Cinsellik ve Romantizmi Dijitale Taşıyan Tinder; Dijital Stalk, Sexting, Siber Zorbalık ve Siber Mağduriyet İlişkilerine Yol Açabilir mi?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Aşk, toplumdan topluma ve kültürden kültüre farklılıklar gösterse de evrensel olarak beyin kimyasını benzer şekillerde etkilediği çeşitli araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur. Bireylerin duygu, düşünce ve davranış örüntülerini kültürel normlara göre değiştiren aşk, deneyimlendiği zaman bireysel farklılıklara göre değişkenlik göstermektedir. Aşka dair yapılan her tanımlama kendi içerisinde belirli öznellikler ve sınırlılıklar taşıdığı ve uzmanların da bunu kabul ettiği gerçeğini göz önüne alarak, henüz aşkın tanımlanması evresinde dahi bazı sıkıntılar olduğu söylenebilir.
Aşkı yaşamanın bazı örüntüler ile birlikte ortaya çıktığı, çeşitli etnografik ve psikolojik teoriler üzerinden anlaşılabilmektedir. Bunlar; en genel olarak, içtenlik, sevgi, hoşlanma, tutku, bağlılık, aidiyet, arzu, cinsellik, karşılıklılık gibi olumlu şekillerde tezahür edebilirken; nefret, yıkım, acı, hüsran, kaygı, yalnızlık, karşılıksızlık ve saplantı gibi olumsuz şekillerde de tezahür edilebilmektedir.
Üçgen Aşk Kuramı ve Aşk Tipolojileri
Bu noktada, psikolog Sternberg’in Üçgen Aşk Teorisi'nden bahsetmek gerekirse aşk; yakınlık, tutku ve bağlılıktan oluşan bir kavramdır. Bir ilişkide tarafların birbiri ile kurduğu iletişimin iyicil olması, birbirlerini tanımaları ve anlaşabilmeleri o ilişkideki yakınlığı göstermektedir. Yakınlığın ardından tarafların birbirlerini fiziksel olarak çekici bulmaları ve doyum veren bir cinsel yaşantıya sahip olmaları, o ilişkinin tutku boyutunu anlatır. Ardından, yakınlığın ve tutkunun her iki tarafı da memnun edecek şekilde uyumlu ilerlemesi, ilişkideki bağlılığı ortaya çıkarır ve tarafların kendilerini içinde bulundukları aşkın en duygulu noktasına bırakmalarını sağlar.[4]
Bu üç temel durum aşkın bütünleşmiş bir aşk olduğunu gösterse de Sternberg, bu üç etkenin nadiren bir arada gözlenebildiğini söylemektedir.[7] Teorisyene göre bunlardan herhangi iki tanesi çoğu zaman daha baskın gelmekte ve bu durum, aşkta farklı tipolojiler olduğunu göstermektedir. Kendi içerisinde tanımlanışı bile değişken olan ve bireylerin anlam dünyalarında kültürel farklılıklarında dahi akışkanlaşabilen aşk, böylelikle kavramsal açıdan şaibeler yaratabilmektedir.
O halde günümüz dünyasında, teknolojinin baskın hale gelmesi ile iletişimin sosyal ağ sitelerine taşınması gibi durumların aşkın dijital patolojilerini ortaya çıkardığını söylemek mümkündür. Özellikle konum tabanlı bir uygulama olan Tinder’ın bireylerin sanal ortamda tanışıp yakınlık kurmasına yol açması ve bireyleri fiziksel olarak bir araya getirmeye aracılık yapması bakımından bu konudaki rolüne değinmek önemlidir.
