AAVE (Afrikalı Amerikalı Yerel İngilizcesi) Nedir? Irkçılık ve Kültür Yağmacılığı ile İlişkisi Nedir?
Transatlantik Kölelerin Mirası Bir Ağız, Trayvon Martin Davasını Nasıl Etkiledi?
Kısaca AAVE denen Afrikalı Amerikalı Yerel İngilizcesi (bazen Siyahi Yerel İngilizcesi ya da BVE olarak da anılır), transatlantik köle ticaretinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir İngilizce ağzıdır. Ağız kelimesi, bu bağlamda dilbilimsel anlamı ile kullanılmaktadır ve bir ülkenin belirli bir bölgesi ya da grubuna özgü bir dil biçimi anlamına gelmektedir. Bir topluluğa ait olan bu ağzın kökeni üzerine yapılan tartışmalar, bir uzlaşmaya varılmadan devam etmektedir. Ortaya iki hipotez atılmıştır:
- Ağız Hipotezi: Bu hipoteze göre AAVE, kıtanın çeşitli yerlerinden gelen Afrikalı kölelerin Amerika'da sözleşmeli hizmetçiler ile karşılaşıp hem onlarla hem de kendi aralarında kolayca iletişim kurabilmek için hizmetçilerin kullandığı ağzı öğrenmesinden doğmuştur. Bu konuşma biçimi zaman içerisinde değişime uğrayıp günümüz AAVE'sine dönüşmüştür.
- Kreol Hipotezi: Bu hipoteze göre AAVE, farklı Batı Afrika dillerinin yeni bir iletişim yolu oluşturulmak için İngilizce ile karıştırılması sonucu ortaya çıkıp sonraki zamanlarda standart İngilizce ile birleşmiştir.
Kreol; adını köle ticaretinin yol açtığı Haiti kreolünden alan, bir Avrupa dilinin özellikle de Batı Hint Adaları'ndaki kölelerin yerli dilleri ile karşılaşması sonucu ortaya çıkan "dile" verilen addır. Kreolizasyon, yaygın gözlenen bir süreçtir ve farklı diller konuşan bir grup insanın ortak bir iletişim yolu ihtiyacından doğar. Bu yüzden de daha çok kölelerin sık bulundukları ortamlarda oluşan kreoller, ataları olan hiçbir dile genelde anlaşılacak kadar benzemez. Örneğin Güney Carolina kreolu "Gullah" aslen İngilizceden türediği halde, biri İngilizce bilse bile bu kreolu anlayamaz. Bunlara karşın, kreol hipotezi bazıları tarafından Amerika'da tam gelişmiş bir kreolun gelişmesi için uygun koşulların olmaması gerekçesi ile eleştirilmiştir.
Hangi hipotez savunulursa savunulsun, dilbilimcilerin anlaştıkları bir nokta, AAVE'nin köleliğin yoğun gözlendiği ABD'nin güneyinde türemiş olduğudur. Hatta AAVE, bu nedenle de içinde güneylilere ait birçok telaffuz biçimi ile gramer benzerliği barındırır (cümleye olumsuzluk anlamı katan ain't gibi). Zaman geçtikçe bu ağız, Amerika'nın farklı kısımlarına yayılmaya başlamıştır.
1916-1970 yılları aralığında ise AAVE'nin ilerlemesi, Büyük Göç adı verilen bir olayla 6 milyondan fazla Afrikalı Amerikalının güneyden kuzey, orta batı ve batıya yerleşmesi ile doruğuna ulaşmış oldu. AAVE yayıldıkça her bölgenin konuşma biçimi, ortamın etkisiyle kendine özgü özellikler geliştirdi. Yani bu demek oluyor ki Baltimore'daki AAVE, Los Angeles'taki ile aynı olmayabilir.
