Ahtapotlar ve İlginç Özellikleri: Dünyanın En Zeki Omurgasızları ile İlgili Neler Biliyoruz?
Ahtapotlar, 1000'den fazla vantuzu, 8 kolu, 3 kalbi, 3 santimetreye inebilen veya 9 metreye varabilen boyları ve "dünya dışı canlı" benzeri morfolojisi ile denizde karşılaşmayı beklediğiniz en garip ve dış görünüşü en farklı canlı olabilirler. Dünya'daki canlıların %95'i omurgasızdır ve tahmin edin omurgasızlar arasındaki en zeki hayvan hangisidir? Evet, ahtapotlar! Bu ilginç hayvanlar, 500 milyon yıldır yeryüzünde var olan kafadan bacaklılar sınıfının bir üyesi olup, bundan yaklaşık 140 milyon yıl önce atalarında var olan kabuklarını kaybederek, günümüzdeki görünüm ve özelliklerine oldukça yaklaşmışlardır.
Onları dünyadaki her okyanusta ve derin suda görebiliriz. Ahtapotlar her gün sayısız insanı internetteki kapak açma, merdiven çıkma gibi ilginç videoları ile etkilemeye devam ediyor; ama ahtapotların bundan daha ilgi çekici çok fazla özelliği var. Bunlara örnek olarak renk değiştirmeleri, kendi kollarını koparabilmeleri ve belki de en ilginci, dokunarak tat algılamaları verilebilir. Ve yine şaşırtıcı gerçeklerden biri olarak, kanlarının renginden ve içeriğinden bahsedebiliriz: Alışılanın aksine kanları, kırmızı değil, yeşil-mavi renktedir. Bunun sebebi de, bizlerdeki hemoglobin isimli demir pigmenti yerine, kanlarının içerisinde bulunan hemosiyanin isimli bakır pigmentidir.
Caspar Handerson, Türkçesi Metis Bilim'den çıkan Hayal Bile Edemeyeceğimiz Varlıklar Kitabı'nda, ahtapotların çeşitliliğini şöyle anlatıyor:
Üç yüzden fazla ahtapot türü vardır. Bu farklı türler boyut, şekil, görünüş ve davranış açısından büyük çeşitlilik gösterir ve Antarktika etrafındaki okyanus derinliklerinden sıcak, sığ, tropik resiflere dek her türlü okyanus ortamına adapte olmuş durumdadır. Bilinen en büyük ahtapot türü bir araba büyüklüğüne ulaşabilirken, en küçüğünün yetişkin hali ancak 2.5 santimetre kadardır. Battaniye ahtapotu adlı tür, iki cinsiyet arasındaki büyüklük farkının en fazla olduğu hayvan türüdür: Dişiler erkeklerin 10.000 katı ağırlıktadır. Böyle bir durumda seks yapmak becerinin yanı sıra hayal gücü de gerektiriyor olsa gerek. Deniz tabanında, basınçlı suyun sıcaklığının 100 santigrat dereceyi bulduğu hidrotermal bacaların dibinde yaşayan bir tür bile vardır. (...) Yüzeyden 2000 metre derinde, açık sularda yaşayan Stautroteuthis avını kendine çekmek için karanlıkta parlar ve perdeli pembe kollarını şişirince muhtemelen o derinlikte bale tütsüsüyle dolaşan tek canlı olur. Şimdiye kadar keşfedilen ahtapotlar arasında en derinde (3000-4000 metre) yaşayanı Grimpoteuthis'tir ve vücundaki geniş kanatsı yapıların ünlü çizgi film filinin uçmak için kullandığı kulakları andırması sebebiyle Dumbo ahtapotu diye de bilinir. Aslında bir kalamar olmasa da vampir kalamar diye bilinen (ve çok çok eski bir rüyadan fırlamış bir hayalet gibi duran) hayvan insanlar için tamamen zararsızdır. Oysa Avustralya çevresindeki sığ sularda yaşayan mavi halkalı ahtapot, boydan boya birkaç santimetre uzunluğunda olmasına rağmen dünyanın en zehirli canlılarından biridir. Daha 2005 yılında, sığ Endonezya sularında keşfedilen taklitçi ahtapot vücudunu çok hızlı bir şekilde dilbalığına, denizyılanına, aslanbalığına ya da gördüğü herhangi bir şeye benzeyecek şekilde dönüşütürebilir. Kuzenlerinden 2006 yılında keşfedilen Wunderpus photogenicus onun kadar esnek olmasa da, vücudunun canlı kırmızı kahverengi fon rengi ile beyaz çizgileri arasındaki kontrast tabiarın Bridget Riley elinden çıkma op art eserlerine bir cevabı gibidir. Bir cam ahtapotu bile vardır ve neredeyse tamamen şeffaftır, yani bir nevi hiçbir şey değilmiş gibi görünmeye çabalar.
