Merhaba
Ölümü çok küçük yaşlardan itibaren biliyoruz.
Varoluşçu psikoloji, insan, yaşamak için ölüm meselesini çözmelidir der.
Soru nettir. "Öldükten sonra bana ne olacak?"
Basit bir soru gibi gelse de oldukça karmaşıklık barındırır. Bedenime ne olacak? Ruh varsa eğer nereye gidecek? Ceza çekecek miyim? Yoksa toprak olup gidecek miyim? gibi tüm bu soruların cevabı verilmedir. Bu noktada ister dindar ister ateist olunsun bir önemi yoktur ölüm için.
Ölüm en büyük kaygımız olduğundan bilme istenci bu kaygıyı gidermeye çalışarak yaşama odaklanacaktır.
"Ölüm varsa sen yoksun, sen varsan ölüm yok." sözü buna en iyi örneklerdendir. Hindistan'da doğum tanrısı yerine ölüm tanrısına daha çok dua etme geleneği vardır. Nasıl olsa doğduk diye düşünen insanlar henüz ölmediklerinden belki de bunu yapıyorlar.
"Ölüme bakmak güneşe bakmak gibidir." der I. Yalom (Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek Kitabı)
Ölüm sadece bir kaç kelimeyle anlatıcak bir gerçeklikten ötedir. Bir süreç ve yüzleşmek istiyor hepimiz için.
Kolaylıklar dilerim.