Sağa Kaydırmalı Romantizm: Tinder
Tinder, 2012 yılında kurulmuş olan, konum tabanlı özelliği olan bir dijital arkadaşlık uygulamasıdır. Kadınlar ve erkekleri günlük yaşamda buluşturabilme amacı taşıyan heteroseksüel piyasaya hizmet eden bir uygulama olduğu düşünülmektedir. Tinder’da eşleşmeler coğrafi konuma bağlı olarak gerçekleşmekte ve kullanıcılar yakınlardaki kişileri görebilmek için konum ayarlarını değiştirebilmektedir.[3]
Fakat uygulamayı kullanan birçok kullanıcının uygulamaya arkadaşlık kurmaktan öte anlamlar bahşetmiş olmaları, "amacına uygun kullanımın" dışına çıkıldığını göstermektedir. Tinder bünyesindeki birçok heteroseksüel bireyin uygulamayı cinsellik, romantik ilişkiler ve kısa süreli etkinlikler için kullandıkları bilinmektedir. Bu durum, uygulama içerisinde "amacına uygun kullanıyorum" jargonunu ortaya çıkarmış ve bireylerin ilişki kurma beklentilerine göre uygulama içerisinde aradıkları profillere ulaşabilmelerini sağlamıştır. Uygulamayı geliştirenler, Tinder’ın cinsellik içeren herhangi bir amacının olmadığını belirterek, yakın çevredeki insanlarla iletişim kurmaya yönelik bir uygulama olduğunu söyleseler de uygulama, kültürel olarak her bölgede farklı kullanılmaktadır. Örneğin Türkiye’de Tinder’ın çoğunlukla cinsellik, yasaklı madde kullanımı için arkadaş arayışı, günlük sosyal etkinliklere katılma, romantik ilişki kurma amacıyla kullanıldığı gözlemlenmektedir.
Özellikle heteroseksüel kadın ve erkekler, yakınlık kurabilmek için gereken zamanı, dijital bir uygulama kullanarak kısaltabilmektedir. Böylelikle Tinder, yakınlık, tutku ve bağlılıktan oluşan Aşk Üçgeni Teorisi'ne göre yakınlığın başlangıcı olması bakımından günümüz dünyasında insanları bir araya getiren bir aracıya dönüşmektedir. Velhasıl aşkın kültürel, toplumsal ve bireysel anlamının değişken olduğunu ve tanımlamaların yetersiz kaldığını günümüz romantik ilişkilerinin dijital uygulamalar üzerinden anlam kazanıyor oluşundan anlamak mümkündür. Günümüz dijital dünyasında ilişkilerin bir ihtiyaç olarak dijital uygulamalar üzerinden belirli bir kitleyi hedef alarak (heteroseksüel) sunulması ve bireylerin anlık duygularına hitap etmesi bakımından aşkın daha çok "yakınlık kurma arayışı" ile anıldığını göstermektedir.
Sternberg’in belirttiği gibi bir aşkta her daim yakınlık, tutku ve bağlılık unsuru bir ara görülmemektedir. Buna atfen günümüz ilişkileri kapsamında Tinder’da tanışıp isteğe bağlı olarak fiziksel mekanlarda bir araya gelen insanların genelde yakınlık ihtiyacının daha fazla olduğu söylenebilmekte ve kısa süreli birliktelikler ile doyuma ulaşma arzularının uygulama tarafından "sağa ve sola kaydırma" ile canlı tutulması örneği, cinselliğin ön planda olduğunu göstermedir.
Bireyselleşme ve yalnızlığın yoğun yaşandığı günümüz dünyasında uygulamanın bireyleri bir araya getirme noktasında sağladığı "tanıdık hissetme-bilindik kılma" avantajının olduğu söylenebilse de yine dijital bir uygulama olması bakımından yarattığı dezavantajlar mevcuttur.
Tinder Kullanmak Dijital Problemlere Yol Açabilir!
Tinder örneğinde görüldüğü gibi bireyler, dijital bir ortamda birbirlerini sağa kaydırma özelliği ile beğenip eşleşebilmekte ve isteğe bağlı olarak fiziki ortamda bir araya gelebilmektedir. Fakat dijital mecralarda bireyler kimliklerini olduğundan farklı gösterebildiği için, ilişkiler sağlıksız bir nitelik kazanabilmektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu duruma örnek olarak, birine karşı duyulan merak sonucunda kişiyi sosyal medya veya farklı sanal ortamlarda rahatsız edici şekilde izini belli etmeden takip etme durumu olan dijital stalklama verilebilir. Tinder’da eşleşen bireyler, birbirlerini gerçek hayatta merak edebilmekte ve bu durum taraflardan birisinin ötekine karşı takıntı geliştirmesiyle kişinin bulunduğu lokasyonu, işini, okulunu veya sosyal medya hesaplarını gizlice stalklamasına yol açabilmektedir.
