Bir Evrimsel Psikoloji Savunusu: Evrimsel Psikoloji "Kılıfa Uydurma" Hikayelerden mi İbaret, Yoksa Yeni Öngörülere Kapı Aralıyor mu?
Sosyal bilimler çerçevesinde evrimsel psikolojiyi temel alan hipotezler, genellikle bu hipotezleri üreten araştırmacıların halihazırda yapılmış bir gözlemi "kılıfına uydurduklarıyla" suçlanmaktadır. Bu suçlamalar temelsizdir.
Evrimsel yaklaşımların insan zihnine dair çok sayıda yeni öngörü ve yeni keşiflere yol açtığını kanıtlayan çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin bu makalede konu alınan bulgular, evrimsel mantıklama yöntemi ile, a priori (önceden) tahmin edilmiştir. Bir diğer deyişle bu tahminler, araştırmalardan önce yapılmıştır. Dolayısıyla burada okuyacağınız sonuçlar, eleştirmenlerin iddia ettiğinin aksine, araştırmalardan elde edilen verilere sonradan uydurulan hikayeler olamazlar.
Evrimsel Psikolojide Araştırma Başlıkları
Öfke
Bir evrimsel psikoloji teorisine göre öfke, diğer bireylerin öfkelenen bireye daha iyi davranmasına ikna olması amacıyla bir "pazarlık taktiği" olarak evrimleşmiştir.[1]Eğer bir kimsenin sizin iyiliğinize gereken önemi atfetmediği izlenimine kapılırsanız (bilinçdışı gerçekleşen bir süreçle), öfkelenerek bu kimsenin sizin iyiliğinizi ciddiye almasına yönelik bir baskıda bulunur ve "refah takas oranını" (sizin refahınıza karşı kendi refah oranını) tekrar düşünmeye itersiniz.[2]
Yukarıda kısaca açıklanan teoride iki a priori tahmin yürütülmektedir:
- Haksızlığa uğramış kimselerde hangi faktörlerin daha büyük bir öfkeye yol açacağı;
- Suçlunun (öfkelendiren kimsenin) mağduru (öfkelenen kimseyi) sakinleştirmek adına neler yapacağı.
Öfkeyi Tetikleyen Unsurlar
Biri haksızlığa uğradığında ne gibi unsurlar büyük bir öfkeye sebep olur? Teoriye göre bu sorunun cevabı, suçlunun mağdurun refahını ve iyiliğini dikkate almadığı, kime zarar verdiğini kesin olarak bildiği, bu kişiyi büyük kayıplara uğrattığı ve bundan hemen hemen hiç fayda sağlamadığı durumlardır. Bir başka deyişle teori, mağdurun;
- özel olarak hedef alındığı,
- büyük kayıba uğradığı/acı çektiği,
- suçlunun kayda değer bir fayda sağlamadığı zamanlar en üst düzeyde öfkeleneceğini varsaymaktadır.
Üçüncü madde kulağa gerçekten tuhaf geliyor, değil mi? Suçlu büyük bir kazanç sağladığında mağdur neden daha az öfkelensin? Öfkenin evrimsel temellerini açıklayan teorimiz buna da bir cevap sunuyor: Eğer suçlu, doğru düzgün bir kazanç sağlamayacak olmasına rağmen sizi öfkelendirdiyse bu, onun çok az bir kazanç uğruna sizi öfkelendirmeyi göze aldığını, bu küçük kazancın sizin iyiliğinizden daha önemli olduğunu gösteriyor. Yani teoriye göre suçlu size karşı daha verimsiz bir refah takas oranına sahip. Teorinin bu a priori tahminleri altı farklı kültürde yapılan çalışmalarca edinilen bulgularla da kanıtlanıyor.[3]
Suçlunun Özrü
Aynı teori, suçlunun "özür safhasında da" ilgi çekici a priori tahminler yapmaktadır. Teori, suçlunun mağduru
- özellikle hedef almadığını,
- mağdurun küçük bir bedel ödeyeceğini varsaydığını,
- edindikleri faydanın büyük olduğunu ifade ederek yatıştırmaya çalışacağını savunur.
