Grafoloji: Yazı Tipiniz Karakterinizi Ele Verebilir!

İnsandan insana pek çok farklı kişilik ve karakter bulunmaktadır. Bunları kişiden kişiye değişebileceği gibi sabırlı, sinirli, kararsız, baskın, duygusal ve pratik zeka gibi birçok kişilik özelliği olarak ayırabiliriz. Peki, yazı tipinizden bu özelliklerinizin ortaya çıkabileceğini biliyor muydunuz?

Grafoloji

Grafoloji de tam olarak burada devreye girer. Grafoloji, kişinin yazı tipi ve biçimi ile karakteri hakkında analiz yapan bir bilim dalıdır. Bu işle uğraşan kişilere de grafolojist ya da grafolog denilmektedir.

NKFUCOM

Grafoloji'nin tarihi aslında 400 yıl kadar eskiye dayanıyor. Camillo Baldi ise, bu alanda çalışmalar yapan ve el yazısında sistematik ve pratik gözlemler yapan ilk kişidir. Grafoloji terimi, 1897'de iki Yunanca terim olan graphe (yazmak) ve logos (bilim) kelimeleri birleştirilerek Paris'te, Abb Jean-Hippolyte tarafından çıkarılmıştır.^[1]

Grafoloji bilimi her ne kadar uzun yıllara dayansa da, eski zamanlardan bu yana bireyin davranış ve kişilik özelliklerini analiz etme konusu hala bir tartışma konusudur. Fakat bugün günümüzde bu bilim birçok farklı alanda varlığını sürdürmekte.

Grafoloji ve Kullanıldığı Alanlar

• Kriminoloji: Adli durumlarda oldukça yaygın olarak kullanılır. Örneğin; imzalarda, belge incelemelerinde, bir yazının iddia edilen kişiye ait olup olmadığı kriminolojik bir incelemede ortaya çıkabilir.^[2] En çok kullanılan durum ise sahte imzaların tespitidir.
• İş Alım Süreçleri: Grafolojinin kullanım alanları dendiğinde akla ilk gelen alan işe alım süreçleridir. Uzman bir grafolojist ya da grafolog tarafından doğru bir analiz ile başvuru yapan bireyin lider mi, girişimci mi, görev adamı mı yoksa zaman müsrifi mi olduğunu birkaç saatlik bir analiz ile öğrenilebilir.
• Çocukluk Çağlarında: Duygularını dışarı vurmakta zorlanan çocukların yazı tipinden çocuğun mutlu mu, kaygılı mı, güvensiz mi ya da korkmuş mu gibi soruların cevapları doğru bir analiz sayesinde öğrenilebilir.
• Grafoterapi: Grafoterapi, grafolojinin bir alt dalıdır ve bu terapide kişinin el yazısı aracılığı ile kişinin özelliklerini bilinçli bir şekilde değiştirmek amaçlanır. Grafoterapi henüz yeni bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, kesinliği olmayan bir tedavi yoludur.^[3]

CBMTRA

El Yazısını Analiz Etmek

Bir el yazısının analizi için J. Crepieux-Jamin, yazıyı 7 temel öğeye ayırdı: Hız, biçim, basınç, yön, boyut, süreklilik ve düzen.

Bu 7 temel öğeyi ele alarak bir el yazısını gerekli bilgilerle analiz etmek mümkün. Kendi el yazınızı analiz etmek için bir kağıda "Pijamalı hasta, yağız şoföre çabucak güvendi." cümlesini yazabilirsiniz. Bu cümle alfabedeki tüm harfleri içerir.

1) Hız

Hızlı yazılan bir yazı, pratik, kıvrak zekayı ve yüksek IQ'nun göstergesi olabilir.

2) Biçim

Yazının biçimi veyahut şekli kişinin estetik algısı hakkında bilgiler verebilir. Harflerin biçiminde en dikkat edilmesi gereken konu, harflerin kuyruklarıdır.

G, P, H, Y, L ve T harflerini kimi kişiler kuyruklu yazar. Fazla uzun kuyruklar olumsuz mesajlar verebilir. G, Y, ve P harflerinin kuyruklarının kanca şeklinde olması kişinin, tartışma ve kavgalardan uzak durduğu, risk almayı sevmeyen ve çevresine güvenmeyen biri olduğu sonucu çıkarılabilir. Bu harflerin kuyruklarının kanca yerine düz yazılması ise kişinin sabırsız ve saldırgan biri olduğunu gösterebilir.

H, L ve T harflerinin biçimi de analiz için önemlidir. Bu harflerin üst kısımlarının normalden uzun tutulması hedef ve hırsı işaret eder. Fakat bu yazım biçimi de gerçekten uzaklığı ve hayalperestliği de işaret edebilir.

