The Sopranos Felsefesi

Neredeyse tüm mafya tarzı film ya da dizi izlediğimiz zaman şunu fark ederiz, neredeyse ana karakterlerin hiç zayıf yönleri anlatılmaz ve tasvir edilmez çünkü karakterin ulaşılamaz olması yani onun normal halk gibi görünmemesi lazım. Ama bu dizinin ana karakteri olan Tony Soprano yaşadığı gerçeklik tüm çıplaklığıyla anlatılır. Mesela bir sahnede havuzdaki ördeklerin uçtuğunu görüyor ve kriz geçirip bayılıyor ki bu ana karakterin, ailesini kaybetme korkusu yaşadığını gösterir.

Ulaşılamaz Olmak

Hani az önce demiştik ya mafyadaki kişilerin ulaşılamaz olması lazımdır diye. nedeni şudur ; eğer güçlü birisi zayıflığını gösterirse ittifak kurdukları ve hatta kendi adamları bile ona sırt çevirir. Mafyalar hiç bir yeri aslında tam manada kontrol etmez sadece hissettirir ki bu da duyguyu göstermeden başka türlü olmaz. Ana karakterimizin de aslında felsefesi buradan başlıyor diyebiliriz.

Tony Soprano Felsefesi

Tony Soprano gerçekte olmayan bir karakter yani aslında yok. Dizi tamamıyla gerçek çünkü aramızda sınır yok. İnsani yönü gösterilir ki bu da bunun çok daha gerçekçi yapar. Karakterimizin felsefesi Determinizmdir. Bunu şuradan anlayabiliriz, psikologla yaptığı konuşmada şunlar geçiyor ;

Psikolog : İnsanların özgür iradesi olduğuna inanıyor musun ?

Tony : Bu lanet olası şeyin içinde doğmuşsun, sen ne isen osun !

Bu tip karakterlere göre hayat ne getirmiş ise onu yaşıyorlardır. Sorumluluk da onlara ait olmadığını düşünür. Fark ettiniz mi bilmem ama bu dizideki bir konuşmada Tony şunu söyler "Biz emirleri uygularız, bu bir iş ve biz bir askeriz" der ki bu da Roma İmparatorluğunda kullanılan Lejyon sistemini gösteriyor. İtalyan mafyasında da bu sistem kullanılır.

Tony panik atak geçirmeye başladığı zamanlarda bir reddedilme ve terk edilme korkusu, tedirginliği var. Çünkü annesi narsist ve kendisinden nefret ediyor. Varoluşçu bir anlamsızlığı var. Hareket eder ki ölümü unutabilsin çünkü her nereye bakarsa baksın ölümü görüyor ki bu da Tony için var olmak ya da var olmamak aynı şey.

Saygı

Tony hayatını bir nevi tez-antitez misali birleştiriyor ve iyi birisi oluyor ama bu tabi ki de iyi bir şey değil çünkü mafyada orman kanunları geçerli yani her zaman güçlü olman lazım, insanı yönlerini göstermemen lazım ki bu da saygıyı getirir. Merhamet, Etik, Duygusallık zayıflık olarak algılanır ve size saygı duyan bir kişi bile kalmaz, yakın korumanız da dahil. Bu koşullar da Tony değişmesine izin vermiyor ki dizide çokça görebileceğimiz ölümden dönmesi onun için uyarı sinyalidir, ikinci bir şanstır. Hatta bir ara komaya giriyor ve bu sırada arafta kalıyor. Tony ölen kuzeni onu konağa davet ediyor ki konağın dışı gerçek hayat, içerisi ise ölüm yani içeriden süzülen o beyaz ışık.

Kapanış

Tony ölmeden önce girdiği restorandaki tabloda 38 sayısını görürüz de bu ne mana diyebilirsiniz. Çünkü 38 aslında 38 kalibrelik mermiyi temsil eder ve Tony öldürüldüğü zaman da arkada iz bırakmaz ki bu silaha suikast silahı da denir. Keza bu silahı The Godfather da görmüştük. Vito Corleone yi Türk Solozzo nun adamları vuruken de aynı, Michael Corleone ise babasının intikamını almak için de aynı silahı görüyoruz. Yani bu tarz işler için iyi bir silah. Dizinin sonunda ekran 10 saniye boyunca karanlıktır çünkü olanları onun gözünden gördük dizi boyunca.