Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Ayna Benlik Teorisi Nedir?

Ayna Benlik Teorisi Nedir? Shutterstock
11 dakika
6,018

"Ayna benlik" (İng: "Looking-Glass Self"), bir kişinin benlik algısının başkalarının o kişiyi nasıl algıladığından kaynaklandığını ifade eder. Bu teoriye göre, bireylerin kendi değerlerini ve davranışlarını ölçmek için başkalarının yargılarını kullanır. Bireylerin kendi hakkında sahip olduğu fikirler veya duygular, başkalarının onları algıladığı biçimde içselleştirmeleriyle gelişir.

Ayna benlik hem kişinin kendisi hakkındaki algısını hem de başkalarının kendisi ile ilgili algısını içerir. Bu bakımdan kişinin kendisi hakkındaki algısı, başkalarının onun hakkındaki görüşlerini etkilediği gibi, başkalarının kendisi hakkındaki algısı da kendine dönük görüşlerini etkiler.

Cooley ve Ayna Benlik Teorisi

Kavram, ilk olarak 1902'de Amerikalı sosyolog Charles Horton Cooley tarafından ortaya atıldı. Cooley, insan zihninde meydana gelen süreçlerin sosyal etkileşimin doğrudan sonucu olduğunu düşünüyordu. Buna göre kişinin benlik veya kişilik duygusu, yalnızca doğrudan kendi niteliklerini düşünmesiyle değil, aynı zamanda kişinin diğerleri tarafından algılanma biçiminin incelenmesiyle de ilişkiliydi. Başka bir deyişle, sosyal etkileşim kendini tanımlama sürecinde önemli bir rol oynuyordu.

Tüm Reklamları Kapat

Cooley, teorisinde ayna benliğin üç adımda oluştuğunu öne sürdü:

  • Sosyal bir ortamda birey, başkaları tarafından nasıl göründüğünü hayal eder.
  • Başkalarının bu görünümle ilgili yargısı hayal eder.
  • Algıladığı bu yargılara ilişkin duygular geliştirir ve içselleştirir.

Bunu daha iyi anlamak için şu örneği ele alalım: Bir kişi, kendisini komik, arkadaş canlısı ve insanlarla iyi ilişkiler kuran biri olarak görüyor olsun. Yeni katıldığı bir arkadaş grubunda, diğer insanlarla etkileşime geçtiğinde onların yaklaşımlarına, tavırlarına ve beden diline dikkat edecektir. Eğer diğerleri bu kişiye karşı sıcak davranmak, esprilerine gülmek veya göz temasını sürdürmek gibi olumlu tepkiler verirse, kişinin kendisi hakkındaki algısı desteklenir. Aksine, grubun diğer üyeleri bu kişiye sıcak davranmaz, sohbet etmeye hevesli olmaz veya başka olumsuz geri bildirimlerde bulunursa, kişi kendisi hakkındaki görüşlerini sorgulamaya başlayabilir.

Burada özellikle anlaşılma gereken şey, ayna benlik sürecinde etkili olan başkalarının bireyin hakkında gerçekten ne düşündüğü değil, bireyin başkalarının ne düşündüğünü düşünmesidir. Bu bakımdan ayna benlik kavramının, bireyin başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü kendince değerlendirmesinin bir sonucu olarak söyleyebiliriz. Her zaman başkalarının ne düşündüğünü doğru şekilde anlamak mümkün olmayacağı için bireyin algıladığı ile gerçek algı arasında bazı farklar olabilir.

Bununla birlikte ayna benlik sürecindeki her etkileşimde alınan geri bildirimler aynı değeri taşımaz. Örneğin, insanlar daha çok güvendikleri insanların tepkilerini diğerlerine kıyasla daha fazla ciddiye alabilirler. Elbette bazı sinyaller insanlar tarafından yanlış da yorumlanabilir. Cooley'e göre benlik, daha fazla insanla etkileşime girdikçe büyür ve kişi ancak sosyal deneyim yoluyla gerçek anlamda insan olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

İlişkili Diğer Teoriler

Ayna benlik teorisi, genellikle başka teoriler ile açıklanır.

