Uzak uzak uzaktaki asıl ve hayati menfaat!
Belki de öncelikle ahlakı kelime kökeni üzerinden tanımlamamız gerekir.
Arapça kökeni itibarı ile gerek bu dilin gerekse bu kavramın yine aynı nedenden dolayı dinlerin ortaya çıkışından çok daha eskilere dayanıyor olması, bilinenin aksine ahlak kavramını dinsel temelli bir kavram olmaktan çıkarır ki öyledir.
Ahlak kavramının kökeni Hulk’tur ve doğuş anlamında kullanılır. Dolayısı ile ahlakın kendisi de doğuşa uygunluk anlamında kullanılır. Bunu biraz daha evrim-bilimsel temelde deştiğimizde, karşımıza doğamıza uygunluk çıkar ki tür olarak doğamız, içinde yer aldığımız doğanın bizleri evrimsel süreç içerisinde konumlandırdığı seyir itibarı ile ve görece zayıflığımızdan ötürü, birbirimize muhtaç eder. Bunun modern litaretürde toplumsal (sosyal) , yani bir arada ve birbirine dayanarak yaşamaya mecbur varlık adı verilir.
İşte bu mecburiyettir ki bireysel menfaatin (çıkarın) toplumsal menfaatten geçtiği hesabını ve bu toplumun gücünün bu toplumu oluşturan bireylerin her birinin birer halka olarak en zayıfı kadar güçlü olacağı binlerce yıllık acı deneyimini genlere kazır ve kuşaktan kuşağa aktarır.
Şimdi yüksek sesle düşünelim; şayet bizim bencilce ve birey olarak gelecek garantimiz bizcilce ve toplumdan geçiyor ise, o halde bu toplumu ne denli güçlü kılarsak o denli geleceğimiz güvence altında olur. O halde bu toplumun gücü en zayıf halkası kadar güçlü olabiliyorsa, bu zaafı nasıl ortadan kaldırabiliriz?
*Dayanışarak
*Paylaşarak
*Birleşerek
*Koruyarak
*Kollayarak
*Sadece kendimizi düşünmeyerek
*İyilik yaparak
*Yardımlaşarak
*Toplumu bölecek, zayıf düşürecek ve zaafa uğratacak hırsızlık, yalan, iftira, haksızlık, keyfilik yapmayarak.
*Bize hak olmayan başkasının malına, namusuna, yaşamına, onu bizden uzaklaştıracak şekilde ve iterek düşüncelerine, tercihlerine, zevklerine saldırmayarak
*Adaleti egemen kılarak
*ve nicesi…
Her ne kadar görece toplumdan topluma ve aynı toplumda bile, toplumun değişen toplumsal ihtiyaçlarına yönelik olarak zamanla değişse de ve her ne kadar yazılı olmasa da genetiğimize kazılı ahlak kuralları bunlar değil mi? Sevgiyle…