Bence evrim sadece Dünya’ya özgü bir süreç değil. Çünkü evrim dediğimiz şey, aslında fizik ve kimyanın bir yan ürünü gibi. Eğer bu sürecin temelinde yatan mekanizmalar—doğal seçilim, mutasyonlar, çevresel baskılar—evrenin her yerinde geçerliyse, o zaman başka gezegenlerde de benzer süreçler yaşanmış olabilir.
Mesela düşünelim: Dünya’da canlılık, çok ilginç koşullarda başladı. Okyanusların derinliklerinde, hidrotermal bacaların etrafında bile mikroorganizmalar var. Buralar aşırı sıcak, zehirli gazlarla dolu ama yaşam orada tutunmuş. Eğer böylesine ekstrem koşullarda bile canlılık evrimleşebiliyorsa, neden başka gezegenlerde de olmasın?
Mars’ta eski göllerin izleri bulundu, Europa ve Enceladus’un buzlu yüzeylerinin altında sıvı su okyanusları olduğu düşünülüyor. Bu tür yerlerde, en azından basit mikroplar evrimleşmiş olabilir. Tabii zeki yaşama gelince, işler biraz daha karmaşık.
Evrende zeki yaşamın olup olmadığı meselesine gelirsek, burada birkaç şey var düşünmemiz gereken:
Evrim karmaşık organizmalar üretir mi?
Evrim sadece basit bakterilerle sınırlı değil. Ama zeki bir türün evrimleşmesi için belirli koşullar gerekiyor. Mesela, Dünya’da milyonlarca yıl boyunca hayat sadece tek hücreli organizmalardan ibaretti. Çok hücreli yaşamın ortaya çıkması bile oldukça uzun sürdü. Yani, evet, evrim genellikle daha karmaşık organizmalara doğru ilerleyebilir ama bunun garantisi yok.
Zeka bir avantaj mı, her zaman ortaya çıkar mı?
Biz insanlar zekiyiz ama bu zekayı evrimsel süreçte neden geliştirdiğimizi anlamak önemli. Bizim için avlanmak, hayatta kalmak, iletişim kurmak zekayla bağlantılıydı. Ama mesela dinozorlar yüz milyonlarca yıl boyunca zekaya ihtiyaç duymadan dünyaya hükmetti. Belki de zeka, çok özel koşullar altında gelişen bir şeydir ve evrende nadirdir.
Eğer evrende zeki uygarlıklar varsa, neden hiç haber almadık?
Bu, Fermi Paradoksu’nun temel sorusu. Eğer evren bu kadar büyükse ve eğer zeki yaşam yaygınsa, neden kimseyle iletişim kurmadık? Belki çok uzaklardalar, belki de biz yanlış yerlerde arıyoruz. Ya da belki çoğu uygarlık kendi kendini yok ediyor (nükleer savaş, iklim değişikliği gibi şeylerle).
Ama şunu unutmamak lazım: Evrende trilyonlarca galaksi, her galakside milyarlarca yıldız var ve çoğu yıldızın çevresinde gezegenler bulunuyor. Bu kadar büyük bir evrende, Dünya’daki yaşamın tamamen eşsiz ve biricik olduğunu düşünmek biraz mantıksız geliyor. Bence, bir yerlerde, bir şekilde, en azından basit organizmalar var. Hatta belki de bizim gibi düşünebilen varlıklar da var ama henüz onların izini bulamadık.
Kim bilir, belki bir gün o sorunun cevabını gerçekten öğreniriz.