Bu farklılıklar, özellikle de kırsal bölgeler ile şehirler arasında daha fazla olmakla beraber, sosyal medyanın bir sonucu olarak standart İngilizce de AAVE'den etkilenmeye başladı. Günümüzde Z jenerasyonunun yeni ürettiği bir argonun parçası olarak görülen birçok kelime, kelime grubu ve cümle aslında Afrikalı Amerikalıların kültüründe önemli bir yere sahip olan AAVE'den gelmektedir. Sayısız gencin gerçek kökenini bilmeden ve kendilerinin sanarak kullandıkları bu "argoya" örnek olarak bunlar verilebilir:
- To have beef with: Biriyle derdi olmak
- Bae: "Sevgilim, aşkım" anlamında bir sevgi sözcüğü
- Squad: Tayfa
- Yas Queen: Alkışlanmayı hak eden şey, coşkulu
- Lit: Çok iyi veya beklentinin üzerinde güzel olan şeylere işaret etmekte kullanılan bir sıfat
- Woke: Sahte bir aydınlanmışlık veya sanrı hali
- Slay: Bir konuda/alanda çok başarılı olmak
- Spill the tea: Değeri yüksek bir dedikoduyu paylaşmak, talep etmek
AAVE ve Irkçılık
Ne yazık ki AAVE'nin kendine özgü yapısı, yalnızca standart İngilizce konuşanlar tarafından kolayca anlaşılamadığı için birçok kişi tarafından "düzensiz" ya da "bozuk" olarak görülüp aşağılanmaktadır. Lakin AAVE'nin kendi düzeni ve kuralları vardır. Hatta bununla kurulan cümleler, özellikle de zaman yapısında, standart İngilizceden çok daha nüanslıdır. Örneğin; "Onu satın alacağım." cümlesi, gelecek zamanın çeşidine bağlı olarak 3 farklı biçimde belirtilebilir:
- I'mma buy it: Bu yapı çok yakın bir geleceği ifade eder. Yani eylem neredeyse hemen gerçekleşecektir.
- I'mma gonna buy it: Burada ise eylem o ana yakın bir zamanda yapılacaktır ancak ilk yapının aksine hemen gerçekleşmeyecektir.
- I gonna buy it: Burada ise iki örneğin aksine belirli bir zaman bulunmamaktadır. Eylem gelecekte kesinleşmemiş bir noktada gerçekleşecektir.
"Beyaz üstünlüğü" zihniyeti ve klasisizm yüzünden AAVE, toplum gözünde öyle damgalı bir hale bürünmüştür ki, araştırmalar siyahilerin bile AAVE'yi standart İngilizceden daha kültürsüzmüş gibi görebildiğini göstermiştir.
Bunun direkt bir sonucu da dilbilimde "dil kaydırma" (İng: "code switching") adı verilen bir davranıştır. Bu terim, kişilerin bir konuşma veya ortamda farklı diller ya da dil ağızları arasında geçiş yapmasını ifade etmektedir ve bazı Afrikalı Amerikalıların sık sık daha kültürlü veya beyaz insanların yoğun bulunduğu ortamlarda haksız önyargılar ve eleştirilerden ötürü AAVE kullanmayı bırakması buna bir örnektir.
Bu ayrımcı ve küçümseyici tavır, mahkemelerde de kendini gösterip adaletin önüne geçebilmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre AAVE ile verilen ifadelerin mahkeme kayıtlarında ortalama beşte ikisinin yanlış olmasına ek olarak yargıç ve jüriler şahitlikleri yanlış, hatta bazen verilen ifadenin tam zıttı olarak bile algılayabiliyor.
Trayvon Martin Davası
2012'de Trayvon Martin isimli 17 yaşındaki siyahi bir gencin George Zimmerman tarafından silah ile vurulup öldürülmesi, ABD'de ırk tartışmasını körüklemiş, hatta sosyal medyada büyük bir tepki uyandırarak Black Lives Matter protestosunu başlatmıştır.
