin ve araştırın. Çam yapraklarının içerisindeki bir madde ilginizi mi çekiyor? Bunu araştırmanın neden insanlığa faydalı olacağını izah etmek zorunda değilsiniz! Araştırın gitsin!
Şunu unutmamak gerekiyor: Bilimin var olma sebebi insanın doğayı ve Evren'i anlama merakıdır. Bilimin var olma sebebi, insanın doğada olan bitene fayda ve kâr biçmesi değildir. Evet, sonradan gelişen "uygulamalı bilim" sayesinde doğrudan pratik faydası olan ürünler ve keşifler de yapılabilmiştir; ancak temel bilim olmaksızın uygulamalı bilimden söz etmek mümkün değildir. Optiği anlamadan teleskop ve mikroskobu icat edemezsiniz. Biyokimyayı anlamadan hücre yaratamazsınız. Canlılar arasındaki ekolojik ilişkileri tespit etmeden evrimi algılayamazsınız. Temel bilim ve ana yöntemlerinden biri olan temel araştırmalar, tüm diğer bilimlerin "temelinde" yatan bilimsel araştırmalar bütünüdür.
Temel Araştırmaların Bilime Faydaları
Peki tüm bu "çılgın" araştırmaların bilime ve insanlığa herhangi bir etkisi ya da katkısı oldu mu?Kesinlikle! Hem de çok fazla.
Kaplumbağa Yumurtalarından Kanser Tedavisine...
15 Şubat 2017 tarihinde, Nature Research dergisinde Tran ve arkadaşları tarafından "İnsan Kanser İmmünoterapisi'nde 'Nihai Ortak Yolak': Rastgele Vücut Mutasyonlarını Hedeflemek" başlıklı bir makale yayınlandı. Bu muhteşem makalede, canlı dokularda yapılan genetik mühendislik yöntemleri sayesinde kanserin nasıl yenilebileceğine dair güncel ve gelecekte olabilecek mekanizmalar, harika bir dille anlatılıyor. Yani hedef, kanseri nihayetinde alt etmek ve bu, insanlık için müthiş olumlu sonuçları olacak bilimsel bir zafer olacaktır. Bu makale de, bu zafer yolunda atılan en önemli adımlardan birisi. Müthiş önemli!
Şimdi, bu makalenin hangi araştırmalar üzerine kurulduğunu takip edelim. Böylelikle böylesine "uygulamalı" bir araştırmanın, temel bilimler ve temel araştırmalar ile ilgisini kurmaya çalışacağız.
Tran tarafından yazılan makale, 2013 yılında Lawrence ve arkadaşları tarafından yayınlanan "Kanserde Mutasyona Dayalı Heterogeni ve Kanserle İlişkili Yeni Genlerin Aranışı" isimli bir diğer makaleyi kaynak olarak kullanmaktadır. Bu araştırma, insanlar ve diğer canlılarda kanser gelişimine sebep olabilecek veya sebep olduğu bilinen aday genlerin tespiti üzerinedir.
Lawrence tarafından yazılan bu makale, 2011 yılının en meşhur makalelerinden biri olan ve Hodgkinson ve Eyre-Walker tarafından kaleme alınan "Memeli Genomlarındaki Mutasyon Oranlarının Çeşitliliği" isimli bir makaleyi kaynak göstermektedir. Bu makale, başlığından da anlaşılacağı üzere, birden fazla memeli soy hattındaki genetik değişim miktar ve hızlarını kıyaslamakta ve aradaki farkları anlamaya çalışmaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
2011'de yayınlanan bu meşhur makale, 1999 yılında Bernardi tarafından yazılan "Eşhacimlilik (Isochores) ve Omurgalıların Evrimsel Genomiği" başlıklı bir makaleyi kaynak olarak kullanmaktadır. Bu makale öylesine başarılıdır ki, içeriğindeki tespitler ve çıkarımlar günümüzdeki genomik anlayışını halen şekillendirmeyi sürdürmektedir.
Ancak Bernardi gibi bir deha bile araştırmasını kendisinden önce gelen araştırmalar üzerine inşa etmek zorundadır. Öyle de yapmıştır. Bernardi, 1997 yılında yayınlanan ve Janke tarafından yazılan "Alligator mississippiensis (Mississippi Timsahı) Canlısının Mitokondriyal Genomunun Tamamı ve Archosauria Kuşları ile Krokodiller Arasındaki Yakın Zamandaki Ayrışma" başlıklı makaleyi kaynak olarak kullanmış, bu araştırmanın bulgularından faydalanmıştır. Fark edileceği gibi, an itibariyle insanlardan ve hatta kanser konusundan çıkmış bulunmaktayız. Bunu yaparken, genomik araştırmalarından geçtik ve buraya geldik. Ancak bitmedi:
Janke ve arkadaşları, eğer ki Dessauer ve Goodman'ın araştırmaları olmasaydı, söz konusu timsah genomiği araştırmalarını yürütemez, bu hayvanların evrimsel geçmişine ışık tutamazdı. Bu ikili ne yapmıştı? Timsahgil genetiğinin temellerini attılar! Yazdıkları "Alligator mississippiensis'e Ait cu-Crystallin A Dizilimleri ve Tupinambis teguixin Kertenkelesi: Moleküler Evrim ve Sürüngen Filogenetiği" başlıklı ve 1985 tarihli makale, bu alanı şekillendiren en önemli araştırmalardan birisidir. Ancak bu araştırma da, kendinden önceki bilimsel gelişmeler olmasaydı var olamazdı.