Bu üç yöntem de kültürlerarası çalışmalar ile bulgulanmıştır ve desteklenmektedir.[3]
Üçüncü maddenin yine mantığa aykırı olduğunu düşünebilirsiniz; nihayetinde bu maddede suçlunun suçu ile mağduru yatıştırmaya çalıştığı ifade ediliyor. Ancak bu da net bir evrimsel mantık çerçevesi kullanılarak a priori tahmin edilmiş ve verilerle de desteklenmiş bir olgu.[3]Yani "kılıfa uydurma hikayelerinin" tam tersi.
İğrenme
Evrimsel teoriler yalnızca öfkeyi açıklamakla kalmıyor; psikolojinin diğer alanlarına da kimi öngörüler getiriyorlar.
Tamamı a priori olarak yapılmış şu evrimsel tahminleri bir düşünün:
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
- İnsanlar, daha yüksek enfeksiyon riski teşkil eden nesnelere karşı daha güçlü bir iğrenme hissi deneyimleyecektir.[4]
- Hamile bireyler hamileliklerinin ilk üç aylık döneminde ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlere kıyasla daha fazla iğrenme hissi deneyimleyecektir.[5]
- Bulaşıcı hastalıkların daha yaygın olduğu bölgelerde büyümüş insanlar, bu bölgelerde büyümemiş insanlara kıyasla daha içe dönük, yeni deneyimlere ve kısa süreli birlikteliklere daha kapalı olacaktır.[6]
- Patojen dayanıklılığında gözlemlenen kültürler arası farklar, bu farkların toplumların bireyci ve kollektivist davranışlarını belirler. Bu farklılıklar evrimsel psikoloji temelli teorilerle tahmin edilebilir.[7]
- Kısa vadeli çiftleşmeye eğilimli bireylerde tiksinme hissi daha az olacaktır.[8]
- Tiksinme hissini deneysel olarak tetiklemek, kısa vadeli çiftleşmeye olan ilgiyi düşürecektir.[9]
- Bireyler kendi çocuklarından ve bu çocukların dışkılarından, diğer çocukların dışkılarına kıyasla daha az tiksinecektir.[10]
- Bireylerin hastalık tehditi ile karşı karşıya gelmesi a) proinflamatuar sitokinlerin salınımı, b) kaçınma davranışı, c) yeni deneyimlerden geçici olarak kaçınma, ve d) diğer insanlarla iletişim kurmaya yönelik isteğin azalması dahil olmak üzere enfeksiyon riskini azaltan bir dizi psikolojik ve fizyolojik değişikliği tetikleyecektir.[11], [12]
Burada yer alan tahminlerin bazılarının evrimsel akıl yürütme olmadan da çıkarsanabileceği iddia edilebilir. Fakat bazı tahminlerin yapılması, evrimsel akıl yürütme olmaksızın oldukça güçtür; bazılarının ise neredeyse imkânsız olduğu da kabul edilmelidir.
Dikkat edilmesi gereken unsur ise, bu örneklerin hiçbirinde evrimsel açıklamanın varolan veriye uyarlanmadığıdır. Her bir örnekte evrimsel akıl yürütme, bir hipotez oluşturmak için kullanılmış, bu hipotez test edilerek yeni bulgulara ulaşılmıştır. Bir başka deyişle yapılmış gözlemlere uygun kılıflar geçirilmemiştir; evrimsel akıl yürütme ilkeleri kullanılarak a priori tahminler oluşturulmuş, test edilmiş ve bu tahminler neticesinde daha önceden keşfedilmemiş bulgular ortaya çıkarılmıştır.
