Özgürlük; hiçbir kişi, kurum, kuruluş, otoritenin iradenle alacağın kararlarına ve yaşamına müdahale edemediği, etmediği ölçüde gerçeklik kazanır. "Devlet" olgusunu savunan antik çağdan günümüze tüm felsefi teoriler, "özgürlük" ü kendilerine uygun biçimde sınırlarlar. Ve bunun gerekçesi olarak toplumun huzuru, bir başkasının özgürlüğünün engellenebilme ihtimali (dikkatinizi çekerim ihtimali), devletin bütünlüğü gibi konulara dayandırırlar. Devlet teşkilatlarının tümü vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak, onların hürriyetini korumak için vardır.
Konuya dair siyasal ve ideolojik tartışmalar günler ve burada sayfalar boyu sürer. Seve seve tartışırım lakin mevcut dünya düzeni Kapitalist sistemin olduğu hiçbir yerde gerçek anlamda özgürlük yoktur! Her kapitalist sistem o veya bu şekilde otokrasiye doğru ilerlemek durumundadır. Çünkü kapitalizm sürekli krizlere girmeye mahkum bir sistemdir. Her ekonomik kriz dönemi bir sonraki "daha büyük" ekonomik krizlere gebedir. 2008 krizi hala aşılabilmiş değildir ve devletler giderek otoriterleşmiştir. Tüm demokrasinin hakim olduğu gelişmiş devletlerin tamamında protesto anayasal güvence altına alınmış olmasına karşın siyasal ve sosyolojik olarak "devlet terörü" olarak adlandırılan polis güçleri kullanarak anayasal hakkını kullanan insanlara şiddet görüntülerini görüyoruz. Bunu Yunanistan'dan ABD'ye, Fransa'ya her yer yerde görüyoruz.
Peki özgürlük? Tanım olarak felsefeciler kökte ayrışırlar; bir kesim filozof devlet ve otorite yanlısı olup aristokrasiyi savundukları günden beri de hakim sistem ne ise onun yanında durmuştur. Bir diğer kesim ise Herakleitos gibilerin safında durmuştur (Aristo-Platon ikiliği zırvalığından bahsetmiyorum).
Toparlamak gerekirse özgürlük gibi bir değer; siyaset ve sosyolojiden bağımsız değildir; bireyin özgürlüğü de toplumun özgürlüğünden ayrık değildir.
Peki ya gerçekten özgürlük nedir; ve bunu belirli ideolojilere öyle veya böyle saplanmış olan filozoflardan nasıl ayırırız diye düşünür isek; ben değer felsefesi açısından bakmayı daha doğru görüyorum. Gerçek insan değerleri nedir? Sevgi, iyilik, empati, adalet, barış, elbette özgürlük... Peki sevgi nedir, iyilik nedir tanımı yaparken nasıl yaparız; bunu da sorup cevaplayabiliyor olmamız gerek. Kısaca bilgi ve norm ayrımını yaparak bilimsel yöntemin altını kuvvetle çizebilmek gerekir. Normlardan bilgiyi ayırmadığınız sürece bugün için doğru yapacağınız tanımlar dahi yarın yozlaşmaya mahkum olacaktır.
Özgürlük; her bireyin hür, eşit, adil, adaletli, insanın insan üzerinde otoritesinin olmadığı, insanın insanı sömürmediği, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımının olmadığı; herhangi bir toplumun bir diğer toplum üzerinde olmadığı bir dünyada mümkündür. Özgürlük bireysel değil toplumsal bir gerçekliktir. Ve tüm toplumlar özgür olamadığı sürece bireyin özgürlüğü sadece göreceli bir özgürlüktür.