Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Şükür Etmek mi? Lanet Etmek mi?

Neden daha iyisi varken şükür edelim?

5 dakika
66
Şükür Etmek mi? Lanet Etmek mi?
  • Blog Yazısı
Şükür eden bir kadın ve lanet eden bir çocuk.
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Başlamadan önce belirtmek isterim ki, bu içerik bir makale değil, bir paylaşımdır. Düşüncelerimi şekillendiren olumsuzluklarla birleştirerek, seküler bir yaşam tarzını benimsememe neden olan süreci anlatmak istedim. Çünkü bu, yaşadıklarımı en etkili biçimde anlatmanın tek yoluydu. Yaşadığım olumsuzluklar, özellikle anlaşılamama durumu beni araştırmaya yöneltti. Artık, beni en iyi anlayacak kişinin yine ben olduğuna inanıyorum. Son olarak, yazımı özetlemem gerekirse; Seküler yaşam, Olumsuz deneyimler, Aile sıkıntıları, Fakirlik, Umutsuzluk, Aile içi çatışmalar, Kişisel gelişim, Şükretmek, Lanet etmek, İyileşme süreci, Çocukluk travmaları, Psikolojik gelişim, İçsel hırs, Kendine özgürlük, Dini sorgulama gibi konulardan bahsettiğim güzel bir paylaşım oldu.

Zorunlu din derslerinin din ile çelişmesini anlatan bir görsel.
Zorunlu din derslerinin din ile çelişmesini anlatan bir görsel.
Diken

Sorgulamadığım, sorguladığım zamanlarda ise her şeye bir bahanesi olan din, kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde bana şükür etmem gerektiği ve şükür ederek elimdekinin daha fazlasına ulaşabileceğim inancı empoze edilmişti. Ufak bir çocukken ailemin maddi durumu her ne kadar fena olmasa da, babamın dedeme karşı olan inatlaşmaları sebebiyle, ben 8 yaşlarındayken oturduğumuz aile apartmanından taşındık. Apar topar taşındığımız ev bir ahır gibiydi. Ben, annem ve biri yeni doğmuş iki kardeşim bütün gün rutubetin içerisinde boğuluyorduk, babam inşaattaki yoğunluk nedeniyle gece geç saatlerde eve gelip gündüz erkenden tekrar işe gidiyordu. Tüm bunların üstüne gecesini gündüzüne katarak çalıştığı inşaatın müteahhidi, babam dahil hiçbir işçiye alacağını vermeden yurt dışına kaçmıştı. Annemin ailesi bize biraz uzakta İstanbul'da yaşıyorlardı. Birbirimizi çok geç durumlarda ziyaret ettiğimiz için pek bir samimiyetimiz yoktu. Baba tarafında ise, babamın apartman dairesinde oturduğumuz zamanlarda sürekli olarak alkol tüketerek dedemin sabrını taşırması, aynı tacizi diğer akrabalarıma yani kardeşlerine, yeğenlerine uygulamasından dolayı oradan da bir destek alamadık. Haliyle o zamanlarda istediğim hiçbir şey alınmıyor, okul ihtiyaçlarım konusunda sıkıntı çekiyor ve sevmediğim besinlerle besleniyor, kimi zaman ise dolapta birkaç gün hiçbir şey olmuyordu. O sıralar boğazına düşkün biri olduğum doğruydu. Arada bir annemin cüzdanından anlaşılmayacak şekilde para çalıyor, sonra gidip 'anne bak, yerde para buldum' diyerek gösteriyor ve çaldığım parayla yiyecek güzel bir şeyler alıyordum. Tabii bu bir zaman kadar sürdü. Annem bunu anlamış ve bir daha yapmam gerektiğini, hırsızlığın özellikle de kendi aileme karşı yaptığım bu hırsızlığın çok alçakça olduğunu, bir daha yapmam dahilinde babama söyleyeceğini bana bildirmişti. O gün korkudan altıma işemiştim (mecazi anlamda). Alkol bağımlısı ve inşaat işçisi babam aynı bir zombi ya da üstüne kan sıçramış bir seri katil gibi gözüküyordu. Bu korkuyla bir daha para aşermedim. Geçmişte böyle bir şey yaptığım için pişman mıyım? Hayır, bence fazla bile tolerans gösterdim. Hatta belki de o evi akşam herkes uyurken yakmalıydım. Bugün bile çoğu sorunumda ya da politik durumlarda yoğun şekilde sahip olduğum nefret duygusu, çocukluğumdan geliyor. Çocukluk travmalarım ya da yaşadığım sorunları yorumlama şeklim, bana psikolojik sorun ya da hastalık denilen birçok özellik kazandırdı. İnsanların sahip oldukları duyguların daha azına ve haliyle daha fazla mantığa sahibim. Aslında mantık diye bir şey yok. Mantık, insan uydurması bir boktan başka bir şey değil. Bu siktiğimin dünyasının bir anlamı olmadığı gibi yaşamanın da hiçbir mantığı yok. Bu dediklerime fazla takılmayın. Şu yazdıklarımı birkaç gün sonra tekrar okusam belki de kendimle çelişirim çünkü yaşadığım çoklu kişilik bozukluğu, içimdeki karakterlerin birbirleriyle olan çelişkileri nedeniyle her boka kolayca empoze olan ortak bir karakter yaratıyor. Şu an geçmişteki günler aklıma geldiği için biraz sinirliyim ve satırlarımda bundan nasibini alıyor olabilir, kusura bakmayın. O sıralarda gördüğüm din derslerinde, her zaman şükretmenin gerekliliği öğretilmişti. Çünkü her zaman olan durumdan daha kötü bir durum olabileceğini vurguluyorlardı. Şimdi düşünüyorum, stabil veya olumsuz bir durum için neden şükretmeliyim ki? Durum iyi olsa bile, başardıysam veya şansım varsa, o başarıya ben sahibim, bu yüzden teşekkür etmem gereken tek kişi benim. Ancak bu yöntemi pek kullanmam, yani kendime teşekkür etmem. Olumlu veya olumsuz her durumda lanet etmeyi tercih ederim. Neden mi? Gene o zamanlarda din hocamız, şükretmenin elimizdekilerden daha iyilerine ulaşmamızı sağlayabileceğini söylemişti. Hatta bir örnekle açıklamıştı:

Çok fakir bir adam varmış. Durumu her gün yalnızca yarım ekmek yemesine yetmiyormuş, ama bu adam her gün yediği ekmek parçası için şükür ediyormuş. Şükür ettiği zamanlarda yediği ekmek yarımken tam olmuş. Sonra her gün iki ekmek yemeğe başlamış, daha sonra lokantaya gitmeye ve daha da sonra...
Çaresiz bir adam.
Çaresiz bir adam.
Klinik Psikolog Cem Kaya

Çaresiz bir çocuktum ve dertlerime derman olmayı geç, beni anlayabilecek düzeyde ebeveynlere sahip değildim. Uyuşturucu, sigara veya alkol gibi kaçış yolları kullanmıyordum. Zaten 8 yaşındaydım, nereden bulacaktım ki? Bu yüzden sığınabileceğim tek şey, din ve Allah'tı. Nerdeyse her gece uyumadan önce dakikalarca, evim olduğu, ailem olduğu, karnımın tok olduğu için şükrediyordum. "Çok inanmıştım, Allah bu durumdan beni kurtaracaktı." Sen zaten halinden memnunsun, Allah daha ne yapsın? O kadar mutlusun ki, karşılığında şükür ediyorsun. Ancak bir süre sonra şükretmeyi bıraktım, ağzım yoruluyordu, değişen bir şey yoktu. Yavaş yavaş dini inancımı da kaybettim, sığındığım tek kapı olan din, Tanrı bile benim düzeyimin altında, bir yalan olarak kalmıştı. Yaşadığım sıkıntılar beni gerçekçiliğe itti, elimden bir şey gelmediği için lanet etmeye başladım. Bütün olumsuzluklara lanet yağdırıyordum. Daha kötüsü var mı, umurumda değil. Bir süre sonra büyüdüm ve bu lanetten kurtulmak için çözümler üretmeye başladım. İşe yaradığı birçok konu oldu, yaramadığı durumlarda bile birçok yetenek ve bilgi kazandım. Lanet ederek ilerliyordum, sonra bu alışkanlık benim için normalleşti. Makarna yemeği severdim, yiyemediğim kısımlarda lanet ederdim, artık ona ulaştığımda bile lanet etmeye başladım. İçimde deli bir hırs oluştu, bu hırs konusunda Nihilizm önemli bir rol oynuyor. Sofrada ne var?

Tüm Reklamları Kapat

Makarna mı, patates kızartması mı, karnıyarık mı, et dürüm falan mı? Lanet olsun adamım! Portakallı ördeğim ve seksi hizmetçilerim nerede?
Okundu Olarak İşaretle
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/07/2025 19:12:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16796

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close