Jurassic Park'ta bilim insanları, kehribar içindeki sivrisineklerin midelerindeki emilmiş kandan 80 milyon yıllık dinozor DNA'larını çıkarıyor. Gerçekte ise bu pek mümkün değil; çünkü DNA’nın 65 milyon yıl önce yok olmuş dinozorlardan günümüze kadar korunmuş olması teorik olarak imkansız.
Bir zamanlar Yeni Zelanda'da yaşamış ve soyları tükenmiş uçamayan bir kuş takımı olan moa isimli hayvanlardan elde edilen DNA'nın bozulma oranı ölçen bilim insanları, DNA'nın yarı ömrünü 521 yıl olarak belirlediler.
Yani DNA’da var olan bağların yarısı, canlının ölümünden sonraki 521 yılda bozunuyor. Geriye kalanların yarısının bozunması bir 521 yıl daha alıyor. Ondan geri kalanın yarısının bozunması da... Bu böyle devam ediyor. Bu da, kusursuz şartlar altında bile DNA bağlarının en fazla 6,8 milyon yıl içerisinde tamamen yok olacağı anlamına geliyor.
Şartlar, neredeyse hiçbir zaman kusursuz değildir. Sıcaklıklar, oksitlenme ve diğer çevresel etmenler, bozulma oranlarını hızlandırmaktadır. DNA muhafazasını etkileyen diğer etmenler arasında kazıdan sonraki saklama zamanı, toprak kimyası ve hatta türün yılın hangi zamanında öldüğü gibi çok sayıda faktör var. Bu nedenlerle, çoğu zaman en fazla 1 milyon yıldan sonra tüm DNA izleri ortadan kalkıyor. Gerçekten de, Grönland buzları altından çıkarılan çok iyi korunmuş böcek ve bitkilerden elde edilen en eski DNA örnekleri 800.000 yıla kadar uzanıyor. En eski DNA'lardan bir diğeri ise 700.000 yıl öncesinden kalma bir at fosilinden!
"Dinozorlar tamam da peki diğer canlılar?" diye soruyorsanız da sizi şöyle alalım: https://evrimagaci.org/nesli-tukenmis-canlilari-nasil-diriltebiliriz-3099
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak 1. (24 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 2. (24 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı