Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi!

Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi! Space
9 dakika
1,518
Tarihi Geçmiş Haber

Bu haber 9 ay öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Son zamanlarda yapılan bir çalışmada astronomlar, evrende çok zayıf bir uğultunun varlığını tespit ettiler. Bugün duyurulan keşif, uzay-zamandaki oldukça büyük dalgaların uzayı sürekli olarak sıkıştırdığını ve uzayın şeklini değiştirdiğini gösteriyor. Bu kütleçekim dalgaları, ilk olarak 2015 yılında Lazer İnterferometre Kütleçekim Dalgası Gözlemevi deneyinde toplanan ve karadelik çarpışmalarından gelen yankıların yakın akrabaları. Ancak deneyde toplanan dalgalar saniyede birkaç yüz kez titrerken, yeni keşfedilen kütleçekim dalgalarının tek bir tanesinin ışık hızında geçişi yıllar hatta on yıllar alabilir.

Bu yeni keşif, bize evreni inceleyebilmemiz için yeni bir pencere açıyor. Bu pencere, Güneş'in milyonlarca katı kütleye sahip kara deliklerin kozmik dönme hareketlerine dair fenomeni veya daha da ilginç ve hala ispatlanamamış olan "Gökyüzü Hayaletlerini" (İng: "Celestial Specter") anlamamızı sağlayabilir. Cenevre Üniversitesi ve CERN'de görev alan teorik fizikçi Chiara Caprini buluş hakkında şunları söylüyor:

Bu harika bir buluş! Evreni gözlemlemenin yeni bir dönemine girmiş bulunuyoruz.

Araştırmanın sonuçları; ABD, Avrupa, Avustralya ve Çin merkezli dört ekip tarafından on yıldan uzun bir süredir sürdürülen çalışmalara dayanıyor. 28 Haziran 2023'te gerçekleştirilen koordine bir veri yayınında ekip, pulsar adı verilen nesnelerin muazzam derecede düzenli (nabzı andıran) vuruşlarında gerçekleşen değişiklikleri izleyerek tespit edilen kütleçekim dalgalarının arka plan "uğultusuna" dair kanıtları kamuya sundu.

Tüm Reklamları Kapat

Uzun dalga boyuna sahip kütleçekim dalgaları kozmik çevremizden geçerken etrafımızdaki uzay-zamanı değiştirirler, bu da bir pulsarın kalp atışlarının bize varış zamanını değiştirir. Araştırmacılar bekledikleri sinyali almak için onlarca yıl boyunca onlarca farklı pulsardaki nabızların varış zamanlarının korelasyonlarını haritaladılar. Vanderbilt Üniversitesi'nde astrofizikçi ve Kuzey Amerika Nanohertz Kütleçekim Dalgaları Gözlemevi olarak bilinen ekibin başkanı olan Stephen Taylor, bekledikleri sinyali aldıklarında hissettiklerini şöyle anlatıyor:

İlk gördüğümde midemde kelebekler uçuşmaya başladı. Sonunda bu konuyu konuşabileceğimiz için çok heyecanlıydım.

Söz konusu kütleçekim dalgaları büyük ihtimalle birleşen galaksilerin içinde birbirinin etrafında dönen süper kütleli karadelik çiftlerinden yayılıyor. Ancak bulduğumuz şey kozmik sicimler denen enerji döngülerinden kaynaklanan uzay-zamandaki kırılmalar gibi egzotik bir şey de olabilir. Çalışmaya dahil olmayan bilim insanları da bu keşfi takdir ediyor. Madrid Özerk Üniversitesi'nden teorik kozmolog Juan García-Bellido şunları söylüyor:

Arka plan kütleçekim dalgaları önermesinin bir izini bulmak büyüleyici. Kesinlikle Nobel Ödülü'ne değer bir çalışma!

Galaksi Boyutlarında Bir Anten!

Bu keşfin hikayesi, iki farklı şekilde anlatılabilir. Hikayelerin ilki, elbette Albert Einstein ile başlıyor. 1915'te öne sürdüğü Genel Görelilik Teorisi, evrenin yıldızları ve kara delikleri barındıran bir uzay-zaman denizi olduğunu iddia ediyordu. Bu teoriye göre yıldızlar gibi nesnelerin hareketleri uzay-zaman denizinde dalgalanmalara, yani kütleçekim dalgalarına sebep oluyordu.

