At Nalı Yengeci Kanı, COVID-19 Tedavisinde Anahtar Role Sahip Olabilir ve Bu, Antik Türün Soyunu Tehdit Edebilir!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Daha önceden at nalı yengeci olarak da bilinen antik bir yaşayan fosilin kanının ilaç endüstrisinde nasıl kullanıldığını anlatmıştık. Her yıl toplanan yüz binlerce yengecin mavi renkteki ve çok ilginç biyokimyasal özelliklere sahip olan (ve ilaç üretiminde büyük öneme sahip limulus amebosit lisat veya kısaca LAL isimli kimyasalın tek kaynağı olan) kanının %30 kadarı toplanıyor ve canlılar doğaya geri bırakılıyorlar. Toplanan her 10 yengeçten 1-3 civarı bu işlem dolayısıyla hayatını kaybediyor ve geri kalanlar da daha uyuşuk, daha yavaş ve akıntıları daha zor takip eder bir hal alıyor.
2020 yılı başından beri yüz binlerce insanı öldürüp, milyonlarca insanı hasta eden COVID-19 hastalığının tedavisine yönelik çabalar da tüm olasılıkların incelenmesini zorunlu kılıyor. İlginç bir şekilde at nalı yengeçlerinin kanındaki bu kimyasal, en düşük miktardaki endotoksinleri bile tespit edebilmemizi sağlıyor ve bu sayede aşı, enjekte edilebilir ilaçlar ve diğer steril farmösotik ürünler açısından büyük öneme sahip oluyor. Bu canlının ilaç endüstrisi için önemi öyle büyük ki, New Jersey'deki Doğayı Koruma Derneği eyalet direktörü Barbara Brummer şöyle diyor:
Dünya'daki ilaç firmalarının tamamı bu hayvana muhtaçtır. Bunu düşünecek olursanız, bu ilkel canlıya olan muhtaçlığımızın boyutları aklınızı başınızdan alabilir.
1990 yılı itibariyle Delaware Körfezi'nde bu hayvanlardan 1.24 milyon civarında bulunduğu düşünülüyordu. 2002'de bu sayı 333.500'e düştü. 2019'daki sayımda 335.211 yengeç sayıldı. Eğer COVID-19 dolayısıyla bu yengeçlerin kanındaki lisata olan ihtiyacımız artacak olursa, kanlarının %30'undan daha fazlası alınabilir veya daha da fazla sayıda yengeç toplanabilir. Bu, yüz milyonlarca yıldır gezegenimizde yaşamayı başaran bu canlının soyunu tehdit edebilir!
Bu durum, ilginç ve kökenleri milenyumlara uzanan etik bir sorunu doğuruyor: İnsanlık, kadim bir canlının soyunu tüketmek pahasına, COVID-19 hastalığına ilaç veya aşı aramalı mı? Yoksa türü koruma adına daha fazla sayıda insanın ölme ihtimaline göz yumup, çözümü bir başka yerde mi aramalı?
Elbette COVID-19'a yönelik bir ilaç geliştirme umudumuzun bir kısmının bu hayvanın kanına bağlı olması, türün soyunu illâ tüketeceğimiz anlamına gelmiyor. Belki de yok olmaya kadar sürükleriz ancak o son hamleyi yapmayız ve yok olmak ile olmamak arasında gidip gelen bir diğer canlıya sebep olmuş oluruz. Sonuçta bu ne ilk olurdu ne de son olacak.
Ama ne olursa olsun, at nalı yengecine yönelik ihtiyacımız arttıkça, bu antik türün soyunu tehdit ediyor olacağız ve bunun, ekosistem üzerinde tehlikeli olabilecek sonuçları var. Bu da, elimizdeki etik sorunu çözmek yönünde kafa yormaya başlamamızı gerektiriyor.