26 Şubat tarihinde Zimmerman, Martin'i bir dükkandan çıkarken görmüş ve bunun üzerine de polis yardım hattını arayıp birkaç hırsızlığın gerçekleştiği bir bölgede kötü niyetli ya da uyuşturucu almış gibi gözüken şüpheli birinin dolandığını belirtmiştir. Telefon üzerinden görüştüğü polis, kendisine harekete geçmemesi konusunda uyarıda bulunmasına rağmen Zimmerman, mahkemede verdiği bahaneye göre yerini tam anlamak için sokak tabelasına bakma amacıyla aracından çıkmıştır. Bundan sonrasında ise Martin ile aralarındaki bir tartışma, hiçbir silahı olmayan Martin'in iddiaya göre Zimmerman'a saldırması sonucunda Martin'in "nefsi müdafaa" adı altında vurulmasıyla sona ermiştir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Zimmerman'ın ifadesi ile çelişen kanıt eksikliği ve Florida'nın insanların nefsi müdafaa adına birini öldürmesini yasal kılan bir yasası yüzünden Zimmerman serbest bırakılmıştır. Bu sonuçtan sonra bile dava, kasıtsız adam öldürme ya da ikinci dereceden cinayet gibi suçlamalarla bir iki kez tekrar açılsa da Zimmerman, her seferinde jüri tarafından "suçsuz" ilan edilmiştir.
Bu davanın AAVE ile alakası, yukarıda bahsettiğimiz şahitlik durumunun mükemmel bir örneğidir. Stanford dilbilim profesörü John Rickford bu davada "Amerika'daki otantik dilsel ve kültürel farklara yönelik yaygın cahillik ve düşmanlığın" Zimmerman'ın salınması kararına yol açtığını ve de eğer davanın en önemli tanığı olup AAVE konuşan Jeantel, jüri tarafından hem düzgün anlaşılsa hem de ten rengi yüzünden güvenilmez olarak görülmeseydi, sonucun çok daha farklı olabileceğini belirtmektedir. Afrikalı Amerikalı tanık Rachel Jeantel, ölümünden dakikalar öncesinde arkadaşı Trayvon ile telefonda konuşuyordu ve verdiği ifadeye göre Zimmerman "kışkırtıcı" idi.
Aynı zamanda dünyanın önde gelen AAVE uzmanlarından da olan Rickford; kâtipler, avukatlar ve jüri üyeleri arasında AAVE bilen hiç kimse olmadığı için Jeantel'in tanıklığında önemli noktaların yakalanamadığından ya da yanlış anlaşıldığından bahsediyor:
İster Afrikalı Amerikalı Yerel İngilizcesi olsun, ister başka bir İngilizce ağzı olsun... Standart İngilizce konuşmayanların anlaşılmaması, inanılmaması veyahut başka durumlarda mahkeme, okul veya başka yerlerde adaletsizce değerlendirilmesi oldukça yaygın bir durum.
Kendisi de AAVE gibi bir çeşit İngilizce kreolunun konuşulduğu Guyana'nın yerlisi olan Rickford, standart İngilizce konuşmayanların kötü karakterli olarak da yargılandığına dikkat çekiyor. Şahitlerin yalnızca akıcı standart İngilizce konuşanlarla kısıtlanamayacağı, dolayısıyla da mahkemenin konuşamayanları anlamak için bir çaba sarf etmek gibi bir sorumluluğu olmasının da altını çizerek İngilizce ağızlarını konuşanlara yabancıların aksine çevirmenlere erişim verilmediğini söylüyor. Hatta Jeantel'in konuşması ne kadar "anlaşılmaz" ya da "tutarsız" gelirse gelsin, eğer o jüride AAVE bilen tek bir Afrikalı Amerikalı bile olsaydı, ne dendiğini rahatça anlayıp başkalarına da rahatça anlatabileceği düşünülmektedir. Dahası Rickford'a göre bu eksiklik, savunma avukatları tarafından yapılmış kasıtlı bir davranış bile olabilir.
