Evrim İş Başında: Kertenkelelerde Yumurtlamadan Doğuma Evrim...
Bu haber 11 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Ekteki görsele dikkatlice bakacak olursanız sarı karınlı üç parmaklı dağ kertenkelesine ait embriyoları, vücudunun içerisinde ışık küreleri olarak görebilirsiniz. Avustralya kertenkelesi yavrularını yumurtalamadan canlı olarak doğuruyor. Bu evrim, bilim insanları tarafından iş başında yakalandı.
Yeni Güney Galler'in ılık kıyı şeritlerinde sarı-karınlı üç parmaklı kum kertenkelesi çoğaltmak için yumurta bırakır. Ancak iç kesimlerde kalan yüksek bölgelerde yaşayan aynı türler, soğuk dağlarda yavrularını yumurtlamaz, doğururlar.Bilinen sadece 2 modern sürüngen - başka bir dağ kertenkelesi türü ve bir Avrupa kertenkeleleri - iki tür üreme biçimini de kullanır.
Evrimsel kayıtlar gösteriyor ki sürüngenlere ait yüz kadar farklı nesil yumurtlamadan doğurmaya doğru bir evrimsel değişim yaşamıştır. Günümüzdeki tüm sürüngen ve kertenkelelerin sadece %20'si canlı yavrular doğuruyor (bir diğer deyişle, yumurtlamıyor). Örneğin, insandan da bildiğimiz gibi, Memeliler'in %99'undan fazlasında bu şekilde, canlı doğurma yoluyla yavrular hayata getiriliyorlar.
Doğu Tennessee Devlet Üniversitesi'nden biyolog ve yazar James Stewart, bu durumun sürüngenlerin uzun evrimsel geçmişlerinin çok küçük bir anını gösterdiğini söyledi. Sarı-göbekli üç parmaklı kum kertenkelesinde bulunan bu ikili davranış evrimi iş üzerinde gözlemlememiz için çok nadir oluşan fırsatlardan birini sunuyor. Stewart, konuyla ilgili şunları söylüyor:
Popülasyonların her birinde bu geçişin farklı evrelerini görmek mümkündür ve bu evreleri, farklı canlılar üzerinde çalışarak, bu geçişin evrimsel süreçte nasıl olduğunun tam bir tekrarını görebiliriz.
[Evrim Ağacı Eki: Yani araştırmacılar, farklı popülasyonlarda gözlenen, evrimin farklı basamaklarını bir yapboz parçası gibi bir araya getiriyorlar ve sürüngenlerden memelilerin evrimi sırasında, plasentanın ve daha genel anlamıyla doğurmanın, yumurtlama tipi yavrulamadan nasıl evrimleştiğini gözler önüne sürüyorlar. Evrimsel biyoloji sayesinde bildiğimiz üzere tüm memeliler, sürüngenlerden ayrılan bir daldan evrimleşmiştir. Dolayısıyla bir noktada, sürüngenlerde yaygın olarak görülen yumurtlamadan, memelilerde yaygın olarak görülen doğuma evrimsel bir geçiş olmalıdır. İşte dağ kertenkeleleri gibi sürüngenlerdeki bu doğuma doğru evrim ile ornitorenk gibi memelilerdeki yumurtlama tipi doğum, bu geçişe ait, halen atalarının özelliklerini taşıyan evrimsel ara basamakları canlı olarak görmemizi sağlamaktadır.
Bu evrimsel değişim, son derece hızlı gerçekleşiyor. Popülasyonlar, nesiller içerisinde bir doğum tipinden (yumurtlama ve canlı doğurma) diğerine doğru evrim geçirebiliyorlar. Bu değişim sırasında birçok başka değişim de beraberinde geliyor ve bu, türleşme hızını da arttırıyor. Dolayısıyla çevresel etkilerin altında oluşan evrimsel değişimler, yeni türlerin oluşumuna hız kazandırıyor.]