Hikâyenin başlangıcı sayılabilecek bir diğer noktaysa 1967'de Kuzey İrlanda, Lorgan'da Jocelyn Bell isimli bir yüksek lisans öğrencisinin uzayda her saniye tekrar eden bir sinyal tespit etmesiydi. Bell ve başka astronomlar daha sonra bu sinyallerin ölü yıldızların hızla dönen çekirdeklerinden geldiğini fark ettiler ve sinyallerin kaynaklarını "pulsar" olarak isimlendirdiler. Bugün bazı pulsarların saniyede yüzlerce, hatta binlerce kez radyo dalgaları yayabilecek hızda döndüğünü biliyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Pulsarların bir kronometre kadar düzenli atışlara sahip olması, onları kozmik zaman ölçümü için harika araçlar haline getirir. 1983'te ABD'li astronomlar Ron Hellings ve George Downs, pulsarların kullanılabileceği başka bir alan daha önerdi: Kütleçekim dalgaları uzay-zamanı sıkıştırıp esnetiyorsa bu durum pulsarların radyo dalgalarının bize varış zamanını da değiştirmeliydi.

Bu amaca ulaşmak için yapılması gereken, farklı pulsar çiftlerini inceleyerek zaman gecikmelerini karşılaştırmaktır. Milwaukee, Wisconsin Üniversitesi'nde astrofizikçi ve NANOGrav'ın Kütleçekim Dalgası Algılama Çalışma Grubu başkanı olan Sarah Vigeland, bu konuda şöyle söylüyor:

İki pulsar birbirine yakınsa, zaman bakımından ikisi de önden veya geriden gelecektir. Ancak birbirlerinden uzaklaştıkça senkronizasyonları bozulur, yine de bu bozulma öngörülebilir bir şekilde gerçekleşir.

Bu dalgalanmaları yakalamak için NANOGrav gibi pulsar zamanlama dizileri, uzun yıllar boyunca birçok pulsarı gözlemleyen birden fazla radyo teleskobu kullanır. Bu projeler, LIGO ve dünyanın diğer gözlemevlerinin kozmik kuzenleridir; hepsi ilgili iki uçlarındaki küçük değişikliklere bakarak kütleçekim dalgalarını tespit etmeye çalışır.

LIGO'nun iki kolu 4'er kilometre uzunluğunda olsa da pulsar zamanlama dizileri, pulsarla Dünya arasındaki mesafeyi etkin bir şekilde kullanarak çok daha uzun (yüzlerce veya binlerce ışık yılı uzunluğunda) bir kol daha oluşturuyor. Taylor bu konuda şunu söylüyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Burada yaptığımız şey, tüm evreni kullanarak dev bir kütleçekim dalgası anteni oluşturmaktı.

Bu muazzam uzunluk, pulsar zamanlama dizilerinin farklı aralıklardaki kütleçekim dalgalarına karşı duyarlı olmasını sağlıyor. LIGO, yıldız boyutlarında kara deliklerin birbiriyle birleşmeden önce saniyede onlarca veya yüzlerce kez birbirinin etrafında dönmesiyle oluşabilen yüksek frekanslı kütleçekim dalgalarını tespit edebilirken pulsar zamanlama dizileri yıllar veya on yıllar içinde gerçekleşen süreçlere duyarlıdır. Bu nedenle pulsar zamanlama dizileri onlarca yıllık verilere ihtiyaç duyar; sonuçta tek bir dalganın geçmesi 10 yıl sürüyorsa birkaç aylık bir gözlemle bu dalgayı tespit edemezsiniz.

28 Haziran'da verilerini paylaşan 4 gruptan sonuçlarından en emin olan ekip NANOGrav ekibi. Bu proje 2007'de başladı ve çoğunlukla Batı Virginia'daki Green Bank Telescope'u kullanıyordu. Ne yazık ki bu teleskop 2020'nin sonlarında, NANOGrav'in 15 yıllık veri toplama dönemi bitmek üzereyken yıkıldı. Taylor, "Arecibo'nun yasını hala tutuyoruz." diyor.

Dünya'nın başka bölgelerinde başlatılan farklı pulsar dizileme projeleri de mevcut. Dördü birlikte Uluslararası Pulsar Zamanlama Dizisi'ni oluşturan ekipler henüz birleştirilmiş bir veri analizi yapmadı. Avustralya'daki Ulusal Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Organizasyonunda astronom ve ülkenin Parkes Pulsar Zamanlama Dizisi ekibinin bir parçası olan Andrew Zic, "Diğer ekiplerle beraber hareket etmeye hazırız." diyor.