Yalnızca yukarıda bahsedilen kanıtlar dahi evrimsel psikoloji alanının "kılıfa uydurma hikayelerden" ibaret olduğunu savunan yaklaşımların eksik olduğunu göstermektedir. Psikolojide yer alan evrim temelli hipotezler de diğer tüm hipotezler gibi test edilmekte, bu testlere bağlı olarak da kabul görmekte ya da reddedilmektedir.[13]
Bu sebeple "kılıfa uydurma hikayeler" yanılgısı özellikle evrimsel psikoloji literatürüne hakim kimselerde tuhaf bir hisse sebep olmaktadır, zira bu kimseler, evrimsel psikolojinin yanılgının iddia eddiği kılıfa uydurma yönteminin tam zıttı yöntemlerle faaliyet gösterdiğini bilmekte; evrimsel psikoloji ile insan psikolojisine dair yapılan tahminlerin kapsamlılığının ve hassasiyetinin farkındadırlar. Alanda geleneksel ve evrimsel yaklaşımların rahle-i tadrisatından geçmiş birçok akademisyenin bu tahmin kapasitesi sebebiyle evrimsel yaklaşımı kabul ettiği de gözlemlenmektedir.
Ancak yanılgıyı savunan bazı kimseler, aynı argümanın farklı formlarıyla karşımıza çıkmaktadır.
Evrimsel psikoloji temelli hipotezler "kılıfa uydurma hikayeler" olmalıdır, çünkü bir adaptasyon (biyolojik bir işleve sahip olduğu için evrimleşmiş) ile türev unsur (adaptasyonun bir yan ürünü) arasındaki farkı tespit etmek mümkün değildir derler.
Bu argüman ise iki ciddi hata barındırmaktadır.
Adaptasyonları türev unsurlardan ayıran kanıt odaklı kriterler bulunmakta ve uygulanmaktadır.[14], [15], [16], [17], [18], [19]
Bir diğer hata ise evrimsel çalışmaların tamamının neyin adaptasyon olup neyin adaptasyon olmadığını tespit etmek çerçevesinde yapıldığı varsayımıdır. Ancak bu varsayım geçerli değildir; yazımızda da gösterildiği üzere evrimsel psikoloji kapsamında gerçekleştirilen birçok araştırmada evrimsel akıl yürütme ilkeleri çerçevesinde a priori tahminler yürütülmekte ve insan zihni ile ilgili yeni keşifler yapılmaktadır. Bu araştırmalarda bir unsurun adaptasyon olup olmadığı tartışılmaz; yeni sorular sorulur, yeni tahminler yürütülür ve yeni keşiflerde bulunulur. Bu yazımızda atıfta bulunulan çalışmalarda da evrimsel akıl yürütme ilkeleri ile yeni tahminler üretilmiş, bu tahminler test edilerek doğrulanmış veya çürütülmüş, zihinle ilgili kimi çıkarımlar yapılmıştır. Evrimsel psikoloji çalışmalarında "Üzerinde çalıştığımız fenomen bir adaptasyon mu, yoksa bir türev unsur mu?" sorusunun cevabı özellikle aranmaz; hatta bazen bu soru sorulmaz bile.
Hata Yönetimi Teorisi
Evrimsel akıl yürütme yöntemlerinin bu yazıda ele alınacak son kanıtı da bilişsel önyargıların evrimini açıklayan bir teoriden, Hata Yönetimi Teorisi'nden gelmektedir. Hata Yönetimi Teorisi, karar senaryolarında Birinci Tür (yanlış pozitif) ve İkinci Tür (yanlış negatif) olmak üzere iki türde hata yapılabileceğini savunur. Bu iki türdeki hatanın bedellerindeki dengesizlik, ilgili türün evrimsel sürecinde sürekli tekrarlanarak türde bedeli daha az hatanın seçilmesine yönelik nörobilişsel mekanizmaların evrimleşmesine aracı olur. Bir başka deyişle beyinlerimiz duman alarmlarına benzer bir faaliyet gösterirler: Yangınla ilgisiz bir dumandan ötürü ötmeye başlasa bile bu iyidir; çünkü alarmın yangın yokken hata yapıp ötmesi, yangın varken ötmemesinden yeğdir (zira bu, çok daha ağır bir bilançoyla sonuçlanacaktır).
