Doğum Günlerini Neden Diğer İnsanlarla Kutluyoruz? Neden Mum Üflüyoruz? Neden Dilek Tutuyoruz?
Hepimiz mutlaka ömrümüz içinde en az 1 kez yapmışızdır: Bir doğum günü kutlaması için bir araya geldik, pastaya mumlar koyduk, bir dilek tuttuk ve PÜFFF! Mumlara üfleyerek söndürdük. İyi ama neden? Bu davranışın kökeni ne? Neden tamamen bize ait olan doğum günümüzü kendi başımıza değil de, başkalarıyla kutluyoruz? Neden mumlar kullanıyoruz? Neden dilek tutuyoruz?
Doğum Günü Kutlamalarının Yakın Tarihi
Doğum günlerinde pasta veya kek kullanımının tarihi, Batı Avrupa toplumlarında 19. yüzyılın ortalarına kadar gitmektedir.[1] 1746 yılında Almanya'da Kont Ludwig von Zinzendorf, bir doğum günü partisi vermiştir ve bu partinin davetlilerinden olan Andrew Frey, kutlamayla ilgili çok detaylı bilgiler vermiştir:[2]
O gün evler aydınlatılacaktı ve buna göre ayarlamalar yapıldı. Ağaç dallarıyla dolu vagonlar getirdiler ve 30 metre uzunluğunda ve 12 metre genişliğindeki Kont Salonu'nun içini tamamen bunlarla kapladılar… bir Çardak gibi görünüyordu ve ayrıca her biri yedi mumdan oluşan üç pirinç avize astılar. İçinde ayrıca spiral olarak yerleştirilmiş ışıklarla dolu dört Sütun vardı. Ludwig von Zinzendorf'un adını oluşturacak şekilde 60 santim uzunluğundaki ahşap harfler yapıldı ve bunlar altınla yaldızlanarak, ışıklardan oluşan bir alevin ortasında duvara sabitlendi. Koltuklar, çok göze çarpan kurdeleler ile ince keten seti ile kaplandı. Festival konusu olan kişinin adının ilk harflerini temsil eden bir masa da yapıldı; herhangi bir fırının bulunabileceği büyüklükte bir kek ve kişinin yaşına göre kek içinde delikler açılmış, her birinin içine mum yapıştırılmıştı ve ortada bir tane vardı; avlunun dışı fistolar ve yeşilliklerle süslendi.
Bu tarihten sonra, Almanya'da birçok yetişkin ve çocuğun doğum günlerinin bu şekilde bir kutlamaya tanıklık ettiği görülür. Öte yandan, 1800 yılında Christian Salzmann'ın Almancadan İngilizceye çevrilen kitabı Gymnastics for Youth içinde de "altıncı yaş gününden önce, doğum günü pastası ocağa konuldu" şeklinde bir ibare geçmektedir. Dolayısıyla doğum günü pastası ve kutlamasının tarihi, muhtemelen çok daha eskilere dayanmaktadır; ancak tam olarak Avrupa'da bu geleneğin nasıl başladığı ve yayıldığı bilinmemektedir.
1850'den önce Amerika Birleşik Devletleri'nde doğum günlerinin kutlanması, bugün olduğu gibi evrensel bir gelenek değildi. Richmond Whig gazetesi, 1865'te şöyle diyordu:
Bakması gereken bir düzine çocuğu olan anneler, doğum günlerini ihmal etme eğilimindedir; çünkü doğum günleri çok sık gelmektedir.
1871'de yayımlanan Ladies Repository dergisi ise "Amerikalıların yıldönümü kutlamalarına çok az değer verdiklerini" ve "[yaşamın] kilometre taşlarına çelenk koymaya zaman bulamayacak kadar hızlı bir şekilde hayatın koşuşturmacasına kapılmış" olduklarını yazmıştır. Dergi, ayrıca, bazı Amerikalıların Püriten atalarının değerlerine bağlı kalarak, doğum günleri gibi aile merkezli olayları reddederek dini bayramlara karşı erken Protestan yasağını gereğinden fazla taşıdıklarına işaret etmektedir. Doğum günlerini kutlamamanın hem pratik hem de kültürel ve ideolojik nedenleri olduğu açıktır. Özellikle geniş işçi sınıfı aileleri için ekonomik nedenlerin de bu kutlamalarda rol oynaması muhtemeldir.
İlginç bir şekilde, hem Richmond Whig hem de Ladies Repository dergileri, çocuklar için doğum günlerinin evrensel olarak benimsenmesi yönünde tutkulu bir savunu yayınlamışlardır. Bu dergilerde yayımlanan makalelerin yazarları, çocukların doğum günlerinin önemini vurgulayan daha geniş bir sosyal trendin parçalarıydı. Bu eğilim, 1850'lerde başladı; öyle ki, bunun izlerini o dönem yayınlanan yazılarda doğum günlerine yapılan atıfların sayısındaki çarpıcı artışta görmek mümkündür.