Kalıpyargı Tehdidi

Kalıpyargı, belirli bir grup hakkında karar vermeyi kolaylaştıran, çok önceden oluşturulmuş birtakım izlenimler olarak tanımlanabilir. Bu yargılar kültürün bir ürünüdür ve olumlu ya da olumsuz olabilir. Örneğin, "Kadınlar iyi araba süremez." veya "Erkekler ağlamaz." gibi sık kullanılan klişeler, bir kalıpyargıdır.

Kalıpyargı tehdidi ise, kişinin üyesi olduğu grup veya topluluk hakkında olumsuz bir yargının bulunduğu bir ortamda, kendisine kötü davranılmasına dair korkusunu ifade eder. Bu duruma maruz kalan kişi, bu yargıyı doğrulama riski altındadır. Başka bir deyişle, kalıpyargı tehdidi, bireyin eylemlerinin veya davranışlarının üyesi olduğu grup hakkındaki olumsuz yargıları destekleyeceği korkusunu içerir. "Kadınlar iyi araba süremez." klişesini örnek alırsak, bu tarz düşüncelerin yoğunlukta olduğu bir ortamdaki bir kadın, ehliyet sınavında başarısız olup bu yargıları destekleyeceğinden korkabilir ve bu da onun hata yapma ihtimalini artırır.

Kalıpyargılar, genellikle bireylerde bu yargıları destekleyecek olmanın verdiği korku ve endişe duyguları yaratır. Bu endişe ve korkular, bireylerin söz konusu yargının bulunduğu alandaki performansını etkiler. Bu da nihayetinde bireyin kalıpyargıya paralel şekilde davranmasına sebep olabilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Örneğin 1995 yılında yapılan bir çalışma, matematik performansı ile cinsiyet farklılıkları arasındaki ilişkiyi kalıpyargı tehdidi açısından incelemiştir. Çalışma, kadınların matematikte daha başarısız olduğuna dair kültürel inanca dayanarak, kalıpyargı tehdidinin azaltıldığı durumda cinsiyetler arasındaki farklılığın matematik performansını etkileyemeyeceği varsayımında bulunmuştur. Bulgular, matematik testinin erkekler ve kadınlar arasındaki başarı farkını ölçtüğü bilgisi verildiğinde kadınların daha kötü performans sergilediğini göstermiştir. Aksine, kalıpyargının sunulmadığı durumda kadınların erkeklerle aynı derecede başarılı olduğu görülmüştür. Bu çalışma, bireyin başkalarının kendisi hakkında ne düşüneceğine dair algısının benliğini etkilediğini gösteren örneklerden biri olmuştur.

Cinsiyetin yanı sıra etnik köken, kültür veya cinsel yönelim gibi bireyin farklı yönlerine dair olumsuz yargılar kalıpyargı tehdidinin oluşmasına sebep olabilir.

Sosyal bağlılık, insanlar için temel bir motivasyondur. Kalıpyargılara maruz kalan bireyler, diğerlerine kıyasla aidiyet hissetme konusunda zorlanabilir. Bu nedenle, birey aidiyet duygusu oluşturmak amacıyla, kendileriyle ilgili olumsuz kalıpyargıları desteklemekten kaynaklanan korku ve utanç duygularından kaçmak için elinden gelen her şeyi yapabilir. Buna bağlı olarak kalıpyargılar, performans ve başarı düşüklüğünün yanı sıra, bireylerin belirli alanlardan uzaklaşmasına da sebep olabilir. Kişide güven eksikliğine, şüpheye veya kendini sabote eden davranışlara yol açabilir. Nihayetinde, bu olumsuz yargılara odaklanarak yaşayan biri, bu yargılara paralel olumsuz davranışlarda bulunabilir. Dahası, toplumun kendileri hakkındaki olumsuz izlenimlerinden kaçınmak için isteklerinden vazgeçebilir veya kariyerlerini buna bağlı olarak oluşturabilir.

Örneğin cinsiyet farklılığı ve matematik performansı örneğine dönecek olursak, bir kadın erkeklere kıyasla daha az başarılı olacağından korktuğu için matematikle ilişkili olan bir bölüm okumaktan veya kariyer oluşturmaktan kaçınabilir. Ayrıca olumsuz yargılarla karşı karşıya kalan kişiler, belirli işlerle başvurmaktan veya terfi istemekten çekinebilir. Entelektüel yeteneklerinden şüphe duyabilir, daha fazla kaygı yaşayabilir ve daha az yaratıcılık sergileyebilir.

