Böbrek Taşları ve Evrimsel Sebepleri Üzerine...

- Özgün
- Evrimsel Biyoloji
- Tıp
Sayfamız okurlarından Sn. Kamber Avcı bize şöyle bir soru yöneltti:
Bi soru sormak istiyorum cevaplarsaniz sevinirim.bu böbrek taslari nasil olusuyor.düsürülemedigi zaman nasil zararlar verir.düsürülme ihtimali büyüklük veya kücüklügüne bagli midir?uzun zaman diliminde düsürülmesse kansere yol acar diye biliyorum.cevaplarsaniz sevinirim.simdide tskkrler.
Evrim Ağacı olarak kendisine şöyle bir cevap vermek istiyoruz:
Sayın Kamber Avcı,
Sorunuz için teşekkür ederiz, elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışalım.
İlk olarak böbrek taşlarının varlığı, insan vücudunun (veya bir diğer hayvanın vücudunun) hiçbir şekilde "mükemmel" olamayacağının ve basitçe hatalara düşerek, insanı son derece sıkıntıya sokan ve çok ciddi sonuçlara götürebilen durumlara yol açabileceğinin güzel bir örneğidir. Bu sebeple sorunuzun önemine bir kere daha dikkat çekmek istiyoruz.
Böbrek taşları (renal calculi) beslenmemiz sırasında aldığımız minerallerin, idrar oluşumu sırasında kristaller halinde böbreklerde birikmesi sonucu oluşan yapılardır. Genellikle bulundukları konuma göre sınıflandırırlar ve en sık olarak böbrek içerisinde, idrar kanalında ve idrar torbasında rastlanırlar. Kimi zaman da kimyasal yapılarına göre isimlendirilebilirler.
Aslında böbrek taşlarının varlığı, yukarıda da belirttiğimiz gibi Evrimsel Biyoloji'nin açıklayıcı gücünü bir kere daha göstermektedir. Evrimsel süreç içerisinde omurgasız yapılardan evrimleşen omurgalıların, bu evrimsel süreçte diyetleri de değişmiştir. Bu değişim, vücudun pek çok noktasını farklı şekillerde etkilemiştir. Bunların başında da hücre içi kimyasalların çalışma biçimleri gelmektedir. Alanin-Glioksilat Aminotransferaz (AGT) denen protein yapılı bir enzim, omurgalıların evriminde ortaya çıktığı genetik araştırmalarla ispatlanmış bir enzim türüdür ve aslında son derece önemli bir enzimdir. Yapılan çalışmalar, AGT'nin evrimsel süreçte oluştuğunu ve başka proteinlerle ortak olarak çalışarak sindirim sistemini düzenleyici bir şekilde özelleştiğini ortaya koymaktadır. Bu da bize, yapıların son haliyle var olmadığını, doğanın her zaman ortada bulunan materyalleri değiştirerek yeni ürünler oluşturduğunu göstermektedir.
AGT'nin çalışması sırasında glioksalat isimli zayıf baz, glisin isimli aminoasite dönüşür. Glioksalat ise oksalat isimli bir kimyasalın sentezi sırasında bir ara ürün olarak oluşmaktadır. Aslında oksalat, bir atık maddedir ve fizyolojide "çıkmaz sokak ürünü" olarak anılır; çünkü bir başka ürüne dönüştürülemez. Ancak AGT'nin evrimi sonrasında bu oksalat, serin adı verilen bir aminoasite dönüştürülebilmeye başlanmıştır çünkü AGT, bu tepkimeyi hızlandırmaktadır. Ancak hiçbir canlının vücudu "mükemmel" bir şekilde çalışmadığı için, AGT doğru olarak işini yapamazsa, oksalat üretimi artar. İşte bu oksalat oluştuğunda, böbrek içerisindeki kalsiyum elementi oksalat ile tepkimeye girerek kalsiyum oksalat isimli minerali oluşturur. Bu mineralin sürekli birikimi ise, idrar yolundaki böbrek taşlarının oluşumu demektir. Aşağıda büyük bir böbrek taşı örneği görmekteyiz:

AGT, esasen ilkin olarak evrimleştiğinde, sitoplazma (hücre içi sıvısı) içerisinde çalışacak şekilde özelleşmiş bir proteindir. Ancak evrimsel süreçte özellikle otobur omurgalılarda diyete bağlı olarak sitoplazma yerine mitokondri ya da peroksizom gibi organeller (hücre içi yapıtaşları) içerisinde çalışmaya adapte olacak şekilde evrimleşmiştir. Bu organeller içerisinde bulunan Glikolat Oksidaz (GO) isimli enzim oksalat üretimini arttıran bir enzimdir. Esasında oksalat en çok isgin otu, ıspanak, çilek, mantarlar ve likenlerde bulunmaktadır. Dolayısıyla bunların diyete fazla sokulması, böbrek taşlarını arttıracaktır. Otoburlar da sürekli bu tip bitkileri yedikleri için, vücutlarındaki bu aşırı oksalatın birikimine engel olacak bir yöntem gerekmiştir. İşte AGT enziminin evrimi bu çevresel baskıdan dolayı gerçekleşmiştir. AGT, sitoplazma içerisinde çalışmak yerine, mitokondri ve özellikle peroksizom içerisinde çalışacak şekilde evrim geçirerek oksalat üretiminin azaltılmasını sağlamıştır.