Bu kutlamaların çoğunda bir doğum günü pastasından söz edilir. Amerikalılar, Almanya'da kutlanan doğum günü festivallerinin farkındaydı ve çeşitli dergiler, "festival" denebilecek bu kutlamalar hakkında ayrıntılı anlatımlar yayınlamışlardır. Dolayısıyla Amerikalılar'ın doğum günlerine özel pasta hazırlama konseptini Almanlar'dan benimsemiş olmaları muhtemeldir. ABD'de yayınlanan makaleler, genellikle çocukların doğum günlerine güçlü bir vurgu yapsalar da, yetişkinlerin doğum günlerinin önemine de yer vermektelerdi.
Ancak bir insanın hayatının her yılı için bir mum yakmaya yönelik Alman geleneği, ABD'de hızlı bir şekilde benimsenmemiştir. Amerikan gazete ve dergilerinde doğum gününde mum üfleme geleneğine yönelik ilk referanslara ancak 1870'lerin başlarında rastlanmaktadır. 1871 yılında yayınlanan bir Ladies Repository makalesi, Amerika'da da Almanlar'ın yaptığı gibi bir mum geleneğini destekleyen en eski İngilizce yayınlardan biridir. Şöyle yazar:
Kocaman, süslü doğum günü pastası orta masaya yerleştirilir ve etrafına, sayısı çocuğun yaşına göre belirlenen mumlar konur. Bebekliği temsil eden ilk ince mum sönerken, toplanan aile ve misafirler, uygun bir ilahinin bir mısrasını söyleyerek bütünleşirler. Böylece her yıl, müzikle sona ermiş olur. Bir çocuğun kalbinde daha tatlı ve daha kutsal bir izlenimi ne yaratabilir?
Her ne kadar bu metinde ilahilerden mısralar söylenmesinden söz edilse de, bu gelenek Amerikan toplumunda hiçbir zaman yer etmemiştir. Bunun yerine, mumlar yakıldıktan sonra bir şarkının söylenmesi geleneğin bir parçası haline gelmiştir: Mutlu yıllar sana!
İngilizcedeki en çok tanınan sözcükleri içeren bu şarkı, 1893 yılında Patty ve Mildred J. Hill tarafından yazılan Good Morning to All şarkısına dayanmaktadır (her ne kadar bu ilişki bazılarınca reddedilse de).[3], [4]
Doğum günü çocuğunun, yanmalarına izin vermek yerine mumları üfleme geleneğinin tarihi 1880'lere kadar takip edilebilir. 1881 yılı İsviçresine yönelik çalışmalar yürüten folklor araştırmacıları, İsviçreli orta sınıfta şu "hurafe"nin olduğunu gördüler:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bir doğum günü pastasının etrafına yanan mumlar olmalı, yaşamın her yılı için bir mum... Doğum günü olan kişi, pasta yemeden önce mumları ardı ardına söndürmelidir.
Burada, dilek tutmaktan söz edilmemektedir. Bu geleneğin farklı bir versiyonu, 1880'lerin başlarında Amerika'da ortaya çıkmıştır. New York eyaletinde yayın yapan Watertown Daily News, şöyle yazar:
Doğum günü pastasının etrafına 9'u yanmaya devam eden ve biri başladığı yılı temsil eden (dolayısıyla yanmayan) 10 mum yerleştirildi. Genç ev sahibi, iyi dileklerini yerine getirmek üzere ona hizmet etsinler diye dokuz arkadaşını seçti. Her biri bir dilek tuttu ve bir mum üfledi. (...)
Dilek tutacak dokuz arkadaş, mumu üflemeden önce iyi dileklerini yüksek sesle dile getiriyorlardı. Bu noktada, doğum günü çocuğunun mumların hiçbirini üflemediğine dikkat edilmelidir.
Michigan'da ise fazladan bir "büyüyen mum" ekleme uygulaması görülmektedir. New York'tan farklı olarak, Michigan'da fazladan 1 mum yakılırdı. 1884 yılında yayınlanan Michigan Farmer dergisine göre, tıpkı New Yorklular'ın yaptığı gibi, Michigan'da da bazı misafirlerden doğum günü için bir dilek tutmaları ve bir mum üflemeleri istenirdi.
Mumları doğum günü sahibinin değil de misafirin söndürme geleneği 20. yüzyılın ilk on yılında da devam etti. 1909 yılında New York'ta yazılan Correct Social Usage kitabı da bu uygulamayı tavsiye etmektedir; ancak "doğru sosyal kuralları" öğretmeyi hedefleyen kitap, bu tarihte misafirlere dileklerini gizli tutmaları talimatını vermektedir. Böylece doğum günü pastasındaki mumların üflenmeden önce dileğin kendimize saklanması geleneğinin de kökenlerini görmüş olmaktayız.
