Hipotez: İçselleştirme ile öğretme
INSAN ANCAK BILGIYI KENDI IÇINDE YAŞAMAYI BAŞARABILIRSE ALABILIR

- Blog Yazısı
Tüm etkili öğretme yöntemleri bilgiyi kişinin beyninde yeniden simüle ettirmeyi amaçlar. Dünyanın en doğru ve en önemli bilgisi bile sağlansa bu bilgi kişinin kafasında oluşturulmadan,yeniden üretilmeden bilgi aktarılamaz. Biraz kaba ve ilkel bi bakış açısı da olsa “bir musibet bin nasihatten yeydir” lafının var olmasının sebebi de budur. Öte yandan bu söz tam olarak doğru değildir. Aslında nasihat becerikli bir şekilde verildiğinde çok etkilidir. Şimdi bu teorinin sebeplerine bir bakalım.
1. Ayna nöronlar: Beyin içinde ayna nöronlar vardır ve bu nöronların tek görevi duyular sayesinde dışarıdan alınan bilgiyi içeride taklit etmektir. Bazı becerileri bu şekilde öğreniriz. Bu yüzden birinin bir işi yapışını izlemek öğrenmek için çok etkilidir çünkü izlediğimiz süre boyunca kişinin yaptığı tüm eylemleri kendi kafamızın içinde yeniden oluşturur ve bu sayede öğreniriz. Peki öyleyse neden her izlediğimiz şeyi anında çok iyi yapmıyoruz? Ya da izlediğimiz her şeyi pek iyi anlayamıyoruz? Belli bir bilginin kafa içinde tekrarlanabilmesi için belli bir ön bilgi veya referans noktası gerekir. Bir bakıma bu yol ile bile kişi gördüğü şeyi kafasında yaratamadığında öğrenme gerçekleşmez. Bu durumlar kişinin izlediği şey hakkında hiç bir şey bilmemesi ve izlediği şeyin çok ileri seviye olmasından kaynaklanıyor olabilir. Mesela bu yüzden boks yapmayı hiç bilmeyen birinin boks öğrenmesi için ilk önce boksun temellerini ona basitçe gösteren birini izlemesi gerekir. Bu sayede kişi gerekli temel bilgiyi kafasının içinde yarattıkça onu öğrenir ve daha karmaşık kısımları da artık öğrenebilmeye başlar.[1]
2. Hafıza ve anılar: Bildiğim kadarıyla hafızanın saklandığı tek bir nokta yok. Amygadala, Prefrontal Cortex, Hipocampus ve Cerebellum bu işi beraber yapıyor. Saklanması bir yana anıların hatırlanabilmesi için beynin hatırlanacak olayın yaşandığı zaman beyinde aktifleşen nöron gruplarını ve zamanlamalarını aynı şekilde ve aynı yerlerdeki nöronları aktif etmesi gerekiyor. Bu aktif etme olayın yaşandığı zamandakine nekadar yakın ise anılar okadar doğru bir şekilde hatırlanıyor. Dolayısıyla hatırlama dediğimiz olay aslında bir yeniden oluşturma işlemidir. Dolayısıyla aklımızda sahip olduğumuz anıları bile onları kafamız içinde yeniden yaratmadan hatırlayamıyoruz. [2] [3]
3. Mental/Motor imagery training: Bir becerinin öğrenilmesi veya geliştirilmesi için o becerinin fiziksel olarak tekrarlanması şart değildir. Hafızada olduğu gibi biz bir beceriyi yaptığımızı hatırladığımızda o beceriyi yaptığımız zamanki aynı nöronlar çalışıyor. Bunun yanında biz daha önce yaptığımız bir beceriyi henüz yapmadığımız bir şekilde şuanda veya gelecekte yaptığımızı hayal ettiğimizde yine o beceriyi yaptığımız zamanki aynı nöronlar aynı şekilde çalışıyor. Bu hayal etme işlemini nekadar sık ve nekadar komplike şekilde yapmaya devam edersek o fiziksel hareketi yapmaya gerek duymadan vücudumuza o hareketi yapmayı öğretebiliyoruz. Bu sadece belli becerileri geliştirmek için değil direkt olarak kas gücü artışına yardımcı olmak için bile kullanılabiliyor. Quadların çalıştırılacağı bir deneyde araştırmacılar deneklerin her birine quad çalıştıracakları hareketi birkez yaptırıyor ve daha sonra onlardan bu hareketi kafalarında belirlenmiş şekilde tekrar hayal etmeleri görevini veriyor. Bu denekler o hareketi fiziksel olarak birdaha tekrarlamamalarına rağmen güç artışları %10 u buluyor. Bu öğrenme yolunun ilginç kısmı en az bir kere yapılacak becerinin gerçek hayatta deneyim edilmiş olması gerekmesi. Bu da yine kişinin beceriyi kendi kafası içinde yaratmasıyla alakalı bir durum.[4], [5]
4. Limbik sistem, duygular ve etkilenme: Beyinde duygu ve birincil öneme sahip işlemleri limbik sistem ve beyin kökü üstlenir. Bu iki sistem beyin üzerinde yüksek güç sahibidir. Beynini bu konuda eğitmemiş insanlarda sinir krizi gibi durumlar bu yüzden daha fazla olur çünkü bir tehdit karşısında limbik sistem ve beyin kökleri neo cortexlerinin yönetimini ele geçirip kendilerini korumaya almaya çalışır.