Bu evrimsel teori sosyal biliş, görsel ve işitsel algı ve bağışıklık sisteminin işlevlerine dair yeni keşiflere kapı aralamaktadır. Örneğin bu teori kapsamında insanların bir uçurum gibi yüksek bir yerden yere bakmaları takdirinde yerden yüksekliklerini "abartacakları" tahmin edilir, zira bu uzaklığı abartmamaları ve belki hafife almaları, dikkatsizliğe ve ölümcül bir kazaya sebep olabilir.
Bu "yere bakarken yüksekliği abartma" tahmini de; yere değil, yukarı bakarken aynı abartma faaliyetinde bulunmayacağımız tahmini de; bu abartmayı yalnızca düşmemizin mümkün olduğu çevresel yüksekliklere uyguladığımız, bu tehlikenin bulunmadığı ölçümlerde (örneğin iki nesne arasındaki mesafeyi gözümüz ile ölçmeye çalışırken) uygulamadığımız tahmini de kanıtlarla desteklenmektedir.[20], [21]
Hata Yönetimi Teorisi kapsamında aynı zamanda heteroseksüel kadınların "şüpheci bağlanma önyargısı" gösterecekleri de tahmin edilmektedir. Çünkü çiftleşebileceği bir bireyin, konumuz olan kadına duyduğu bağlanma arzusunun hafife alınması, abartılmasından daha sağlıklıdır. A priori olarak üretilen bu tahmin ve bu tahmine bağlı olarak postmenapozal kadınlarda bu önyargının bulunmadığı tahmini de kanıtlarla desteklenmektedir.[22], [23]Ön bulgular umut verici olmasına karşın, bu hipotezin daha farklı kültürlerde de test edilmesi, hangi bağlamlarda önyargının arttığının ya da azaldığının; geçersiz kılındığının ya da tersine döndüğünün bulgulanması da gerekmektedir.
- Dış Sitelerde Paylaş
Yine Hata Yönetimi Teorisi ile tahmin edilen bir önyargı da işitsel yakınlık önyargısıdır. Daha açık olmak gerekirse Teori, yaklaşmakta olan sesleri daha yakınımızdan geliyor gibi algılayacağımızı ve bu seslerin kaynağının bize daha yüksek bir hızla yaklaştığını düşüneceğimizi varsayar. Bunun sebebi ise yaklaşan bir tehlikeye karşı daha erken hazırlanmamızın geç hazırlanmamıza kıyasla daha sağlıklı bir hata olmasıdır. Literatürde bu işitsel yakınlık önyargısını insanların (ve maymunların da!) gösterdiğini kanıtlayan; yaklaşan seslerin uzaklaşan seslere kıyasla daha yakında ve başladığını ve sonlandığını düşündüğümüzü bulgulayan; aynı hızda hareket etmelerine rağmen yaklaşan ses kaynaklarının uzaklaşan ses kaynaklarına kıyasla daha hızlı hareket ettiğini düşündüğümüzü gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[24], [25], [26]
Teori ile işitsel yakınlık önyargısında cinsiyet temelli farklılıklara ve farklı bebek seslerine (gülme - ağlama) verilen tepkilere dair verilerle desteklenen yeni tahminler de yürütülmektedir.[27], [28]Teori çerçevesinde yapılan tahminlerle bulgulanan bir başka fenomen ise fiziksel açıdan daha güçsüz bireylerin daha güçlü bir işitsel yakınlık önyargısına sahip olduğu gerçeğidir.[29]
Yazının bu noktasına kadar atıfta bulunulan bütün çalışmaların normal bir mantık yürütme ile tahmin edilemeyeceği; bazılarının evrimsel akıl yürütme yaklaşımları benimsenmeksizin keşfedilemeyeceği açıktır. Çalışmalarda yürütülen tahminler yanlış olsa bile şu gerçek göz ardı edilemez: Bu hipotezler a priori tahminler çerçevesinde oluşturulmuş ve zihnin çalışma prensiplerine dair yeni keşiflere kapı aralamış hipotezlerdir. Varolan veriyi kılıfına uydurmamışlardır. Yani evrimsel psikolojide benimsenen yöntem, evrimsel psikoloji karşıtlarının sunduğu argümanların tam tersi yönde hareket etmektedir. A priori evrimsel akıl yürütme ile tahminler ortaya atılır ve sınanır. Bu süreç ile yeni keşiflerde bulunulur. Önce veri, sonra açıklama gibi bir yöntem kullanılmaz.