NANOGrav, 2020'de 12,5 yıllık gözlemlerden elde edilen ön verileri yayınlamıştı. Bu veriler yaklaşık 45 pulsarın nabzını etkileyen kütleçekim dalgalarına dair belirsiz bir ipucu barındırıyordu.

Şimdi, birkaç yıllık daha verinin ve yaklaşık 25 farklı kaynaktan gelen verilerin de eklenmesiyle daha belirgin bir fikir edinebiliyoruz. Araştırmacılar, verilerde Hellings-Downs eğrisi adı verilen ve gördükleri şeyin kütleçekim dalgası arka planı olduğundan emin olmalarını sağlayan belirli bir model tespit ettiler. Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevinde astronom ve NANOGrav'ın kurucu üyesi olan Scott Ransom, bu konuda şöyle söylüyor:

İki yüz nanosaniyelik zaman sapmaları görüyoruz. Bunlar kütleçekim dalgalarının arkalarında bıraktığı izler.

6 teleskopla 25 yıldan uzun süre içerisinde 25 pulsarı gözlemleyen Avrupa takımı da benzer sapmalar görse de sonuçlarından bu kadar emin değil. Jodrell Bank Astrofizik Merkezi'nde astrofizikçi ve Avrupa ekibinin bir parçası olan Michael Keith, "Amerikan ekibi bulguları konusunda epey özgüvenli." diyor.

Tüm Reklamları Kapat

Avustralya ekibi 18 yıldan uzun süre içinde 35 pulsarı gözlemlerken Çin ekibi sadece üç yıldan biraz fazla bir sürede 57 pulsar gözlemledi.

Süper Kütleli Dans

Peki bu kütleçekim dalgalarını oluşturan ne? Dalgaların kaynağı, büyük ihtimalle kütleleri Güneş'in milyonlarca, hatta belki de milyarlarca katı kütleye sahip süper kütleli karadelikler. Bu karadelikler, bizim galaksimiz olan Samanyolu gibi büyük gökadaların merkezinde bulunur. Bazen gerçekleşen iki galaksinin çarpışması durumunda galaksilerin merkezlerindeki süper kütleli karadelikler de birbirlerinin yörüngesinde yavaşça dönmeye ve uzay-zamanı altüst etmeye başlayabilirler. Keith bu konuda şöyle söylüyor:

Simetrik olmayan ve dönen bir kütle, kurşun kalem kadar küçük bir şey olsa bile kütleçekim dalgaları yaratır.

Süper kütleli kara delikler gibi büyük ölçekte nesnelerin böyle bir dönüş yapmasıyla oluşan kütleçekim dalgalarının uğultusu, dalgalar uzaya yayıldıkça algılanabilir hale gelir.

Tüm Reklamları Kapat

NANOGrav henüz tekil kütleçekim dalgası kaynaklarını seçemiyor. Ancak ekip, tüm düşük frekanslı kütleçekim dalgalarının birlikte oluşturduğu arka plan uğultusuna dair bir kanıt buldu. Bu durum kalabalık bir limanda aşağı yukarı gidip gelen bir şamandıra gibi düşünülebilir; bu şamandıraya bakarak tek bir teknenin hareketi ayırt edilemez, ancak sudan geçen bazı büyük nesneler olduğu anlaşılabilir.

Ancak arka plan uğultusunun olası tek açıklaması süper kütleli karadelikler değil. Başka bir olası kaynak da kozmik sicimler. Varlığı 1970'lerde tahmin edilen bu nesneler, aslında evrenin genişlemesine neden olan uzay zamandaki çatlaklardır. Bu çatlaklar sürekli dönerken kütleçekim dalgaları yayabilirler. King's College London ve CERN'de çalışan ve kozmik sicim açıklamasını savunan teorik fizikçi John Ellis, bu konuyu şöyle açıklıyor:

Kozmik sicimler fikri, (parçacık fiziğindeki) Standart Modelin bir uzantısıdır. Bu fikirde modeldeki nokta benzeri parçacıklara ek olarak, evren boyunca uzanan enerji sicimleri de bulunabilir. Bu enerji sicimleri hareket edebilir ve çarpışabilir, sonunda da kütleçekim dalgaları yayarak çökecek olan sicim döngüleri oluştururlar.