Asıl can alıcı noktalardan biri ise, mahkeme kayıtları tekrar incelendiğinde ortaya çıkıyor: Savunma avukatının sorgulaması esnasında Jeantel, birinin "Kendi işine bak." dediğini duyduğunu belirtip, bu kişinin kim olduğunu anlayıp anlamadığı sorulduğunda ise dava transkriptine göre verdiği cevap, "Trayvon'ı bilemezdim." ve bunun peşine de "Trayvon'ı duyamadım." olarak geçiyor (İng: "I couldn't know Trayvon"/"I couldn't hear Trayvon"). Bunun kulağa mantıksız ve kopuk gelmesi üzerine Rickford ile AAVE bilen başka bir dilbilimci mahkemenin TV kayıtlarını dinlemeye koyuldu ve duydukları ifade, resmî belgede belirtilenin aksine "(Kim olduğunu) Anladım ve Trayvon'dı." olarak tespit edildi (İng: "I could, an' it was Trayvon."). Rickford, bu cümleyi doğrulamak için daha iyi bir ekipmanla orijinal kaydı dinlemeleri gerektiğini söylese de her ihtimalde Jeantel'in transkripte yazanı söylemediğinden emin.
Zimmerman'ın sebepsizce çıkmış gibi gözüken, Martin'in şüpheli gözükmesi suçlaması, aslında düpedüz ırkçılığın ve "Siyahilerin hepsi suça meyillidir!" tarzı zararlı stereotiplerin bariz bir sonucu olabilir. Sayısız Afrikalı Amerikalı, sırf ten renklerinin farklılığı yüzünden sık sık bu tarz yorumlarla karşılaşarak tutuklanıp öldürülmektedir. Genç Martin'in başına gelen bu canice olay, tarihte ne bir ilk ne de bir son.
Oakland Olayı
18 Aralık 1996'da Oakland'ın okul yönetim kurulu iki sayfalık resmî bir karar yayınlayarak ABD tarihinde bir ilki başarmayı denedi. Bu belgede bölgedeki Afrikalı Amerikalı öğrencilerin standart sınıf İngilizcesi öğrenmesi için devlet okullarında AAVE'nin kullanılması gerektiği belirtiliyordu. Bazı kişilere bu basit, hatta bariz bir karar gibi gelebilir. Sonuçta birine yabancı bir dil öğretilmek istendiğinde öğrenci ile öğretmenin ortak bir iletişim yolu aracılığıyla anlaşması, hatta bazı durumlarda iki dil arasında karşılaştırmalar verilerek dil öğretilmesi dünya çapında yabancı dil eğitiminde sık gözlenen bir şeydir. Birçoğumuz da gerektiğinde yabancı dil hocalarımızla kendi dilimiz ile iletişim kurup, bazı kelime ve yapıları ana dilimizle karşılaştırarak öğrenmedik mi?
Tüm bunlara rağmen bu karar, tüm ülkeyi ayaklandırdı. Michael Hobbes, 2017'de bu olayın üzerinden geçerken HuffPost'a şunu yazdı:
Yalnızca bir şehrin bir okul kurulu küçük bir karar verdi. Ve ülkenin geri kalanı takip eden 6 ayı bunun üzerine çıldırmakla geçirdi.
Kurulun bu kararı almasındaki en büyük etken, genel öğrenci nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan Afrikalı Amerikalı öğrencilerin okulda başarı istatistikleri olabilir. Araştırmalara göre 1996'da bu grup, uzaklaştırma cezalarının %80'ini oluşturuyordu ve üstüne üstlük hepsinin ortalama ders notu ise D+ idi (55-59 arası). AAVE'nin toplumda sahip olduğu kötü itibar ise akademik ve profesyonel başarıların önüne geçip öğrencilerin geleceklerini zora sokmaktaydı. Ama insanlar yine de bu tarz bir kararı kabul edemedi.
Haber yayınlarının konu üzerine bir açıklık getiremeyip durumun anlaşılmasını zorlaştırması da işleri kolaylaştırmadı. Neredeyse herkes, bu kararla birlikte okullarda artık AAVE konuşulacağını ve hatta öğretileceğini sandı. AAVE'yi standart İngilizce kadar "klas" ya da "eğitimli" görmeyen bu ırkçı zihniyet, kurulu "eğitimi aptallaştırmak" ile suçladı. O zaman Oakland Tribute'un eğitim muhabiri olan Michael Bazeley, kimseye Siyahi İngilizcesi öğretilmediği ve aslında yapılanın AAVE'nin varlığını tanıyıp standart İngilizceye uzanan bir köprü olarak kullanılmak istendiğine dikkat çekti.
