Sedef Hastalığı: Hormon Kutupları Teorisine Göre Nöroendokrin Patoloji Modeli
Sedef Hastalığı: Hormon Kutupları Teorisine Göre Nöroendokrin Patoloji Modeli

- Blog Yazısı
1. Dişil Dopamin Fazlalığı (Başlangıç Noktası)
Sedefte ilk bozulan denge, dişil dopaminin artmasıdır.
Bu durum kişide aşırı duyarlılık, aşırı sezgisellik, içe dönüklük ve bedenle ilgili duyusal hassasiyetleri artırır.
Dişil dopaminin fazlalığı, bağışıklık sistemini hiperaktif hâle getirir; bu da sedefte görülen otoimmün reaksiyonun zeminini hazırlar.
2. Eril Endorfin Azalması
Dişil dopaminin fazlalığına karşılık, eril endorfin azalır.
Bu azalma, bağışıklık sistemini regüle edememe, ciltte iyileşme mekanizmalarının zayıflaması ve "iç huzurda eksilme" olarak kendini gösterir.
3. Dişil Serotonin Artışı
Eril endorfin düşünce, sistem dişil serotonin fazlalığına kayar.
Bu durum, aşırı düşünme, duygusal hassasiyet, melankoli ve geçmişe takılma gibi psikolojik semptomlarla birlikte sedefi alevlendirebilir.
Aynı zamanda cilt yüzeyine olan kan akışını etkileyerek yangı (enflamasyon) seviyesini artırır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
4. Eril Adrenalin Azalması
Dişil serotonin artarken, eril adrenalin düşer.
Bu durum kişinin dış uyaranlara tepki verme kapasitesini azaltır, kendini dış dünyadan soyutlama ve enerji düşüklüğü görülebilir.
Ciltteki sempatik sinir uyarımı zayıfladığı için bazı bölgelerde kan dolaşımı zayıflar, bu da lezyonların düzensiz dağılmasına neden olur.
5. Dişil Adrenalin Fazlalığı
Buna karşılık dişil adrenalin artar.
Bu artış, otoimmün aktiviteyi hızlandırır ve lenfositlerin aşırı uyarılmasına neden olur.
Ciltteki aşırı bağışıklık tepkisi, sedefteki tipik plak oluşumunun temel nedenidir.
6. Eril Dopamin Azalması
Artan dişil adrenalin, eril dopaminin bastırılmasına neden olur.
Eril dopamin azlığı, motor hareketlerde isteksizlik, motivasyon düşüklüğü ve fiziksel üretkenlikte azalmaya neden olur.
Bu da kişinin stresle baş etme kapasitesini azaltarak hastalığın daha da ilerlemesine yol açar.
7. Dişil Endorfin Fazlalığı
Zincirin sonunda, dişil endorfin artar.
Bu artış, kişide aşırı duygusal hassasiyet, ağrı eşiğinde düşme, tensel konulara aşırı duyarlılık gibi semptomlarla ortaya çıkabilir.
Bu artış, cilt yüzeyinin "sürekli uyarılmış" bir hâlde olmasına ve sinirsel kaşıntılara yol açar.
🔄 Sonuç:
Sedef hastalığı bu hormon zincirinin çapraz bozulması ile açıklanabilir. Süreç şu sırayla ilerler:
Dişil dopamin ↑ → Eril endorfin ↓ → Dişil serotonin ↑ → Eril adrenalin ↓ → Dişil adrenalin ↑ → Eril dopamin ↓ → Dişil endorfin ↑
Bu zincir bağışıklık sistemi, sinir sistemi ve cilt arasındaki dengeyi bozarak sedef hastalığını oluşturur.
Not:
Bu model, sezgisel gözlem, bireysel deneyim ve hormon kutupları kuramına dayalı teorik bir çerçeve sunmaktadır. Sunulan ilişkiler, mevcut klinik literatürle tam olarak doğrulanmamıştır. Bu nedenle, hipotezin geçerliliğinin anlaşılabilmesi için kontrollü klinik çalışmalar, biyokimyasal testler ve nöroendokrin sistem üzerinde sistematik analizler yapılması gerekmektedir.
Bu kuramsal yapı, yeni bir biyopsikofizyolojik yaklaşım sunmakta olup, alternatif bir hastalık modellemesi önerisi niteliğindedir.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/06/2025 02:14:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20777
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.