Beyni İncelemek İçin Özel LED Üretildi!
Bu haber 11 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Ufak, parlak ışık veren ve LED (Light Emitting Diode - Işık Saçan Diyot) adı verilen ışık yayıcılar, bilim insanlarının beyni araştırmak için geliştirdikleri en yeni teknolojilerden biri. Oldukça esnekler, kablosuz olarak çalışabiliyorlar ve öylesine küçükler ki, bir iğne deliğinden bile kolaylıkla geçebiliyorlar.
Stanford Üniversitesi'nden Mark Schnizter'e göre bu tip bir LED, hayvanların beynindeki fizyolojik ve biyokimyasal süreçleri takip etmek konusunda bilim insanlarına çok büyük faydalar sağlayacak. Bu tip biyolojik olarak uyumlu elektronik sistemler, gömülü oldukları dokulardaki sensörlerden geribildirim alarak dokuları manipüle etmelerini sağlayacak.
Beyin araştırmalarının en önemli sahalarından birisi optogenetik deneylerdir. Bu deneylerde genler bilim insanları tarafından değiştirilerek hücrelerin ışığa duyarlı hale gelmesi sağlanır. Son yıllarda nörobilimciler bu yöntemi kullanarak ilaç bağımlılığı, depresyon, Parkinson hastalığı gibi birçok soruna neden olan nöral devreleri aydınlatmayı başardı. Ancak beynin çok derinlerindeki bölgelere ışık göndermek çok ciddi bir sorundu.
Schnitzer ve diğerleri bunu başarabilmek için optik kablolar geliştirdiler ancak Urbana-Champaign'de bulunan Illinois Üniversitesi'nden John Rogers'a göre bu yeni teknolojilerin de bazı dezavantajları bulunmaktaydı. Rogers şunları söylüyor:
Boyutları bir optik kabloya göre çok küçük ve mekanik olarak çok daha uyumlu bir yapıları var. Üstelik, kablosuz olarak kontrol edilip enerji verilebiliyor, bu sayede hayvanların serbest hareketine, sosyal etkileşimlerine ve diğer normal davranışlarına müsade ediyor.
Rogers ve arkadaşları, keşiflerini bugün Science dergisinde açıkladılar ve bazı gösterimlerde bulundular.
Deneylerden birinde araştırmacılar bir farenin beynine bu problardan bir tane yerleştirdiler. Daha sonra ışık atımları kullanarak beynin ödül yolağında bulunan sinirleri uyardılar. Y şeklindeki bir labirentin doğru tarafından sinyal alan fareler, kısa zamanda orada daha fazla zaman geçirmeye başladılar, tıpkı sanki o kolda bir yiyecek varmış gibi.
Bazı araştırmacılar optogenetiğin sonunda derin beyin uyarımlarını geliştireceğini düşünüyor. Bunu bir terapi haline dönüştürmek ve hareket bozukluklarını, ilaca dirençli depresyonu ve diğer hastalıkları tedavi etmek mümkün olacak. Şu anda kullanılan metal elektrotlar spesifik bir nöronu hedef alamıyor. Ancak optogenetik bunu başarabiliyor. Anlaşılabileceği gibi bu yeni teknolojiler sayesinde doktorlar yalnızca sorunlu nöronları hedef alarak onları kesebilecek veya sorunlu olanları devre dışı bırakarak sadece normal çalışan nöronları bırakabilecek.
Yeni üretilen LED problar en az düzeyde rahatsız edici ve biyolojik olarak uyumlu. Ancak Rogers'ın söylediğine göre, optogenetiğin klinik araştırmalarda (insan üzerinde) kendine yer bulması için halen epey yol var:
Moleküler biyoloji'deki yetersizlikler ve bir gen terapisine ihtiyacımızın olması, bu yolda aşmamız gereken en büyük engeller.
Her halükarda, nöral aktiviteyi ışıkla göstermek bu probların yapabileceklerinin sadece ufak bir kısmı. Bunun haricinde ayrıca fotodetektör olarak kullanılabiliyorlar, elektriksel aktiviteyi uyarıp kayıt altına alabiliyorlar ve mikroısıtıcılar gibi görev yapan bir sıcaklık sensörüne dönüşebiliyorlar. Rogers, son olarak şunları söylüyor:
Bu icadımızı, elektronik ve optogenetiği doğrudan ve 3 boyutlu olarak dokuların derinliklerine taşımayı jenerik olarak başarabilen bir teknoloji olarak görüyoruz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Wired | Arşiv Bağlantısı
- T. Kim, et al. (2013). Injectable, Cellular-Scale Optoelectronics With Applications For Wireless Optogenetics. Science, sf: 211-216. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:35:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1156
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Wired. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.