Biyofilm Nedir? Biyofilm Oluşumu Neden Önemlidir?
Biyofilmler Nasıl Keşfedildi ve Bilim İçin Neden Önemli?
Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı ya da cansız yüzeylere tutunarak, kendi ürettikleri polimerik madde içerisinde korunaklı bir şekilde kalabilmesini sağlayan yapılardır. Bu yapılar mikroorganizmalar için bir nevi kalkan görevi görmektedir. Biyofilm yapısı içerisindeki mikroorganizmalar, konak hücre cevabı, antimikrobiyal tedavi ve olumsuz çevre koşulları gibi etkilerden korunabilmektedir (Hoiby ve ark. 2017; Costerton ve ark. 1978).
Mikroorganizmaların kümeler halinde bulunduğunun keşfi, Antonie van Leeuwenhoek'in gözlemlerine kadar eski tarihlere dayanmaktadır. Antonie van Leeuwenhoek, kendi yaptığı mikroskopta, ağız ve diş eti örneklerini incelemiş ve bakterilerin tek tek değil, kümeler halinde bulunduğunu gözlemlemiştir (Hoiby ve ark. 2017, Römling ve ark. 2014). Fransız bilim insanı Louis Pasteur (1822-1895) ise, pastörizasyon ile yaptığı çalışmalar esnasında, şarabın asetikleşmesinin nedenin bakteri kümelerini olduğunu keşfetmiş ve görselleştirmek amacıyla resmetmiştir (Hoiby ve ark. 2014). Henrici ise su bakterilerinin, serbestçe akan suda değil, daha çok batık yüzeylerde yani durağan ortamlarda geliştiğini gözlemlemiştir (Henrici 1932). Zobell ve ark. ise deniz suyuna batırılmış cam slaytlarda bakterilerin tutunmasını incelemişlerdir ve bakterilerin tutunacak yüzey buldukları zaman serbest durumlarından daha hızlı çoğaldıklarını gözlemlemişlerdir.
Biyofilmler tıp alanında ise ilk defa 1970-1972 yıllarında kronik Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonu olan kistik fibrozis hastalarının gram boyama örneğinin rutin mikroskobik incelenmesi sırasında, bakterilerin kümeler halinde toplu bulunması ile keşfedilmiştir (Hoiby ve ark. 2017). Costerton ve ark. sonraki yıllarda, kistik fibrozlu bir akciğerde P. aeruginosa kolonilerini elektron mikroskobu ile inceleyerek yapıyı daha iyi anlamaya çalışmışlardır. Bakterilerin birbirine ve yüzeye yapışması için bir ‘glikokaliks‘ yapısının gerektiğini tespit etmişlerdir. Ekip, daha sonraki çalışmalarında ise ‘glikokaliks’ yerine ‘biyofilm’ terimini kullanmaya başlamıştır (Costerton ve ark. 1974; Costeron ve ark. 1978). 1995 yılında ise biyofilmlerin; mikroorganizmaların yüzeyler, ara yüzeyler ve birbirlerine tutunarak oluşturdukları popülasyon yapıları olduğu vurgulanmıştır (Donlan 2002).
Teknolojinin gelişmesi ve yüksek çözünürlüklü elektron mikroskoplarının kullanıma başlanması biyofilmlerin yapısal ayrıntılarının ve oluşum mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.
Biyofilmlerin Oluşum Basamakları
1. Gevşek Adezyon (Gevşek Tutunma):
Bu aşama mikroorganizmaların yüzeye tutunduğu aşamadır. Gevşek adzeyon aşaması mikroorganizmanın sahip olduğu özelliklerden çok ortamın uygunluğu, sıvı akışı, pH, sıcaklık, besin miktarı gibi çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Bu aşama geri dönüşümlü bir aşamadır, yani mikroorganizmalar tutunmuş fazdan serbest faza geçebilmektedirler. Bu nedenle bu aşama gevşek adezyon aşması olarak bilinmektedir (Dunne ve ark. 2002; Davis ve ark. 2010; Unosson 2015).
