Paralel Evren… Gerçek Mi Yanılsama Mı?

- Blog Yazısı
Zarı atacak kişinin o ana kadar elde ettiği deneyimleri, hayata bakışı, göz kırpması, elini alçak ya da yüksek tutması, sabah kahvaltıda yediği tereyağlı ekmek, az önce içtiği kahve, ortamın sıcaklığı, açık olan pencereden gelen gürültü, kapının altından içeri giren esinti, odanın içinde uçuşan tozlar… Sonsuz etkenin etkisidir… tam da o anda atılan zarın kaderini belirleyen.
Ya da her sabah aynı saatte kalkıp, aynı şeyleri yapıp, aynı saatte yola çıkıp, aynı otobüsün aynı koltuğuna oturup, aynı durakta inip, aynı yoldan işe giden birinin, bir başka gün karşı koltuğuna oturan kişinin farklı biri olması, yan koltukta oturan bir gün önceki kırmızı gömlek giymiş aynı kişinin o gün mavi gömlek giymiş olması, cüzdanını evde unutmuş olan birinin telaşla otobüsten inmesidir, kişinin o gün neler yaşayacağını tayin eden.
Peki, onca olasılık arasından seçilerek alınan her kararın, gerçekleştirilen her bir eylemin farklı bir geleceği şekillendiriyor olması, neden başka bir evren oluştursun?
Kişinin her zamanki aynı şeyleri yapmış olmasına karşın, başına bir tuğla düşmesine ya da düşecek bir tuğladan kurtulmasına etken olacak, ani bir kararla otobüsten bir durak önce inmesi ve yoluna yürüyerek devam etmesi neden başka bir evrende aynı kararı vermeyip aksi bir sonuç doğuracak bir yansıma oluştursun?
Sonsuz olasılığın bulunması neden paralel bir evrene dayanak olsun?
Aralarından sadece birinin eyleme dönüşmesi sonrası elenen diğer olasılıkların da gerçekleşmesi neden zorunlu olsun?
Problemi çözmek için öncelikle kavram karmaşasını ortadan kaldırmak gerekiyor. Paralel evren kavramı birbirinin yansıması olan evrenleri çağrıştırmakla birlikte; üzerinde çok sayıda teori üretilen kavram çoklu evren kavramıdır.
Yani, farklı gezegenlerin, farklı yıldızların, farklı asteroidlerin, farklı galaksilerin bulunmasından çok da farklı olmayan farklı evrenlerin bulunması durumudur.
Öte yandan, dönüp insanlık tarihine baktığımızda güneşin dünyanın etrafında dönmesinden, dünyanın evrenin merkezinde yer almasına, yeryüzünde belirli yerlerin dünyanın merkezi olarak ilan edilmesinden, kendi dillerinin, dinlerinin, ırklarının, renklerinin üstünlüğünü savunup merkeze koymalarına kadar birçok konuda insanların bencil/benmerkezci yaklaşımının/tutumunun her daim var olduğunu görürüz.
En basit tanımıyla benmerkezcilik, kişinin kendi düşüncelerini her şeyin önünde tutması, her şeyi kendine dayandırması, her şeyde kendini esas alması, kendine bağlamasıdır.
İşte tam da bu noktada fizik ve felsefe olarak karşımıza çıkan iki ana bilim dalının birbirine karıştırıldığını; hatta komplo teorilerine zaafı bulunan insan beyninin, atom altı parçacıkların, kuarkların, sicimlerin meydana getirdiği “kuantum fiziğini” “kuantum felsefesine” dönüştürdüğünü söylemek yerinde olacaktır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Elimizdeki bilgi birikimi ve sahip olduğumuz teknoloji ile henüz erişemediğimiz farklı yapıların/olguların bulunması; bugün doğru olarak kabul ettiğimiz teorilerin yerini yarın yenilerine terk etmesi tabi ki mümkün. Tabi ki bilim sadece fizik, kimya, matematik, biyolojiye ait değil; tabi ki felsefe de bilimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Tabi ki fizik evrenle düş evreni iç içedir. Ancak, açıklanamayanı yücelten, bilinmezi kendine rehber edinen insan, varlığını olağan dışı/doğa üstü oluşumlarda arar, bilimden uzaklaşırsa, korkularının esiri olur ve kendilerine tapınacakları yeni tanrılar yaratır.
Soru sormaktan ve aynı sorulara farklı yanıtlar vermekten korkmamak gerekir.
O zaman tekrar soralım.
Paralel Evren… Gerçek mi yanılsama mı?
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/06/2025 12:02:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16301
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.