Tüm bunlar, kariyer gibi önemli kararların olumsuz yargılardan etkilenerek belirli grup veya kimliklerden insanların en baştan dezavantajlı olduğu bir kültür oluşturabilir. Yine aynı örneği ele alırsak, kalıpyargılar üniversitelerin sayısal bölümlerinde veya bununla ilişkili mesleklerde daha az kadının varlık göstermesine sebep olabilir. Ek olarak, daha çok erkeklere atfedilen liderlik pozisyonlarında kadın-erkek eşitsizliği ve üst yönetim pozisyonlarında azınlıkların daha az temsil edilmesi gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sonuç olarak, bireyin başkalarının kendisi hakkında ne düşüneceğine dair algısı bireyin kariyerini ve hayatının geri kalanını etkileyebilir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Kendini gerçekleştiren kehanet, başkalarının bir kişi hakkındaki beklentilerinin o kişinin beklentilere uygun şekilde davranmasına yol açacağını öne süren bir olgudur. Ayrıca Pygmalion Etkisi olarak da bilinir. Kendini gerçekleştiren kehanetler, her zaman olumsuz beklentiler değildir. Bazen olumlu beklentiler, kişinin hedeflerine ulaşmada daha başarılı olmasına yardımcı olabilir. Ancak olumsuz beklentilere dayandığında, kişinin potansiyeline ulaşmasında bir engel oluşturabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Kendini gerçekleştiren kehanet, kalıpyargı tehdidi ile önemli ölçüde ilişkilidir. Kalıpyargılar, kişinin olumsuz yargıları destekleyecek şekilde davranmaktan korkmasına sebep olur. Bu türdeki bir korku, paradoksal olarak bu olumsuz yargıların gerçekleşmesine yol açabilir.

İki tür kendini gerçekleştiren kehanet vardır.

  1. Bunlardan ilki olan kendi kendine empoze edilen kehanetler, kişinin kendi beklentilerine dayanır.
  2. Başkaları tarafından empoze edilenler ise başkalarının beklentilerine dayanan kehanetlerdir.

Kendi kendine empoze edilen kehanetler, kişinin kendi beklentileri olduğundan genellikle eylemlerinin de nedensel faktörleridir. Örneğin, topluluk önünde performans gösterme konusunda daha önce başarısızlıkla karşılaşan biri, bir dahaki performansında da kendini gergin hissedebilir ve başarısız olacağını inanabilir. Bu yüzden, provalarda gösterdiği başarıyı topluluk önünde gösteremeyebilir. Daha basit bir örnek olarak, uyandığınızda günün kötü geçeceğini düşünen biri, gün içindeki davranışlarıyla bu kehanetin gerçekleşmesini sağlayabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Başkalarının empoze ettiği kehanetler ise bir kişinin davranışları, başkalarının beklentilerinden etkilendiğinde ortaya çıkar. Bu durumun en basit örneği, bazı falcıların söylediklerinin gerçekleştiğine inanılmasıdır. Burada olan durum, tahmin edebileceği gibi kişinin, falcının kehanette bulunduğu düşünceye uygun olarak davranmasıdır.

Ayrıca "plasebo etkisi" olarak bilinen bir olgu, kendini gerçekleştiren kehanetin bir örneğidir. Plasebo, gerçek bir tedavi gibi görünen ancak öyle olmayan hap, iğne veya herhangi bir sahte tedavidir. Bu etkiyi gözlemlemek için yapılan bir çalışmada, hastalar rastgele bir gruba ayrılarak bir gruba yeni bir tedavi, diğer gruba ise plasebo ilacı verilmiştir. Plasebo ilacı verilen grupta, hastalığa doğrudan hiçbir etkisi olmamasına rağmen iyileşme gözlenmiştir. Plasebo, gerçek bir tedavi olmamasına rağmen, hastaların bu konudaki olumlu inançları kehanetin gerçekleşmesine yol açmıştır. Bu durumda, bir kişi plasebodan ne kadar olumlu bir etki alacağını düşünürse, o kadar yüksek bir fayda sağlayacaktır.

