Derin Uyku Nedir? Dondurulmuş Uyku Sayesinde, Milyonlarca Yıl Sürecek Yolculukları Uyuyarak Kat Edebilir miyiz?
Bilimkurgu Eserlerinde Kullanılan Derin Uyku Yöntemi, Bilimin Geleceğine Işık Tutabilir!
Teknoloji günlük hayatımızı tamamen değiştirebileceğini defalarca kanıtladı. Peki ya gecelik hayatlarımız?
Halihazırda, örneğin pandemi paniği geceleri uykuyu haram ediyorsa, kullanabileceğiniz uyku odaklı birçok cihaz var. Uykuya kolayca dalabilmeniz için başucunuza bir beyaz gürültü cihazı koyabilir, sabah uyanabilmek için bir SAD ışığı (Seasonal Affective Disorder, yani 'kış bunalımı' olarak da bilinen Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu'nu tedavi etmek için kullanılan ışık dalgalarını yayan cihaz) kullanabilirsiniz; üstelik uyku kalitenizi ölçmek ve arttırmak için kullanabileceğiniz onlarca uygulama ve cihaz da cabası. Haliyle, bilimkurgu filmleri ve öykülerinin, daha iyi dinlenebilmemiz veya uykuda geçirdiğimiz saatleri daha verimli kullanabilmemiz için sürekli yeni yollar araması da gayet normal.
Nasılsa hepimiz uyuyoruz, bu durum gelecekte de değişecek gibi durmuyor. O halde gelin bilimkurgu eserlerinde geleceğin yatak odalarına bir bakış atalım.
Öncelikle söylemek gerekiyor ki, birçok bilimkurgu eserine göre gelecekte çok daha uzun süreler uyuyacağız, onyıllar, hatta belki yüzyıllar boyu. Cryosleep olarak adlandırılan, insan bedenini dondurarak yaşamsal faaliyetleri uzayın engin derinliklerinde seyahat edilebilecek denli uzun süreler boyunca durdurmayı hedefleyen "dondurulmuş uyku"nun ardındaki teori bu.
Dondurulmuş uyku konseptiyle Alien'dan Avatar'a, 2001: A Space Odyssey'den Event Horizon'a dek birçok bilimkurgu filminde rastlıyoruz. Özellikle uykudan uyanma ânı bir bilimkurgu klişesi oldu bile denebilir: Uyanan mürettebat uyku mahmuru gözlerle kalkarlar ve yavaşça bedenlerini yoklayarak durumlarını anlamaya çalışırlar. Dondurulmuş uyku, yönetmenler için kullanışlı bir numaradır; çünkü nispeten mantıklı bir uzay yolculuğu hissini verir ve bir yandan da, karakterler "Ne zamandır uyuyorum?" sorusuna cevap ararken film, seyirciye kendini açıklama imkânı sunar.
Uzun süreli uyku hâli de bilimsel olarak pekâlâ mümkündür; kış uykusuna yatarak metabolizmalarını yavaşlatan onlarca hayvan türü bunun örneğidir. Peki aynı şey insanlar için de uygulanabilir mi? Hâlâ cevabı aranan bu soru, aktif bir bilimsel araştırma konusu. Örneğin, Oxford Üniversitesi'nde nöroloji uzmanı olan ve aynı zamanda Avrup Uzay Ajansı ile insanlar için kış uykusu araştırmalarına katılan Doçent Doktor Vladyslav Vyazovskiy şöyle diyor:
Teorik olarak insanları kış uykusuna yatabilmekten alıkoyan hiçbir engel yok. Ne var ki henüz insanlar için güvenilir ve sağlıklı bir kış uykusuna yatma yöntemi bulabilmiş değiliz.
Cevabı bilinmeyen en önemli sorulardan biri, uzun süreli böyle bir uykunun beyinde ne gibi etkiler yaratacağı. Hayvanlarda kış uykusu normal uykudan farklıdır; bu da demek oluyor ki kozmik boşluktaki yolculuğunu uyuyarak geçiren bir insan, aslında pekâlâ uyku yoksunluğu çekerek uyanabilir.
Bir de tabii böyle bir 'uykunun' pek de güvenli bir seyahat yöntemi olmaması durumu var. 2001: A Space Odyssey ve Alien 3'te uzay yolcuları yataklarında (daha doğrusu "pod"larında) öldürülüyorlar. Aynı şekilde Alien: Covenant da büyük bir film yıldızını henüz kendini gösteremeden uykusunda yem ediyor.
