Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır?

Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır? Handan Bozkurt
10 dakika
45,534
Podcast
14:10
Ekin Baran Sunar
Seslendiren
21
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

Muhtemelen zaten bildiğiniz gibi boşanmalar giderek yaygınlaşıyor. Wang ve Schofer, 2018’de yaptıkları çalışmada, 1970’li yıllardan bu yana dünyada boşanma oranının iki katından fazla arttığı sonucuna ulaştılar. Araştırmacılara göre Kuzey Avrupa ve Batı Avrupa boşanma oranlarının en yüksek olduğu yerler. Bunun dışında Kanada’da, Avustralya’da ve Yeni Zelanda’da da dünya ortalamasının çok üzerinde oranlar mevcut. Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerinde ise oranlar giderek artmasına rağmen, dünyanın geri kalanına göre hâlâ oldukça düşük.

Aynı araştırmada, bir ülkedeki boşanma oranını en fazla etkileyen faktörün ekonomik gelişmişlik düzeyi olduğu sonucuna ulaşıldı. Buna göre kişi başına düşen milli gelir arttıkça boşanma oranı da artıyor. Boşanma ile en ilgili görünen toplumsal bazdaki diğer değişkenler ise eğitim seviyesinin yüksek olması, kadının çalışma hayatında olması, dindarlığın daha düşük olması ve sosyal aktivizm.

Tüm Reklamları Kapat

Günümüzde Avrupa ülkelerinde veya ABD’de evlenen bir çiftin boşanma olasılığı %50 civarında seyretmektedir. Türkiye’de ise bu olasılık %20 civarındadır. Dünya ortalaması ise %40’lar civarında ve bu oran giderek yükseliyor.

Boşanmanın birçok nedeni olabilir; kabaca kültürel, ekonomik ve psikolojik nedenler ve bu nedenlerin birbiriyle olan etkileşiminden bahsedilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Wilhelm Reich 1933 yılında yazdığı “Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı” isimli kitabında; “Asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya da sömürülen adamın grev yaptığı değil, neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin çoğunun greve gitmediğidir” demiştir. Gelin boşanma konusuna da biraz böyle yaklaşalım ve insanların “neden boşanmadığı”na göz atalım.

***

Boşanma toplumumuzda bir sosyal stigma1 olma özelliğini korumaktadır. Yani boşanan kişi toplumun sağlıklı bir bireyi olarak görülmemektedir. Bu durum özellikle kadınlar için daha geçerli. “Dul” kelimesi genellikle boşanmış kadını çağrıştırmaktadır. Üstelik bazı müstehzi gülüşler ve çirkin cinsel göndermeler de bu çağrışımlara eşlik etmektedir. “Boşanmış aile çocuğu” denildiğinde ima edilen şey sorunlu, biraz da acınacak durumda olan bir çocuktur.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Erkek olsun kadın olsun boşanma çoğunluk tarafından bir başarısızlık olarak görülmektedir. Boşanmış kişi bir kaybeden olarak ele alınır. Akrabalar ve arkadaşlar bir çiftin boşanmasını genellikle  engellemeye çalışır. Özellikle boşanmanın daha az görüldüğü toplumlarda geçerli bu yaklaşıma göre boşanan kimselerde bir sorun vardır.

Boşanma ile ilgili toplumsal bazdaki faktörlerden bahsetmiştik. Kabaca daha modern ve gelişmiş ülkelerde boşanma oranının daha fazla olduğuna değindik. Elbette toplumsal faktörler çiftleri yüksek derecede etkiler ve ikilinin ilişkisine etki eder. Bunun yanı sıra, çiftler arasındaki ilişkinin dinamiğine özgü bireysel faktörlerden de bahsedilebilir. Peki boşanma ile ilgili bireysel bazdaki faktörler nelerdir?

Huston ve arkadaşları (2001), boşanma faktörlerini belirlemek için yeni evlenen 168 çiftle çalışma gerçekleştirdiler. 336 kişiyi kapsayan bu çalışmada yıllar içinde çiftin ekonomik düzeyi, evliliğin süresi, çocuk sayısı, hastalıklar, sosyal destek, aldatma vb. boşanmayı etkileyebilecek birçok değişken takip edildi.

