Duyarsız Sosyal Medya Kullanımı

- Blog Yazısı
Son zamanlarda sosyal medya hesaplarımda düzenli bir şekilde içerikler üretmeye başladım. İçeriklerimin bağlamı şöyle: insan psikolojisi, psikanaliz, kişisel farkındalık ve biyografi alanlarında okuduğum kitaplardan kesitler; bu kesitlerden çıkarımlarımın özeti şeklindedir.
İşin içine özet kısmı da dahil olunca okumalar da bir o kadar dikkatli, temkinli ve özverili olmak durumunda kalıyor. Bu süreç bana ilgili olduğum konularca bilgi edinmemi ve bu bilgileri kendimce yorumlayabilme kabiliyetini kazandırdı. Yorumlar kişiseldir, herkes okuduğundan aynı çıkarımları yapacak şeklinde bir kaide de yoktur. Ancak bağlamın dışına çıkılmadığı sürece, hatalı bilgilerle bağlamda dolaşmamak şartı ile. Bu noktada olabileceğim kadar hassas olmaya çalışıyorum.
Birkaç gün evvel sosyal medya hesaplarımdan birinde paylaştığım bir içerik için bir reklam paketi satın aldım. Bu paket paylaştığım içeriği o mecrada bulunan kişilerin önüne getirdi ve ciddi bir kitle(görece) tarafından gönderim ziyaret aldı. Reklam paketinden aldığım sonuçları paylaşmak istiyorum.
Gönderim 6254 kişi tarafından izlendi. 15 saniyeden oluşan gönderimin toplam oynatılma süresi 5 saat 20 dakika 31 saniye. Ortalama izlenme süresi 2.9 saniye ve videonun tamamını izleyen kişi sayısı sadece 152. Bu reklam paketi ile 195 yeni takipçi kazandım. İzleyiciler gönderimin ortalama olarak sadece 2.85 saniyesini izledi. Reklam raporlarında ilgimi çeken en önemli dipnot bilgi ise şu oldu: “Çoğu izleyici izlemeyi 0:01 inci saniyede bıraktı.”
Bu bilgi aslında bakarsanız bu yazının motivasyonu oldu. Alıngan davranıp “Nasıl olur da 0.1 saniye bile izlemediniz!” şeklinde sitemde bulunacak değilim. Burada üzerinde durmak istediğim nokta 6254 kişi içerisindeki insanların çoğu aslında ne ile muhatap olduklarını bile bilmeden benim paylaşımımı geçmişler. Aslında bu çoğunlukta olan kişiler zaten akış içerisinde bulunan videolara aynı muamelede bulunuyor, benim içeriğim de bundan nasibini aldı ve istatistiğe girdi. Aslında sosyal medyada devamlı kaydıran bir kitle mevcut ve bir arayış içindeler, aradıklarını bulana kadar da kaydırmaya devam edecekler gibi görünüyor.
Peki bu kaydırma eylemi neden devam eder, karşına çıkan gönderiye bakmıyorsun bile! Telefon ekranında bu arayış nedir ve o aranan şey bu kaydırma eylemi ile edinilebilecek midir?
Bu eylemin birçok nedeni olabilir, her yaşam biriciktir. “Sen öyle davranıyorsun ama onun sebebi şu ve sen şu kısımları atlıyorsun, artık kendine bir çekidüzen ver.” demek gibi bir hadsizlik yapmayacağım.
Sigmund Freud’dan bu yana öğrendiğimiz şu ki “Hiçbir davranış sebepsiz değildir[1].” Buna katılıp katılmamak kişiden kişiye göre değişebilir, her şey olmasa da bazı şeyler tamamen rastlantısaldır denebilir. Ancak ben kendimi tanımak ve geliştirmek istiyorum. Dolayısı ile ortaya koyduğum yararlı ya da yararsız eylemlerin kök nedenini bulmalıyım ki eğer bir problem varsa onun farkına varabileyim ve onu elimine etmek için üzerine çalışabileyim.
Sosyal medyada çok fazla içeriğe maruz kalmak (birçok farklı duyguyu barındıran) kişinin birçok farklı duyguyu kısa süre içerisinde deneyimlemesine sebep olacaktır. Video sürelerini ortalama 30 saniye olarak değerlendirecek olursak sosyal medyada 1 saat geçiren birisi 120 adet videoya maruz kalmış demektir. Bu 120 videodan bazıları komik, bazıları acıklı, bazıları heyecan uyarıcı, bazıları utanç verici, bazıları dram içeriyor. Sadece 1 saat içerisinde bu duyguların hepsini tecrübe eden bir insan duygusal olarak yorulmuş olur. Bu yorgunluk neticesinde sosyal yaşamında sergilemesi beklenen duyguları sergileyemeyecek duruma gelebilir. Fıkra anlatan arkadaşına karşı duyarsız olabilir; yaşadığı stresli bir durumu paylaşan arkadaşına karşı “istersen abartma sadece bir sınav” tepkisini rahatlıkla verebilir. Bu durum sosyal hayatını kötü etkiler.
Eğer kişinin genellikle komik videolar izlediğini varsayarsak şu tarz bir problem yaşaması çok olasıdır. Dopamin hormonu haz yaşayacağımız anlarda salgılanır. Kişi devamlı haz alacağı bir eylemin içerisinde ise haz alabilmek için gereken dopamin miktarı sürekli artacaktır. Bu durumun sonu dopamin bağımlılığı ile sonuçlanabilir ve kişi haz alabilmek için durmadan ekranı kaydıran bir kişi haline dönüşebilir. Etrafımızda bu tarz kişilerin sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Belki biz de onlardan birisi halini almışızdır. Öz denetim çok önemlidir.
Bu yazımda hayatımızdan olan bir konuyu inceledim, topladığım verilerle konuyu desteklemeye çalıştım ve de sonucunda olası problemlere değinmeye çalıştım. Umarım bu konuda farkındalığımız ve bilincimiz artar. Hepinize iyi hayatlar dilerim.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/05/2025 12:33:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20119
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.