Kendini gerçekleştiren kehanet, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Ancak genellikle ırksal ön yargı, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının temelinde yer alır. Örneğin, ırksal ön yargıları olan biri başka bir ırktan birine beklentilerine göre davranabilir. Bunun sonucunda diğer ırktan olan kişi, ön yargıları doğrulayacak şekilde davranışlar sergileyebilir. Azınlıkların bulunduğu bölgelerde yaşayan kişilere atfedilen olumsuz yargılar bu durumun iyi bir özetidir. Bu kişilerin karşılaştıkları olumsuz yargılar genellikle kendileri hakkında olumsuz düşünmelerine sebep olur. Toplumun diğerleri tarafından kendilerine empoze edilen yargıları bir süre sonra benliklerine alabilir ve buna uygun davranışlar üretebilir. Bunun sonucunda zararlı veya tehlikeli fırsatlara yönelmelerine ve eğitim veya iş gibi olumlu fırsatlardan uzaklaşmalarına sebep olabilir.

Benzer şekilde toplumun cinsiyet kalıp yargıları da kadınların potansiyellerini ortaya çıkarmasını engelleyebilir. Örneğin, kadınların küçük rollerde erkeklere kıyasla daha başarılı olduğuna inanılan bir kültürde kadınların buna göre davranması ve kehaneti gerçekleştirmesi muhtemeldir. Bu bakımdan kendini gerçekleştiren kehanetlerin, bir kişiyi toplum içerisinde beklentilere uygun olan pozisyona yerleştirdiğini söyleyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Her Şeyin Sonu

Belki biz görmeyiz ama günün birinde her şey sona erecek. Evrenimizin bir başlangıcı olduğunu biliyoruz; peki bu hikâyenin sonunda ne olacak? Ve bu son bizim için ne anlama geliyor?

Capcanlı, esprili dili ve mizah anlayışıyla astrofizikçi Katie Mack, bizi kozmosun beş olası finaline –Büyük Çöküş, Sıcak Ölüm, Vakum Bozunumu, Büyük Yırtılma ve Sekme– doğru hayret verici bir geziye çıkarıyor. Bunu yaparken kuantum mekaniği, kozmoloji, sicim teorisi ve daha pek çok mühim kavram arasında bize keyifle yol gösteriyor. Halihazırdaki eksik evren bilgimizde yapılacak ufak oynamaların ortaya bambaşka gelecekler çıkarabileceğini keşfediyoruz: Evrenimiz nihayetinde kendi içine çökebilir, kendini yırtabilir, hatta –önümüzdeki birkaç dakika içinde– önlenemez biçimde genişleyen bir kıyamet baloncuğuna kurban gidebilir.

Bu sürükleyici “kozmik gerçekliğe kaçış” öyküsü, büyülü ve pek aşina olmadığımız bir fizik sahasını incelemenin ötesinde, yükselen bir astrofizikçinin evreni ve evrendeki yerimizi düşünürken yaşadığı heyecanı da bizle paylaşıyor. Patlayan yıldızlar ve sıçrayan evrenler arasında Mack, aciz faniler olarak yolun sonunu değiştiremesek de en azından ne olup bittiğini birazcık kavramaya başlayabileceğimizi gösteriyor.

Her Şeyin Sonu, tüm bildiklerimizin en ucuna doğru uzanan, çılgınca eğlenceli, şaşılacak derecede neşeli ve iyimser bir seyahat.

Devamını Göster
₺155.00
Her Şeyin Sonu
  • Dış Sitelerde Paylaş

Shutterstock

Sosyal Medya Etkisi

Sosyal medya, ayna benlik teorisinde önemli bir kavramdır. Muhtemelen bu teorinin günümüzde en ilişkilendirilebilir örneklerinden biridir. Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya platformları, başkalarıyla benzersiz şekilde etkileşime geçmeyi mümkün kılan araçlardır.

Birçok insan, başkaları tarafından beğenilip beğenilmediğini belirlemek için paylaştığı gönderilerde aldığı beğeni sayısını baz alabilir. Buna bağlı olarak benliğini, sosyal medyada kendisini takip eden kişiler tarafından takdir edilecek şekilde sunabilir. Hatta farklı dijital platformlarda benliğinin farklı versiyonlarını sergileyebilir. Örneğin, Twitter'da daha depresif bir benlik sunarken, Instagram'da eğlenceli veya sosyal bir benlik sunabilir. Kişinin kullandığı dijital platform sayısı arttıkça, sunmayı seçtiği versiyonların farklılık göstermesi de olasıdır.

