Bilim ve İnsanlığın Geleceği: Evreni Anlama Çabası
İnsanlığın Geleceğinde Bilimsel Yöntemin, Düşünmenin ve Sorgulamanın Önemi

- Blog Yazısı
Özet:
Bu yazıyı kaleme alırken, bilimsel düşünmenin ve sorgulamanın insanlık için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedim. İnsanlık tarih boyunca evreni anlamaya çalışmış, bilgiye susamış bir varlık olarak hep daha ileriye gitme çabasında olmuştur. Ancak, bilim, felsefe ve sanatın bir arada var olduğu bir toplumun gücü, insana evrendeki yerini daha doğru anlamasına ve daha adil bir dünyada yaşamasına imkân tanır. Carl Sagan, Albert Einstein ve Neil deGrasse Tyson gibi büyük bilim insanlarının görüşlerine başvurarak, bilimsel bakış açısının sadece dünyadaki yerimizi anlamamızı değil, aynı zamanda insanlığın kurtuluşunu sağlayacak tek araç olduğunu dile getirmeye çalıştım. Bilimden ve sorgulamadan uzaklaşmak, bir toplumun yok oluşunun habercisi olabilir. Bu yazı, küresel güçlerin bilimsel düşünceyi engelleme çabalarına karşı, her birimizin bilim, sanat ve felsefeye zaman ayırarak, daha bilinçli, daha adil ve aydınlık bir toplum yaratma sorumluluğumuz olduğunu hatırlatıyor. İnsanlar olarak sadece hayatta kalmaya odaklanmak yerine, evrensel sorumluluklarımızı anlamalı ve empati kurarak hareket etmeliyiz. Medeniyetin bilimsel düşünce ve etik değerlere* dayanan bir temele oturtulması, bence insanlık için tek çıkış yolu. Bu manifesto, bilim ve etik sorumlulukları esas alarak, daha aydınlık bir gelecek için bir çağrıda bulunmaktadır.
*”Etik değerler” ifadesi, toplumsal ahlaka dayalı normlardan daha ziyade, insanın evrensel sorumlulukları, ahlaki soruları ve doğru yaşam biçimi üzerine düşünen bir yaklaşım olarak anlaşılmalıdır. Burada, etik değerler, insanların evrensel sorumlulukları doğrultusunda davranabilmesi için gereken derin düşünsel bir çerçeveyi ifade etmektedir. Felsefi anlamda, etik değerler, insanın benliğinde bulunması gereken ve her birey tarafından içselleştirilmesi gereken gerçek değerlerle ilişkilidir. Etik değerler, genellikle evrensel etik ilkeler ve insanın insana karşı taşıdığı sorumluluklar çerçevesinde kullanılır. Bu değerler, toplumun ötesinde, insanın evrensel olarak sahip olması gereken, bireysel ve toplumsal hayatı daha adil, bilinçli ve doğru bir şekilde yönlendiren değerlerdir. Değer felsefesi açısından, etik değerler; sevgi, adalet, empati ve doğruluk gibi, insanın özünde bulunması gereken, zaman ve mekân sınırlarını aşan evrensel değerlerle ilişkilidir. Bu değerler, insanların içsel olarak gelişmesi gereken ve toplumların doğru bir şekilde var olabilmesi için evrensel olarak kabul edilebilecek etik ilkeleri ifade eder.
Bilimden uzaklaştığımız sürece karanlığa gömülmeye, yoksullaşmaya, aptallaşmaya, refahımızı kaybetmeye, adaletsizliklere, açık, kıtlık ve sefalete sürüklenmeye, hak eşitsizliklerine, insan değerlerine yabancılaşmaya, ölmeye, öldürülmeye mahkumuz. Bilimin, sanatın, felsefenin; insanı insan yapan düşünme ve sorgulama eyleminin zayıfladığı bir yerde yok oluş başlar.
Homo Sapiens (düşünen insan), tarih boyunca kendini anlamaya, evreni keşfetmeye, ve tüm bu süreçlerde bilgiye olan susuzluğunu gidermeye çalışmıştır. Ancak, bilim ve akıl yürütmenin dışlandığı, sorgulama ve düşünmenin zayıfladığı bir dünyada, insanlığın gerilemesi kaçınılmazdır. Carl Sagan, insanın evrende yalnız olmadığını ve bu gerçeği keşfetmenin, yalnızca bilimsel değil, ahlaki bir sorumluluk olduğunu sıklıkla dile getirmiştir. Sagan’a göre, “Bilim, insanın evrendeki yerini anlaması için en iyi araçtır”[1] ve “bilimsel bakış açısı, insanlık için kurtuluşun anahtarıdır.”[2] Bu bakış açısını benimsemek, sadece insanın dünyadaki varlığını değil, evrendeki yerini de anlamasına olanak tanır.