Osmanlı İmparatorluğu'na doğum günü kutlamalarının gelişi ise 19. yüzyıla denk gelmektedir. Aslen padişahın çocukları için yapılan bu kutlamalar, bu dönemde yetişkinlere (ve tabii ki, padişaha) da sıçrayarak daha yaygın bir kutlama haline geldi. İlginç bir şekilde bu kutlama, ayaklanmaların baş göstermeye başladığı imparatorlukta, farklı kültürleri ortak bir paydada birleştirecek bir gelenek olarak görülüyordu. Politika Atlası, bu konuda şöyle yazıyor:[5]
II. Mahmud, Osmanlılar için yeni olan, veladet-i hümayun ya da veladet-i padişahi denilen doğum günü kutlamalarına büyük önem verdi. Bu yeni adetin kimden geldiği tam olarak bilinmese de arşiv belgelerinden Avrupa’daki kutlamaları takip eden, Avrupa da görev yapan elçilerin düşüncelerinin büyük etkisi olduğu anlaşılıyor. II. Mahmud’dan sonra kutlamaların kapsamı genişliyor ve protokol haline geliyor. Sadece ülke içinde değil, yurt dışındaki elçiliklerde de kutlamalar yapılıyor ve padişaha iyi temenniler dileniyor. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz, II.Mahmud’un politikasını izliyorlar ve kutlamalar yoluyla kamusal alanda görünür olmaya çalışıyorlar. II.Abdülhamid kutlamaları farklı bir boyuta taşıyor. II.Abdülhamid döneminde çok daha şaşalı ve kapsamlı kutlamalar yapılıyor. Kimin kutlayıp kutlamadığı, kutlayanların nasıl kutladığı denetleniyor. Hatta hangi devlet memurunun kutlama yaptığı gazetelerde yayınlanıyor, güçlü bir denetim mekanizmasının kutlamalarda etkin rol oynadığı çok açık.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, misafirlerin değil de doğum günü çocuğunun mumların tümünü söndürdüğüne yönelik en eski kaynaklardan biri, bir çocuk dergisi olan St. Nicholas'ın Mart 1909 sayısında bulunmaktadır. Bu dergide yazdığına göre, bir kutlamada pastanın kremasına üç mum sokulmuş ve yakılmıştı. Sonrasını şöyle anlatıyor:
Bab; Ned, Ted ve Nursie için bir dilim pasta kesti ve sonra [doğum günü çocuğu olan] Nursie, mumları söndürdü ve böylece onun güzel kısmı sona ermiş oldu.
20. yüzyılın bir noktasında ise, doğum günü dileğinizin gerçekleşmesi için, doğum günü çocuğunun tüm mumları tek bir nefeste ve başarılı bir şekilde üflemesi gerektiğine yönelik bir inanç doğdu. O gün bugündür Batılı toplumlarda bu inanç süregelmektedir.
Doğum Günü Kutlamalarının Uzak Tarihi
Her ne kadar Batılı toplumlarda bu geleneğin yakın tarihine dair bazı bilgiler bulabiliyor olsak da, doğum günlerinde kek/pasta yeme, doğum günlerini kutlama ve mum üfleme gibi davranışların kökenlerini Antik Yunan ve Antik Roma'ya kadar takip etmek mümkündür.
Klasik Roma kültüründe doğum günlerinde ve özel kutlamalarda kek servis etmek aralıklarla görülen bir davranıştır. Bu kekler, un ve cevizlerden yapılan, mayayla kabartılan ve balla tatlandırılan yassı daireler şeklindedir.