[6], [7] Tüm duyular limbik sisteme bağlıdır ve hafızaya yazılma işleminin bir kısmı da yine hipotalamusa yani limbik sistemin bir bölümüyle alakalıdır. Tüm duyular ve hafızanın bir kısmı limbik sisteme dolayısıyla da duygulara bağlı olduğundan hayata dair tamamen objektif bir bakış açısı mümkün olamaz. Tüm düşünceler ve mantık işlemleri az bile olsa belli bir seviyede duygulara bağlıdır. Bir eylem, beceri veya öğreti kişiyi duygusal açıdan ilgilendirmesse, onu etkilemezse kişi ya hiç öğrenmez veya kendisini öğrenmek istemediği birşeyi öğrenmeye zorlayarak çok az öğrenir ya da en iyi durumda inovatif olamamakla yetinir. (Öğrenme sadece kognitif sistemlerle de yapılabilir fakat çok daha uzun sürmektedir. Beyinde birşeyi sadece kognitif yollarla kalıcı kılmak için belli bir bilgiyi beyne tekrarlı ve düzenli olarak hatırlatmak gerekir.) Bu sebeple her türlü öğrenme için duygusal girdi şart olmamasına rağmen çok yüksek öneme sahiptir.[3] Çünkü öğrenilecek bilgi konusunda kişinin kendi kafasında duygusal bir aktivasyon olmadığından kişi için öğrenmek zordur. Bu da yine kişinin bilgiyi veya bilgi ihtiyacını kendi kafasında oluşturmasıyla alakalıdır. Bu sadece birşeyi öğrenmek değil aynı zamanda başka bir insanı anlamak için de geçerlidir. En empatik kişiler gördükleri kişilerin hislerini kendi kafalarında yeniden yaratan kişilerdir, bu sayede o kişiler gibi hissettiklerinden o kişilere dair çok daha iyi bir anlayışa sahip olurlar. Bir bakıma beyin tekil yerine çoğul olmak için elinden geleni yapmaktadır, bir tür mantar beyni gibi tamamen birbirine bağlı olmaya çalışan beyinler yığını olma işini birçok tekil bireyle yapmaya çalışmaktadır bu sebeple de bu yollara başvurur.
5. Koşullanma: Koşullanma ile öğretme şekilleri en verimli öğretme yollarındandır (verimliyi iyi anlamda söylemiyorum). Bu yöntem herhangi bir etkenin beyinde başka bir aksiyonu vermeyi sağlamasıyla alakalıdır. [3]Bu şekilde birşeye eğitilmiş kişi bir etkene verdiği aksiyonu düşünerek vermez veya o aksiyonu verdikten sonra bile neden verdiğini bilmez. Bu noktada kişi sadece beynin emirlerine uymaktadır. Herhangi bir kişiye uzun uzun bir şey anlattığınızda yapmayıp o kişiyi koşullandırdığınızda düşünmeden yapar. O kişiye onun ilgilenmediği ve ilgilenmeyeceği birşeyler anlatmak tamamen etkisiz olabilirken bu kişiyi koşullandırmak o kişinin anında öğrenmesi ve öğrendiğini uygulamasına yol açar. Bu da yine beyin içi bir aksiyondur.
6. Zeka: İnsanlar insan olduklarından ötürü zekilerdir ve kendi başlarına doğduklarından itibaren sahip oldukları ve isterlerse geliştirebilecekleri bir problem çözme becerisiyle dünyaya gelirler. Bu sebepten dolayı insanlar problemleri olduklarında ve bu problemleri çözemediklerinde aslında kişiler bu çözümleri düşünmeyecek kadar yetersiz olduklarından falan bu çözümleri bulamıyor değillerdir. Kişilerin bu problemleri çözebilecek problem çözme becerilerini aktif etme fırsatları yoktur. Bu sebep hayat stiliyle, duygusal problemlerle veya tamamen başka birşeyle alakalı olabilir ve birçok zaman bu diğer problem biraz bile çözüldükten ve kişi kendi zekasını kullanabilecek hale getirildikten sonra birçok zaman kişi kendi problemini rahatlıkla çözebilmektedir. Bu kişiler bu problemli durumları yaşarlar iken o kişilere çözümleri en doğru en açık şekilde anlatmak tamamen anlamsızdır, çünkü o sırada kişinin kendi kafasında bu çözümlerin hiç biri yaratılmaz. Kişi ancak kendi kafasında bu düşünceyi yaratabilirse onu uygulayabilir. Bu sebeple tüm etkili terapi yöntemleri kişinin kendi düşüncesini tetiklemek ile alakalıdır ya da kişinin düşünmesini engelleyen etmenleri ortadan kaldırmak ile alakalıdır. Mesela şuanda en çok empirik veri ile desteklenen terapi yöntemi olan bilişsel davranışçı terapinin çoğu tekniği kişinin kendi düşüncelerinin farkında olmasını sağlamayı amaçlar.[8] Düşünülen, hissedilen, düşünce üzerine düşünülen şeylerin not tutulması ve bunların yeniden yorumlanması gibi adımlar içerir. Bu kafa içerisinde kişinin kendi başına yapmasını sağlanan yöntem dışında bir de ilaç tedavisi vardır. Psikiyatristlerin amacı kişinin kendi problemlerini çözmesini engelleyen duygusal ve kimyasal problemleri ilaç ile belli bir süreliğine ortadan kaldırmak ve kişinin sorununu çalışan kafa ile çözmesini sağlamaktır. Bu sebeple bir çok zaman bilişsel davranışçı terapi alan bir hasta aynı zamanda terapist de görmektedir. Pskiyatri kişinin kendini sabote eden kimyasal problemlerinin çözülmesi için, terapi ise sonunda aklı selim kişinin yapması gerekenleri aksatmayıp problemlerini ilgili, düzgün ve sistemli bir şekilde çözmesi için. Yoksa çözülmediği takdirde ilacın etkisi geçtiği anda problemler geri gelecektir.