Çiftlerin bir kısmı boşandı. Boşananlarla boşanmayanlar arasında en fazla hangi değişkenlerin farklılaştığı incelenince ilginç bir sonuçla karşılaşıldı. Bir çiftin boşanma olasılığını en fazla artıran değişken, ilişkinin başlarında birbirlerine duydukları aşktı. Yani çiftler birbirlerini ne kadar çok seviyorsa boşanma olasılıkları da o kadar artıyordu. Boşanmayla ilgili faktörlerden çocuk sahibi olma, madde kullanımı, sadakatsizlik, ekonomik sorunlar gibi diğer tüm faktörlerden daha da etkili olan faktör, bu evliliğin aşk evliliği olması idi.

Bu faktör ilk bakışta sağduyuya aykırı gibi görünüyor, ancak gayet makul bir açıklaması mevcut.

Tüm Reklamları Kapat

***

Coontz’a göre (2006) dünya tarihinde boşanmanın ve aşkın ortaya çıkması ve gelişmesi paralel olmuştur. Tarih içinde insanlar çok uzun süre kendi iradeleri dışındaki faktörlere bağlı olarak evlenmiştir. Ancak 17. yüzyıldan itibaren aşk kavramının giderek yaygınlaşması ile birlikte bireyin seçimine bağlı olan aşk evlilikleri başlamıştır. Evlilik gerekçesi değişmeye başlayan insanlar, bu gerekçe ortadan kalktığında evliliği de bitirmeye başladılar.

Boşanma ve aşk, çelişki gibi görünse de bir bakımdan oldukça ilişkili kavramlardır. Ölümün öncelikli nedeni hayattır. Bu ironik bir kelime oyunu gibi görünen gerçek, boşanma ve aşk için de geçerlidir. Huston’ın araştırmasında ortaya çıkan şey, boşanmanın öncelikli nedeninin aşk olduğudur. Aşk için evlenmeyen çiftler daha uzun süre evli kalmakta, daha az boşanmaktadır. Çünkü ilişki zaten, ikilinin arasındaki psikolojik uyum ve sevgi üzerine kurulmamıştır.

Dünyada anlaşmalı evliliklerin (ya da bizdeki adıyla görücü usulü evliliklerin) oranı %50 civarındadır ve anlaşmalı evliliklerde boşanma oranı aşk evliliklerinden çok daha düşüktür. Örneğin Amerika’da yaşayan Amişlerde boşanma oranı %1, Hindistan’daki Hindularda %3’tür. Tüm dünyadaki görücü usulü evliliklerde boşanma ortalaması ise %6.3’tür.2

Tüm Reklamları Kapat

Türkiye’de ise evliliklerin %60’ı görücü usulü yapılmaktadır. Yani, evleneceği kişinin başkaları tarafından seçildiği evlilik türü daha yaygındır. Ülkemizde boşananların yaklaşık %20’si bu şekilde görücü usulü evlenenlerden oluşurken, %80’i aşk evliliği yapanlardan oluşmaktadır3

Çünkü aşık olduğu insanlarla evlenen çiftlerde aşk bitince evlilik ilişkisinin temel gerekçesi de ortadan kalkmış olmaktadır.

Kısaca aşık olduğu için evlenen çiftlerin boşanma olasılığı daha yüksektir.

***

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Tolkien 14x21cm Not Defteri ve Roller Kalem

Laboratuvar notlarınızı veya hayatın diğer alanlarındaki diğer önemli gelişmeleri bu not defterimizde, Evrim Ağacı kaleminizle tutun.

Defter:

  • 13×21 cm
  • Ivory kağıt
  • 120 yaprak
  • Baskı: Sıcak baskı

Kalem:

  • Kapaklı Roller kalem
  • Baskı: Lazer kazıma

Not: 11 Kasım 2022 itibariyle artık ürüne roller kalem de dâhildir.

Devamını Göster
₺270.00
Tolkien 14x21cm Not Defteri ve Roller Kalem
  • Dış Sitelerde Paylaş

Daha özgürlükçü, daha modern toplumlarda boşanma oranının daha yüksek olması, bu toplumlarda kişiler arası ilişkilerin daha yüzeysel ve sorunlu olması şeklinde yorumlanır. Oysa bu toplumlarda ilişkiler daha yüzeysel ve sorunlu olduğu zaman ilişki bittiği için boşanma yüksektir, daha geleneksel toplumlarda ise ilişki bu durumlarda bile ekonomik ve kültürel faktörler yüzünden devam eder. Boşanma gerçekleşmez.

