Doğadan Antidepresan Toplamak: "Mod Yükselten Bitki" Olarak da Bilinen Sarı Kantaron, Neden Depresyona İyi Geliyor?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
Hypericaceae familyasına ait tüm dünyada 500’den fazla; Türkiye’de ise 2019 itibarıyla kayıtlı 108 Hypericum türünden biri olan Hypericum perforatum L., daha aşina olabileceğiniz ismiyle "sarı kantaron", terapötik etkileri yaklaşık 2000 yıldır bilinen en önemli tıbbi bitkilerden biridir. Dünyada yaygın olarak "St. John's Wort" adıyla tanınan sarı kantaron için "Mod Yükselten Bitki", "Doğadan Gelen Prozac", "Tabiatın Sunduğu Antidepresan" gibi tanımlamalar yapılmıştır. Peki, sarı kantaron bilimsel olarak bu tanımları gerçekten hak ediyor mu, yoksa bu da alternatif tıp adı verilen sahtebilim uygulamalarının yarattığı bir diğer "mucize bitki" safsatası mı?
Sarı Kantaron Nedir?
Sarı kantaron "mucizesini" anlamak için ilk önce bitkinin tarihine bir göz atalım. Hypericum kelimesine tarihte ilk kez Nikander’in Theriaca et Alexipharmaca (MÖ 2. yüzyıl) adlı eserinde rastlanmıştır. Hypericum, Yunanca bir kelime olan “υπερεικον” (upereikon) sözcüğünden gelir. "Υπερ" sözcüğü "yukarı", "εικων" sözcüğü ise "ikon" anlamına gelmektedir ve upereikon, Antik Yunanlılar tarafından kötü ruhları uzaklaştırmak için yüksek yerlere asılan dini figürlere verilen isimdir.
Peki bunun sarı kantaronla ne ilgisi var? Tarih kaynaklarına göre Hypericum perforatum, yani sarı kantaron, kötü ruhları kovma amacıyla dekorasyonda kullanılan, kiliselerin ve evlerin duvarlarına, tavana yakın yüksek yerlere asılan, kutsal kabul edilen oldukça önemli bir bitkiydi. O dönemde psikiyatrik bozukluğu olan hastaların ruhlarının kötücül güçler tarafından ele geçirildiğine inanılması ve bu hastalara sarı kantaron verildiğinde durumlarında iyileşme görülmesi üzerine bitkiye böyle kutsal bir anlam yüklenmiştir. "Ruhu şeytan tarafından ele geçirilen" kişi, sarı kantaron bitkisini kullandığında hızla iyileşiyor, yani bitki şeytanı derhal kovuyordu. Diğer yandan sarı kantaronun zeytinyağı içinde bekletilmesi ile bu yağı parlak bir kırmızı renge dönüştürmesi de adeta bir nevi "sihir" olarak görülüyor, hatta bu sıvının bazı kahramanların kanını temsil ettiğine inanılıyordu.
Bu durum, sarı kantaronun eski Yunan kültüründe kendine önemli yer edinmesini sağlamış, hatta bu geleneklerin Akdeniz coğrafyasında yer alan, Hypericum türlerinin yetiştiği diğer ülkelerde de yayılmasıyla sarı kantaron oldukça saygı duyulan ve kutsal görülen bir bitki olma özelliğini uzun yıllar korumuştur. Öyle ki, özellikle Ortaçağ Avrupa’sında sarı kantaron artık birçok dini ritüelin ve geleneğin parçası haline gelmiş bir bitki olarak öne çıkmaktadır. İsviçreli hekim ve kimyager Paracelsus (1493-1541), sarı kantaronun kaynatılarak sterilize edildiği takdirde dâhilen psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılabileceğini kayıt altına alan ilk kişi olması açısından oldukça önemlidir. Paracelsus, öfke sorunu ve anksiyete problemi olan kişilere sarı kantaron kullanmayı tavsiye etmiştir.
Sarı Kantaron Ne İşe Yarar?
Bugün, artık sarı kantaronun psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişileri "kötü ruhları kovarak" iyileştirmediğini biliyoruz. Evet, sarı kantaron gerçekten başta depresyon olmak üzere birçok psikiyatrik bozuklukta oldukça etkili bir bitkidir. Fakat bunu bitkinin "sihirli güçlerine" değil; bileşimindeki eşsiz kompleks yapılı fitokimyasal karışımına borçluyuz.
Sarı Kantaron, Depresyona Neden İyi Geliyor?
Sarı kantaronun kimyasal bileşiminde, farklı biyolojik aktivitelerden sorumlu yaklaşık 9 farklı bileşik grubu bulunmaktadır. Bu kimyasal bileşikler içinde antidepresan etkiden sorumlu majör moleküllerin hangileri olduğunu belirlemek amacıyla çok sayıda çalışma yapılmıştır. Buna göre sarı kantaronun antidepresan etkisi, birbirinden farklı ve karmaşık pek çok mekanizma üzerinden oluşmakta, hatta bu mekanizmalar bugün bile kesin bir şekilde ortaya konulamamaktadır.