Elbette tüm bunlar, ayna benlik kavramını çok daha karmaşıklaştıran ve benliğin gelişimi hakkında yeni sorular ortaya çıkaran etkilerdir. Çünkü kişilerin dijital platformlarda sundukları benlikleri, aynı gerçek hayatta olduğu gibi başkalarıyla iletişime girebilir, böylece geri bildirim alabilir ve sosyal uygunluklara göre davranabilir. Bununla birlikte, dijital platformlarda gerçek zamanlı olarak etkileşime girmediklerinde dahi sundukları benlik bu alanlarda var olmaya devam eder. Bu yüzden diğerleri tarafından yöneltilen belirli yargılara veya eleştirilere maruz kalmaktan kaçınmak mümkün değildir.

Dijital platformlarda sunulan benliğin gerçek benliğe kıyasla daha güncellenebilir ve mükemmelleştirebilir oluşu, kişilerin dijital platformlarda kalması için daha büyük bir arzu oluşturabilir. Bu, gerçek hayattaki benliğin geliştirilmek yerine, dijitalde oluşturulan personaya odaklanılmasına sebep olabilir. Tüm bunlar, özellikle ergenlik çağındaki dijital platform kullanıcıları için çok daha yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Bunlarla birlikte, iki farklı kişinin dijital platformlarda benzer geri dönüşler aldığı senaryoda bile tepkileri farklı yorumlama olasılığı yüksektir. Örneğin, karamsar kişiliğe sahip kullanıcılar, aslında başkalarının da sıklıkla karşılaştığı eleştirileri yanlış yorumlayabilir veya olumsuz bir şekilde kişiselleştirebilir. Aksine, bir kişinin aldığı çok sayıda beğeni sayısı veya pohpohlayıcı yorumlar narsisizmi güçlendirebilir.

Ayna benlik teorisinin vurguladığı gibi, bireylerin benlik görüşleri, başkalarının onları nasıl gördüğüne göre değil, başkalarının onları nasıl gördüğü algısından etkilenir. Bireylerin, başkalarının kendisini nasıl gördüğü algısı ise her zaman gerçek yargılarla uyuşmayabilir. Dijital platformlarda gün içerisinde başkalarıyla birçok kez etkileşime girme imkanı düşünüldüğünde bunun benlik üzerinde yönlendirici bir etkisi olacağını söylemek yanlış olmaz.

Sonuç

Sonuç olarak ayna benlik, benliğin gelişiminde sosyal etkileşimin önemini ortaya koyan bir teoridir. Başkalarının bizim hakkımızdaki yargıları, kendilik algımızı şekillendiren önemli bir etkiye sahiptir. Ancak başkalarının bizim hakkımızdaki görüşlerinin her zaman gerçeği yansıtmadığını ve tüm yargıları içselleştirmenin her zaman en iyi şey olmadığını anlamak önemlidir.

Bununla birlikte, özellikle internet ve sosyal medyaya duyulan ilginin inanılmaz derecede arttığı ve başkalarıyla etkileşime geçmenin bu denli kolay olduğu günümüzde ayna benlik kavramının tekrardan sorgulanması muhtemeldir. Henüz dijital platformların benliğin gelişimini olumlu mu yoksa olumsuz mu etkilediği konusunda net bir görüş olmasa da bunun üzerine düşünmenin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 13
  • Muhteşem! 9
  • İnanılmaz 5
  • Umut Verici! 2
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/04/2024 11:44:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13749

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Yeni Doğan
Hayvan Davranışları
Işık Yılı
Bağırsak
Virüs
Psikanaliz
Maske Takmak
Yeşil
Saldırı
Zeka
Solunum
Köpekler
Arkeoloji
Bebek Doğumu
Karar Verme
Genel Görelilik
Mistik
Epistemik
Besin
Evrim Ağacı
Ağrı
Mers
Akıl
Algoritma
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Kocabey, et al. Ayna Benlik Teorisi Nedir?. (7 Ocak 2023). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/13749
Kocabey, E., Bakırcı, Ç. M. (2023, January 07). Ayna Benlik Teorisi Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/13749
E. Kocabey, et al. “Ayna Benlik Teorisi Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 07 Jan. 2023, https://evrimagaci.org/s/13749.
Kocabey, Enes. Bakırcı, Çağrı Mert. “Ayna Benlik Teorisi Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, January 07, 2023. https://evrimagaci.org/s/13749.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close