İ harfinin noktası eğer yoksa dalgınlığa, fazla yukarıda olması hayalperest bir kişiliğe, nokta yerine daire bulunuyorsa çocuksu ve sanatsal kişiliğe, açık ve yerinde olan bir nokta sevgi ve vizyoner bir kişiliğe, noktayı yakın koyanlar daha detaycı, empatik ve düzenli kişiliğe, nokta yerine çizgi kullananlar ise öz eleştirinin çok yapıldığına ve yetersizlik hissi karşısında sabırsız kişiliğe işaret edebilir.

3) Basınç

Bir yazıda en çok dikkat edilmesi gereken yerlerden biri de kağıda uygulanan basınç ve harflerin kalınlığıdır. Sayfadaki fazla kalın ve koyu yazılar bireyde gergin ve stresli bir kişiliği işaret eder. Bu yazım biçimi kişinin duygusal, sinirli, alıngan olduğu ön izlemini yaratabilir.

Silik ve ince yazılar ise her ne kadar zarif dursa da bireyde yorgunluk, duygusallık ve kırılgan gibi imajlar çizer. Aynı zamanda bu tip bir yazı öz güven eksikliğinin de belirtisi olabilir.

4) Yön

Yazı yazıldıkça kelimelerin ve cümlelerin eğimi de ortaya çıkar. Kimi insanlar sağa, kimileri sola eğik yazarken, kimileri ise dik yazıyorlar.

Sağa Eğimli Yazı:

Sağa eğilimli yazan kişilerin olumlu tarafları: sevgi alma ve verme ihtiyacı, kuvvetli iletişim, sevgi, anlayış, dayanışma, ortama kolayca uyum sağlama, dürüstlük -eğimin çok fazla olmadığı yazı tipinde geçerlidir. aksi durumlarda yalancı kişilik olarak da değerlendirilebilirler.^[3]- gibi özelliklere sahip olabilirler.

Sağa eğilimli yazan kişilerin olumsuz tarafları: gelenekçilik ve buna göre rutin hayat, nezaketin düzleştirilmesi, muhalefet, inatçılık ve düşüncesizlik eğilimi.

handwriting

Sola Eğimli Yazı:

Sola eğik yazan kişilerin dışarıya şüpheyle yaklaştığı, içe dönüklük, dürtülerin sevgi ihtiyacını arttırması gibi özellikleri olabilir. Bu tarz yazı sahipleri genellikle çocukluktan itibaren baskı altında olmuş, anne ile kuvvetli bağı olan ve bu nedenle bağımlı ilişkiler sürdürebilirler. Aynı zamanda fikirlerde yavaşlık olabilir fakat bu kişilerin konsantrasyon yetenekleri epey güçlüdür, temkinli ve ihtiyatlıdırlar.

handwriting

Dik Yazılar:

Harflerin üst ve alt uzantıları, yatay çizgi ile düz bir açı (90º) oluşturur (sağa veya sola doğru 5º'lik bir değişim kabul edilebilir^[3]). Dik yazı kullanan kişiler kendini kontrol etmeyi severler, istikrarlı, sakin, düşünce ve karakterde kararlılık, davranışlarda olgunluk, düşüncede netlik, aşk hayatlarında kontrollü tutku ve radikal kriterler söz konusudur.

Aynı zamanda bu kişilerde kayıtsızlık, güven problemi, soğukluk, duygudan önce düşünce ile hareket edildiği için gururlu ve kayıtsızlık görülebilir, aynı zamanda birlikte yaşaması zor bir ev arkadaşı olabilirler.

handwriting

5) Boyut

Bireyin yazdığı yazının boyutu öz imajı ve öz güveni temsil eder. Büyük yazı kullanan bireyler samimi ilişkiler kurarlar, inisiyatif almaktan çekinmezler. Küçük yazı stiline sahip kişiler ise rasyonel bir karaktere sahiptirler ve duygularını göstermekten hoşlanmazlar. Büyük yazanlara göre daha içe dönük olurlar ve daha yaratıcılardır.

6) Süreklilik

Yazıdaki düzenin süreklilik içerisinde devam etmesidir. Örneğin, sağa eğik yazan birinin kalan yazıya sağa eğik devam etmesi sürekliliğe örnektir. Fakat bazı stiller var ki karışık bir yapıya sahiptirler. Harflerin kuyrukları, kelimelerin hatta harflerin eğikliği değişiklik gösterebilir. Buna değişim eğim de denilebilir.

Değişim eğim stili kullanan kişilerin olumlu yönleri: bu kişiler bir ortama ve karşısındaki kişinin/kişilerin mevcut mental durumlarına uyum sağlayabilirler. Kişi belirsizlikler, şüpheler ve tereddütlerde kalabilir.