Yumurtadan Bebeğe Evrimde Anahtar Problem: Besin!
Sürüngenlerdeki bu evrimin bilinmeyen ilk noktası, yumurtadan yaşayan embriyoyu doğumdan önce nasıl beslediği ile ilgilidir.
Memelilerde oldukça özelleşmiş olan plasenta yapısı, rahim duvarına bağlanan yavrunun annesinden oksijen ile besini (özellikle de yapı maddelerini) alır ve atıkları geri yollar.
Yumurtlayan türlerdeyse embriyo besini, embriyonun gelişmesini sağlayan halk arasında "yumurta sarısı" olarak bilinen yağıltı (yolk) kısmından alır. Ama delikli kabuktan emilen kalsiyum da önemli bir besin kaynağıdır.
Bu arada bazı balık ve sürüngenler, bu iki stili karıştırarak kullanır. Anne yumurtaları üretir ve embriyonik gelişimin son aşamalarına kadar vücudunda tutarak onları korur. Sonrasında ise bu yumurtalar anne rahminde çatlar ve yavrular canlı olarak doğar.
Bu tip doğum yapan yavruların bulundukları yumurtaların duvarları o kadar incedir ki, yavrular dış ortamdan gelen oksijeni kullanarak nefes alabilirler. Doğum sırasındaysa artık bu yumurta kabuğu artık tamamen incelmiştir; yavru, sadece kabuk kalıntılarıyla sarılmış biçimde doğar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yıllardır sarı-göbekli üç parmaklı kum kertenkeleleri üzerinde çalışan Stewart ve arkadaşları, kertenkelenin rahminin yapısı ve kimyasındaki besin problemine yönelik ipuçları aramaya karar verdiler. Stewart, konuyla ilgili şunları söylüyor:
Şimdi görebiliyoruz ki rahim, embriyoyla birleşen kalsiyumu salgılıyor. Bu, temel olarak, bir sürüngende plasentanın evriminin ilk basamağının ta kendisi!
[Dolayısıyla, bu araştırmalar ve benzerleri sayesinde artık, memelilerin sürüngenlerden nasıl evrimleşmiş olabileceğine dair en önemli parçalardan birini tamamlamış bulunmaktayız.]
Şaşırtıcı Biçimde Kolay Evrimsel Geçiş
İki doğum stilinde de bazı evrimsel ödünleşmeler bulunuyor: Yumurta dışarıdan gelen tehditlere (kuş, yırtıcılar, aşırı hava koşulları vs.) karşı savunmasızdır; ancak rahimde oluşan bebekler de anneyi çok daha fazla yıpratır. Buna karşılık, rahimde tutulan ve sonrasında canlı olarak doğan yavrular da, zorlu koşullarda çok daha rahat hayatta kalabilirler.
Yumuşak iklimlerde yaşayan kum kertenkelelerinde, anneler kendi vücutlarını ve enerjilerini korumayı, kendilerini yıpratmamayı tercih ederler ve bu sebeple embriyonun son haftalarına doğru, daha az masraflı olan yumurtlarlar, böylece rahimlerinde yavru gelişmez. Ancak dağ ikliminde yaşayan anneler zıt olarak yumurtaları vücutlarında daha uzun süre tutar, yavrularını korur ve verimliliği artırırlar. Buna karşılık kendileri daha fazla yıpranırlar; ancak evrimsel açıdan avantajlı konuma geçerler. Son olarak Steve şunları ekliyor:
Genel olarak, en azından tarihsel açıdan bakacak olursak, sürüngenlerde yumurtlamadan doğurma tipine geçmek oldukça yaygındır, çünkü bu geçiş, evrimsel olarak göreceli bir kolaylığa sahiptir. Aslında bunun karmaşık olması gerektiğini düşünmeye meyilliyiz; ancak bu evrimsel değişim, sandığımızdan çok daha kolay olabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 19:18:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1105
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in National Geographic. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.