Mesele sınavın kendisi değil neyin, neden sınandığıdır.
Her şeyde sınav elbette olabilir. Ancak burada “neden” sorusunu sormak zorundayız. Bu durum sadece felsefe veya tarih ile de ilgili değil ne yazık. Hemen hemen bütün branşlarda karşımıza hep aynı sorun çıkmaktadır.
Bu durum da haliyle bizi eğitim konusunu masaya yatırmaya kadar götürür. Şayet en başta ilk düğmeyi doğru ilikleyip, eğitimi doğru tanımlayıp, yaptığımız tanım üzerinden bir felsefeye oturtup icra etme derdine düşmez isek; değil Felsefe ve Tarihte her branşta sınav karşımıza bir elek olarak çıkar.
Mantık esemedir, matematik muhakeme, felsefe akıl sevgisi, tarih neden-sonuç, sanat estetik, fizik hareket, kimya enerji, biyoloji yaşam, müzik huzur, spor sağlık ve liste uzayıp gider. Şayet verdiğimiz eğitim bu öze sadık değil ise haliyle sonrasında yapacağımız sınav da bu özden kopuk olacaktır. Ancak bu öze sadık olduğunda sınav bir ihtiyaç olmaktan çıkacaktır. Sevgiyle…