EDEBİYAT ÖDEVİ
SANAT ŞİİRİ

- Blog Yazısı
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar
Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini
Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin
Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine
Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini…
Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… ayrılıyor yolumuz
Boyut: 23,0*32,0
Sayfa Sayısı: 580
Basım: 2
ISBN No: 9786053553380

Faruk Nafiz Çamlıbel
1.Dörtlük: Şair burada seslendiği kişiye bütün güzelliklerin onun tanıdığı ve bildiği dünyada olmadığını, şairin dünyasının da birçok güzelliklerle dolu olduğu belirtiyor. Şairin sen diye hitap ettiği kişi ne yaparsa yapsın şairi etkilemeyecektir ve sen diye hitap ettiği kişinin yaptıkları şairi rahatsız edecektir.
1.Dörtlük Düzyazı Hali
Çiçekler yalnızca senin varlığınla açmaz; bizim diyarlarımız binbir mevsimi, sanki sonsuz bir tablo gibi güzellikle yaşatır. Kendi ellerinle bizi bu geniş topraklardan çekmeye kalkarsan, dağların sert yamaçlarına alışmış ayaklarımız, o düz ve pürüzsüz caddelerde incinir. Dağın soğuk, çetin yollarında güç bulan adımlarımız, şehrin gürültüsünde kendini kaybeder.
2.Dörtlük: Şair bu dörtlükte şair, diğer dörtlükte olduğu gibi sen diye hitap ettiği kişiyle aralarındaki zevk ayrılığından bahsetmektedir.Kendi değerlerine yabancılaşan kişi tarihi bir eseri dolaşırken bir mozaik eser görmek heyecanı ile gezmektedir. Çünkü mozaik Avrupa kültürüne ait olan bir eser türüdür, bir güzel sanattır.
2.Dörtlük Düzyazı Hali
Sen kırk asırlık büyük bir kubbenin altında incecik bir mozaik parçası ararken, biz gözlerimizi duvarlardaki o süslü yazılara dikeriz. Sadece bir parça yeşil çini görmek bile, ruhumuzda tarifsiz bir heyecan yaratır; sanki o çiniler bize, geçmişten gelen bir yankıyla seslenir. O anın büyüsü, geçmiş ve geleceğin arasında bir köprü kurar.
3.Dörtlük: Şair bu dörtlükte iki kültür mensuplarını ve anlayışını karşılaştırmaya devam ediyor.Batı hayranı kişinin baleden, balerinlerin (beyaz kelebek) sahnede dans etmesinden hoşlanmasına karşılık; kendi kültürümüze bağlı insanların halk oyunlarından hoşlanacağı ifade edilmektedir.
3.Dörtlük Düzyazı Hali
Dansın ritmine kendini kaptırdığında, içindeki derin titreşimleri hissedersin. Çiçeklerle bezeli bir sahnede beyaz bir kelebeğin narin kanat çırpışını izlerken, biz ise toprakla olan bağımızı yeniden hatırlarız. Bir zeybeğin dağ gibi güçlü adımlarının toprağa vurduğu an, yüreğimizde yankılanır. O ritimle, doğanın içsel ahengine karışırız.
4.Dörtlük: Farklı kültürleri benimseyen, kültür ortamlarında yetişmiş insanların zevk ve anlayışlarının farklı olacağını dile getiriyor.Avrupa hayranı, Avrupa kültürünün etkisindeki kişi çok sesli müzikten son derece etkilenirken kendi öz değerlerine bağlı kişinin kendi halkının acılarından ızdırap çekmelerinden etkileneceği ifade edilmiştir.
4.Dörtlük Düzyazı Hali
Fırtınayı andıran orkestranın güçlü sesleri senin sinirlerinde bir ürperti yaratır, belki de seni başka diyarlara sürükler. Ancak biz, acı çeken insanların derin, hüzünlü nefeslerinde en hazin melodileri buluruz. Onların çığlıkları, bizim için müziğin en yalın ve en gerçek halidir.
5.Dörtlük: Avrupa kültürünün tamamen etkisinde kalarak kendi kültürüne yabancılaşan kişi, bir Avrupa şehrindeki kadın heykeline hayranlıkla bakarak onu inceleyip ondan zevk alırken, kendi değerlerine, inancına, kültürüne bağlı kişinin, Anadolu ve Anadolu insanının yapısı ve yaşayışından zevk alacağı dile getirilmektedir.
5.Dörtlük Düzyazı Hali
Sen, yabancı bir şehirdeki bir kadın heykelini uzun uzun, anlamaya çalışarak incelersin. Bizim ise gözlerimiz, tarlada yorulmadan çalışan, dimdik ayakta duran bir köylünün kıvrılmayan belini gördüğünde ruhumuzun en büyük zevkini yaşar. O an, insanın doğayla olan iç içeliğini, direncini ve sadeliğini anlarız.
6.Dörtlük: Faruk Nafiz Anadolu’nun, Anadolu insanının yaşayışının sırlarla dolu olduğunu, güzelliklerle dolu olduğunu bu güzelliklerin keşfedilmemiş, kirletilmemiş olduğunu bunlara el değmediğini bundan büyük sanat tanımadığını dile getirmiş, sonra her şeyiyle Avrupa’ya bağlanmış, onun etkisinde olan kişiyle anlaşmalarının mümkün olmadığını, yollarının ayrıldığını dile getirmektedir.
6.Dörtlük Düzyazı Hali
Anadolumuz, henüz anlatılmamış bir destan gibi karşımızda dururken, bizim için başka bir sanat mümkün değildir. Biz bu topraklarda türküler söyleyerek yürürken, sana veda ediyoruz. Yollarımız farklı; bizim yolumuz bu toprağın içinde, derinlerinde…
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/05/2025 07:15:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19180
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.