Doğum günlerinde yenen pastaların üzerinde yakılan ve üflenen mumların tarihi ise çok daha ilginç ama bir o kadar da belirsizdir. Hipotezlerden birine göre, pasta üzerine mum dikme kültürü, Antik Yunan toplumlarından gelmektedir. Bu halklar, ay takvimine göre her ayın 6. gününde Artemis Tapınağı'na giderek; avın, vahşi yaşamın, vahşi hayvanların, Ay'ın, iffetin ve doğurganlığın tanrıçası olarak bilinen Artemis'in doğumunu kutlar ve mumlar yakarlardı.[6] Bu kekler, Ay'ı temsil edecek biçimde, dairesel olarak pişirilirdi.[7] Ne var ki Artemis'in doğurganlığın tanrıçası olması ile kek üzerine mum dikme kültürü arasındaki ilişki tam olarak netleşmiş değildir.[8]
Burada, mumların kullanımıyla ilgili daha olası bir anlatı, pagan kültüründen gelmektedir. Paganlar, ateşten çıkan dumanın, duaları tanrılara ileten bir araç olduğuna inanırlardı.[7] Bu nedenle mumlara üflemeden önce dilek tutmanın, ateşe edilen dualarla ilişkili olabileceği düşünülmektedir: Mumlara üflemeden önce tutulan dileğin, üflenen mumların dumanıyla tanrılara ulaştırıldığına inanılmaktadır. Paganların bir diğer inancına göreyse doğum günlerinde kötü ruhlar insanları ziyarete gelmektedir. Paganlar, bu kötü ruhları kovuşturmak ve doğum günü olan kişiyi korumak için bir araya gelir, şarkılar söyler, onları mutlu ederek ve gürültü yaparak kötü ruhları başarısızlığa uğratmaya çalışırlardı. Doğum günlerinde söylenen şarkılar, alınan hediyeler ve benzeri davranışların kökeni, bu pagan inanış olabilir.[9]
Muma Üflenince Neden Duman Çıkıyor?
İlginç bir şekilde, yaygın kanının aksine, muma üflediğinizde yükselen gaz, "duman" değildir. Çünkü duman, aslında tam olarak yanmamış veya yanamamış maddenin ufak katı parçacıklar, sıvı veya gaz halinde havaya karışmasının bir sonucu olarak oluşur. Mumda ise olan bu değildir. Mumdan çıkan gaz, buharlaşmış parafin mumudur. Bir diğer deyişle, mumun kendisinin yapıldığı maddenin gaz halidir (tıpkı suyun gaz halinin su buharı olması gibi).
Aslında bir mum yanarken, "yanan" şey, mumun tepesindeki iplik değildir; o ipliğin içine gömülü olduğu ve bizim "mum" dediğimiz parafindir. Parafin, son derece yanıcı bir maddedir; ancak katı iken iyi yanmaz. Parafinin yanması için, gaz halinde olması gerekir. İşte mum ipini yaktığımızda, parafinin bir kısmı erir ve yanmaya başlar; böylece üflenene kadar ya da parafin sona erene kadar mum yanmaya devam eder.
Bir muma üflediğinizde, mumun yandığı yerdeki sıcaklık hâlen çok yüksek olduğu için, parafin buharlaşmaya devam eder; ancak alev olmadığı için yanmaya devam edemez. Bu nedenle mumdan yükselen bir "duman" görürüz. Eğer o parafin gazını hızlıca yeniden ateşe tutacak olursanız, mumu "sihirli bir şekilde" yeniden yakabilirsiniz. Elbette, burada "sihir" yoktur; dediğimiz gibi parafin gazı, son derece yanıcıdır ve mum ile kesintisiz bir bağlantısı olduğu sürece, gazı yakarak mumu tekrardan alevlendirmek mümkündür.
Üflediğinizde mumun sönme nedeni ise, burada çok daha detaylı bir şekilde anlattığımız üzere, ateşin yanmaya devam etmesi için yakıta, oksijene ve enerjiye ihtiyaç vardır. Bunlardan biri ortamdan kaldırıldığında, ateş de söner. Bir muma üflediğinizde, yanmaya devam etmek için gerekli olan enerjiyi ortadan kaldırarak mumu söndürürsünüz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 7
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. E. Gage, et al. Birthday Cake. (1 Ocak 2012). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2021. Alındığı Yer: www.newenglandrecipes.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Frey. (1753). A True And Authentic Account Of Andrew Frey: Containing The Description Of His Coming Among The Herrnhuters Or Moravian. Yayınevi: J. Robinson.
- ^ M. J. Hill. (1896). Song Stories For The Kindergarten. Yayınevi: Harvard University.
- ^ Techdirt. Lawsuit Filed To Prove Happy Birthday Is In The Public Domain; Demands Warner Pay Back Millions Of License Fees. (13 Haziran 2013). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2021. Alındığı Yer: Techdirt | Arşiv Bağlantısı
- ^ Politika Atlası. “Padişahım Çok Yaşa!” Osmanlı Padişahlarının Doğum Günü Kutlamaları. (23 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2021. Alındığı Yer: Politika Atlası | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Nowak. Why Do We Eat Birthday Cake?. (13 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2021. Alındığı Yer: Reader's Digest | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b Wonderopolis. Why Do We Blow Out Birthday Candles?. (16 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2021. Alındığı Yer: Wonderopolis | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. McWilliams. (2012). Celebration: Proceedings Of The Oxford Symposium On Food & Cookery 2011. ISBN: 9781903018897. Yayınevi: Prospect Books.
- ^ R. Linton, et al. (1998). The Lore Of Birthdays. Yayınevi: Omnigraphics Incorporated.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:53:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10382
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.