Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Anneler Sevilmez mi?

Nesne Ilişkileri

4 dakika
12
Anneler Sevilmez mi?
  • Blog Yazısı
anne
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

A : Annenizi seviyor musunuz?

B : Anneler sevilmez mi hiç?

A : Elbette sevilir ancak ben sizin sevip sevmediğinizi merak ediyorum.

Tüm Reklamları Kapat

B : Annem benim için çok fedakarlıklarda bulundu. Yemedi yedirdi, içmedi içirdi. Okuluma 2 saat kala uyanırdı, kahvaltımı hazırlardı. Onu nasıl sevmem, bu mümkün değil.

A : Ancak soruma hala cevap vermediniz, annenizi seviyor musunuz?

Yukarıdaki diyalog Doğan Şahin hocanın psikanaliz seanslarından birinde geçen bir diyalogdur. Bir insana sorulmuş basit bir soru ve bu soruya karşı gelen cevaplar, acaba cevaplar mı; yoksa savunmalar mı?

Anneler, gerek kültürümüzce olsun gerek dini anlamda olsun kutsal olarak addedilirler. Annelere hürmet edilir, annelerin elleri öpülür. Bu böyledir de. Kültürümüzce bunun aksini savunmak kötü karşılanır, hatta bazı bölgelerce ayıplanır. Bir anne evi için, çocukları için az fedakarlıklarda bulunmaz. Kendi hayatından kısarak çocuklarının yaşantısını iyileştirmek amacıyla uykusundan fedakarlıkda bulunur, kendi lükslerinden cayar. Ancak bunları çocukları için yapar. Çocukları daha iyi bir hayat yaşasın, tabiri caizse daha sıkıntıdan uzak bir hayat yaşasın diye yapar. Peki nasıl olur da seans esnasında danışan terapistinin sorduğu bu soruya karşı “Elbette annemi çok seviyorum.” demez, ya da diyemez.

Tüm Reklamları Kapat

Şöyle söylenebilir. “Canım ne olacak annemi seviyorum demedi ise, hal ve hareketleri ile sevdiğini hissettiriyor ya yetmez mi?” Elbette kişi sevdiğini söz harici iletişim yöntemleri ile de belirtebilir ancak burada durulan nokta “Seni seviyorum.” denememesi. Bunu söylemek yerine sevginin ispatlanmaya çalışılması. İspatlanmaya çalışılan bir mesele var ise o zaman o şey reddediliyordur ancak kişi “Hayır, yanılıyorsun. Aslında seviyorum ve bak saydıklarım da ispatı.” demeye çalışıyordur. Özünde mesele sevgiden ziyade bir tez savunmasına dönmüştür.

Peki kişi neden bunu yapar? Bunu birçok gerekçesi olabilir. Annesine çok ihtiyacı olduğu anda annesi onunla ilgilenmemiş olabilir, bulunduğu çevrede sevgi sözcükleri bir tür küçüklük göstergesi sayılabilir, akrabaları tarafından zannedilen güçlü kişi modeli sevgi sözcükleri kullanmayan biri olabilir vb. Bu yazıda bebeğin doğumu ile başlayan emme dönemi ile yaşanabilecek problemlerden bahsetmek istiyorum.

Bebek anne karnında iken ihtiyaç duyduğu her şey karşılanıyordur. Hatta ihtiyaç bile duymaya zamanı yok. Besinini kordon vasıtası ile alıyor. Anne karnında her şey çok güzeldi ve sıcaktı. Ancak doğum bir alemin terki ve yeni bir alemin başlangıcı oldu. Alemler değiştiğine göre kuralları da değişmeliydi. Yeni aleme ayak uydurma sürecinde anne çok önemli bir rol oynar. İlk 3-4 ay neredeyse bebeğin yanından hiç ayrılmamaya özen gösterir. Bebeğin istekleri anında karşılanır ve bebeğin rahatsızlık duyduğu bir durum varsa bu durum hemen ortadan kaldırılmaya çalışılır, anne ve baba bunun için seferber olmuştur adeta. Bütün ilgi bebek üzerindedir. Bebek omnipotansdır. Mutlak güç ondadır. Çünkü her istediği anında yapılır ve etrafındaki herkesin ilgisi ondadır.

