Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları...

8 dakika
15,886
Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları... Pixabay
Tüm Reklamları Kapat

Uyarı: Bu videoda bazı okurlarımızı rahatsız edebilecek içerikler bulunmaktadır.

İnsan yaratıcılığı güçlü bir kuvvettir. Mars'a araçlar kondurmaya da yarar, cinayet gibi hain suçların işlenmesine de... Cinayetler ilginç film ve kitap konusu olabilirler; hele ki George R. R. Martin gibi yazarların kaleminden çıkınca. Hepimiz iyi bir gizemi veya yaygın kabul edilen sosyal normlara ters düşen davranışlar sergileyen kişilere ilgi duyarız. Law & Order veya Behzat Ç. gibi dizilerde, suçların nasıl çözüldüğünü ve ardında yatan bilimi görebiliriz. Ama bu dizilerde çözümlere genellikle hızlı, etkili ve hatta kimi zaman alt edilemez gibi gözükmektedir.

Buna karşılık, suç takibi hiç de kolay bir iş değildir; öyle ki, eskiden suçluları kaydetmek bile büyük bir sorundu. Filmlerde suçluların fotoğraflarının şu şekilde gösterildiğini görmüşsünüzdür.

Tüm Reklamları Kapat

Polislerin çektiği suçlu fotoğrafları (
Polislerin çektiği suçlu fotoğrafları ("mugshot")

Buna İngilizcede “mug shot” deniyor; polisler suçluları bu şekilde kaydediyor. Aslında bu fotoğraf çekimi, çok daha kapsamlı bir sistemin sadece bir parçası olarak geliştirildi: Bertillon Sistemi’nin. Alphonse Bertillon, suçluların kataloglanması için güvenilir bir yöntem geliştirmek istedi ve suçluların fotoğrafları ile birlikte, çeşitli vücut parçası uzunluklarının bir deftere işlenmesini önerdi. Bu uzunluklar arasında sol ayağın uzunluğu, sağ kulağın uzunluğu gibi rastgele seçilmiş özellikler bulunuyordu. Ancak bir vaka, bu yaklaşımın ne kadar geçersiz olduğunu ispatladı.

Alphonse Bertillon
Alphonse Bertillon
Bertillon Sistemi çerçevesinde yapılan ölçümler...
Bertillon Sistemi çerçevesinde yapılan ölçümler...

1903 yılında Will West isimli bir şahıs, ufak bir suçtan ötürü kısa süreli bir hapis cezası almıştı. Bertillon Sistemi çerçevesinde ölçüleri alınırken, hapishane görevlisi ona bakıp “Yine ne suç işledin?” diye sordu. Will, daha önceden hiçbir suç işlemediğini ve hiç hapse düşmediğini söyledi. Görevli tabii ki ona inanmadı; ancak kayıtları incelediğinde şaşakaldı: Hapiste William West isimli bir diğer kişi vardı, yüzü Will West’e ciddi anlamda benziyordu ve Bertillon Ölçüleri de neredeyse birebir aynıydı!

Will West ve William West
Will West ve William West

Bu vaka, antropometrik yaklaşımı, yani insanların fiziksel özelliklerinden onları ayırt edebileceğimize dair yaklaşımı büyük oranda öldürdü. Bunun üzerine yeni bir yöntem arayışına girildi ve parmak izleri kullanılmaya başlandı.

Eşsiz (?) Parmak İzleri!