Ekonomik ve kültürel açıdan evliliğin devamını zorunlu kılan faktörlerin zayıfladığı durumlarda evliliğin devamı için ikili arasındaki ilişkinin derinliği öncelikli hale gelir. Kadının ekonomik bağımsızlığını kazanması ve kadın hakları hareketlerinin boşanmanın yaygınlaşması ile yakından ilgili olduğu bilinmektedir; kadın sosyal ve ekonomik hakları açısından erkeklerle eşit düzeye geldikçe boşanma da artmaktadır (Dechter, 1992). Yani kadın, erkeğe bağımlı kılındığı sosyoekonomik şartların azaldığı durumlarda boşanmayı daha rahatça düşünebilmektedir. Bu sosyal dönüşümün yaygın olduğu ülkeler ve bölgelerde de boşanma daha çok görülür.

Ülkemizdeki boşanma istatistiklerinde de benzer bir örüntü mevcuttur. TÜİK’in bulgularına göre boşanmanın en fazla olduğu iller İzmir, Antalya ve Muğla; en az olduğu iller ise Hakkari, Bitlis ve Şırnak olarak belirlenmiştir.

Sosyoekonomik şartlar kadınlar lehine olgunlaştıkça, boşanmaların artması bu yüzdendir. Kadının zorunlu ve dezavantajlı olarak bir üyesi olduğu bir sosyal kurum türünün tüm şartlara rağmen devamını savunmak insani bir durum değildir.

***

Mutsuz Evlilikler ve Çocuklar
Mutsuz Evlilikler ve Çocuklar
Riotact!

Boşanmanın çiftin yanı sıra ve onlardan çok daha fazla olarak çocuk için zararlı olacağı telkin edilir. Bu anlayışa göre boşanmış bir çiftin çocuğunda psikolojik sorunlar oluşma ihtimali çok yüksektir.

Boşanmayı takip eden 1-2 yıl içinde çocuklarda psikolojik sorunlar görüldüğü bilinir. Bu dönemde çocuklarda öfke, stres, ders başarısının azalması gibi farklılıklar gözlenir.

Ancak ilginç olan uzun kapsamlı araştırmalarda bu eğilimin gözlenmemesidir.

Psikolog Constance Ahrons, 20 yıl boyunca boşanan çiftleri incelemiş ve “We’re Still Family” isimli kitabında boşanan çiftlerin çocuklarının yaşam doyumunu incelemiştir. Ulaştığı sonuçlara göre boşanan çiftlerin çocuklarının %80’i boşanmaya güzel bir şekilde uyum sağlamış; ders başarıları, sosyal uyum seviyeleri ve ruh sağlıkları üzerinde uzun dönemde herhangi bir olumsuz farklılaşma gözlenmemiştir.

Virginia Üniversitesinden Gelişim Psikoloğu Mavis Hetherington 2003 yılında yaptığı kapsamlı bir çalışmada 2500 boşanmış aile çocuğu ile çalışma yapmıştır. Bu çocuklarda kısa vadede kaygı, öfke, kabullenememe gibi duyguların ortaya çıktığını ancak tipik olarak ilk iki yıldan sonra bu etkilerin gözlenmediğini tespit etmiştir. Genel olarak bu çocukların %80’inin uzun vadede başarılı şekilde uyum sağladığı görülmüştür. Araştırmacıya göre boşanmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini vurgulayan çalışmaların çoğunda, ilk yıllar içinde gerçekleştirilen gözlemler kullanılmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

2001 yılında Sosyolog Paul R. Amato boşanmayı takiben çocuklarda yılları kapsayan bir araştırma yapmış ve bu çocukların ezici bir çoğunluğunda boşanmamış çiftlerin çocuklarına göre anlamlı bir farklılık gözlenmediğini bildirmiştir.

Bu konu önemli bir konu olduğu için üzerinde birçok çalışma yapılmıştır. Cambridge Üniversitesinde Psikoloji Profesörü olan Michael Lamb, 2012 yılında çok fazla sayıda çalışmayı inceleyerek bir meta-analiz yaptı. Yaklaşık 40 yıllık bir zaman zarfını kapsayan ve 1000’den fazla araştırmanın sonuçlarının incelendiği bu meta-analizde de aynı sonuçlar doğrulanmıştır; boşanmış ailelerin çocuklarının büyük bir kısmında uzun vadede olumsuz bir farklılaşma görülmemiştir.