Uyku Yok Artık
Günümüzde insanlar uykularında kendi beyinlerini yıkamak için başuçlarında öğrenmek istedikleri dillerdeki konuşmaların veya kilo vermek için cesaretlendirici konuşmaların kayıtlarını açıyorlar. Bu fenomenin bilimkurgudaki uzantıları ise Aldous Huxley'nin yakın zamanda televizyona da uyarlanan ünlü romanı Cesur Yeni Dünya'da kendini gösteriyor: Hipnopedi adı verilen bir teknikle çocuklar, uykularında eğitim alıyorlar. Elbette distopik bir bilimkurgu kâbusu olduğundan, bu teknik çocukları kötü amaçlara alet etmek için kullanılıyor. Öte yandan aynı tekniğin animasyon dizisi Futurama ve çizgi roman Transmetropolitan'da rüyalara reklam sokuşturmak için kullanıldığına şahit oluyoruz.
Neyse ki bu karanlık senaryoların gerçekleşme ihtimali pek yok; zira uykuda dinlenen kayıtlar beyinde çok da kalıcı olmuyor.[1] Vyazovskiy şöyle diyor:
Beynimiz biz uyurken etrafımızda olup bitenlere karşı dikkate değer ölçüde farkındalık sahibidir. Ancak bu sırada öğrenilenler de bir o kadar çabuk unutuluyor.
Zaman yönetimi olarak bakıldığında, insan, bilimkurgudan uykuyla bir nevi "boşa" geçirdiğimiz zamanı daha iyi değerlendirebilmemiz için farklı yollar bulmasını bekliyor. Bir diğer çizgi roman olan Judge Dredd'de, geleceğin robotlaşmış kanun güçleri anında dinlenip yenilenmek için özel makineler kullanıyorlar, böylece çabucak sokaklara geri dönüp milletin üstünde cop kırmaya devam edebiliyorlar. Adını sıkça alıntılanan ünlü Shakespeare oyunu Macbeth repliğinden alan 2015 tarihli Doctor Who bölümü Uyku Yok Artık'ta, uyku kısaltıcı Morpheus podları uzun ve dinlendirici bir gece uykusunu kısaltıp birkaç dakikaya sığdırabiliyordu. Elbette bir Doctor Who bölümü olduğundan, cihazların aslında uyuduğumuzda gözlerimizin kenarlarında oluşan uyku tozlarından oluşma canavarsı yaratıklarla bağlantılı olduğu ortaya çıkar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yorgandan kaçınmanın çok daha akılcı bir yolu, Ian M. Banks'in Consider Phlebas romanındaki uzay korsanı kaptan Kraiklyn tarafından uygulanmaktadır. Beyninin her iki yarısını da ayrı ayrı uykuya daldırabilen kaptan, sürekli uyanık kalabilmektedir ve böylece kimse onu uykusunda yakalayamamaktadır. Bunun kötü tarafı ise, sol beyni ve sağ beyninden hangisinin kullanıldığına bağlı olarak kişiliğinin değişmesidir.
Aslında genel olarak bakıldığında, uyku-baskılayıcı yöntemlerin spekülatif kurguda çok nadir kullanıldığını görüyoruz. Uyku, bilimkurgu yazarlarının kurcalamaktan kaçındığı, çok temel bir insan gereksinimi olabilir. Yine de bu durum, uyku kalitemizi arttırmak için uygulamalar ve uyku takip edici sistemler kullanmanın önüne geçmiyor.
Geleceğe Uyuyuş
Bilimkurgu yazarları zamanda hem ileri hem geri gidebilen zaman makinelerini tasarlamadan önce, kurguda zaman yolculuğu karakterin yüzyıllar süren bir uykuya dalması ve bambaşka bir dünyaya uyanması konsepti üzerinde ilerliyordu. Kronik uzun uyku problemlerine klasik eserlerde bile rastlıyoruz; örneğin Japon halk öyküsü Urashima Taro, kahramanın su altındaki bir Ejder Sarayı'nı ziyaret etmesi ve eve döndüğünde ayrılmasının üzerinden yıllar geçmiş olduğunu anlamasını konu alır. Bir başka örnek ise Yunan efsanesi Epimenides'tir: Epimenides bir mağarada 57 yıl uyuyakaldıktan sonra geleceği görme yetisi kazanmış olarak uyanır.