Parmak iziniz, ana rahmindeyken parmağınızın kısmının oluşması sırasında şekillenir. Ana rahminin kimyasal özellikleri ve sizin genetik özellikleriniz, bu parmak ucu derisinin nasıl eğilip büküleceğini etkiler ve süreci tamamen rastgele hale getirir. Aslında parmak izleri eşsiz değildir; çünkü eşsiz olmalarını garantileyen bir mekanizma bulunmamaktadır. Ancak 2 kişinin aynı parmak izine sahip olma olasılığı kabaca 64 milyarda birdir. Dünya’da bugüne kadar 108 milyar civarında kişinin yaşayıp öldüğü düşünülecek olursa, bu düşük olasılık fazlasıyla işlevseldir. İki kişinin bir suçun işlendiği muhit ve zamanda bir arada bulunup da, hem de aynı parmak izine sahip olma olasılıkları aşırı düşüktür. Bu, “imkansız” demek değildir; yeterince süre tanındığında, yeterince kişi doğup öldüğünde, bir noktada bu yaşanacaktır. Ancak kimi zaman bilimsel yaklaşımda “kabul edilebilir düzeyde düşük”olasılıklarla çalışırız ve bu, onlardan birisidir.

Tüm Reklamları Kapat

Adli vakalarda kullanılan ilk parmak izleri...
Adli vakalarda kullanılan ilk parmak izleri...

Ama parmak izleri de kusursuz değildir. 1935 yılında İngiliz bir doktor tarafından işlenen Testere Cinayetleri’ni düşünün. Doktor, eşi ve hizmetçisini öldürdükten sonra parmak izlerini, doğum lekelerini, aşı ve ameliyat izlerini silmiş, dişlerini sökmüş, gözlerini ve kulaklarını sökmüş, dudaklarını yok etmişti. Sonrasında vücutları parçalara ayırıp, şehrin dört bir yanına saçtı. Amacı, kusursuz bir cinayet işleyerek yakalanmamaktı. Adli pataloglar bu parçaları tek tek birleştirerek, X-Işını taramasından faydalanarak maktullerin fotoğrafı ile birleştirilen vücutlarını örtüştürmeyi başardı.

Eşini ve hizmetçisini öldüren Buck Ruxton
Eşini ve hizmetçisini öldüren Buck Ruxton
Ruxton'ın öldürdüğü eşinden geriye kalan bir fotoğraf.
Ruxton'ın öldürdüğü eşinden geriye kalan bir fotoğraf.

Ceset Yoksa Cinayet de Yok!

Peki ya ortada ceset yoksa? Şu tabiri duymuşsunuzdur: “Ceset yoksa, cinayet de yok.” Bu doktrin, 17. yüzyılda yaşamış bir İngiliz’in tuhaf hikayesi ile ünlendi. William Harrison isimli bir adam, 16 Ağustos 1660’ta kayboldu. Delillerden yola çıkan polis, adamın hizmetçisi, hizmetçisinin kardeşi ve annesini cinayetle suçladı. Üçü de asılarak öldürüldü. 1662 yılında adam birdenbire ortaya çıktı ve olanları anlattı. Kaçırılmış, yaralanmış ve bir gemi ile Osmanlı topraklarına götürülerek köle olarak satılmıştı. Ceseti henüz bulmadan cinayet suçlaması yapmanın tehlikesi anlaşılmış oldu. Üç kişi yok yere asılarak öldürülmüş oldu.

Tabii günümüzde birinin cinayet şüphelisi olması için illa bir ceset bulunması gerekmiyor. Bu nedenle birçok katilin cesetten kurtulma çabası nafile oluyor. Asitte çözmeye çalıştıkları bedenler, diş izlerinden tespit edilebiliyor. Bedeni parçalara ayırıp yok etmek, bu parçalama işleminde kullanılan aletlere bulaşan DNA’dan suçluyu ele verebiliyor.

Olay Mahalli ve Bedenler

Ama diyelim ki bir cinayet mahaline gittiniz. Nelere dikkat edeceksiniz? Bir düşünsenize, açık bir alanda bile cinayetle ilgili ve ilgisiz ne kadar çok sayıda ipucu bulunmaktadır. Bunları nasıl ayırt edeceksiniz? İşte bu, uzun yıllara yayılan deneyim, eğitim ve pratikle geliyor. Ayrıca polisler bunun için ilginç yöntemlere de başvurabiliyorlar. Örneğin 1946 yılında geliştirilen “bebek evi” tekniğinde, suç mahalinin birebir ama ölçeklendirilmiş oyuncak kopyaları yapılıyor. Böylece her bir detay üzerinde durup düşünülebiliyor ve gözden atlanan kanıtlar tespit edilebiliyor. Buraya tıklayarak siz de ipucu tespit yeteneklerinizi sınayabilirsiniz. Eğer orada gösterilen cinayetlerden birini 90 dakikadan kısa sürede çözebilirseniz, bu alanda yeteneğiniz var demektir. Kim bilir, içinizde belki bir adli bilim dehası yatıyordur?