Albert Einstein da benzer şekilde, bilimin insanlık için en büyük umut kaynağı olduğunu savunmuştur. Einstein, “Bilim, hem geçmişi hem de geleceği anlamamız için gerekli olan en güçlü silahtır”[3] demiştir. İnsanlığın barış ve adalet içinde bir arada var olabilmesinin tek yolunun, akıl ve bilimle donanmış bir toplumdan geçtiğini savunmuştur. Bilimden uzaklaşan bir toplum, zamanla insani değerleri yitirecek, adaletsizliği, yoksulluğu ve çatışmaları arttıracak ve sonunda karanlık bir çağa sürüklenecektir.
Bilimin, sanatın ve felsefenin gücünden sapmak, insanın içsel ışığını kaybetmesine yol açar. İnsanın düşünsel kapasitesini kaybetmesi, toplumsal çöküşü ve medeniyetin çürümesini beraberinde getirir. “Karanlık bir dünyadan çıkış yolumuz, yalnızca bilimsel düşünme ve insanın sorgulama kapasitesine dayanır”[4] diyen Neil deGrasse Tyson, insanın evreni anlamak için sadece doğal dünyayı incelemesinin yetmeyeceğini, aynı zamanda ahlaki ve etik soruları da sorması gerektiğini vurgulamıştır. Bu bağlamda, bilim sadece bilgi üretmek değil, insanlığın daha adil, daha bilinçli bir toplum yaratmasına da olanak tanır.
Karanlık bir dünyadan çıkış yolumuz ‘mevcudun daha iyisi’ politika yapıcılar olmayacaktır. Ne var ki tek çıkış yolu bireysel zamanı, toplumsal emeği, kolektif aklı, hayatta kalmak adına ‘modern kölelik’ yerine bilim, sanat, felsefeye adayabilmekten geçer.
Küresel oyun kurucular tam olarak bunu bloke ederler. Düşünmeye, bilim-sanat-felsefe üretmeye vakit bile bulamayın isterler, tek derdiniz ‘hayatta kalmak’ olmalı ki ‘efendiler’in hayatları rayında gitsin. Bu durum, sadece bireysel değil, toplumsal bir felakete yol açar.
“Sadece hayatta kalmak için harcanmayan zaman lüksüne ihtiyacımız vardır. Devletin insanlığın evrendeki yerini anlama arayışına değer verdiği bir ulusta yaşamaya ihtiyacınız vardır. Entelektüel arayışın sizi keşfin sınırlarına götürebileceği ve keşif haberlerinin sürekli olarak yayılacağı bir topluma ihtiyacınız vardır.”[5]
Ve fakat insan ürünü ‘medeniyet’ pek adaletli değildir! Çocuklar açlıktan ölür, evsizler hatta kalmak için çöp karıştırır, unutulmuş topraklarda saat başı bombalar ölüm yağdırır, servet düşkünleri bir avuç suyumuzu kurutup tabiatı katlederken insan insanı “yüce din adına”, “mutlak doğru ideolojiler” adına savaşa boğar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
“Uygarlığın bu vebadan bir an önce kurtulması gerekir. Emir altındaki kahramanlık, duyarsız vahşet ve vatanseverlik adıyla yürütülen bulaşıcı pespayelik… Savaş bana göre kötü niyetli alçakça bir şey!”[6]
Bu nedenle bilim dünyası ve filozoflar güneş yelkenlerimizi tüm heybetiyle açıp insan medeniyetini kozmosun engin derinliklerine keşfe davet ediyor. Bizler artık bilimsel yöntemle devinen, bilgiden beslenen kozmik perspektifi benimsemeli ve toplumun her kesimine eşit oranda yaymayı sorumluluk edinmeliyiz.
Bizleri esir alan araçsallaştırılmış ve saçmalıktan ibaret, insanı merkeze koyan antroposentrik, hümanist düşünce anlayışını terk etmek zorundayız.
Tabiatın bir parçası olduğumuzun farkına varıp düşünen, sorgulayan, üreten zekamızın hakkını vererek, insanın insanla ve insanın tüm canlılarla empati kurma becerisini kazanmak ve mavi gezegenimizi koruyarak her alanda barışı tesis etmek ile başlayabiliriz.
Unutmayalım ki ‘toplumların ırksal, etnik, dini, ulusal ve kültürel çatışmalarının perdelerini araladığınızda, düğmeleri çeviren ve kolları çekenin insan egosu olduğunu fark edersiniz’. Kendi bencil dünyamızı değiştirmek zorundayız.
Şayet bunu yakın gelecek içerisinde başaramaz isek bizleri korkunç bir karanlık; savaşların yıktığı bir dünya ve sefalet içinde homo sapiens türünün sonu bekliyor. Cehenneme uyanmak, çocuklarımızın veya torunlarımızın cehennemi yaşamasını istemeyeceğimizi düşünüyorum.