Ancak etoburların evrimiyle birlikte bu bitkilerin tüketimi azaldığı için AGT yeniden sitoplazmada, hatta glukoz üretimine destek olmak amacıyla mitokondri içerisinde konuşlanmaya başlamıştır. Ne var ki bu değişim, insanın evriminde farklı sonuçlara sebep olmuştur. İnsanın ataları, esasında bitki temelli diyete sahip olan bir hayvan türüdür. Ancak insan, evrimi sırasında et temelli bir diyete geçmiştir. Dolayısıyla insanların çoğunda, atalarımızdan gelen bir özellik olarak AGT peroksizom içerisinde bulunmaktadır. Fakat insanların belirli bir yüzdesinde, genetik sürüklenme ve mutasyonlardan ötürü AGT mitokondri içerisinde oluşturulmaktadır ve bu kişilerde böbrek taşı oluşumu riski artmaktadır.
Böbrek taşı şikayeti olan insanların büyük bir kısmında ya bu tip bir genetik sorun ya da çok fazla bitki tüketimi bulunmaktadır. Çünkü her ne kadar birçoğumuzun hücreleri bitkilerden aldığımız oksalatı azaltacak biçimde peroksizomda yer alıyorsa da, aşırı miktarda bitki tüketimi bu enzimin riski azaltacak görevini yerine getirememesine sebep olmaktadır. Bu da, böbrek taşı oluşumu demektir.
Şimdi bazı başka bilgiler verelim:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kalsiyum oksalat birikiminin ilk aşamalarında, henüz oluşan taşlar küçükken, böbrekten çıkarak idrar torbasına gelebilir ve dışarı atılabilir. Ancak bu son derece acılı bir süreçtir. Daha büyük kalsiyum oksalat atıkları ise idrar yolunda tıkalı kalır ve herhangi bir bölgeye yerleşir. Bu bölgede, etrafındaki hücrelere de zarar vermeye başlayarak böbrek yetmezliğini beraberinde getirebilir. Eğer tedavi edilmezse, ölüm kaçınılmaz olacaktır.
Bu büyük taşları ultrason ("ultrasound": ses üstü dalga) yöntemiyle daha küçük parçalara kırmak ve bu şekilde atmak mümkündür. Oluşan küçük parçalar yine normal yollarla, genellikle son derece acılı bir şekilde atılır. Eğer bu şekilde düzelemeyecek boyutta ise, böbrek transferi yapılması gerekir.
Böbrek taşlarından korunmak için birçok yöntem uygulanabilir. Bunların başında yediklerimize dikkat etmek geliyor tabii ki. Örneğin limonata ve portakal suyu gibi sitrat oranı yüksek içecekler böbrek taşı oluşumunu ciddi bir şekilde azaltmaktadır. Benzer şekilde bolca su tüketimi, minerallerin çözünmesine katkı sağlamaktadır, bu yüzden günlük yaşantımızda suyu bolca tüketmekte fayda var. Kalsiyum alımınız günlük 1000-1200 miligramdan fazla olmamalı. Benzer şekilde sodyum tüketiminiz de 2300 miligramı geçmemeli. Yukarıda bahsettiğimiz oksalat içerikli besinler aşırı miktarlarda tüketilmemeli.
Not: Bu arada içinizi rahat tutun. Bildiğimiz kadarıyla böbrek taşından ötürü kanser olan hiçbir vakaya rastlanmamıştır. Ancak kanser olduğu için böbrek taşı oluşan vakalar vardır, buna dikkat. Şüpheleniyorsanız doktora gitmekte kesinlikle fayda var.
Sevgilerimizle,
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 4
- 3
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 10/02/2025 05:27:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3990
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.