Savunma Mekanizması
Ahtapotların en yaygın avcıları; bazı büyük balıklar, kuşlar, balinalardır. Hatta bazı bölgelerde yılan balıkları, köpekbalıkları ve yunuslar da onlar için tehdit olabilir. Bu yüzden de doğadaki her hayvan gibi, ahtapotların da kendini çok iyi korumaları gerekmektedir.
Ahtapotların bazıları zehir bezlerine sahiptir ve onların savunma mekanizmalarında bu çok etkilidir. Özellikle mavi halkalı olarak bilinen ahtapot çok zehirlidir. Zehri, insanları da öldürebilir. Ahtapotların savunma mekanizmasında kamuflaj yeteneği de önemli bir yere sahiptir. Derilerinde bulunan ve renk değişimini sağlayan 3 çeşit hücreden biri kromatoforlardır. Bu hücreler derilerinin sarı, siyah ve kırmızı renklerde görülmesini sağlar. Diğer hücre çeşidi olan iridoforlar bu üç renk haricindeki belli başlı renkleri gelen ışığı farklı dalga boylarında yansıtarak üretmelerini sağlar. Üçüncü hücre çeşidi olan lökoforlar çevreden gelen ışığı bir ayna gibi yansıtarak renk değişimine yardım eder. Kamuflajı daha inandırıcı yapan bir başka özellikleri daha vardır. Bu özellik onların papil isimli özelleşmiş hücreler ile deri dokularını değiştirerek bir mercana veya bir kayalığa daha çok benzemelerini sağlar.
Ahtapotlar tüm bunları en hızlı göz kırpma hızımıza eşit olan 200-300 milisaniye içerisinde yapabiliyor. Renk körü oldukları için etrafı doğru renklerde bile göremeyen ahtapotların tüm bunları nasıl yapabildikleri uzun süre bilim insanları arasında bir gizem olarak kaldı. Cevap, 2015 yılında açığa çıkmaya başladı. Ahtapotlar derilerinin altında kimi fotoreseptör genler sayesinde ışığa duyarlılar ve derileri ışığa tepki göstererek kromofor hücreleri aktifleştirebiliyor. Yani aslında çevreye kamufle olurken ahtapotlar gözleriyle değil kollarıyla görüyor!
Bu hızı artıran özelliklerden diğeri sinir sistemlerinde gizli. Ahtapotların fotoreseptörleri sinir sistemleriyle bağlantılı çalışıyor ve bu da kamuflaj mekanizmalarının sinirsel yolla olmasını sağlıyor. Kamuflaj yeteneğine sahip bir diğer hayvan olan bukalemunlarda bu sistem hormonel yolla çalışıyor. Bu da iki hayvan arasındaki kamuflaj hızları arasında ciddi bir fark yaratıyor.