Kısaca toplumun boşanmayı bir başarısızlık olarak gören anlayışı da, bunun çocuklara büyük zarar vereceği şeklindeki varsayımı da sağlam temellere sahip değildir. Tam tersine, anlaşamayan ebeveynlerle birlikte yaşamak çocuğun psikolojik yapısını çok daha şiddetle sarsmaktadır (Godoua, 2014). Çocuğun kişiler arası ilişkilerin doğasını öğrendiği ilk yer olan aile kurumu sağlam temellere sahip değilse, o çocuk muhtemelen “ilişki” kavramını çarpık bir biçimde öğrenecektir. Mutsuz bir karı koca ilişkisinin bulunduğu bir ailedeki çocukta davranışsal sorunlar tetiklenir, duygusal güvensizlik yaşanarak temel güven duygusu sarsılır, stres artar, benlik bilinci tutarsızlaşır, samimiyet korkusu gelişir. Bu olumsuz etkiler de, mutsuz evlilik devam ettiği sürece devam ederek çocuğun kişiliğine yerleşir.

Unutulmamalıdır ki bir çocuk boşanmanın etkisini üzerinden ortalama 1-2 yılda atarken, olumsuz bir aile ortamında yetişen çocuk bu ortamda kalmaya devam ettiği sürece atamayacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

***

Mutsuz Evlilik mi, Boşanma mı?
Mutsuz Evlilik mi, Boşanma mı?
Handan Bozkurt

Ancak toplumun bu anlayışına inanmış olan insanlar boşanmamak için kendilerinden çok büyük tavizler vermektedirler, çevrelerindeki insanlar da onların boşanmasını engellemek için büyük çabalar sarf ederler. Boşanırlarsa çocuklarının çok kötü bir duruma düşeceğini, başarısız ve kaybeden olacaklarını, sağlıklı yetişkinler olamayacaklarını düşünürler. Bu yüzden de ömrü çoktan bitmiş bir ilişkiyi devam ettirmek için o kadar zorlarlar ki, ayrılmaları için birbirlerinden nefret etmeleri gerekir. Çoğu boşanmış çift, zaruri durumların dışında birbiriyle vakit geçirmeye bile tahammül edemez, çünkü boşanmadan önce neredeyse birbirlerinden tiksinme noktasına gelmişlerdir.

İşte bu yüzden, boşanmış ama hala arkadaşça görüşen çiftleri görenlerde “Ben ayrılsam bir daha yüzüne bakmam” söylemi çok yaygındır. Çünkü birçok çift aralarındaki sevgi ve saygı devam etmediği halde ilişkiyi zorlayarak sürdürmeye çalışmaktadır. Birçok çift ekonomik ve sosyal baskılar yüzünden evliliklerini devam ettirmekte, bu baskıların hakim olduğu bir aile atmosferinde çocuk yetiştirerek aslında tam da bunu yaparak çocuklarının psikolojik durumuna zarar vermektedir.

Evlilik bir başarı değil tercihtir. Birlikte daha mutlu olan insanların birlikte yaşamayı tercih etmesi her iki taraf için, varsa çocukları için de en sağlıklı aile ortamıdır. Ancak salt evliliği devam ettirebilmek için bu kurumu kutsayıp, boşanmayı başarısızlık olarak görüp, boşanmış çiftlerin çocuklarına ve boşanmış insanlara stigma atfetmek kültürel bir yanılgı ve ön yargıdır. Evliliğin devamı banka kredilerinin bağlayıcılığına, eşin dostun ısrarına, dini telkinlere, çocukların sözde faydasına değil, çiftin arasındaki sevginin derinliğine bağlı olmalıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bazı çevrelerin boşanmanın giderek artmasına ilişkin "ahlakın çöküşü", "değerlerimizin yok olması", "toplumsal hayatın çözülüşü", "sosyal bir trajedi" gibi değerlendirmelerini görmüş, duymuşsunuzdur. Burada sosyal çöküş ve trajedi olarak nitelendirdikleri şey esasen kadının çalışması, kadın haklarının yükselişi, insanların eşini istediği gibi seçip, istemediği zaman ayrılması gibi etkenlerdir.

Asıl trajedi boşanmak değil, mutsuz bir evliliğe zorunlu olarak saplanıp kalmaktır.

***

  1. Bir kişi veya gruba, diğer kişi veya gruplar tarafından atfedilen, utanılması gereken bir niteliğe sahip olma durumu.
  2. Bu kısımdaki istatistikler, Wikipedia'nın "Arranged Marriage" sayfasından alınmıştır.
  3. Bu kısımdaki istatistikler, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün "Boşanma Nedenleri Araştırması"ndan alınmıştır.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
234
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 40
  • Bilim Budur! 4
  • Umut Verici! 4
  • Muhteşem! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • İnanılmaz 1
  • Üzücü! 1
  • Güldürdü 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • T. L. Huston, et al. (2001). The Connubial Crucible: Newlywed Years As Predictors Of Marital Delight, Distress, And Divorce. Journal of Personality and Social Psychology, sf: 237-252. | Arşiv Bağlantısı
  • M. E. Lamb. (2012). Mothers, Fathers, Families, And Circumstances: Factors Affecting Children's Adjustment. Applied Developmental Science, sf: 98-111. | Arşiv Bağlantısı
  • L. K. White, et al. (1991). Divorce Over The Life Course: The Role Of Marital Happiness. Journal of Family Issues, sf: 5-21. | Arşiv Bağlantısı
  • S. P Gadoua. (2019). The New I Do: Reshaping Marriage For Skeptics, Realists And Rebels. ISBN: 978-1580055451. Yayınevi: Seal Press.
  • Eurostat. Marriage And Divorce Statistics. (1 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 24 Şubat 2019. Alındığı Yer: Eurostat | Arşiv Bağlantısı
  • C. T. L. Wang, et al. (2018). Coming Out Of The Penumbras: World Culture And Cross-National Variation In Divorce Rates. Social Forces, sf: 675-704. | Arşiv Bağlantısı
  • E. M. Hetherington. (2019). Social Support And The Adjustment Of Children In Divorced And Remarried Families. Childhood, sf: 217-236. | Arşiv Bağlantısı
  • P. R. Amato. (2001). Children Of Divorce In The 1990S: An Update Of The Amato And Keith (1991) Meta-Analysis. Journal of Family Psychology, sf: 355-370. | Arşiv Bağlantısı
  • Türkiye İstatistik Kurumu. Evlenme Ve Boşanma İstatistikleri, 2017. (2 Mart 2018). Alındığı Tarih: 24 Şubat 2019. Alındığı Yer: TÜİK | Arşiv Bağlantısı
  • C. Ahrons. (2019). We’re Still Family. ISBN: 978-0060931209. Yayınevi: Harper Perennial.
  • W. Reich. (2019). Faşizmin Kitle Ruhu Psikolojisi. ISBN: 978-9754069334. Yayınevi: Cem Yayınevi.
  • S. Coontz. (2019). Marriage, A History: How Love Conquered Marriage. ISBN: 978-0143036678. Yayınevi: Penguin Books.
  • A. R. Dechter. (Çalışma Tebliği - Center for Demography and Ecology, 1993). The Effect Of Women’s Economic Independence On Union Dissolution. Not: https://dar.vin/xHhES.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 13:21:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7626

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Alan
Astrobiyoloji
Alkol
Yaşanabilir Gezegen
Çekirdek
Tohum
Botanik
Nöron
Makina
Karanlık
Uydu
Aminoasit
Geometri
Sayı
Mantık Hatası
Beyin
Bilişsel
Hominid
Evren
Süt
Araştırma
Filogenetik
Homo Sapiens
İspat
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
F. Birinci. Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır?. (24 Şubat 2019). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7626
Birinci, F. (2019, February 24). Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/7626
F. Birinci. “Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır?.” Edited by Fatih Birinci. Evrim Ağacı, 24 Feb. 2019, https://evrimagaci.org/s/7626.
Birinci, Fatih. “Boşanma Mitleri ve Mutsuz Evlilikler: Boşanmak, Trajedik Bir Başarısızlık mıdır?.” Edited by Fatih Birinci. Evrim Ağacı, February 24, 2019. https://evrimagaci.org/s/7626.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close