Geleceği Ön görebiliriz sadece…
(Ve sevgili Görkem dostumuzun isabetli değerlendirmesinin devamı olarak)
Bilme eylemi sürekli bir kesinlik içermez ve bilimde öyle bir şey yok ne yazık. Gerekçe ise sürekli devinen bir evrenin varlığıdır.
Hatta anlık olarak evrenin bütün parametrelerine vakıf olsak bile, andan da daha hızlı devinen bir evrende değil biz evrenin kendisi bile geleceği bilemez.
Ancak bu, büyük bir isabetle geleceği ön göremeyeceğimiz anlamına gelmez. Bilim ve elindeki en sihirli evrensel araç olan matematik ve bugüne kadar öngördüklerindeki yüksek isabet bunu her seferinde doğruluyor.
Ayrıca egemen kıldığımız akıl ve onun yöntemi olan diyalektik de muazzam bir maymuncuk görevi görüyor. Bu ikisi bize geleceği büyük isabetle ön görme imkanı sunduğu gibi, yanılma hakkını da veriyor.
Şayet evren dediğimiz devasa nehrin suyu sürekli akış halinde ve biz bu nehrin bir kıyısının bir girintisindeki suyun hareketi üzerinden bütün nehir hakkında çok isabetli öngörülerde bulunabiliyor isek, alkışı fazlasıyla hak ediyoruz demektir. İyi ki bilim var, iyi ki ticarileşmeyen bilim insanları var. Çok yaşasınlar…. Sevgiyle…