Sinir Sistemleri
Salyangozların 20 bin, kedilerin 250 milyon, insanların 100 milyar nöronu var. Ahtapotlardaysa bu sayı 500 milyon ve bu nöronlarının sadece üçte biri beyinlerinde. Büyük bir kısmıysa genellikle 8 adet olan kollarında. Ahtapotların kollarındaki nöronlar 2 şekilde çalışabilir: Beyinden gelen sinyallerle senkronize şekilde veya beyinden bağımsız şekilde. Kollar aynı kamuflaj mekanizmasında olduğu gibi bazı sinyalleri kendileri alıp beyne ulaştırmadan değerlendirip tepki verebiliyor, beyinden bağımsız karar alabiliyor, beyinden ayrıldıktan saatler sonra bile etkilere tepki verebiliyor. Yani aslında ahtapotlar bir şekilde kolları ile düşünebiliyorlar. Bu da onların etrafı çok hızlı değerlendirip adapte olmalarını sağlıyor.
Bahsettiğimiz inanılmaz etkileyici özelliklere sahip bu hayvanların bir yeni özelliği daha Harvard Üniversitesi’nde çalışan Moleküler Biyolog Lena Van Giesen ve meslektaşları tarafından araştırılıyor. Bu araştırma sonucunda Kaliforniya iki benekli ahtapotunun (Octopus bimaculoides) vantuzunda kemoduyusal hücreleri belirlendi. Bu hücreler sayesinde ahtapotların vantuzları ile etrafı sadece dokunarak değil aynı zamanda tadarak da algılıyor. Bu dünya dışı sinir sistemine sahip olan canlılar kolları ile düşünebiliyor, görebiliyor ve etrafın tadını çıkartıyor diyebiliriz.
Zekalarının Kökeni
İnsanlardaki zeka ile ahtapotların sahip olduğu zekayı karşılaştırmamız doğru bir yaklaşım olmayabilir. Kompleks düşünebildiğine inandığımız bazı hayvanların (insan, primat, kedi, köpek, yunus ve bazı kuşlar) evrim ağacındaki yolları 320 milyon yıl önce kertenkele benzeri bir hayvan olan solendonsaurus janenschi itibaren ayrılıyor. Ahtapotlar ile bu hayvanların evrim ağacındaki yoluysa 600 milyon yıl önce ayrılıyor. Ahtapotlar bahsettiğimiz diğer hayvanlardan daha önce evrimleştiği için teknik olarak dünya üzerindeki ilk zeki hayvanların kafadan bacaklılar olduğunu da söyleyebiliriz.
Zekayı genellikle soyut düşünme (örneğin problem çözme, anlamlandırma) ile tanımlayabiliriz ve insanlarda kimi testler ile bunu sayıya dökebiliriz ama ahtapotlarda bunu yapamayız. Ahtapotların zekalarını kanıtlayan bir takım gözlemler var. Bu gözlemlerden birinde bir ahtapot etrafında saklanabileceği herhangi bir yer göremediğinde çevresinde bulduğu ilk obje olan hindistan cevizi kabuklarını birleştirerek sığınak olarak kullanıyor. Bu tarzdaki alet kullanımının insanlara, bazı primatlara ve kuşlara ait olduğu sanılıyordu. Ahtapotlardaki bu davranışsa bunun aksini kanıtlayan nitelikte. Ayrıca bu durumun kompleks zeka belirtisi olarak görülmesinin iki sebebi vardır:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- Başka türlü saklanamayacakları bir yerde kendilerini korumalarını sağlayan bir inovasyon olabilir.
- Bunu gelecekte kullanmak için alıyor olabilirler ve bu da planlama yapabildiklerinin bir kanıtı olabilir.
Ayrıca zeka, genel olarak sosyal bir yaşantıya sahip olan canlılarda görülüyor. Çünkü beraber yaşamanın getirdiği rekabet ve işbirliği gerektiren ortamlarda içgüdüden fazlasına ihtiyaç vardır. Bu yüzden bilim insanları zekanın evrimini bir noktada sosyalliğe bağlıyor. Sosyal canlılar olmayan ahtapotların sahip olduğu zekaysa bilim insanlarını şaşırtmaya devam ediyor. Ahtapotlarda zeka gelişiminin evrimi kabuklarını kaybetmelerinden sonra hayatta kalma baskısının getirdiği bir sonuç olarak görülüyor.