Örneğin 1 Haziran 2020'de American Paharmacopeia firması, at nalı yengeci kanına bir alternatif olarak sentetik biçimde üretilen rekombinant faktör C (rFC) isimli kimyasalın ABD'de satılacak ilaç ve aşılarda kullanımını kabul etmedi; çünkü bu kimyasalın güvenilirliğinin, LAL kadar net olmadığını ileri sürdü. Dolayısıyla İsviçreli Lonza firması'nın Temmuz'da başlattığı COVID-19 aşı deneylerinde de LAL kullanılacak; çünkü ABD'de rFC ile üretilen aşıların satımına henüz izin verilmiyor. Yani at nalı yengeçleri üzerindeki ekolojik baskı artacak gibi gözüküyor. Brummer şöyle diyor:
Koronavirüs aşısı gibi bir ürün söz konusu olduğunda, insan sağlığı ve güvenliği en üst düzeyde öneme sahiptir. Ancak rFC ve benzeri alternatifleri kullanamazsak, COVID-19 aşıları ve onunla ilişkili diğer ilaçların üretimi için at nalı yengeçleri üzerine bindireceğimiz ek yük, yengeçlerin soyunu tehlikeye atabilir ve bu da, onlar üzerine kurulu olan deniz ekosistemlerini tehdit edebilir.
Ancak ilaç firmaları böyle bir tehdidin olduğu iddiasını reddediyorlar. National Geographic'ten yazarlar Lonza firmasına ulaştıklarında, ABD'deki üç ilaç üreticisinin COVID-19 aşısı için ihtiyaç duyacağı at nalı yengeci kanı miktarının, bu yengeçlerden 1 günde alınan toplam kan miktarından daha fazla olmadığı cevabını aldılar. Bu 3 laboratuvardan bir diğeri olan Charles River Laboratuvarı da aynı görüşte: COVID-19 ilaç ve aşılarının at nalı yengeçlerine hiçbir zararı olmayacağını iddia ediyorlar.
At nalı yengeçleri, son birkaç yüz milyon yılda morfolojik olarak oldukça az değiştikleri için, evrimsel geçmişe geniş bir kapı aralıyorlar. Bu canlılara bakarak, evrim tarihinin sırlarını keşfetmemiz mümkün olabiliyor. Bu tür canlılara kimi zaman yaşayan fosil de denmektedir. Kanlarına yönelik yapılan hasat 1950'li yıllarda başladı; ancak bu hasadın tür üzerindeki olumsuz etkisinin keşfi ancak 2000'li yıllarda anlaşılabildi (bunda, 1990'larda bu hasadın miktarının katlanarak artmasının da etkisi mevcut).
Daha önceden çizgili levrek ve derepisisi gibi balık türleri, at nalı yengeçlerinin yumurta sayısının azalmasına bağlı olarak düşüş göstermişti. Bu durum, at nalı yengeçlerinin ekosistem için önemini gösteriyor. Benzer şekilde elmas sırtlı terapin isimli sürüngenler de at nalı yengeçleri ile beslendikleri için, bu yengeçlerin sayısının azalması sürüngenlerin soyunu tehdit edebiliyor. At nalı yengeçleri aynı zamanda uzun mesafede göç eden kuşlar için de vazgeçilmez bir besin kaynağı.
Eğer herhangi bir nedenle (bu illa COVID-19 nedeniyle olmak zorunda da değil) at nalı yengeçlerinin soyunu tüketecek olursak, sayısız ekosistemi bozma ve bundan olumsuz etkilenme ihtimalimiz bulunuyor. Bu nedenle kendi dertlerimize çözüm ararken, daha büyük dertlere kapı aralamadığımızdan emin olmamız gerekiyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 10
- 10
- 7
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- C. Arnold. Horseshoe Crab Blood Is Key To Making A Covid-19 Vaccine—But The Ecosystem May Suffer. (2 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- J. J. Finn, et al. Limulus Spawning Activity On Delaware Bay Shores 1990. (1 Ocak 1990). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Square Space | Arşiv Bağlantısı
- C. N. Shuster. Same Time, Same Place, Different Year The 2002 Delaware Bay Spawning Survey. (1 Ocak 2002). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Square Space | Arşiv Bağlantısı
- B. L. Swan, et al. The 2019 Delaware Bay Horseshoe Crab Spawning Survey. (4 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Square Space | Arşiv Bağlantısı
- NCSU. The Horseshoe Crab. (4 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: NCSU | Arşiv Bağlantısı
- FDA. Guidance For Industry: Pyrogen And Endotoxins Testing: Questions And Answers. (1 Haziran 2012). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2020. Alındığı Yer: FDA | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:05:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8957
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.