7. Sözler, sanat ve retorik: Etkileyici sözler, retorik sanatları, görsel ve işitsel diğer sanatların hepsi duyguya hitap etmeyi amaçlar. Anlatmayı hedefledikleri tüm bilgileri duygusal bir aktivasyon yoluyla yapmayı hedeflerler. Bu insanın diğer insanlara kendi kafalarının içlerinde olanları diğer insanların da kendi kafalarının içinde oluşturmalarını sağlamak için ürettikleri yollardan bazılarıdır. Atasözleri, etkileyici sözler, retorik gibi sanatlar söylenen sözcüklerden kişinin duygularının etkinleşmesini sağlayarak söylenilen sözün verdiği mesajın kişinin kendisi hissetmesi ve kabullenmesini sağlar. Birçok sanatı bu yüzden yaparız.
8. Diyalektik: Zor ve meşakatli bir anlatım ve öğretim yöntemidir çünkü mümkün mertebede duygu uyandırılmadan objektif gerçekler üzerinden tartışarak bilgi aktarma ve üretme yöntemidir. Duygu aktive edilmediğinden hızlı yöntemler ile (limbik sistem) bilgi aktarımı yapılamaz. Bunun yerine daha yavaş ve komplike adımlarla kişiler fikir üretip bilgi alış verişi yaparlar. Çok daha temiz ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesinin yanında çok daha zor, yavaş ve sıkıcıdır. Öte yandan konu başlığına ters gitmez, sadece bilgilerin kafa içerisinde simüle edilmesinin daha yavaş ve isabetli bir yoludur. Kişi bu seviyede bilgi aktarımını ancak daha önce anlatılan bilgi aktarma yöntemleri ile belli bir seviyeye geldikten sonra yapabilir. Aksi takdirde bu kişiye yapılmaya çalışılan tüm diyalektik kişiden sekip gider gibidir.
9. Sokratik metod: Bir tür diyalektik alt dalıdır ve kişiye sorulan iyi sorular ile kişinin bulacağı cevabı kendi düşünebilmesine yardımcı olmaya yarar.
Kişisel fikrim insanın sahip olduğu tüm becerileri sonuna kadar kullanabilecek şekilde kendisini geliştirmesi gerektiği yönündedir. Bu sebepten duygusal öğretim yolları da duygusal olmayan öğretim yolları da gereğince doğru yerde ve doğru zamanlarda kullanılmalıdır. Yani kısacası.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kalple dinle, akıl ile konuş.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ R. Carter. The Brain Book. Rita Carter ... [Et Al.]. ISBN: 9781405341295. sf: 122.
- ^ R. Carter. The Brain Book. Rita Carter ... [Et Al.]. ISBN: 9781405341295. sf: 156.
- ^ a b c Rose M. Spielman, William J. Jenkins, Marilyn D. Lovett, Mara Aruguete, Laura Bryant, Barbara Chappell,Kathryn Dumper, Arlene Lacombe, Julie Lazzara, Tammy McClain, Barbara B. Oswald, Marion Perlmutter, Mark D. Thomas, et al. Openstax Psychology 2E. ISBN: 9781949306101. sf: 256,257,184.
- ^ Maamer Slimani, et al. (2024). Effects Of Mental Imagery On Muscular Strength In Healthy And Patient Participants: A Systematic Review. National. doi: 10.1159/000494091. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Saumur, et al. (2018). Using Motor Imagery Training To Increase Quadriceps Strength: A Pilot Study. European Neurology, sf: 87-92. doi: 10.1159/000494091. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Goleman. (1996). Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than Iq. ISBN: 9780747528302. Yayınevi: Bloomsbury Publishing. sf: 16.
- ^ D. Goleman. Altered Traits: Science Reveals How Meditation Changes Your Mind, Brain, And Body. ISBN: 9780399184383.
- ^ J. S. Beck. Cognitive Therapy: Basics And Beyond. ISBN: 9780898628470. sf: 273.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/06/2025 13:29:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16988
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.