Sexting, bireylerin yalnızlığı giderme, ilgi arayışı, cinselliğe kolay ulaşma ve fiziksel cinselliği planlama durumlarından kaynaklanan sanal ortamlarda cinsel içerikli mesajlaşmalarını ifade etmektedir. Bu durum, iki kişinin karşılıklı rızasıyla ortaya çıkan bir mesele gibi görünse de kişilerin birbirine karşı olumsuz olarak kullanabilecekleri verilerin saklanmasına neden olmaktadır. Hatta Tinder’ı kötü amaçlı cinsellik için kullanan kişilerin sexting yöntemiyle karşı tarafı açık fotoğraf gönderme ve cinsel içerikli mesajlaşma için manipüle edici davranışlar ile zorlaması siber zorbalığa yol açmaktadır. Özel mesajlarının ifşa, şantaj ve manipülasyon ile ortaya çıkacağını düşünen kişi böylelikle ilişki kurma amacıyla tanıştığı kişiden gördüğü zorbalık sonucunda siber mağduriyet yaşamaktadır.
Siber zorbalığın ve siber mağduriyetin çoğunlukla ortaokul, lise ve üniversite dönemindeki bireylerde görüldüğü yapılan araştırmalarda ortaya konmuş olsa da bireylerin arkadaşlık veya romantik ilişki kurma amacıyla kullandığı Tinder gibi uygulamalarda görülebileceğinin aşikar olduğu söylenebilir.
Özellikle geleneksel zorbalıkta "zorba", tanıdık birisi olabilirken; siber zorbalık, anonim gerçekleşmektedir. Sosyal ortamlarda bireylerin birbirlerine yönelik davranışlarının denetlemez ve kontrol edilemez olması, dijital zorbalığı geleneksel zorbalığa göre daha kabul edilebilir hale getirmektedir. Nitekim, dijital bağlamlarda cinsel içerikli mesajlaşmaların dijital verilerin kayıt altına alındığı ve kopyalanıp çoğaltılabildiği gerçeği göz önüne alındığında, oldukça tehlikeli bir zorba ve mağdur ilişkisini ortaya çıkaracağını söylemek mümkündür.
Sonuç
Sonuç olarak dijital çağda aşk, romantizm ve flört ilişkilerinin Tinder gibi coğrafi konum tabanlı uygulamalar ışığında kolaylaştığı görülmektedir. Dijital bağlamda kurulan iletişim ile, aşkta, bağlılıktan çok yakınlık ihtiyacının karşılanması ön planda tutularak beğeni, zevk ve ilgiye göre seçimler yapılmaktadır. Bu durum, kısa süreli cinsel birliktelik isteği, romantik ilişki talebi, sosyal etkinliklere katılma ve farklı arayışlara girmeye neden olmaktadır.
Sosyal ağ uygulamalarının ve internetin denetlenemez olmasından kaynaklı yakınlık kurma arayışında olan bir bireyin bir ötekine verdiği bilgilerin kötüye kullanılabileceğini söylemek mümkündür. Başlangıçta ilişki kurmak için pek çok avantajı bulunan Tinder gibi uygulamalar cazip gelse de uzun vadede tarafların birbirlerine karşı dijital stalklama, sexting, siber zorbalık ve siber mağduriyet kavramlarını hatırlatacak durumlar yaşatmalarına neden olabileceğine dikkat etmek gerekmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Z. Akmeşe, et al. (2017). Stalk, Benliğin İzini Sürmek. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Düşünceler Hakemli E- Dergisi, sf: 23-32. | Arşiv Bağlantısı
- E. Akyol, et al. (2021). Genç Yetişkinlerin Romantik İlişkilerinde Cinsel İçerikli Mesajlaşma (Sexting): Bir Derleme Çalışması. Aile Psikolojik Danışmanlığı Dergisi, sf: 1-20. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Aydoğan. (2020). Konum Temelli Çevrimiçi Tanışma Uygulamalarını Kadınların Flört Deneyimleri Açısından Düşünmek: Tinder Ve Happn. Moment Dergi, sf: 287-313. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Atak, et al. (2021). Romantik İlişkiler Ve Aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, sf: 520-546. | Arşiv Bağlantısı
- M. Karaca, et al. (2021). Siber Mağduriyet: Kavramsal Bir Çalışma. Anadolu Akademi Sosyal Bilimler Dergisi, sf: 177-191. | Arşiv Bağlantısı
- B. Türk, et al. (2021). Şiddet Sarmalı İçinden Siber Zorbalık: Bir Gözden Geçirme. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, sf: 462-479. | Arşiv Bağlantısı
- ^ O. Uştuk. (2016). Aşk Örüntüleri Üzerine Bir Anlatı Analizi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sf: 59-70. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:14:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10916
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.