Tüm bu çabalara rağmen kimse kararın asıl yararlı amacına dikkat etmedi veya konuyu irdeleyerek olayı anlamaya çalışmadı. Hatta o yıllarda New York Times'ın bir köşe yazarı olan Frank Rich, okul yönetim kuruluna "deli" ve verdikleri karara da "kışkırtıcı bölücü bildirisi" dedi. Bazı orta sınıf Afrikalı Amerikalılar ile Maya Angelou gibi kimi siyahi ünlüler dahi bunun çocukları geriletecek yanlış bir fikir olduğunu savundu. Buna karşılık kararın lehindekiler ise çoğunluğu siyahi olan bir kurul tarafından sunulan bir belgeye çoğunluğu beyaz olan medyanın saldırmasını kınadı.
Dahası, olaya yorum yaparak ateşi körükleyen birçok muhabir ne İngilizce ağızları ne de öğrenme programları üzerine bilgili sayılırdı. Bu olayı düzgün anlamadan edindikleri ırkçı görüşlerini de haber yayın organlarında yayımlamaları (mesela onlara ayrılmış bir sütunda), haber ile kişisel görüş arasındaki farkı anlayamayan okuyucuları olumsuz etkilemiş olabilir.
Kısa bir sürede durum öyle büyüdü ki bu olayın takibinde en az bir eyalet parlamentosu sınıfta AAVE kullanımını yasakladı. ABD senatosu ise konuyu tartışmak için bir duruşma planladı. Ne yazık ki duruşmanın resmi kararın güncellenip siyahi İngilizcesi bahsi geçen her kısmın kaldırılması ile sonuçlanması, o zamandan bu yana hiçbir semtin böyle bir harekete de kalkışamamasına yol açtı. Fakat birkaç semt, programlarının adını değiştirerek aynı planı uygulamayı başarabildi. Gelecek yıllarda ise bu hareketi zamanında en çok eleştiren bazı kişiler fikirlerini tamamen değiştirdi.
AAVE Kullanmak Kültür Yağmacılığı mıdır?
İngilizcesi "cultural appropriation" olan kültür yağmacılığı, bir topluma ait kültürlerin başka bir topluma ait biri tarafından kullanılması, taklit edilmesi ve hatta sahiplenilmesidir. Çoğunlukla azınlıkların başına gelen bu durum, bazıları tarafından bir sömürge tipi olarak görülebilir. Peki insanların, özellikle de gençlerin, AAVE kullanması bu tanım altına mı giriyor? Masum gibi gözüken bu davranış, siyahi kültürüne zararlı mı?
Sosyal medyanın inanılmaz derecede büyük etkilere sahip olduğu günümüzde bir kelime ya da tabir ünlendiği an büyük çoğunluğunu Z jenerasyonunun oluşturduğu geniş bir grup bunları gündelik hayatlarında özensizce kullanmaya başlayıp bunu yaparlarken de kelimelerdeki bağlam ve nüansları gözden kaçırıyor ya da bilerek görmezden gelebiliyorlar. Bu dikkatsizlik, kelimelerin bilgisizce yanlış yerlerde kullanılmasına sebebiyet veriyor. Birçok kişi kullandıkları yerli kelimelerin gerçek anlamlarını bilmeyip istemsizce ya uygunsuz ya gülünç ya da amaçladıklarından çok farklı anlamlara gelen cümleler kurmuş oluyorlar. Dediğimiz üzere bu gülünç ve bazıları için işin doğrusu öğrenildiğinde utanç verici olabilse de dikkat çekilen başka bir nokta da bu umursamazlığın toplulukların kültürlerine büyük bir saygısızlık olabileceği.