Zaman ilerler, bebek gelişir; neredeyse 5-6 aylık olmuştur. Bir gün karnı aç olduğu için değil, canı meme emmek istemiştir. Terslik olacak ya, kapı çalar ve yan komşu ile anne muhabbete başlarlar. Bebeğin bu zamana kadar her istediği bebek ne zaman istediyse o anda olmuştu ancak şimdi de istiyor ve tam da o an olmadı isteği. Şimdi ne yapmalı? Anne yok, meme yok ve bebek istiyor. İşte burada bebek yargılarda bulunmaya başlıyor. Çıkarımlar yapıyor. Ben istediğim an meme bana gelmedi. Meme yerine anne de diyebiliriz. Ben annemi istedim ve annem gelmedi. Bu durumda ben ve annem ayrı, biz bir bütün değiliz. Bebek yeni aleminde ilk şokunu yaşar. Bundan sonrası daha enteresandır. Ben istedim ve anne gelmedi, bu durumda ya ben iyiyim annemse kötü; ya da ben kötüyüm annemse iyi. Çünkü isteğim gerçekleşmedi. Bir aksilik var. Anne ile ilk ayrışmalar, ilk çatışmalar başlamış gibi görünüyor. Eğer anne bebeği uzun süre ihmal ederse bebek bu çatışma ile daha uzun süre boğuşmak zorunda kalacaktır. Bebek ağlamaya başlar çünkü bir isteği var ve ihmal edilmiş durumda ancak gelin görün ki bebeğin yatak odası ile dış kapı arası ses gitmiyor. Anne de bebeğin ağladığını duymuyor. Ya annesi bebeği terkettiyse? Göründüğü üzere anne yok, üstelik bebek ağlıyor, ağlamasına rağmen yok. Bu durumda daha şiddetli ağlaması gerekecek, sesi kısılana kadar bağırdı. Annesi eğer hala duymuyorsa… Oysa bebek elinden gelenin fazlasını ortaya koyarak annesini çağırmıştı.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Anne ile yaşanan örnek bir diyalog yansıtmaya çalıştım, yukarıdaki senaryo belki de tarafınızca da yaşanmıştır ya da bir yerlerde yaşanmıştır ve hala yaşanıyordur. Bebek ile anne arasında gerçekleşen bu ve benzeri diyaloglar (bu kadar kötü olmak zorunda değil, iyi diyaloglar da geçerli), insanda nesne ilişkilerinin temelinin atıldığı anlardır. Kuracağı oyunlar, arkadaşları ile kuracağı oyunlar, hitabeti, mesleği, eş adayı… En önemli çaya karşı yaklaşımı, anne ile kurduğu diyaloglar çerçevesinde şekillenir. Anne ile kurulan ilk diyaloglar hüzün temalı mıydı, sevgi temalı mıydı; kaygılı bir yaklaşımı mı vardı annenin yoksa kendinden emin, ne yaptığını bilen bir anne profili mi vardı? Bebek bu duyguların adını koyamasa da derinlerine kadar hisseder. O kadar hisseder ki hayatını şekillendirir. Kaygılı annelerin çocuklarının da hayata karşı yaklaşımlarının kaygı eksenli olması kaçınılmazdır. İhmal edilmiş bir çocuğun ilgi açlığı kaçınılmazdır. Annesi tarafından sevilmemiş bir çocuğun sevgiyi başka annelerde (anne dışındaki kadınlar) araması yüksek olasıdır. Çocuğun çok uzun süre sevilmediğini varsayalım. “Sevmek” ile tanışmamış birisi… Ancak bunu açlığı buram buram hissediliyor kişi tarafından. Ömrü bunu aramakla geçiyor. Hobiler ediniyor, kendisini uyuşturucu maddelere veriyor, sanatla ilgileniyor, insanlarla tanışıyor, belki işine kapatmış kendisini. Ancak peşinde koştuğu duygu belki de “sevgi”.

Ömür de bu ya, “Kendini tanıyan Rabb’ini tanır.” sözü sanılandan daha derin manalar içeriyor olabilir. Buraya da sanırım bu manaları eşelemeye geldik. Hepinize keyifli eşelemeler dilerim.

Okundu Olarak İşaretle
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/05/2025 06:55:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20306

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close