Bu fikir kulağa biraz uçuk gelse de NANOGrav ve diğer ekiplerin verileri kozmik sicim fikriyle örtüşüyor. Milwaukee Wisconsin Üniversitesi'nden bir astrofizikçi olan Patrick Brady, bu konuda şöyle söylüyor:

Sürekli hareket ediyorlar ve zaman zaman bir kırbaç gibi keskin sesler çıkararak kütleçekim dalgaları yayıyorlar.

Eğer pulsar zamanlama dizileri, yeni verilerinde de tekil kaynaklar bulamazsa bu, Standart Modelin ötesinde egzotik bir fiziğe işaret edebilir. Ellis "Kozmik sicimler, çok daha yumuşak sinyaller verirdi" diyor.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Büyücüler Çağı

Yaşam ve insan varoluşu hakkında yeni soruların sorulduğu, bazı fikirlerin ilk kez düşünüldüğü bir on yıl. Uzun yıllar Philosophie Magazin dergisinin yayın yönetmenliğini yapan Wolfram Eilenberger; iki dünya savaşı arası dönemde 1920’lerin ruh halini, büyük belirsizliği, biten bir savaşın ardında bıraktığı tahribatı ve bir sonrakinin yaklaşan ayak seslerini, yükselen ekonomik krize karşın her şeye eşlik eden yaşam sevincini, eskinin yıkıldığı ama yeninin ne olduğu nun da tam bilinemediği bir zaman aralığını dört büyük filozofun hayatı üzerinden anlatıyor.
Dünyaya çarpan bir göktaşı misali aniden ortaya çıkan ve Hannah Arendt’e olan aşkıyla kavrulan Martin Heidegger. Cambridge’deki herkes bir felsefe tanrısı olarak ona taparken taşrada ilkokul çocuklarına yoksulluk içinde ders vermeyi seçen, servetini reddetmiş bir milyarderin oğlu, büyük dâhi Ludwig Wittgenstein. Letonyalı bir anarşistle Capri'de yaşadığı aşkın bir devrimciye dönüştürdüğü Walter Benjamin. Ve son olarak, ülkesini terk etmeden önce Hamburg’un burjuva mahallelerinde Nazi iktidarının ve Yahudi düşmanlığının yükselişine çıplak gözle tanık olan Ernst Cassirer. Farklı kökenlerden, farklı dünya anlayışlarından gelip farklı bir geleceğe yelken açsalar da temelde peşine düştükleri soru aynıdır: İnsan nedir?
Wolfram Eilenberger, bu dört aykırı filozofun yaşamlarında ve devrimci düşüncelerinde bugünkü dünyamızın kökenlerini görüyor. 1920’lere felsefe tarihi üzerinden bu bakış; aynı zamanda günümüz dünyasındaki benzer anlamsızlığa, tıkanmışlığa dair hem bir hatırlatma hem de bir ilham kaynağı. Ama hepsinden önce büyüleyici bir okuma deneyimi.

Devamını Göster
₺230.00
Büyücüler Çağı
  • Dış Sitelerde Paylaş

Her ne kadar dalgaların kaynağının sicimler ve diğer egzotik fenomenler olmadığına emin olamasak da şimdilik tercih edilen açıklama kaynağın süper kütleli kara delikler olduğu yönünde. Ransom bu konuda şöyle söylüyor:

Basitçe yaklaşacak olursak, galaksilerin birbiriyle birleştiğini ve neredeyse tüm galaksilerin süper kütleli karadeliklere sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle gördüğümüz sinyalin süper kütleli karadeliklerden geldiğini düşünüyoruz. Ama tabii ki yanılıyor da olabiliriz.

Bir dizi süper kütleli karadeliğin keşfi, astrofizikteki bazı soruların yanıtlanmasına yardımcı olabilirdi. Örneğin, yörüngede dönen iki süper kütleli karadelik birbirine yaklaşırsa ne olur? Süper kütleli kara deliklerin, daha küçük kara deliklerin yaptığı gibi birleşmek yerine sonsuza dek birbirlerinin etrafında döndüğünü düşünmek için geçerli nedenlerimiz var. Caprini bu konuda şunları söylüyor:

Buna son parsek problemi deniyor ve henüz çözülmemiş bir problem. Ancak pulsar zamanlama dizileri bu anlarda karadeliklerden yayılan kütleçekim dalgaları algılıyorsa bu, birbirlerinin etrafında dönmek yerine birleştikleri anlamına geliyor.