2. Sıkı Adezyon (Sıkı Tutunma):
Ortamın koşullarından çok mikroorganizmanın özelliklerine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Organizmanın sahip olduğu fimbriya ya da pili gibi yapısal faktörler aracılığıyla gerçekleşir. Bu aşamada mikroorganizma yüzeye ve birbirlerine sıkıca tutunmuşlardır. Bu nedenle bu aşamaya sıkı adezyon aşaması adı verilmektedir. Bu aşama geri dönüşümsüzdür (Dunne 2002; Davis ve ark. 2010; Unosson 2015).
3. Mikrokoloni Oluşumu:
Yüzeye ve birbirlerine sıkıca tutunmuş mikroorganizmaların, mikrokoloniler şeklinde bulunduğu aşamadır. (Davis ve ark. 2010; Unosson 2015).
4. Olgunlaşma:
Mikrokoloni oluşumu sonrasında, biyofilm yapısı içerisindeki hücrelerin besin ve oksijen gibi zorunlu maddeleri alımı ve atık maddelerin uzaklaştırılması için mikro kanalların oluştuğu aşamadır. Bu kanallar sayesinde yapı 3 boyutlu şeklini kazanmaktadır (Dunne 2002; Davis ve ark. 2010; Unosson 2015).
- Yeni Bir İlaç, COVID-19 Kaynaklı Koku ve Tat Kaybının Hızla Giderilmesine Yardımcı Oluyor!
- Sessiz Ölüm: Antimikrobiyal Direnci Nedir? Abartılı ve Yanlış Antibiyotik Tüketimi, Nasıl Küresel Bir Tehdit Haline Geldi?
- Tardigradın 16 Milyon Yıllık Bekleyişi Sona Erdi: Dominik Cumhuriyeti'nde Kehribar İçerisinde Yeni Bir Tardigrad Fosili Keşfedildi!
5. Biyofilm Yapısından Kopma ve Ayrılmalar:
Biyofilm yapısı içerisindeki hücreler, mikro kanallar sayesinde besin ve oksijen gereksinimi sağlamaktadırlar. Ancak, yapı içerisindeki hücre yoğunluğu doygunluğa ulaştıktan sonra, besin ve oksijen bazı hücrelere ulaşamamaya başlar. Bu doygunluk durumu ‘Quorum-sensing’ yani ‘yeter sayıyı algılama’ mekanizması tarafından hücrelerin salgıladığı sinyal molekülleri ya da peptit türevi maddeler tarafından algılanır. Biyofilm hücrelerinden bir kısmı yapıdan ayrılarak serbest duruma (planktonik faza) geçer veya yapıdan ayrılarak yakın yüzeylere tekrar tutunup biyofilm oluşturmaktadır (Costeton ve ark. 1995; Davis ve ark. 2010; Unosson 2015).
Biyofilm Oluşumu Neden Önemlidir?
Mikroorganizmalar, her ne kadar soliter yaşama eğiliminde oldukları düşünülse de biyofilm oluşturarak toplu yaşama eğilimindedirler (Costerton ve ark. 1999). Mikroorganizmaların bu eğilimi, su sistemleri, gıda endüstrisi, tıp ve diş hekimliği gibi pek çok alanda kontaminasyon, sterilizasyon ve ilaç direnci gibi pek çok soruna neden olmaktadır.