Washington Irving'in 1819 tarihli ünlü kısa öyküsü Rip Van Winkle ise uyuyakalma fenomenine sıra dışı bir bakış açısı getirir: Rip Van Winkle 40 kez göz kırpana dek aradan 20 yıl geçer. Elbette bu daha modern uykucularla karşılaştırıldığında kısa bir şekerleme gibidir: Demolition Man'de 36 yıl, Sleeper'da 200 yıl, Buck Rogers'ta 500 yıl, Futurama'da 1000 yıl uyuyan kahramanlarla karşılaşırız. Belki de uyuyan karakterlerden en talihsizi The Day of the Triffids'te, sızdıktan sonra dünyanın sonuna kadar uyuyan karakterdir.
1956 tarihli klasik film Invasion of the Body Snatchers'da (ve 1978 tarihli ürkütücü yeniden yapımında) kıyamet bir uyku formunda gelir. İnsanlar uykuya daldıkça uzaylılar tarafından birebir kopyalarıyla değiştirilirler, bunlar pod insanlar olarak bilinir. Dikkate değer bir detay ise yönetmen Don Siegel'ın aslında filmin adını Uyku Yok Artık koymak istemesidir.
Belki Bir Rüya
Kâbuslar da sayılamayacak kadar çok hikâyenin odak noktası. Yine de uyku kalitesiyle ilgili bir öykü bulmak istersek, işin yatağına bakmamız gerek. Star Trek: The Next Generation bölümü olan Night Terrors'de, Enterprise mürettebatı uykularında REM evresini kaybediyordu. REM, bilindiği gibi uykunun öğrenme ve hafıza ile doğrudan ilgili kısmıdır. Mürettebat odaklanma yetilerini kaybeder, halüsinasyonlar görmeye başlar ve delirmenin eşiğine gelirken işler çığrından çıkmaya başlar.
REM evresinin büyük bir kısmını rüyalar oluşturuyor. Aslında Star Trek'in de, başka birçok bilimkurgu eserinin de rüyalarla ilgili başka pek çok bölümü var. Örneğin, kim Twin Peaks'teki çılgınca kırmızı odayı veya Inception'daki katman katman rüyaları unutabilir ki? Blade Runner'daki meşhur tek boynuzlu at rüyasını da bu noktada hatırlamak gerekir, filmin fanları uzun yıllar boyunca bu rüyanın Rick Deckard'ın bir android olabileceği anlamına geldiğini tartışıp durdular zira.
Gerçek hayatta ise rüyaları anlattığımız hikâyelerin kaynağı olarak görüyoruz. Bram Stoker Dracula'yı, Mary Shelley Frankenstein'ı, Robert Louis Stevenson da Dr. Jekyll ile Mr. Hyde'ı korkutucu rüyalarından uyandıktan sonra yazdılar. Terminatör, James Cameron'ın alevler arasında yürüyen bir iskeleti gördüğü rüyadan esinlenerek ortaya çıkmıştı. Neil Gaiman ve H.P. Lovecraft gibi yazarların da rüyalarından esinlendiklerini söylediklerini biliyoruz.
Yine de belki de en iyisi uykularımızla uyanık hayatlarımızı birbirinden ayrı tutmak. Vyazovskiy şöyle diyor:
Uyanıkken yaşadıklarımızı hatırlayabildiğimiz kadar uykularımızda, rüyalarımızda gördüklerimizi hatırlasak bunun sonuçları felaket olurdu. Geçmişte neyi gerçekten yaşadığımızı, neyi ise hayal ettiğimizi ayırt edemez hale gelirdik.
Bilimkurgunun hayal ettiği pek çok şey zamanla gerçeğe dönüştü. Yine de, uyku insan olmanın o kadar merkezinde bir olgu ki, bugüne kadar hayatımızın diğer kısımlarını ele geçiren teknolojik ilerlemelere büyük ölçüde direndi. Vyazovskiy dondurulmuş uyku podları, uyku makineleri ve rüyalarda görülen reklamlar konusunda son olarak şöyle diyor:
Bu gelişmelerin gerçeğe dönüşebilmesi için önümüzde uzun ve zorlu yollar var. İnsan beyni, rüyalar ve hafıza konusunda hâlâ anlamadığımız tonlarca şey var ve bunları kısa yoldan çözebilmemiz de mümkün değil.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 23
- 8
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: CNET | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Witkowski. Sleep-Learning Was A Myth, But You Could Strengthen Memories While You Snooze. (16 Şubat 2018). Alındığı Tarih: 27 Ekim 2020. Alındığı Yer: Smithsonian Magazine | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:37:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9486
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in CNET. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.