Liste Giderek Uzuyor...
Karşıtlar, genellikle evrimsel mantıklamanın a priori bir tahmin yürüterek yeni bir keşfe kapı araladığı "tek bir örnek" görmeyi talep ederler. Eğer yanlış saymadıysak, bu yazımızda 26-27 örnek sunulmaktadır.
Ancak şunun da kabul edilmesi gerekiyor ki bu yazı için seçilen üç teori (öfke, tiksinme ve hata yönetimi teorisi) ve bu teoriler ekseninde yapılan keşiflerin özel hiçbir yanı yoktur. Diğer teoriler de sosyal bilimler çatısı altında evrimsel mantıklamanın getirdiği tahmin gücünü seçilen bu teoriler kadar iyi yansıtabilir.
Örneğin bu yazıda gurur, utanç, açlık, minnettarlık, kıskançlık, liderlerin politik tercihleri, eş seçimlerinde evrensellik, çiftleşme stratejilerinde kültürel farklar, saygı, suçlulara karşı ceza temelli hisler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda gönüllülük, eşit gelir dağıtımına destek, kamu mallarının kullanımının tercih edilmemesi konusunda ahlâk, "ırk" kavramının silinmesi, sıklık ve olasılıkla ilgili matematik problemlerini çözme kabiliyeti, istatiksel çıkarımları destekleyen koşullar, sosyal anlaşmaya uymayan bireyleri tespit etme kabiliyeti, yeni doğmuş bebeklerin kime benzediğini düşündüğümüz, hastalıkların hangi psikolojik fenomenler ile beraber deneyimlendiği, fiziksel çekiciliğe verilen değeri belirleyen kültürel farklar, öfke, tiksinme ve hata yönetimi teorisi yerine kullanabileceğimiz teorilerin yalnızca bir kısmıdır.[30], [31], [32], [33], [34], [35], [36], [37], [38], [39], [40], [41], [42], [43], [44], [45], [46], [47], [48]
Evrimsel Psikoloji Neden Bu Kadar İsabetli?
Psikoloji kapsamında kullanılan evrimsel yaklaşımların nasıl böylesine güçlü bir tahmin potansiyeli barındırdığı sorgulandığında ise şu cevap karşımıza çıkmaktadır: Kısa ve henüz tamamlanmamış bir değerlendirme, evrimsel psikolojinin psikoloji çatısı altında yapılan çalışmaların biyoloji ile uyumlu olmasını dikte ederek araştırma alanını daralttığı yönünde bir anlayış sunmaktadır. Böylelikle bu araştırmalar Evrim Teorisi'nin temel ilkelerini reddeden hipotezleri baştan eler; zira Evrim Teorisi, yapılacak çalışmaların temel alabileceği literatürü beraberinde getirmekte, diğer teorilere kıyasla daha geniş ve gözlemlenecek fenomenlere uyumlu bir tahmin havuzu yaratmaktadır. Bunun yanında evrimsel yaklaşımlar, araştırmacıların insan psikolojisi ve davranışları hakkında tahminler yürütmesi konusunda son derece faydalı olan, "görev analizi" gibi yöntem araçlarını da hizmetlerine sunmaktadır.[18], [49], [50]
O Zaman Ne Bu Tantana?
Bütün bunlarla beraber bir argümanı savunmak ya da çürütmek için literatürde yer alan güçlü ya da zayıf örneklerin seçilmesi ve bu örnekler etrafında hareket edilmesi mümkündür; evrimsel psikoloji argümanlarını çürütmeye çalışan bir kimse, en zayıf örnekleri seçerken, savunmaya çalışan bir kimse de en güçlü örnekleri seçebilir. Bu örneklem analizine yaklaşmanın da iki yolu vardır:
- İlk yöntem, alanda yapılan çalışmaların ortalama kalitesinin temel alınmasıdır. Bu yaklaşımın sorunu ise literatüre tam bir hakimiyeti bulunmayan bilim okuryazarlarının ve sosyal bilimcilerin ortalama kaliteye yönelik bir çıkarımda bulunamayacak olmasıdır. Bir bireyin böyle bir çıkarım yapılabilmesi için sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, kişilik psikolojisi gibi alanlarda yüzlerce makale okumuş olması gerekir ki sağlıklı bir karşılaştırma yapabilsin.