Tarla ve bahçelerden, mutfak masasına kadar tüm gıda zinciri su kullanıldığı düşünüldüğünde suyun kalitesinin içme suyu olarak kullanımı haricinde, gıda ürünlerinin kalitesi üzerinde de önemi bir kez daha anlaşılacaktır. Gıda kaynaklı pek çok patojeninin de sulama ve yıkama suyunda kullanılan sudaki patojenler olduğu için su kalitesi çok önemlidir. Bununla beraber çoğu su sistemlerinde (su boru hatları, su depoları, klima sistemleri, duş başlıkları) biyofilm oluştuğu belirtilmiştir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Suda bulunan organik moleküller, suyun boru sistemlerine girmesi ile gruplaşarak yüzeye yapışırlar. Bu tutunma ilk etapta gevşek adezyon aşamasındaki çevre etkisi (elektrostatik ve fiziksel koşullar, suyun pH’ı, akım) sebebiyle gerçekleşmektedir. Boru sistemlerindeki biyofilm oluşumu, suyun kontaminasyonuna neden olmakla beraber, boru sistemlerinde korozyona neden olmakta ve yüzeylerin aşınmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, boru hatlarından gelen su, tüketimden önce mikroorganizma kontaminasyonu ve biyofilm açısından taranmalıdır (Mahapatra ve ark. 2015).
Gıda işleme ortam ve ekipmanlarında biyofilm oluşumu, işlenmiş gıda kontaminasyonu açısından oldukça risklidir. Bu ortamlardaki biyofilmler gıdanın bozulmasına yol açabilir, bozulmaya yol açmadan bünyesinde patojenleri içererek enfeksiyonlara neden olabilir, gıda endüstrisinde kullanılan boru ve ekipmanlarda biyofilm oluşturarak ısı transferinde sorunlara ve metal yüzeylerde aşınma ve bozulmaya neden olabilir. Bununla beraber, biyofilm içindeki mikroorganizmalar dezenfektanlardan korunarak hayatta kalma başarılarını arttırmaktadırlar. Bu durum, gıdanın raf ömrünün azalması ve hastalık geçiş riskinin artması gibi sonuçlara neden olmaktadır. Bu riskleri en aza indirmek için rutin temizliğin yanı sıra, ek sanitasyon ve dezenfeksiyon işlemlerinin uygulanması oldukça önemlidir (Chmlelewski and Frank 2003).
Biyofilm oluşumunun gözlendiği bir diğer alan da tıptır. Özellikle protez kalp kapakçıkları, santral venöz kateterler, idrar sondaları, kontak lensler ve intrauterin cihazlar gibi çeşitli kalıcı tıbbi cihazlarda biyofilm oluşumu gerçekleştiği bildirilmektedir (Roberts 2013).
Ortopedik implantlar tıp alanında en çok kullanılan tıbbi cihazlar arasında yer almaktadır. Yapılan çalışmalarda ortopedik implantlarlar ilişkili enfeksiyonlardan sorumlu organizmaların genellikle fırsatçı enfeksiyon etkeni olan mikroorganizmalar olduğu belirtilmektedir. S. epidermidis ve S. aureus ortopedik enfeksiyonların ana etiyolojik ajanlarıdır, bunu Staphylococcus hominis, Staphylococcus haemolyticus, Pseudomonas aeruginosa ve Enterococcus faecalis takip etmektedir (Stoica ve ark. 2017).
Mikroorganizmalar, mekanik kalp kapakçıklarının bileşenleri ve kalbin çevresindeki dokular üzerinde de biyofilm oluşturabilmektedir ve protez kapak endokarditi olarak bilinen bir duruma yol açmaktadır. Bu durumdan sorumlu organizmaların S. epidermidis, S. aureus, Streptococcus spp, gram negatif basiller, difteroitler, enterokoklar ve Candida spp. olduğu bildirilmiştir (Donlan ve ark. 2001). Kateter ilişkili biyofilm enfeksiyonlarında en sık izole edilen organizmaların ise; Staphylococcus epidermidis, S. aureus, Candida albicans, P. aeruginosa, K. pneumoniae ve Enterococcus faecalis olduğu belirtilmiştir (Donlan ve ark. 2001). Medikal cihazlarda gelişen biyofilmler inatçı enfeksiyonlara neden olmakta ve antimikrobiyal tedaviye karşı da direnç göstermektedir (Roberts 2013).