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Cinayeti yeniden canlandırmak için kullanılan bebek evlerine bir örnek.
Cinayeti yeniden canlandırmak için kullanılan bebek evlerine bir örnek.
NIH/Corinne May Botz Office of the Chief Medical Examiner, Baltimore, Maryland

Ölüm Kimyası

Tabii bir bedenin ölüm sonrası nasıl bozunduğu da kritik öneme sahip. Hep “post mortem”, yani “ölüm sonrası” veya “rigor mortis”, yani ölüm katılığı laflarını duyarız; ancak adli patologlar bundan çok daha fazlasına bakarlar. Örneğin mide ve bağırsak içeriğine bakarak son yemeğin ne zaman yendiği anlaşılabilir; bu da ölüm saatine dair ipucu verir. Omurilik sıvısından örnek alınarak, ölüm öncesinde kanda dolaşan hormonların oranı tespit edilebilir. Kortizol gibi stres hormonları yüksekse, vahşi ve uzun süreli bir cinayet işlendiği olasılığı güçlenebilir. Ya da gözün içindeki vitröz sıvıdan alınan bir örnek, potasyum veya kalsiyum gibi elektrolitlerin oranına bakarak ölüm saatini tespit etmemizi sağlayabilir. Bu, bir yerde fosillerin yaşını tespit etmeye benzer.

Ölümün evreleri de oldukça karmaşıktır. Pallor mortis evresi, ölümden sonraki 15 dakika ila 2 saat arasındaki süredir. Burada deriniz yavaş yavaş solar. Sonrasında gelen algor mortis evresinde vücut sıcaklığınız ortam sıcaklığına eşit olur. Sonrası, meşhur “rigor mortis”tir; yani ölüm katılığı. Bu, genelde ölümden sonraki 4 saat içinde olur. Ölümün son evresi ise livor mortis olarak bilinir. Ölümden 20-30 dakika sonra başlayan bu evrede, bedenimiz kütleçekimine yenik düşer ve kan, yere yakın bölgelerde toplanarak yüzeyden gözle görülebilen kırmızı-mor lekeleri oluşturur. Sonrasındaysa beden bozunması başlar. Etraftan besin alıp, bu besini parçalayıp, kimyasal bağlarındaki enerjiyi açığa çıkarıp, bu enerjiyi kullanarak etropi artışına karşı koyamadığımız için, bedenimiz dağılmaya başlar. Bu süreçte birçok bakteri, mantar ve diğer leşçil de görev alır.

İşin içine başka canlılar girdiği için, bu canlılar alanında uzman bilim insanları da cinayet analizlerine dahil olur. Bunlardan birisi adli entomologlardır. Yani böcekbilimciler! “Ne alaka ya?” diyorsanız, izah edeyim: Bir insan öldükten sonraki 1-2 gün içinde taze evrededir; daha dikkate değer bir bozunma yaşanmamıştır. Bu sırada bozunma hücreler düzeyinde yaşanmaktadır. Eskiden hücre içinde olan enzimler, dışarı sızmaya başlar. İşte ikinci aşamada vücut şişmeye başlar, çünkü savunma sistemimiz ölmüştür ve birçok canlı vücudumuzun parçalarıyla beslenmeye başlar; atık gazlar üretir, bunlar da cesedi şişirir. Bu nemli ve bozunmuş ortam, birçok böceğin yumurtalarının yetişebilmesi için harika bir ortamdır. Bu yumurtalar çatlayıp, larvalar ceset dokularıyla beslendikçe, vücudu böcekler kaplamaya başlar. İşte adli böcek bilimciler, bu böceklerin türlerine, yaşlarına, vb. özelliklerine bakarak ölümün nerede, ne zaman ve hatta nasıl işlendiğini tespit edebilirler! Bu noktadan sonra aktif çürüme başlar; çünkü böcekler tüketebilecekleri tüm dokuları tüketmişlerdir ve cesedi terk ederler. Sonrasında ise ileri düzey çürüme gelir. Bu yüzlerce yıl sürebilen çürüme ve doğaya karışma evresidir.