“Dünya gezegeninde kaldığımız kısa süre boyunca, kendimize ve torunlarımıza, biraz da eğlenceli olduğu için, keşfetme fırsatını borçluyuz. Ama bunun çok daha asil bir nedeni var. Evren hakkındaki bilgimizi artırmayı bıraktığımız gün, evrenin mecazi ve gerçek anlamda bizim etrafımızda döndüğü şeklindeki çocuksu görüşe geri dönme riskiyle karşı karşıya kalırız. Bu kasvetli dünyada, silah taşıyan kaynaklara aç insanlar ve uluslar “içine kapanık önyargılarıyla” hareket etme eğilimi göstereceklerdir. Kozmik bakıştan korkmak yerine onu bir kez daha kavrayabilecek vizyon sahibi yeni bir kültür yükselişe geçmese bu, insan aydınlanmasının son nefesi olur.”[7]
Ve insanlığın da…
Einstein’ın da vurguladığı gibi, “Toplumların gelişimi, bireylerin düşünsel ve etik sorumluluklarına dayanır.”[8] Bu sorumluluk, insanları sadece fiziksel dünyada değil, düşünsel ve manevi dünyada da ileriye götürecektir. Günümüzde, insan egosunun, çatışmaların ve savaşa yol açan ideolojilerin öne çıkmasının arkasında, bilimsel düşünceye, empatiye ve işbirliğine dayalı bir kültürün eksikliği yatmaktadır. Bu eksiklik, doğanın tahrip edilmesine, insan haklarının ihlal edilmesine ve insanları birbirine düşman kılacak ideolojik çatışmaların artmasına yol açar.
Bilimin ve felsefenin yönlendirdiği bir toplumda, bireyler birbirlerinin farklılıklarını kabul edebilir, gezegenimizi ve tüm canlıları koruma sorumluluğunu taşıyabilirler. Tıpkı Sagan’ın söylediği gibi, “Birlikte yaşamak, tüm canlılarla empati kurmak ve gezegenimizi korumak, insanlığın en büyük görevlerinden biridir.”[9] İnsanlık, doğa ile uyum içinde var olmalı ve tüm canlılara saygı göstermelidir.
Ne yazık ki, günümüzde hâlâ birçok insan, sadece hayatta kalmaya odaklanmış durumda, birçoğu ise dünyada olan biteni sorgulamaktan uzak. İnsanlık, bu dar bakış açısını aşmadıkça, büyük bir tehlikenin içinde bulacaktır kendini. Küresel sorunların çözümü için bilimsel bakış açısını ve eleştirel düşünceyi yeniden benimsemek, insanlık için bir gereklilik haline gelmiştir. Aksi takdirde, savaşlar, sefalet ve yok oluş kapıyı çalmaya devam edecektir.
Sonuç olarak, insanlık için bilimsel düşünme, insan hakları, adalet ve barış, birbirini tamamlayan değerlerdir. Her birey, bilim ve bilgi ışığında ilerleyerek, hem kendi yaşamını hem de tüm insanlığı daha iyi bir geleceğe taşımakla yükümlüdür. Evreni anlamaya yönelik çabalarımızı sürdürmeli ve bu arayışta karanlığa gömülmeden, aydınlık bir geleceğe adım atmalıyız. Çünkü, “biz yalnızca kendimize karşı değil, aynı zamanda Kozmos’a karşı da sorumluyuz.” [10]
Umuyorum bilimin ışığında yürür ve yolumuzu buluruz!
Serdar Çakmak, 10 Ocak 2025
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ C. Sagan. (1997). Kozmos - Evrenin Ve Yaşamın Sırları. ISBN: 9789752107830. Yayınevi: Altın Kitaplar.
- ^ C. Sagan. (1995). The Demon-Haunted World. Yayınevi: Ballantine Books.
- ^ A. Einstein. (2012). Benim Gözümden Dünya. ISBN: 9786051060606. Yayınevi: Alfa Yayınları.
- ^ N. D. Tyson. (2017). Astrophysics For People In A Hurry. ISBN: 9780393609394.
- ^ N. D. Tyson. (2017). Astrophysics For People In A Hurry. ISBN: 9780393609394.
- ^ A. Einstein. (2012). Benim Gözümden Dünya. ISBN: 9786051060606. Yayınevi: Alfa Yayınları.
- ^ N. D. Tyson. (2017). Astrophysics For People In A Hurry. ISBN: 9780393609394.
- ^ A. Einstein. (1988). Ideas And Opinions. ISBN: 9780517003930. Yayınevi: Bonanza Books.
- ^ C. Sagan. Pale Blue Dot: A Vision Of The Human Future In Space. ISBN: 9780345376596. Yayınevi: Ballantine Books.
- ^ C. Sagan. Cosmos. ISBN: 9780375508325. Yayınevi: Random House.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/05/2025 02:47:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20106
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.