DOĞRU DÜŞÜNCE VE BİLGİ ÜZERİNE
“Kuşlar arasında yarasa ne ise, düşünceler arasında da kuşku odur: ikisi de hep alacakaranlıkta uçarlar.” Francis Bacon, ‘Kuşku Üstüne’, Denemeler, Çev. Akşit Göktürk, YKY, İstanbul s. 133

- Blog Yazısı

Felsefe tarihinde ciddi bir felsefe söz konusu olduğunda bunun prensibini bilim önderliğinde olduğunu, felsefeyi oluşturanın en geniş argümanlar sınıfı olduğunu, bununda ancak skolastik düşünceden arındırılmış, gelenekçi yöntemler yerine Francis Bacon’ın oluşturduğu “Yeni Bilim Yöntemi” ile ele almamız gerekmektedir. Francis Bacon’a göre olumsuz düşüncelerin kaynağı dogma ve skolastik düşünce süzgeci yüzündendir. Bundan ötürü Bacon Orta Çağ’ın karanlığını “Yeni bilim” ile aydınlatmasını incelemek gerekir.
Bacon’ın yaşadığı döneme ışık tutuğumuzda ortaçağ karanlığının, okültizm ve dogma yapıda olduğunu görüyoruz. Bacon bu prensiplerden kurtulmamız adına öncelikle bilimin anlayışında bir doğru çizmemiz ve bunu “Yeni bilim” yöntemi ile ele almamız gerektiğini ifade eder. Bacon hali hazırda “Aristotelesçi Bilim” sistemini realist anlayışa yönelik bir doğruda değil de daha çok bilgiyi kanıtlamak temeli olduğunu belirtir. Bacon’a göre realist bilginin ancak tümdengelim yerine tümevarım yöntemi ile elde edilmesi gerektiğini belirtir. Aristotelesçiler bilimde giderek gözlem-deney yerine otoritenin düşüncelerinden çıkarılan tümevarımı prensip edindiklerinden dolayı giderek bilimin zayıflamasına olanak sağlamışlardı. Bundan sıyrılmanın yolu gözlem-deney yöntemine bağlı kalan tümevarım sistemidir. İnsanlığı doğru bilgiye kapı açmak ancak bilimin görevidir, insanlık Orta Çağ’ın skolastik düşüncesi ile kurtulmamıştır, bilimin önderliği sayesinde karanlığı bilimin ışığı ile aydınlatmıştır. Çünkü elinde bilimin meşalesi ile gezenler, gezmeyenlere göre her dâhim düşüncesi aydın bir kişilik oluşturur. Bacon’a göre insandaki önyargıları ve tabuları yıkmadıkça her ne kadar doğru bilgiye yöntem sağlasak da ona ulaşmamız bir ütopya gibi kalıverir. Bacon’a göre zihnimizdeki idollerimizi yani tabularımızı yıkmadığımız sürece doğaya anlam vermemiz kuşkusuz kolay olmayacaktır. Bacon’a göre zihni körelten “Dört İdol” grubudur. Bunlar sırasıyla: Soy idolleri; Mağara idolleri; Çarşı-Pazar idolleri; Tiyatro idolleridir. Soy idolleri, her insanda olan temel ilkesi ontolojik ve antropomorfik açılmaya, amaç aramaya yönelik olan bir idoldür. Mağara idolleri, bireyseldir ve her insanda olmasına rağmen bilincinde olmadığı sürece, birey bilgiyi mağarada arar. Çarşı-Pazar idolleri, bireyin ilişkilerinden oluşan kavaram karışıklığıdır, bireyde kaygıyı artırır. Tiyatro idolleri, birey herhangi bir felsefeyi ve ya felsefi inancı benimseyebilir lakin kendini bu tiyatro oyununa çok kaptırabilir. Bacon’a göre yöntemden önce kişi öncelikli olarak bunlardan kurtulmalıdır.
