COVID-19 Koronavirüs Salgını İnsan Yapımı Değil ve Doğal Yollarla Evrimleşti!
Evrimsel ve Genetik Analizler, SARS-CoV-2'nin Kökeninin Doğa Olduğunu Ortaya Koyuyor!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
SARS-CoV-2 ve ilişkili virüslerin halka açık genom dizilimleri üzerinde yapılan analiz, virüsün bir laboratuvarda üretildiğine veya başka bir şekilde tasarlandığına dair hiçbir kanıt bulamadı. Scripps Research’te immünoloji ve mikrobiyoloji alanında doçent doktor ve makalenin yazarı olan Kristian Andersen’in sözleri şöyle:
Bilinen koronavirüs suşlarına ait mevcut genom dizilimleriyle karşılaştırıldığında, SARS-CoV-2’nin kesinlikle doğal süreçler sonucunda ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
"The proximal origin of SARS-CoV-2 (SARS-CoV-2’nin en olası kökeni)" başlıklı makalenin diğer yazarları arasında Tulane Üniversitesi’nden Robert F. Garry, Sydney Üniversitesi’nden Edward Holmes, Edinburgh Üniversitesi’nden Andrew Rambaut ve Columbia Üniversitesi’nden W. Ian Lipkin bulunuyor.
Koronavirüs ailesi, oldukça farklı şiddette hastalıklara yol açabilen büyük bir virüs ailesidir. Koronavirüsün yol açtığı bilinen ilk ağır hastalık, 2003’te Çin’de ortaya çıkan ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome-SARS) salgın hastalığıdır. İkinci ağır hastalık salgını ise 2012’de Suudi Arabistan’da Orta Doğu Solunum Yetmezliği Sendromu'dur (Middle East Respiratory Syndromei, MERS).
31 Aralık 2019 tarihinde de Çin yetkilileri, ağır hastalığa yol açan yeni tip bir koronavirüs salgını konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nü alarma geçirdi, bu virüs daha sonra SARS-CoV-2 olarak adlandırıldı. 20 Şubat 2020 tarihi itibarıyla yaklaşık 167.500 COVID-19 vakası bildirildi, hafif seyreden birçok vaka da muhtemelen teşhis edilemedi. Virüs 6.600’den fazla kişinin ölümüne neden oldu.
Salgın hastalık başladıktan kısa bir süre sonra Çinli bilim insanları SARS-CoV-2 genomunun dizilimini çıkardılar ve bu veriyi tüm dünyadaki araştırmacılarla paylaştılar. Elde edilen genomik dizilim, Çin yetkililerinin salgın hastalığı hızla tespit ettiklerini ve tek bir kişinin COVID-19 hastalığına yakalanmasının ardından bu hastalığın insandan insana bulaşması nedeniyle vakaların arttığını gösterdi. Andersen ve diğer birçok araştırma kurumundaki araştırmacılar ortak bir çalışmada bu dizilim verisini kullandı ve SARS-CoV-2’nin en belirgin birkaç özelliğine odaklanarak kökenlerini ve evrimini araştırdı.
Bilim insanları virüsün insan ve hayvan hücrelerine tutunup bu hücrelere girmesini sağlayan proteinlerinin (S proteinlerinin veya mızrak proteinlerinin), yani virüsün dışındaki saldırı organlarının genetik şablonunu incelediler. S proteininin özellikle iki önemli özelliğine odaklandılar: konak hücrelere tutunan, bir tür kanca denebilecek reseptör bağlanma bölgesi (receptor-binding domain-RBD) ile virüsün çatlayarak konak hücrelere girmesini sağlayan, moleküler bir konserve açacağı denebilecek yarılma bölgesi (cleavage site).
Doğal Evrime Kanıt!
Bilim insanları, SARS-CoV-2’deki S proteinlerinin RBD kısmının insanlarda kan basıncını düzenleyici bir reseptör olan ACE2 hücrelerinin dışındaki moleküler bir özelliği hedef alacak şekilde evrimleştiğini buldular. SARS-CoV-2’deki S proteini insan hücrelerine o kadar iyi bağlanıyordu ki bilim insanları virüsün genetik mühendisliğinin bir ürünü değil, doğal seçilim sonucunda ortaya çıktığı sonucuna vardılar.
SARS-CoV-2’nin omurgasından, yani moleküler yapısının bütününden elde edilen veriler de doğal evrime dair bu kanıtı destekliyordu. Eğer birileri hastalık oluşturan yeni bir koronavirüs üretmeye çalışsaydı, hastalığa yol açtığı bilinen bir virüsün omurgasını kullanarak bunu yapardı. Ancak bilim insanları, SARS-CoV-2 omurgasının bilinen mevcut koronavirüslerin omurgasından önemli ölçüde farklı olduğunu ve yarasalarla karıncayiyenlerde bulunan ilişkili virüslere daha çok benzediğini buldular. Andersen şunları söylüyor:
Virüsün bu iki özelliği, yani S proteininin RBD kısmındaki mutasyonlar ve kendine özgü bir omurgası olması, SARS-CoV-2’nin laboratuvarda oynanarak üretilme olasılığını ortadan kaldırıyor.