Biyofilmler, gıda, endüstri ve tıp gibi alanlarda karşımıza çıkarak maddi ve sağlık açısından önemli sorunlara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, biyofilmlerin oluşumunun engellenmesi ya da oluşan biyofilmin ortadan kaldırılması için alana uygun stratejilerin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Bu amaçla çeşitli çalışmalar yapılmıştır ve günümüzde de yapılmaya devam etmektedir.
Düzeltmeler: Mikrokanal kelimesinin yazımı 'Türkçeyaz' sitesinden yararlanılarak ayrı yazılmıştır. 'Türkçeyaz' sitesinden yararlanılarak harf hatası saptanan kelimelerinin yazımı düzeltilmiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 6
- 5
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- N. Høiby, et al. (2017). A Short History Of Microbial Biofilms And Biofilm Infections. Apmis, sf: 272-275. | Arşiv Bağlantısı
- J. Costerton, et al. How Bacteria Stick. Scientific American, sf: 86-95. | Arşiv Bağlantısı
- U. Römling, et al. Microbial Biofilm Formation: A Need To Act.. Journal of Internal Medicine, sf: 98-110. | Arşiv Bağlantısı
- N. Hoiby, et al. (2015). Escmid Guideline For The Diagnosis And Treatment Of Biofilm Infections 2014. European Journal of Clinical Microbiology and Infectious Diseases, sf: 1-25. | Arşiv Bağlantısı
- A.T. Henrici. (1932). Studies Of Freshwater Bacteria: I. A Direct Microscopic Technique. Journal of Bacteriology, sf: 277-287. | Arşiv Bağlantısı
- J. W Costerton, et al. Structure And Function Of The Cell Envelope Of Gram-Negative Bacteria.. Bacteriological Reviews, sf: 87-110. | Arşiv Bağlantısı
- R.M. Donlan, et al. Biofilms: Survival Mechanisms Of Clinically Relevant Microorganisms. Clinical Microbiology Reviews, sf: 167-193. | Arşiv Bağlantısı
- W.M. Dunne. Bacterial Adhesion: Seen Any Good Biofilms Lately?. Clinical Microbiology Reviews, sf: 155-166. | Arşiv Bağlantısı
- C.A. Davis, et al. (2010). Acoustic And Electrical Property Changes Due To Microbial Growth And Biofilm Formation In Porous Media. Journal of Geophysical Research: Biogeosciences, sf: 1-14. | Arşiv Bağlantısı
- E. Unosson. (Doctoral dissertation, Acta Universitatis Upsaliensis, 2015). Antibacterial Strategies For Titanium Biomaterials.
- J.W. Costerton, et al. (1995). Microbial Biofilms. Annual Review of Microbiology, sf: 711-745. | Arşiv Bağlantısı
- J.W. Costerton, et al. (1999). Bacterial Biofilms: A Common Cause Of Persistent Infections. Science, sf: 1318-1322. | Arşiv Bağlantısı
- Anonim. Guidelines For Environmental Infection Control In Health-Care Facilities. (22 Aralık 2003). Alındığı Yer: https://www.cdc.gov/infectioncontrol/guidelines/environmental/appendix/water.html | Arşiv Bağlantısı
- A. Mahapatra, et al. Study Of Biofilm In Bacteria From Water Pipelines. Journal of clinical and diagnostic research: JCDR, sf: 9-11. | Arşiv Bağlantısı
- R. A. N. Chmielewski, et al. Biofilm Formation And Control In Food Processing Facilities. Comprehensive reviews in food science and food safety, sf: 22-32. | Arşiv Bağlantısı
- C.G. Roberts. (2013). The Role Of Biofilms In Reprocessing Medical Devices. American journal of infection control, sf: 77-80. | Arşiv Bağlantısı
- P. Stoica, et al. (2017). Overview Of Biofilm-Related Problems In Medical Devices. In Biofilms And Implantable Medical Devices. Woodhead Publishing, sf: 3-23. | Arşiv Bağlantısı
- R. M. Donlan. (2001). Biofilms And Device-Associated Infections.. Emerging Infectious Diseases, sf: 277-281. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:21:19 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8514
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.