Daha önce bahsettiğimiz gibi ahtapotlar zeki canlılar oldukları kadar oyuncu canlılardır da. Oyun oynamak sosyal bir ihtiyacın getirisi ve hayatta kalmak için gerekli olmayan bir aktivitedir. Ahtapotlar üzerinde yapılan gözlemlerde oyun oynadıkları görüldü. Aslında eğlence odaklı olan bu aktiviteyi ahtapotların da gerçekleştirmesi onların sahip olduğu zeka hakkında bir kez daha düşünmemize sebep oluyor.
Ahtapotlarda Alet Kullanımı
Daha önce içine hapsedildiği şişenin kapağını açan veya akvaryumundan kaçan ahtapotları belki izlemişsinizdir. Ancak bu videoda izleyeceğiniz görüntüler, bilim tarihinde çığır açacak bir ilki gösteriyor: İlk defa omurgasız bir hayvanın alet kullandığı görülüyor! Üstelik profesyonelce...
Söylediğimiz gibi, ahtapotlar ve mürekkepbalıklarının uzun bir süredir okyanusların en zeki hayvanları olarak düşünülmektedir. Hatta zekaları, yunuslarla bile kıyaslanıyordu. Tabii ki bir yunus, zeka kapasitesi ve bunun kullanımı bakımından bir ahtapottan ileri olabilir. Fakat yunusun evrimsel süreçte daha karmaşık yapılı olan omurgalı hayvanların bir üyesi olduğunu da unutmayınız. Ahtapot ise bir omurgasız...
Omurgasız bir hayvanın bu kadar ustaca alet kullanımı, bilim camiası için şaşırtıcı olduğu kadar beklendik de aslında... İnsan-dışı hayvanların da bilince, zekaya, algılara sahip olduklarını uzun bir süredir biliyorduk. İnsanın bu konuda tek olmadığını da biliyorduk (sadece "en ileri düzeyde" kullanan biziz). Fakat böylesine uç bir örneği böylesine net bir şekilde görmek gerçekten heyecan verici!
Ahtapotlar Rüya Görüyor Olabilir!
"Rüya gören ahtapot" olarak paylaşılan aşağıdaki video, ahtapotların renk değiştirme yönteminin bizlerin kas hareketlerine benzer olduğu fikrini doğruluyor (siz de rüya gören insan ve diğer hayvanların kaslarının seyirdiğini görmüşsünüzdür). Bu konuda çok daha kapsamlı bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Ahtapotlar, derilerindeki kromatofor isimli, renkli hücreleri, kasları ile kontrol ederek istedikleri gibi renk değiştirebilirler.
Yavrularına Bakmak İçin Aç Kalan Dişi Ahtapotlar, Kollarını Yiyerek Hayatta Kalıyor!
Bebek yapmaya geldiğinde de kimse ahtapotların eline su dökemez. Bir seferde 50.000'den fazla yumurta bırakırlar! Bu yumurtaların çatlaması 40 gün kadar sürer ve bu süreçte anne sürekli 50.000 yavrusunu kollamaya çalışır. Bu süreçte bir yandan avcılarla mücadele eder, bir yandan da sürekli yumurtaların üzerinde su akıntısı olmasını sağlayarak yumurtaları düzenli olarak havalandırır.
Ancak bu "bodyguardcılık" mücadelesi annenin avlanmasına ve beslenmesine engel olur. Böyle durumda olan ahtapotların dişilerinin kendi kollarından birini yediği gözlenmiştir. Ancak bu konuda çok detaylı araştırmalar bulunmamaktadır.
Otofaji denen bu davranışın yavruların bakımı sırasında aç kalan annenin bir "çözüm" olarak ürettiği, evrimsel anlamı olan bir davranış olup olmadığı bilinmemektedir. Çünkü bu tür bir davranış, nörolojik bir hastalığa da işaret edebilir. Dar havuzlarda esir tutulan bazı ahtapotların da, ortada açlık sebebi olmaksızın kollarını yedikleri raporlanmıştır. Dolayısıyla bu davranış, strese bağlı olarak gelişen bir anomali de olabilir.