Bir dizi süper kütleli karadeliğin varlığı, evrendeki galaktik evrimi anlamamız açısından çok önemli olabilir. Caprini bu konuda ise şunları iletmiş:

Böyle bir durum, bazı galaksilerin merkezinde yalnız olmayan devasa kara deliklerin olduğu anlamına gelir. Ve böylece biz de evrenin tarihi boyunca galaksilerin nasıl ve hangi hızlarda çarpıştığını inceleyebiliriz.

Ancak böyle bir araştırma yapmak, aynı zamanda tekil süper kütleli karadelik çiftlerinin keşfini de gerektireceğinden henüz mümkün değil. Ancak araştırmacılar, farklı ekiplerden gelen veri setlerini birleştirdikçe ve önümüzdeki birkaç yıl içinde daha fazla gözlem yaptıkça, tekil dalga kaynakları ortaya çıkmaya başlayabilir ve bu, astronomların uzay ve zamanda ikili süper kütleli karadelikleri keşfetmesine izin verebilir. West Virginia Üniversitesi'nde astrofizikçi ve NANOGrav'ın kurucu üyelerinden biri olan Maura McLaughlin, bu konuda şöyle söylüyor:

Bu mümkün olursa, belirli bir doğrultuda (belirli) bir kütleye sahip süper kütleli bir kara delik çifti var diyebileceğiz. Ayrıca böylece galaksi birleşmeleri hakkında da birçok şey öğreneceğiz.

Kesin olan şu ki, bu projeler gökbilimcilere kozmosu incelemek için tamamen yeni bir araç sağlıyor. Brady, kütleçekim dalgası astronomisinin yükselişini "Galileo'nun teleskobunu gökyüzüne ilk doğrultuşuna" benzetiyor. Artık evreni uzay-zamandaki dalgalanmalardan oluşan bir arka planın kapladığını biliyoruz. Kütleçekim dalgalarından oluşan bir okyanus bizim onu keşfetmemizi bekliyor.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 7
  • İnanılmaz 3
  • Muhteşem! 2
  • Tebrikler! 2
  • Umut Verici! 2
  • Korkutucu! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • IOP Space. Iopscience - Focus On Nanograv's 15 Yr Data Set And The Gravitational Wave Background. Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: IOP Space | Arşiv Bağlantısı
  • L. Walsh. Journeys Of Discovery: Jocelyn Bell Burnell And Pulsars. (29 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: University of Cambridge | Arşiv Bağlantısı
  • R. W. Hellings, et al. (1983). Upper Limits On The Isotropic Gravitational Radiation Background From Pulsar Timing Analysis.. The Astrophysical Journal, sf: L39-L42. doi: 10.1086/183954. | Arşiv Bağlantısı
  • Quanta Magazine. Gravitational Waves Discovered At Long Last | Quanta Magazine. (11 Şubat 2016). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • G. S. Reporter. Giant Arecibo Radio Telescope Collapses In Puerto Rico. (1 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
  • Quanta Magazine. Some Physicists See Tentative Evidence Of Cosmic Strings From The Big Bang. (29 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • Quanta Magazine. Tiny Galaxies Reveal Secrets Of Supermassive Black Holes | Quanta Magazine. (14 Mart 2022). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • Quanta Magazine. Some Physicists See Tentative Evidence Of Cosmic Strings From The Big Bang. (29 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 30 Haziran 2023. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/04/2024 08:38:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15006

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Yeni Doğan
Hayvan Davranışları
Işık Yılı
Bağırsak
Virüs
Psikanaliz
Maske Takmak
Yeşil
Saldırı
Zeka
Solunum
Köpekler
Arkeoloji
Bebek Doğumu
Karar Verme
Genel Görelilik
Mistik
Epistemik
Besin
Evrim Ağacı
Ağrı
Mers
Akıl
Algoritma
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
J. O'Callaghan, et al. Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi!. (30 Haziran 2023). Alındığı Tarih: 27 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/15006
O'Callaghan, J., Alparslan, E. (2023, June 30). Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi!. Evrim Ağacı. Retrieved April 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/15006
J. O'Callaghan, et al. “Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi!.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Eda Alparslan, Evrim Ağacı, 30 Jun. 2023, https://evrimagaci.org/s/15006.
O'Callaghan, Jonathan. Alparslan, Eda. “Evrenin, Her Yana Yayılmış, Galaksiler Boyunca Uzanan Kütleçekim Dalgalarıyla "Uğuldadığı" Keşfedildi!.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, June 30, 2023. https://evrimagaci.org/s/15006.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close