Kültür yağmacılığı tartışmasının başka bir yönü ise dillerin ve ağızların ticarete dökülmesine odaklanmakta. Özellikle de son zamanlarda şirketlerin, genellikle genç tüketicilerine hitap edip "ilgi çekici, havalı ve modern" gözükebilmek için kullandıkları en önemli metotlardan biri bu "argo" kelimeleri ve yapıları kullanmak. Buradaki en büyük sorun ise, AAVE'nin toplumda hala küçümsenen, dışlanan bir itibara sahip olması. Yani yıllardır Afrikalı Amerikalılar tarafından kullanıldığı zaman aşağı olarak anılan, fakirlik, şiddet ve çeteler ile ilişkilendirilen AAVE, zenginler ve beyaz insanlar tarafından kullanılınca birden havalı ve modern olmaya başladı.
Dahası, burada ticarete dökülen de herhangi bir grup da değil; yıllardır ve hatta halen daha dışlanan, toplum baskısı gören bir grup. Düşünün ki acı dolu geçmişinizden doğan, benliğinizin bir parçası olarak gördüğünüz kültürel bir ağzınız var. Ama durum öyle ki kendiniz bunu baskı ve hatta olası şiddet sonuçlarından kullanamıyor, bazılarınız ise doğduklarından beri her yerden gördükleri bu tavırlara inanmaya başlayıp kimliklerinden utanmaya başlıyor. Bunlar yetmezmiş gibi, sizi aşağılayıp belki de elinizden iş imkanlarınızı alan zenginler, yaşadığınız alanda baskın gelen beyaz insanlar bu benliğinizi çalıp bir trende, kullanılıp atılacak bir eğlenceye dönüştürüyor.
Peki siz karşılığında ne alıyorsunuz? Övgü? Beğeni? Bir teşekkür? Kültürünüze saygı? Hayır. Hiçbir şey, tam olarak koca bir hiç alıyorsunuz. Size ve kültürünüze en ufak bir saygı olmadan ağzınızı çalanlar artık havalı ve özeniliyorken siz hala toplum baskısıyla mücadele ediyorsunuz belki de. İşte bu adaletsizlik ortada bulunduğu sürece AAVE kullanımı bir asimilasyon olmak yerine her zaman bir yağmacılık, sömürgecilik, olacak.
Sonuç olarak, buradaki en büyük faktör AAVE'nin neden ve nasıl kullanıldığı olabilir. Kullanılma biçimi zararlı stereotipleri güçlendirip devam ettiriyor, kültürleri bir ticaret malına dönüştürülüyor, asıl kullanıcıları ayrımcılıkla yüzleşirken başkaları tarafından ''trend''e dönüştürülüyorsa bu masum gözükebilen davranış büyük bir zarara sebep olmakta. Afrikalı Amerikalılar, kültürlerine saygı duyulmasını hak ediyorlar. Bu yüzden de insanların kültürüne saygı gösterip dünyayı herkes için eşit ve ideal bir ortam yapabilmek artık bizim elimizde.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- The Garfield Messenger. A Brief History Of Aave. (26 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: The Garfield Messenger | Arşiv Bağlantısı
- H. C. Editors. The Great Migration. (4 Mart 2010). Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: HISTORY | Arşiv Bağlantısı
- M. Rigoglioso. Stanford Linguist Says Prejudice Toward African American Dialect Can Result In Unfair Rulings. (2 Aralık 2014). Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: Stanford University | Arşiv Bağlantısı
- A. Russo. Lessons From The Media's Coverage Of The 1996 Ebonics Controversy - Kappanonline.org. (21 Mart 2018). Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: kappanonline | Arşiv Bağlantısı
- J. Sidnell. African American Vernacular English. Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: hawaii.edu | Arşiv Bağlantısı
- E. Tremeer, et al. Is It Cultural Appropriation To Use Drag Slang And Aave?. Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: Babbel Magazine | Arşiv Bağlantısı
- The Feminuity Team. Using Black Vernacular English (Bve) As A Non-Black Person Is Appropriation. Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: feminuity | Arşiv Bağlantısı
- A. Munro. Shooting Of Trayvon Martin | United States History. (26 Şubat 2012). Alındığı Tarih: 13 Eylül 2021. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:35:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10944
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.