Yine bazı araştırmacıların raporlarına göre, kollarına parazit yapışan ve onlardan kurtulamayan ahtapotlar, parazitlerin yayılmasını engellemek için kollarını ısırarak koparmaktadırlar. Bu kopan kolların yerine yeniden kol çıkmaktadır. Ancak yine, bu davranışın parazitlerden kurtulmak için mi, yoksa parazitlerin varlığından kaynaklanan strese bir tepki olarak mı sergilendiği bilinmemektedir.
Eğer ki ahtapot anneleri gerçekten evrimsel bir avantaja bağlı olarak yavrularına bakmak pahasına karınlarını doyuramayıp, bu ihtiyaçlarını kollarını yiyerek gideriyorlarsa, gerçekten ilginç bir evrimsel adaptasyon tespit etmiş oluruz. Çünkü bu hayvana yavrularına bakmanın getirdiği avantajı egale edecek kadar dezavantaj sağlamamaktadır ve bu sebeple evrimleşmesi son derece beklenir bir durumdur.
Bu ilginç canlılar değişik özellikleri ile araştırmalara konu olmaya devam ediyorlar. Gelecekte onlar hakkında neler öğreneceğimizi kim bilebilir?
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Ahtapotlar buldukları kabukları savunma amaçlı kullanıyorlarsa neden evrimsel süreçte kabuklarını terk ettiler?
- Renk körü olan, ışığı dokunaçlarındaki fotoreseptörlerle algılayan ahtapotların gözleri neden körelmedi, işlevi nedir?
- 39
- 32
- 31
- 28
- 17
- 13
- 7
- 4
- 3
- 1
- 0
- 0
- Octolab. Octopus Vision — How They See What They See. (29 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2020. Alındığı Yer: Octolab | Arşiv Bağlantısı
- Octopus Worlds. Octopus Predators. (23 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2020. Alındığı Yer: Octopus Worlds | Arşiv Bağlantısı
- National Geographic. Common Octopus. (23 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- National Geographic. Octopus Facts. (23 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- M. Gannon. 8 Crazy Facts About Octopuses. (13 Aralık 2013). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2020. Alındığı Yer: Live Science | Arşiv Bağlantısı
- R. Gilmore, et al. Cephalopod Camouflage: Cells And Organs Of The Skin. (21 Aralık 2016). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: Nature.com | Arşiv Bağlantısı
- J. Mather. The Imitation Game. (21 Aralık 2012). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: The Biologist | Arşiv Bağlantısı
- M. Halton. Oddballs With High-Level Intelligence: A Q & A With Roger Hanlon About The Amazing Octopus. (30 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: IDEAS.TED.COM | Arşiv Bağlantısı
- K. Knight. Cephalopods Sense Light With Skin. (1 Ocak 2015). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: The Company of Biologists | Arşiv Bağlantısı
- American Geophysical Union. Researchers Model How Octopus Arms Make Decisions. (25 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: EurekAlert | Arşiv Bağlantısı
- E. Hunt. Alien Intelligence: The Extraordinary Minds Of Octopuses And Other Cephalopods. (28 Mart 2017). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- M. Bockle. Grow Smart And Die Young: Why Did Cephalopods Evolve Intelligence?. (1 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: cell | Arşiv Bağlantısı
- P. Gray. Definitions Of Play. (1 Aralık 2013). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: Scholarpedia | Arşiv Bağlantısı
- H. Lents. Why Play Is Important. (1 Mayıs 2017). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: Pyschology Today | Arşiv Bağlantısı
- World Animal Foundation. Octopus Fact Sheet. (10 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: World Animal Foundation | Arşiv Bağlantısı
- C. Dunlop. Do Octopuses Commit Suicide?. (10 Mart 2019). Alındığı Tarih: 8 Aralık 2020. Alındığı Yer: Tonmo | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 17:38:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3949
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.