Bir ceset, bazı özel şartlar altında bu evrelerden birinde hapsolup kalabilir. Örneğin eğer ortam aşırı soğuksa, ceset donar ve bu durum, biyotik yaşamın dokularla beslenmesine izin vermez. Böylece binlerce yıl öncesinden kalma hayvan cesetleri, sanki dün ölmüşler gibi korunabilir. Bir diğer olasılık ise, ölüm mineralli tatlı suların bulunduğu topraklarda yaşandıysa, kemikler ve dişlerden geriye kalan yumuşak doku ve tüm boşlukların mineraller ile dolmasıdır. Buna, permineralizasyon denir ve bir çeşit fosilleşme türüdür. Evet, fosiller, uygun yerde ölen hayvan cesetlerinden geriye kalan kalıplardır. Evrim tarihiyle ilgili bize birçok bilgiyi veren de bu antik cesetlerdir.

Sonuç

Görebileceğiniz gibi, ölüm bir an değil, bir süreçtir. Bu sürecin her bir basamağı, neler yaşandığına dair çok önemli ipuçlarını barındırmaktadır. Benzer şekilde, bu ipuçlarını inceleme teknikleri de gökten zembille inmemiştir. Cinayetler yeni metotları geliştirmiş, yeni metotlar yepyeni cinayetleri açığa çıkarmıştır. Bu döngü sayesinde bilimin en ilginç dallarından birisi, adli bilimler evrimleşmiştir.

Ölüm gibi korkutucu bir konuda bile bilimin izlerini bulmak baş döndürücüdür; ancak bazıları için rahatsızlık verici de olabilir. Ne var ki canlılığı anlamak, ölümü anlamaktan geçmektedir. Bu nedenle özgür düşünceli bilimseverler olarak ölümü de biyolojik bir olgu olarak ele almalı, ondan öğrenebileceğimiz her şeyi öğrenmeliyiz. Kim bilir? Belki yaşamın sırlarına vakıf olmanın anahtarı ölümdür.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
183
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Merak Uyandırıcı! 26
  • Tebrikler! 8
  • Bilim Budur! 6
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • İnanılmaz 5
  • Muhteşem! 4
  • Korkutucu! 4
  • Umut Verici! 2
  • Güldürdü 1
  • Üzücü! 1
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:12:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7589

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Eşey
Genler
Evrim Ağacı Duyurusu
Yeşil
Asteroid
Beslenme Bilimi
Kalıtım
Sendrom
Kanser
Dağılım
Ağrı
Nöronlar
Deniz
Sars
Ara Tür
Renk
Embriyo
Tür
Periyodik Tablo
Hukuk
Ortak Ata
Carl Sagan
Evrimsel Tarih
Hayatta Kalma
Kanser Tedavisi
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. L. Bakırcı-Taylor, et al. Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları.... (3 Şubat 2019). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7589
Bakırcı-Taylor, A. L., Bakırcı, Ç. M. (2019, February 03). Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları.... Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/7589
A. L. Bakırcı-Taylor, et al. “Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 03 Feb. 2019, https://evrimagaci.org/s/7589.
Bakırcı-Taylor, Ashlee Lane. Bakırcı, Çağrı Mert. “Bir Cinayeti Çözmenin Bilimi: Suçluya Giden İpuçları....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, February 03, 2019. https://evrimagaci.org/s/7589.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close