Bacon felsefeyi üç kısma ayırmıştı; (1) Tanrıyı konu alan teoloji, (2) Doğayı konu alan doğa felsefesi ve (3) İnsanı konu alan felsefedir. Bacon Tanrıyı konu alan teolojiden kastı, vahiye dayanan değil salt akla dayanan doğal teolojiyi anlayandır. Bacon’a göre, akıl burada tanrının varoluşunu ve doğasını yaratılmışa bakarak ele almaktadır. Bacon doğa felsefesini; Fizik ve metafizik olarak iki kısma ayırmaktadır. Bacon bu bilimleri Aristoteles’in “Dört Neden” kuramına dayandırmaktadır. Bacon’a göre fizik; Maddi ve fail nedenleri ele alırken metafizik ise formel ve ereksel nedenleri kapsar. Metafizik genel ve soyut olurken, fizik doğa ve doğa tarihinin temellerine dayanmaktadır. Bunlara ek olarak fizik sınırlı bir nedenselliğe bağlı olurken, tikel fenomenlerin nedenlerini araştırmaktayken, metafizik edebi-ezeli ve sabit yasalardan oluşan bir yapıdır.
Bacon’un bilime katığı bir diğer yenilik ise; teolojik disiplinler ile pratik disiplinler arasında kurulan bağdır. Teorik episteme ile tekhne anlayışını kesin kılan Aristotelesçi anlayışın tam tersi tutum sergileyen Bacon, doğa felsefesinin uzun süreçlerde gelişememesini nedenini teolojik pratiğin bağlarının bir birinden ayrı tutulmasına görmekteydi. Bacon, gerçek bir ilerleme adına teori ile pratiğin kesin birleşmesi gerektiğini savunmaktadır. İnsan felsefesinde durum ise antropoloji ve Philosophia civilis ya da politika felsefesi olarak ikiye ayıran Francis Bacon, Antropoloji olarak insanın ele aldığından tıbbı, daha sonra ise insan ruhunu ve karakterini ele aldığından psikoloji ve mantığı da ilave etmektedir. Politika felsefesi ise iyi insan ve iyi toplumun kurucusu unsurlarına değinmektedir. Aydınlanmış ve daha iyi bir dünyanın Avrupa uygarlığının kaderi olduğuna hükmetmiştir. Bacon, doğaya egemen olmak adına önce ona itaat etmek gerektiğini öne sürmektedir.
Felsefede “Modern Bilim” devrimini yapan sadece Bacon değildi, Bacon ile aynı dönemde yaşamış olan Descartes’i de buraya eklemek gerekmektedir. Descartes’in skolastik felsefeden oldukça yararlandığını bilmekteyiz lakin kaynaklarını örtme adına oldukça çabalamıştır, yöntemi olarak ise doğru görülen bilgiyi kapatmak ve yeni bilgiyi açmak yani inşa etmek üzerine prensip belirlemiştir. Bacon ve Descartes’in önderliğinde olan bu devrim, bilimi teolojik açılardan mümkün olabildiğince yalın ve dogma olmayan bir anlayışta ilerletmiştir. Descartes’in şüphe yöntemini kullanarak, bilgiyi doğru olduğu kanıtlanıncaya kadar yanlış sayması skolastik ve dogma olmadığının bir göstergesidir, “Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.” Sözleri de bunu destekler niteliktedir.
Bacon aynı zamanda faal bir hukukçu, politikacı ve edebiyatçıdır. Bacon bilimi, şairlik; tarih; felsefeyi kapsayan bütün bilgi gruplarının bir tabloya toplaması ile oluşturmuştur. Bacon’ın iddialarından biriside “Keşif Sanatı”nın ilerleyebileceğidir. Bunun getireceği yeni prensipler ile “bilimin” ve “Bütün Nedenlerin” açıklanmasının anahtarı olacağından bahseder. Bacon “Modern Bilim” devriminin refakatçisidir, Bacon gibi Derleme ve karşılaştırma yöntemi natüralistler için çok uygun ve uygulanabilir bir yapıdır.