Antidepresan etkinliğin ilk olarak tek başına naftodiantron türevi bir bileşik olan hiperisinden kaynaklandığı savunulmuş, saf hâldeki hiperisin molekülüyle yapılan çalışmalarda aktivite tespit edilmeyince bir floroglusinol türevi olan hiperforin üzerine yoğunlaşılmıştır. Yapılan çalışmalarla hiperforinin depresyona karşı etkinlik üzerinde en büyük rolü oynayan molekül olduğu belirlenmiş, saf hâldeki hiperforin molekülünün ve hiperforince zengin sarı kantaron ekstresinin tek başlarına da antidepresan etki gösterdiği tespit edilmiştir.
Diğer yandan, fenolik bileşikler açısından oldukça zengin olan bitkinin antidepresan etkinliği üzerinde flavonoidlerin rolünün araştırıldığı çalışmalar da mevcuttur. Bu çalışmalardan birinde, flavonoid bileşiklerinden kersetin, luteolin ve kempferolün monoamin oksidaz (MAO) inhibisyonuna neden olduğu gösterilmiş olsa da bu oldukça zayıf bir etkidir ve tüm aktivitenin bu mekanizmayla oluşmasının mümkün olamayacağı anlaşılmıştır. Yapılan çalışmalar ile rutin ve izoramnetin bileşiklerinin sarı kantaron ekstresinde hiperforin ile birlikte antidepresan etkiye katkıda bulunduğu kanıtlanmıştır.
Özetle, flavonoidler tek başlarına antidepresan etkiden sorumlu olmasalar da aktiviteye katkı sağlamaktadırlar. Tüm çalışmaların sonucunda etkinliğin tek bir molekül grubundan değil, bitkinin total ekstresinde bulunan fitokimyasal karışımının tamamından kaynaklandığı söylenebilir.
Antidepresan Olarak Sarı Kantaron
Sarı kantaron ekstrelerinin 1984 yılında Almanya’da Komisyon E monograflarında yer almaya başlaması oldukça önemlidir ve bitkinin bilim çevrelerinin ilgisini çekmesini sağlamıştır. Almanya Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Komisyon E monograflarında, sarı kantaron ekstresinin psiko-vejetatif bozukluklarda, depresif bozukluklarda, anksiyete ve/veya ajitasyon durumlarında, bazı somatoform bozukluklarda, nöroastenide ve uyum bozukluklarında kullanıldığı belirtilmektedir. Bu monograflardaki bilgiler bitkinin geleneksel kullanımına dayanarak hazırlanmış olsa da, pozitif etkileri ile birçok firmanın ilgisini çekmiş ve bitki üzerinde klinik çalışmaların yapılmasını sağlamıştır.
Sarı kantaronun antidepresan etkisinin araştırılması amacıyla geçmişten günümüze yapılan çok sayıda in vivo deney ve klinik çalışma mevcuttur. Aynı zamanda klinik çalışmaların toplu olarak değerlendirildiği oldukça geniş kapsamlı meta-analiz çalışmaları da vardır. Bilindiği gibi depresyon, genellikle uzun dönem tedavi gerektiren bir hastalıktır ve buna bağlı olarak toksisite riski ve ilaca karşı tolerans gelişimi gibi problemler tedaviyi sınırlandırabilmektedir. Günümüzde en çok kullanılan fluoksetin, paroksetin, sertralin, sitalopram ve essitalopram gibi SSRI’lara karşı sarı kantaronun standardize ekstrelerinin etkinliği incelenmiş ve bunların sonucunda ekstrenin plaseboya göre etkili, sentetik antidepresanların birçoğuyla da aynı etkiye ve daha az yan etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sarı Kantaronun Yan Etkileri ve İlaç Etkileşimleri
Özellikle Almanya’da hafif ve orta şiddetteki depresyon tedavisinde sıklıkla reçete edilen sarı kantaron ekstrelerinin yan etki açısından da oldukça güvenli bir bitki olduğunu söylemek mümkündür. Nadiren rapor edilmiş bazı yan etkiler arasında bulantı, kızarıklık, huzursuzluk ve yorgunluk hissi yer almaktadır. Bu yan etkiler genellikle naftodiantron grubu bileşiklerin (hiperisin ve psödohiperisin) tavsiye edilen dozdan yüksek dozda alımına bağlı olarak meydana gelmektedir.
Sarı kantaronla ilgili asıl endişe ilaç etkileşimleri ile ilgilidir. Bitkinin özellikle CYP-450 enzimleri üzerinde oluşturduğu etkilerden dolayı bu enzim tarafından metabolize edilen bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında ölüme dahi varabilen tablolar yaratan ciddi etkileşimler meydana gelebilir ve bu durum kesinlikle göz ardı edilmemelidir.
Sonuç
Sonuç olarak sarı kantaron, etkinliğinin sayısız klinik deneyle kanıtlanmış olması, yan etki profili açısından güvenli olduğunun gösterilmesi ve iyi tolere edilebilmesi gibi özellikleriyle depresyon tedavisinde öne çıkan bir tıbbi bitkidir. Ancak sarı kantarondan fayda görebilmemiz için doğru bitkinin, doğru koşullarda üretilen, doğru ürün aracılığıyla ve doğru dozda uygulanması ve muhakkak hekim ve eczacı gözetiminde kullanılması gerekmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 30
- 9
- 7
- 6
- 6
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- E. Ersoy. (2020). Geçmişten Günümüze Hypericum Perforatum (Sarı Kantaron) Ve Depresyon Tedavisi: Neler Biliyoruz?. Literatür Eczacılık Bilimleri Dergisi, sf: 137-148. doi: 10.5336/pharmsci.2019-72764. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 16:11:38 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11087
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.