Değişim eğim stili kullanan kişilerin olumsuz yönleri: Kişinin yaşadığı çelişkiler ve buna bağlı olarak uyum zorlukları kaprisli bir kişilik olarak yorumlanabilir. Duygusal ve dengesizlik.

handwriting

7) Düzen

Kelimelerin sayfa üzerinde oluşturduğu düzendir. Örneğin, kişinin kelimeleri arası boşluk çok ise bu kişinin, özgürlükçü ve baskıyı sevmeyen biri olduğu söylenebilir. Kelimeler arası boşluğu az kullananlar ise yalnız kalmayı sevmeyen kişiler olabilirler.

Agora Bilim Pazarı

Edebiyat Seti 1 (4 kitap)

Argonautlar

Maggie Nelson

National Book Critics Circle Eleştiri Ödülü

The Publishing Triangle Ödülü

Folio Ödülü Finalisti

Kuşağının en sivri, en cüretkâr yazarlarından biri kabul edilen Maggie Nelson’ın eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanan son kitabı Argonautlar anneliğe, dönüşüme, müşterekliğe, ebeveynliğe, aileye, dilin ve aşkın imkânlarına felsefi bir bakış yöneltiyor, bu ifadelere ilişkin sınırlayıcı ve tutucu yaklaşımları, daha kapsayıcı tanımlara varma adına süregiden mücadeleyi ustalıkla analiz ediyor. Bunu yaparken temelde sürekli şu soruları deşiyor: Bir kabuğa, bir kimliğe ihtiyacımız var mı gerçekten? Öyle bile olsa, bir kimlikle özdeşleşmek mümkün mü? Nelson tüm bu kalıpların öznel, kendini yenileyen, yanıp sönen doğasına ışık tutmayı sürdürüyor.

Denilebilir ki bu kitap, yazarın kendi deyimiyle ve kelimelerin geniş anlamıyla “kalbin çok cinsiyetli anneleri”; savaşçı argonautlar için yazılmıştır ve bunu “şanlı beyaz erkeğin” dilini, kimliğini, tutumunu sekteye uğratarak yapar.

“Maggie Nelson kültürümüzün prefabrik düşünce ve duygu yapılarını, vahşiliği bütünüyle aşkın hizmetinde bir zekâyla anlamamızı kolaylaştırıyor. Hiçbir kutsallık güvenli değil, tutuculuğa, ucuz ironiye geçit yok bu kitapta.”

Ben Lerner

“Maggie Nelson bir kez daha büyüleyici bir iş çıkarmış. Anneliği ve queer bir aile olmayı belirli bir biçimde yaftalayan ve yanlış anlayan kültürün –radikal altkültürler de dahil– zırvalığına ustalıkla sesleniyor. Son derece kırılgan bir zekâyla Nelson incelenmedik bir bölge bırakmıyor; kendi kalbi de dahil. Kültür için hayati önem taşıdığını bildiğim gibi, benzer bir kitap olmadığını da biliyorum.”

Michelle Tea

Devrimin Kardeşleri – Feminist Spekülatif Kurgu Antolojisi

Ann VanderMeer – Jeff VanderMeer

Devrimin Kardeşleri, feminist spekülatif kurgu başlığı altında bilimkurgudan doğaüstü kurguya, fanteziden büyülü gerçekçiliğe uzanan türleri kapsayan, alanının en saygın editörleri Ann ve Jeff VanderMeer’in derlediği kapsamlı bir öykü antolojisidir. 1970’lerden günümüze feminist spekülatif kurgu alanının ses getiren öykülerini bir araya toplayan seçki, okuyucuyu hayal gücünün uçsuz bucaksız diyarlarında gezintiye çıkarıyor.

James Tiptree, Jr. erkeklerdeki cinsel arzunun kadınları öldürme arzusuna dönüştüğü bir distopya yaratırken, Ursula K. Le Guin, iz bırakmaya ihtiyaç duymayan kadınları anıyor. Susan Palwick kurt adamların istila ettiği hayal dünyamızı yerle bir ederek bir kurt kadının adımlarını takip ederken, Eleanor Arnason okurları kadınların ağzından dökülen sözcüklerin gücüyle yaratılan alemlere, Kelly Barnhill ise cinsiyet kavramının geçişken olduğu büyülü bir diyara davet ediyor. Yeni doğum yapmış bir annenin bedeniyle ve bebeğiyle kurduğu ilişki Hiromi Goto’nun karanlık anlatımıyla kalıpları yıkarak belleklerde yerini alırken, ataerkil normlarla bezeli efsaneler ve halk masalları da Nnedi Okorafor’un kaleminden nasibini alıyor.