Bu makale, 1977 yılında, günümüzden neredeyse yarım asır önce yayınlanan ve Jolles ve arkadaşları tarafından yürütülen bir araştırmayı temel almaktadır. Araştırmalarının başlığı şudur: "Sürüngensi (Kaplumbağa) Yumurtalarındaki Lisozomların Yapısal Verileri".
Eminiz ki 1970 yılında yaşamış ve şu anda isimleri muhtemelen artık anılmayan birileri, bilim insanlarının tosbağa yumurtaları ile vakitlerini ve insanlığın parasını harcadıklarını düşünmüşlerdir. Hatta muhtemelen bunlardan bazıları açıktan açığa bilim insanlarının kaynaklarının kesilmesi gerektiğini savunmuş, bilimin "insanlığa fayda için" var olduğunu iddia etmiştir.
Ancak ABD hükümeti (dolayısıyla halkın vergileri) sayesinde yürütülen bu araştırma, kendisinden yarım asır kadar sonra gelecek bir araştırmanın temeli olmuştur. Ve bu araştırmanın bulguları üzerine inşa edilen bilim sayesinde, günümüzdeki en büyük düşmanımız olan kanseri alt edebilmeye biraz daha yakınız!
Genetik Bilimi, Temel Araştırmanın Bir Ürünü!
Temel araştırmaların çığır açabilen sonuçlarının en önemli örneklerinden birisi, bilimin gidişatını değiştirmiş büyük bilim insanı Gregor Mendel ve bezelye deneyleri... Bezelye... Belki önünüze konsa yüzüne bakmayacağınız bir bitki... Bugünkü araştırmalara "Ne işe yarayacak ki?" diye yaklaşan insanlar, Mendel'in araştırmalarına da "Kim bir bezelyenin şeklini araştırmak ister ki, bize ne bezelyelerden? Kareymiş, yuvarlakmış, buruşukmuş, düzmüş, hepsinin tadı aynı işte!" diyecektir.
Mendel de zaten yaptığının ne işe yarayacağını bilmiyordu. Sadece, özelliklerin gelecek nesle nasıl aktarılacağını bilemiyordu ve bezelyelerin üzerinde çalışması kolay bir bitki olduğunu fark etti. Yaptığı çalışma, (birçok sebeple) ses bile getirmedi. Ölümünden ancak 20 sene kadar sonra, çalışmalarının bugün genetik olarak bildiğimiz, tüm insanlık tarihini değiştiren bilimin temelleri olduğu fark edildi!
Bilgisayarların Temelindeki Transistörler!
Benzer bir diğer örnek, yine insanlığın gidişatını ve teknolojisini kökünden değiştiren transistörlerin keşfinde, Bell Laboratuvarları'nda yaşandı. Transistörler, bilerek ve hedeflenerek keşfedilmedi. Sadece veri havuzuna bilgi aktarmak için yapılan çalışmaların sonucunda, adeta bir "yan ürün" olarak icat edildi. Şu anda, "teknolojik" olarak isimlendirdiğiniz araçların neredeyse istisnasız her birini mümkün kılmış ve kılan şey, transistörlerdir.
Sonuç
Neredeyse bütün temel bilim araştırmalarının, bilimsel olarak ölçülebilir "domino etkisi" bulunmaktadır. Tamamen alakasız bir araştırma, yıllar sonra çığır açacak bir araştırmanın temelinde yatıyor olabilir.
İşte tam olarak bu nedenle, her neyi araştırıyor olursa olsun, bilimsel yöntemin izinden giden ve gerçeği açığa çıkarmayı görev bilen bilim insanlarını ne pahasına olursa olsun desteklemek zorundayız.
Hayatımız ve çocuklarımızın, torunlarımızın hayatı, bir gün onların araştırmalarına borçlu olabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 7
- 5
- 4
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- NSF. What Is Basic Research. (13 Haziran 1953). Alındığı Tarih: 13 Haziran 2019. Alındığı Yer: NSF | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:57:37 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5549
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.