İngiltere merkezli Wellcome Trust’ta salgın hastalıklar yöneticisi Dr. Josie Golding, Andersen ve meslektaşlarının bulguları hakkında şunu söylüyor:
Bu bulgular, COVID-19’a yol açan SARS-CoV-2 virüsünün kökenleri hakkında ortalıkta dolaşan söylentilere kanıta dayalı bir bakış açısı getirmesi nedeniyle kritik bir öneme sahip. Araştırmacılar virüsün doğal evrim sonucunda oluştuğunu bularak kasıtlı bir genetik mühendislik sonucunda ortaya çıktığına dair yapılan spekülasyonlara son verdiler.
Virüsün Evrimine Yönelik 2 Olası Senaryo
Andersen ve meslektaşları, yaptıkları genomik dizilim analizine dayanarak SARS-CoV-2’nin kökenlerinin büyük olasılıkla şu iki senaryodan birini izlediği sonucuna vardılar.
İnsan Dışı Konakta Evrim
Birinci senaryoya göre, virüs insan-dışı bir konakta doğal seçilim yoluyla bugünkü hastalık oluşturan durumuna evrim geçirdi ve sonra insanlara sıçradı. Daha önceki koronavirüs salgınları insanların misk kedileri (SARS) ve develerle (MERS) doğrudan teması sonucunda virüse yakalanmalarıyla çıkmıştı. Araştırmacılar, SARS-CoV-2’nin yarasalarda bulunan bir koronavirüse çok benzemesi nedeniyle büyük olasılıkla yarasalardan geçtiğini düşünüyorlar. Ancak virüsün yarasadan doğrudan insana geçtiğine dair bir vaka bulunmadığından yarasalarla insanlar arasında bir ara konak olabileceği düşünülüyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu senaryoda, SARS-CoV-2’deki S proteininin kendine özgü iki özelliği de (hücrelere bağlanan RBD kısmı ile virüsün açılmasını sağlayan yarılma bölgesi), virüs insanlara geçmeden önce bugünkü durumuna evrimleşmiş olmalı. Bu durumda virüs, hastalığa yol açan ve insandan insana yayılabilmesini sağlayan özelliklerini zaten geliştirdiği için günümüzdeki salgın hastalık muhtemelen insanlar enfekte olur olmaz hızlı bir şekilde ortaya çıkmış olmalı.
İnsan İçinde Evrim
Diğer senaryo önerisine göre ise, virüsün hastalığa yol açmayan bir formu bir hayvan konaktan insanlara sıçradıktan sonra bugünkü hastalık oluşturan durumuna insanda evrimleşti. Örneğin Asya ve Afrika’da yaşayan armadillo benzeri bir memeli olan karıncayiyenlerdeki bazı koronavirüslerin RBD yapısı, SARS-CoV-2’dekine çok benzerdir. Karıncayiyendeki bir koronavirüs, doğrudan ya da misk kedisi veya gelincik gibi bir ara konak aracılığıyla insana bulaşmış olabilir.
Daha sonra da SARS-CoV-2’nin diğer ayırt edici S protein özelliği olan yarılma bölgesi, muhtemelen salgın hastalığın başlamasından önce virüsün insanlarda fark edilmeden belli ölçülerde dolaşması yoluyla bir insan konakta evrimleşmiş olabilir. Araştırmacılar SARS-CoV-2 yarılma bölgesinin, insandan insana çok kolay bulaşan kuş gribi suşlarındakine benzediğini buldular. SARS-CoV-2, bu kadar ağır bir hastalığa yol açan yarılma bölgesini insan hücrelerinde evrimleştirmiş ve artık muhtemelen insandan insana daha fazla yayılma yeteneğine sahip olduğundan kısa süre içerisinde bugünkü salgın hastalığı başlatmış olabilir.
Çalışmanın eş yazarı Andrew Rambaut, hangi senaryonun gerçekleştiğini bulmanın bu noktada imkansız olmasa bile çok zor olduğuna dikkat çekiyor. Eğer SARS-CoV-2 bugünkü hastalık yapıcı formundayken bir hayvandan insanlara bulaştıysa bu durum gelecekte başka salgınların olma olasılığını arttırıyor, çünkü virüsün hastalığa neden olan suşu hâlâ hayvanlarda dolaşıyor olabilir ve yeniden insanlara sıçrayabilir. Ancak hastalığa yol açmayan bir koronavirüsün insanlara bulaşıp SARS-CoV-2’ye benzer özellikler evrimleştirmesi olasılığı daha düşüktür.
Konuyla ilgili daha akademik bir incelemeyi buradan okuyabilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 39
- 18
- 13
- 10
- 8
- 6
- 5
- 4
- 3
- 2
- 1
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
- Scripps Research. The Covid-19 Coronavirus Epidemic Has A Natural Origin, Scientists Say. (17 Mart 2020). Alındığı Tarih: 23 Mart 2020. Alındığı Yer: Scripps Research | Arşiv Bağlantısı
- K. G. Andersen. (2020). The Proximal Origin Of Sars-Cov-2. Nature Medicine. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 16:54:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8381
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.