Kavramlar ve İnsan Bağlamında Anlamsal Farklılıklar Üzerine
"Kavram" ve "kelime" Arasındaki Yüklenen İnsani Ayrım

- Blog Yazısı
"Kavram” ve “kelime” arasındaki fark, yalnızca zihinsel ve dilsel ayrışma üzerinden değil, aynı zamanda insanların bu yapılara duygusal, kültürel ve ahlaki yüklemeleri üzerinden de düşünülebilir. Bu ayrım, tabular, toplumlar tarafından benimsenen hafıza gibi özellikler etrafında şekillenen kelimeler ve kavramlar düşünüldüğünde, insanın en kırılgan ve en derin noktalarına değinir. Giriş olarak bakacak ve kısa bir şekilde açıklayacak olursak bu iki etkeni;
Kavram: Zihnimizde oluşan, nesneleri, olayları veya soyut durumları temsil eden zihinsel yapı, bir belirteçtir. Gerçek dünyadan veya soyut ilişkilerden türemiş; bireyin deneyimi, eğitimi ve kültürel altyapısı gibi etmenlerle şekillenen zihinsel noktadır.
Kelime: Dilde, yazıda ve konuşmada kullanılan; belirli bir anlamı aktarmak üzere toplumsal sözleşme ve hafıza sonucu var olmuş işaretlerdir en temelinde.
İşin anlamsal bakımını bir kenara bırakıp daha insani yönünü ele alacak olursak, felsefi temeller üzerinden realizm ve nominalizm tartışmasına bakmamız doğru olur. Platon’a göre kavramlar, duyuların ve duyguların dünyasının ötesinde, değişmeyen “idealar” halinde bulunur. “Kare” veya benzeri kelimeler, bu insani idealar dünyasındaki mükemmel kareyi ancak bir işaret olarak, bir belirteç anlamında ifade eder.[1] Aristoteles'e göre ise, ideaları madde içinde görüp; kavramların nesnelerden türediğini, zihinde genel hatlarıyla özlerin soyutlanması sonucu oluştuğunu ileri sürmüştür. Yani insani müdahale faktörleri en aza indirgenmiş şekildedir. Realizm dışında nominalizme gelecek olursak; nominalizm, kavramların “gerçek” olmayıp, tamamen gözlemlenen benzerliklere dayanan “ad koyma” eylemiyle var olduklarını savunur. Bu görüşte, “kare” kavramı sadece bireysel karelerin ortak adıdır; zihinde bağımsız bir varlığı yoktur ekstra olarak.[2] Nominalizm ve Platonik realizm arasında bir orta yol sunarak, kavramların zihinde gerçek bir temsili olduğunu, ancak Platon’daki gibi bağımsız bir metafizik varlığa sahip olmadığını iddia eder kavramsal realizm. Günümüzde bu iki düşünceden ziyade, daha yaygın olan da bu sonuncu düşünce şeklidir modern toplumda. Bu felsefi yaklaşımlar, kavramların statüsüne dair farklı bakış açıları sunar; kelimelerin ileride yükleyeceği anlamı da temelden etkiler insanlar için. Dilbilimsel kavramların ve yaklaşımların dışında, çoğunlukla tabulara ve insanın en kırılgan en derin noktasına daha yakındır bu iki düşünce. Bu blogda dilbilimsel yaklaşımlara girmeyeceğimden ötürü, daha az yaygın olan bu iki düşünceyle beraber, insani etkiler konusunda konuşacağım. İnsan ve ona özel olan bilişiyle başlar her şey. Bilişsel dilbilim, kelime-kavram ayrımını beyin temelli işleyiş üzerinden çağrışımlarla açıklar. Mesela en basitinden "mahkeme" dendiğinde, aklımıza ceza, yargılanmak ve suçlar gibi çeşitli anlamlar gelir. Bunlar, daha önce bahsettiğim düşüncelerle beraber, kültürel ve toplumsal açıdan da etkilenebilir, milletlerin hafızası ve ortak travmalarına göre. Kişinin ya da kişilerin bir kelimeye yükledikleri anlam, kavramlardan daha geniş bir çerçeveye sahiptir. Duygusal, tarihsel, toplumsal veya politik bir çok düşünce insanoğlunun kelimelere yükledikleri anlamları değiştirse de, bunlardan daha da önemlisi olan "tabulardır". Toplumsal tabular, kavramlarla bağlantılı olan kelimeleri sekteye uğratarak, kavramsal anlamından uzaklaştırarak onu anlamından uzak, duygular ve çeşitli yollarla özümsenmiş yeni anlamlara kavuşturur. Bunlar, kavramın ana anlamdan uzaklaşırken, kişiden ya da toplumdan topluma değişebilen yeni hallere gelir. Bu bakımdan, Platon'un kavramı ve Aristoteles'in düşüncelerinden uzaklaşmış oluruz. Yüklenen anlamlar gittikçe kavramdan uzaklaşırken, yüklenen düşünceler kelimenin ve kavramın özünü bozar. Bu bozulma çeşitli yollarla olabileceği gibi, çoğunlukla görmezden gelinse de modern toplumda birçok soruna yol açar. Bu sorunların çoğu sosyal medyada gayet kolay şekilde gözlemlenebilir. Bunlardan biri ise, kavramlardan fazlaca büyük anlamlar yüklemek olur kelimelere. Bunlar, bir kavramı yüceltmek, tanrılaştırmak ya da dokunulmaz hale getirmek olabilir. Ya da tam tersi, tamamen yermek ve ayıplamak üzerine de olabilir. Etik olmayan kavramlar, insanlığın özünde nominalizm düşüncesinden tamamen hale gelen kelimeler örnek verilebilir. “Ölmek”, “tecavüz”, “zina”, “şiddet” gibi kelimeler gündelik kullanımda ya bastırılır ya da öfkeyle, korkuyla, utançla karşılanır. Bu insanlığın özünün bir getirisiyken, basit adcılık düşüncesini günümüzde güçsüzleştirir. Sadece utanç ve insan zihninde kötü ile bağdaştırılan kelimeler haricinde, insana coşku, mutluluk ya da iyi duygu hissettiren kelimeler de aynı şekilde adcılığı güçsüz hale getirir.
Özünde değişimle yaşamaya devam eden insan, kavramları ve kelimeleri her zaman geliştirmeye devam eder kendisi gibi. Bu gelişim birçok kargaşaya yol açsa da, kaçınılmaz olan dilsel ve toplumsal farklılıklar bir çok soruna yol açıyor. Gözlemlediğim gibi, sosyal medyada kelimelere yüklenen gereksiz ya da aşırı anlamlar, halkı politik ve birçok açıdan kutuplaştırıyor gözlemlerime göre. İnsanlığın sorunlarından olan bu basit özümseme gereği, aynı şekilde insana bela olmuştur. Pireyi deve yapmak gibi, insan farklılaştırır gerek toplumsal, gerek millet olarak evrensel kavramları. İnsanın kaçamadığı bu sorun, şimdi ise sosyal medyanın her yerinde acı verici şekilde.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Semra Kızılarslan. Platon’un İdealar Kuramı (Veya Formlar Kuramı). Alındığı Tarih: 12 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Cekiclefelsefe | Arşiv Bağlantısı
- ^ Britannica. Nominalism. Alındığı Tarih: 12 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 14/05/2025 05:41:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20584
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.