- Böyle bir yazıda ele alınabilecek, psikolojinin birçok alanında çok sayıda çalışma okumamış kimselerin faydalanabileceği ilkesel bir değerlendirme şudur: "Evrimsel psikoloji yalnızca verileri evrim kılıfına uydurarak açıklayan bir alan mıdır?" Yazıda bu sorunun ele alındığı düzinelerce örnek verildi; ancak kabul etmek gerekiyor ki evrimsel psikoloji alanı "kılıfa uydurma çalışmalarına" tam manasıyla bağışıklı değildir; buna rağmen zihnin çalışma ilkelerine yönelik birçok a priori tahminde bulunarak yeni keşiflerin kapısını da aralamaktadır. Bunun aksini iddia eden argümanlar genellikle kanıttan yoksun olmakta, yapılan çalışmalara "Tabi ki de öyle olacak!" benzerinde bir yaklaşım ile yaklaşarak, herhangi bir tartışma noktası bırakmaksızın sunulmaktadır.
Sonuç
Evrimsel psikoloji genç bir bilim dalıdır; mükemmel değildir ve tamamlanmış bir disiplin de değildir. Diğer birçok bilim dalı gibi gelişime açıktır ve kesinliğiyle, nüanslarıyla her geçen gün büyümektedir. Buna karşın evrimsel psikoloji alanına gösterilen direnç, evrimsel psikolojinin eksik olduğu noktaların bilinçli bir değerlendirmesiyle yapılmamakta; yanlış anlaşılmaları temel almaktadır. Bu yanlış anlaşılmalar çerçevesinde üretilen argümanların temelsiz olması da kimseyi şaşırtmamalıdır.
Bu yazının amacı insan zihnini temel alan çalışmalarda kullanılan evrimsel yaklaşımların yüksek sayıda yeni keşfe kapı araladığını göstererek, alanın "kılıfa uydurma hikayelerden" ibaret olduğunu savunan, popüler ancak hatalı argümanlara karşı çıkmaktır. Birçok insan bilimin en önemli, belki de ana amacının yeni keşifler yapmak olduğu konusunda hemfikirdir; bu ölçüt dahilinde evrimsel psikolojinin halihazırda başarılı bir bilim dalı olduğu söylenebilir.
Fakat evrimsel psikolojinin başarısı yalnızca yeni keşifler ile kısıtlı da değildir. Evrimsel psikoloji, yeni keşiflerin yanında varolan bulguları evrimin ışığında inceleyerek ve açıklayarak; daha önce sorulmamış soruları sorarak; bir teori etrafında buluşturulmamış bulguları tutarlı bir çerçevede birleştirerek; sosyal ve biyolojik bilimler arasında kavramsal köprüler kurarak; eğitim, tıp, akıl sağlığı alanlarında pratik uygulamaların doğmasına aracı olarak diğer birçok alana da katkıda bulunmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A. N. Sell. (2011). The Recalibrational Theory And Violent Anger. Aggression and Violent Behavior, sf: 381-389. doi: 10.1016/j.avb.2011.04.013. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Sell, et al. (2009). Formidability And The Logic Of Human Anger. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 15073-15078. doi: 10.1073/pnas.0904312106. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c A. Sell, et al. (2017). The Grammar Of Anger: Mapping The Computational Architecture Of A Recalibrational Emotion. Cognition, sf: 110-128. doi: 10.1016/j.cognition.2017.06.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. Curtis, et al. (2004). Evidence That Disgust Evolved To Protect From Risk Of Disease. Proceedings of the Royal Society of London. Series B: Biological Sciences. doi: 10.1098/rsbl.2003.0144. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. M. T. Fessler, et al. (2005). Elevated Disgust Sensitivity In The First Trimester Of Pregnancy. Elsevier BV, sf: 344-351. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2004.12.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Schaller, et al. (2008). Pathogens, Personality, And Culture: Disease Prevalence Predicts Worldwide Variability In Sociosexuality, Extraversion, And Openness To Experience.. American Psychological Association, sf: 212-221. doi: 10.1037/0022-3514.95.1.212. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. L. Fincher, et al. (2008). Pathogen Prevalence Predicts Human Cross-Cultural Variability In Individualism/Collectivism. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 1279-1285. doi: 10.1098/rspb.2008.0094. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Al-Shawaf, et al. (2015). Disgust And Mating Strategy. Evolution and Human Behavior, sf: 199-205. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2014.11.003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Al-Shawaf, et al. (2019). Experimentally Inducing Disgust Reduces Desire For Short-Term Mating. Evolutionary Psychological Science, sf: 267-275. doi: 10.1007/s40806-018-0179-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. I. Case, et al. (2006). My Baby Doesn't Smell As Bad As Yours: The Plasticity Of Disgust. Evolution and Human Behavior, sf: 357-365. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2006.03.003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Schaller, et al. (2010). Mere Visual Perception Of Other People’s Disease Symptoms Facilitates A More Aggressive Immune Response. SAGE Publications, sf: 649-652. doi: 10.1177/0956797610368064. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. R. Mortensen, et al. (2010). Infection Breeds Reticence. Psychological Science, sf: 440-447. doi: 10.1177/0956797610361706. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. C. Confer, et al. (2010). Evolutionary Psychology: Controversies, Questions, Prospects, And Limitations.. American Psychological Association, sf: 110-126. doi: 10.1037/a0018413. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Tooby, L. Cosmides, et al. (2015). The Handbook Of Evolutionary Psychology, Second Edition.. Yayınevi: John Wiley & Sons, Inc..
- ^ G. C. Williams, et al. Adaptation And Natural Selection.
- ^ R. M. Nesse. (1999). Evolution In Health And Disease. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ L. Al-Shawaf, et al. (2020). The Products Of Evolution: Conceptual Distinctions, Evidentiary Criteria, And Empirical Examples. Yayınevi: SAGE Publications.
- ^ a b D. M. G. Lewis, et al. (2017). Evolutionary Psychology: A How-To Guide.. American Psychological Association, sf: 353-373. doi: 10.1037/a0040409. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. W. Andrews, et al. (2005). Adaptationism – How To Carry Out An Exaptationist Program. Behavioral and Brain Sciences, sf: 489-553. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. E. Jackson, et al. (2007). Evolved Navigation Theory And The Descent Illusion. Perception & Psychophysics, sf: 353-362. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. E. Jackson, et al. (2008). Evolved Navigation Theory And The Environmental Vertical Illusion. Evolution and Human Behavior, sf: 299-304. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2008.03.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. G. Haselton, et al. (2000). Error Management Theory: A New Perspective On Biases In Cross-Sex Mind Reading. Journal of Personality and Social Psychology. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Cyrus, et al. (2011). Systematic Cognitive Biases In Courtship Context: Women's Commitment–Skepticism As A Life-History Strategy?. Evolution and Human Behavior, sf: 13-20. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2010.07.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. A. Ghazanfar, et al. (2002). Nonlinear Partial Differential Equations And Applications: Auditory Looming Perception In Rhesus Monkeys. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 15755-15757. doi: 10.1073/pnas.242469699. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Neuhoff. (2001). An Adaptive Bias In The Perception Of Looming Auditory Motion. Ecological Psychology, sf: 87-110. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Neuhoff. (2016). Looming Sounds Are Perceived As Faster Than Receding Sounds. Cognitive Research: Principles and Implications, sf: 1-9. doi: 10.1186/s41235-016-0017-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Neuhoff, et al. (2009). Adaptive Sex Differences In Auditory Motion Perception: Looming Sounds Are Special.. American Psychological Association, sf: 225-234. doi: 10.1037/a0013159. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Neuhoff, et al. (2013). Babies In Traffic: Infant Vocalizations And Listener Sex Modulate Auditory Motion Perception.. Journal of Experimental Psychology, sf: 775-783. doi: 10.1037/a0035071. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Neuhoff, et al. (2012). Strength And Physical Fitness Predict The Perception Of Looming Sounds. Evolution and Human Behavior, sf: 318-322. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2011.11.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Sznycer, et al. (2017). Cross-Cultural Regularities In The Cognitive Architecture Of Pride. PNAS. doi: 10.1073/pnas.1614389114. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Sznycer, et al. (2018). Cross-Cultural Invariances In The Architecture Of Shame. PNAS. doi: 10.1073/pnas.1805016115. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Al-Shawaf. (2016). The Evolutionary Psychology Of Hunger. Appetite, sf: 591-595. doi: 10.1016/j.appet.2016.06.021. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. M. Buss, et al. (1992). Sex Differences In Jealousy: Evolution, Physiology, And Psychology. Psychological Science, sf: 251-255. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Laustsen, et al. (2017). Perceived Conflict And Leader Dominance: Individual And Contextual Factors Behind Preferences For Dominant Leaders. Political Psychology, sf: 1083-1101. doi: 10.1111/pops.12403. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. M. Buss, et al. (1990). International Preferences In Selecting Mates: A Study Of 37 Cultures. Journal of Cross-Cultural Psychology, sf: 5-47. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. P. Schmitt. (2005). Sociosexuality From Argentina To Zimbabwe: A 48-Nation Study Of Sex, Culture, And Strategies Of Human Mating. Behavioral and Brain Sciences, sf: 247-311. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. M. Krasnow, et al. (2012). What Are Punishment And Reputation For?. PLOS One. doi: 10.1371/ journal.pone.0045662. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. B. Petersen, et al. (2012). To Punish Or Repair? Evolutionary Psychology And Lay Intuitions About Modern Criminal Justice. Evolution and Human Behavior. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2012.05.003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Bereczkei, et al. (2010). Altruism Towards Strangers In Need: Costly Signaling In An Industrial Society. Evolution and Human Behavior, sf: 95-103. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2009.07.004. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. B. Petersen, et al. (2013). The Ancestral Logic Of Politics: Upper-Body Strength Regulates Men’s Assertion Of Selfinterest Over Economic Redistribution. Psychological Science, sf: 1098-1103. doi: 10.1177/0956797612466415. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. W. Delton, et al. (2013). Merely Opting Out Of A Public Good Is Moralized: An Error Management Approach To Cooperation. Journal of Personality and Social Psychology. doi: 10.1037/a0033495. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Kurzban, et al. (2001). Can Race Be Erased? Coalitional Computation And Social Categorization. PNAS, sf: 15387-15392. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Cosmides, et al. (1996). Are Humans Good Intuitive Statisticians After All? Rethinking Some Conclusions From The Literature On Judgment Under Uncertainty. Cognition, sf: 1-73. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. L. Brase, et al. (1998). Individuation, Counting, And Statistical Inference: The Role Of Frequency And Whole-Object Representations In Judgment Under Uncertainty. Journal of Experimental Psychology: General, sf: 3-21. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Cosmides, et al. (2010). Adaptive Specializations, Social Exchange, And The Evolution Of Human Intelligence. PNAS, sf: 9007-9014. doi: 10.1073/pnas.0914623107. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Daly, et al. (1982). Whom Are Newborn Babies Said To Resemble?. Ethology and Sociobiology, sf: 69-78. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Schrock, et al. (2019). Lassitude: The Emotion Of Being Sick. Evolution and Human Behavior. doi: 10.1016/j.evolhumbehav.2019.09.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. W. Gangestad, et al. (1983). Pathogen Prevalence And Human Mate Preferences. Ethology and Sociobiology, sf: 89-96. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Cosmides, et al. (1992). The Adapted Mind: Evolutionary Psychology And The Generation Of Culture. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ L. Cosmides, et al. (1995). The Cognitive Neurosciences. Yayınevi: MIT Press.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:24:41 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11525
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.