İncelenmesi gerekilen noktalardan biriside: İnsanın kuşku anlayışını kontrol altına almasıdır, Bacon’a göre “İnsanı, az bilmek kadar kuşkulandıran hiçbir şey yoktur, onun için kuşkuyu bilgimizi artırmakla yenmeye çalışmalıyız, sürekli içimizde taşımakla değil.” (Francis Bacon, ‘Kuşku Üstüne’, Denemeler, XXXI) Bunun için en ideal yöntem bilgi edinmedir, Bacon başka bir sözünde de “Çok soran hem çok öğrenir, hem de çok sevinir, hele soruları karşıdakinin bildiği konulardansa. Böylece karşıdakine gönlünün dilediğince konuşmak olanağını vermiş olur, kendisi de boyuna yeni şeyler öğrenir.” (Francis Bacon, ‘Söyleyişi Üstüne’, Denemeler, XXXII) Kuşkularımızı kontrol altına almaz isek daha büyük bir soruna dönüşebilir, bundan ötürü insan ilişkilerinde çeşitli sorunlar ve ayrılıklara dahi yol açabilir. Lakin burada bahsedilen kuşku aşırı derecede olandır, hayatta biraz kuşku insanın sorgulamasında ve amaç aramasına olanak sağlar, Descartes’in dediği gibi “Her şeyden şüphe et.” Yani sorgulamak ve anlam aramak adına kuşku insanı dinç tutar. Düşüncelerden kuşku etmek insanı derinden yaralar bundan ötürü kuşkunun doğuştan gelen yanı sıradan lakin yapay yöntem ile oluşan kuşkularımız tehlike arz eder.
İçimizde oluşan kuşkularımızın sonlandırmanın en ideal yöntemi, karşı kişiye ve ya bir bilgiye kendimizi açmaktır. İnsanlar arasındaki kuşkunun en ideal olarak açıklanması ancak kuşkulanan kişi ile konuşuldukça geçek bilgiye ulaşılabilir, bunun kapsadığı prensipler bilim ve bilgi içinde geçerlidir, insan bir geçekten kuşku duyabilir lakin duyması halinde onu araştırması onun faydası haline gelecektir aksi taktirde kuşkular kar topu edasında daha büyük bir kuşkuya dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bacon’a göre Kuşkular inançları zayıflatmaz, daha da inancı körükler ve onu düzgün bir düzlem haline getirir. Bacon Orta Çağın skolastik yapısında çoğu zaman tanrıtanımazlık ile suçlansa da tanrıtanımazlık anlayışına karşı olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir, Bacon şöyle ifade ediyor “Kuran’daki bütün masallara bile inanırım da bu evrenin ruhsuz bir yapısı olduğuna inanamam.” (Francis Bacon, ‘Tanrıtanımazlık Üstüne’, Denemeler, XVI) aynı şekilde: Az felsefe, insan zihnini Tanrıtanımazlığa götürür; ama felsefede derinlik, insanların zihinlerini dine döndürür anlayışındadır. Bacon’ın seküler ve fazlası ile akılcı bir yöntem izlerken buna ek olarak eserlerinde dinin bilimine destek vermezken, bizleri şaşırtan bir tanrı inancının olduğunu kavramak gerekiyor.
Bütün bunlara ek olarak şahsen, Bacon’daki kuşku yani şüphe kavramını Dionysos’un annesi olan semele benzetiyorum, ne de olsa ondaki şüphe tohumları onu ölüme yüzleştirdi. Hayattaki ideal kuşku insanları düzen içerisinde kalmasını sağladığını düşünüyorum lakin bunun çığ topu gibi büyümesi elbet ki riskli bir durumdur. Kuşkuyu yönetmek noktasında insan ipleri kendi ele almalı. Bunun getireceği düzen insana olgunluk katacaktır.[1], [2], [3]
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Ahmet Cevizci. (2017). Felsefe Tarihi: Thales'ten Baudrillard'a. ISBN: 978-9754688337. Yayınevi: Say Yayınları. sf: 445-454.
- ^ Randall Collins. (2021). Dünya Felsefe Tarihinin Oluşumu. ISBN: 978-6254490620. Yayınevi: ALFA Yayınları. sf: 668-677.
- ^ Francis Bacon. (2013). Denemeler. ISBN: 978-975-082951-2. Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları. sf: 92-99.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/04/2025 08:25:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14291
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.