Devrimin Kardeşleri’nde yer alan öyküler, toplumsal cinsiyetin işleyişini sorgulamakla kalmıyor, kimi zaman mizahi kimi zaman grotesk bir anlatıyla kaideleri yerle bir ediyor; gerçekliğin sınırlarında gidip gelirken nelerin mümkün olduğunu ve olabileceğini gösteriyor. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için. Herkes için.

Mavibent

Maggie Nelson

“Elbette, diye düşünüyorum, parıldayan körfeze efkârla bakarak.

Ezelden beri biliyordum. Dünyanın kalbi mavi.”

Bireysel ıstırabın, aşkın ve ufkun mavi sınırlarında gezinen bir içsel kâşif Maggie Nelson. Bu kitabıyla şiirsel, felsefi, cüretkâr anlatının kilometre taşlarından birini ruhumuzun mavi odalarına bırakıyor.

Mavibent Johann Wolfgang von Goethe, Yves Klein, Leonard Cohen, Joni Mitchell ve Billie Holiday gibi pek çok mavi ruha da misafir olarak melankoli, inanç, alkol, hasretlik ve arzunun arasında yol alıyor. Nelson mavi renge yaşam boyu takıntısının izinde hem bireysel hem de evrensel acıların, matemin ve hüznün haritasını çıkarıyor, orada gizli estetik güzelliğe adım adım, bent bent ulaşıyor.

“Bir renge âşık oldum işte, bahsi geçen renk mavi; büyülenmişim, önce kapılmaya sonra da kurtulmaya çalıştığım bir büyüye tutulmuşum gibi.”

Ölüler Nasıl Düşler

Lydia Millet

Kaybolup gidenlerin, insanlığın sorumsuzca katlettiği hayatların dünyasına sürükleyici bir yolculuk.

Ölüler Nasıl Düşler girişimcilik, hırs, başarı üzerine kurulu değerler sistemine çocukluğundan beri alışmış, bildiği yolda emin adımlarla ilerleyen T.’nin altüst oluş hikayesi. Hayatı trafik kazasında bir tilkinin ölümüne sebep olmasıyla kesintiye uğrayan T. tilkinin cansız bedeninde salınan kızıl kuyruğunun peşinden koşarken, sahip olduğu her şeyi sorgulamaya başlayacak ve ne yaparsa yapsın bir türlü yakalayamadığı aidiyet hissini yabanın ıssızlığında ve tekinsizliğinde bulacaktır.

“Unut binaları, abideleri. Karanlığın uysallığına, yıldızlarla gezegenler arasındaki onca ışık yılına bırak kendini. Şehirler insan eseriydi ama o şehirlerin öncesiyle sonrasındaki, üstündeki, altındaki, etrafındaki dünya, uyuyan bir devin düşüydü; oralarda uyuyup düş gören ezeli ve ebedi tanrının, onun tecellisinin düşüydü. Hayatın özünde, atomda veya enerjide evreni düşleyen şey her neyse, ondan evrimin mucizeleri fışkırıyordu…

Öyle bir canlı çeşitliliği ki istediğinde vakur istediğinde öfkeli, hareketleri hem kibar hem de dehşetengiz, adeta ilahi göklerin tecellisi… insan aklı asla tamamına vâkıf olamayacaktı, olmamalıydı da. Zaman ilerledikçe düzlüklerden dağlar yükseldi, sonsuz sevgiyle mucizeler çoğaldı. O mucizeler hayvanlardı.”

Devamını Göster

₺750.00

Satın Al Tüm Ürünler

Kişinin sayfaların kenarlarında bıraktığı boşluklardan da yorum yapmak mümkün. Eğer sayfanın sol tarafındaki boşluklar az ise kişinin geçmişteki tecrübelerini kullandığını; boşluk çok ise geçmişte yapılan hareketleri sevdiğini ve geleceğe dair tecrübeleri kucakladığını gösterir.

Sayfanın sağ tarafındaki boşluk ise gelecek hakkındaki görüşleri ifade etmekte. Eğer bu boşluk az ise kişinin geçmişini sevdiğine ve sosyal, uyumlu biri olduğunu gösterirken; bu boşluk çok ise gelecek hakkında kaygılanan ve var olan rutini ile düzeni korumayı tercih eden bir kişiliği gösterir.

Sonuç

Grafoloji, kişinin yazım tarzından kişiliğini analiz etmeye yaramakla beraber hala gelişmekte ve gelişime açık bir bilimdir. Grafoloji, birçok farklı alanlarda, farklı yerlerde kullanılmaktadır.