Bana sorarsanız çok iyi ezberlediğimiz bir şeyi söylemek bisiklete binerken pedal çevirmek gibi otomatik hissedilebilir, ama yine de refleks değildir. Refleks, daha çok "iğne batınca ayağını çekmek" gibi, düşünmeden ve istemsizce gerçekleşen bir olaydır. Mesela gözümüze doğru aniden uzanan bir el gördüğümüzde anında göz kırpmamız, ne kadar uyanık veya yorgun olursak olalım değişmeden devreye girer. Öte yandan ezbere bir şiir okurken, aslında arka planda aktif bir şekilde hafızamızı kullanırız; beynimiz, "Gel bakalım şu dizeden sonra hangi mısra geliyordu?" diye minik bir sorgulama yapar. Ne kadar hızlı olursa olsun, bu işlem tamamen bizim isteğimize ve öğrenme sürecimize bağlıdır.[1]
Ezberlenmiş bilgiyi getirip söyleme işini bir fonksiyon olarak tanımlayalım: . Burada hafızamız (memory), de pratiğimiz (practice). Ezberlediğimiz metni tekrar edip durdukça artar, dolayısıyla fonksiyonun çıktısı olan (recitation hızı ve doğruluğu) da yükselir. İyice ustalaştığımızda, sanki bir refleksmiş gibi anında söyleyiveririz. Ama matematiksel ifademiz hâlâ iradeye bağlı bir süreci gösterir; reflekslerde böyle formüllere pek yer kalmıyor, çünkü refleks salt uyarana dayalı bir tepki zinciri. Yani çok iyi çalışmış bir motor gibi, istemli sisteme benzin döküyoruz, bu da çıkış gücünü arttırıyor—ama kontağı kapatırsak, her şey duruyor.
Bu süreci güçlendiren temel olay "hafıza konsolidasyonu" dediğimiz, nöronlar arasındaki bağlantıların tekrar tekrar pekişmesi. Bir ezberi ilk yaptığımızda, zihnimizdeki nöronlar arasındaki iletişim yeni bir patika oluşturur. Bunun üstünden sık sık geçtiğimizde patika kaymak gibi düz bir otoyola dönüşür. Bir süre sonra, sırf bu yolu çok iyi tanıdığımız için sanki refleksmiş gibi "oh mis gibi, ezberimden akıyor" diyebiliriz. Yine de, o otoyolu yapmaya karar veren de kullanan da bizim bilinçli kontrolümüzdür; kapısına kadar gelip "Buradan gidelim mi?" diyen yine beynimizin istemli mekanizmasıdır.
Yani çok iyi ezberlediğimiz metni söylemek refleks değil, pratikle ve isteyerek güçlendirdiğimiz bir beceridir. Göz kırpma refleksimiz gibi sürpriz uyarana anında ve kontrolümüz dışı tepkiler veremeyiz. Ama "söyle bakalım şu şiiri" dendiğinde anında harekete geçebilecek kadar hızlı oluruz; işin sırrı, beyni tıpkı bir kas gibi çalıştırıp tekrar ve tekrar aynı hareketi yapmaya alıştırmaktan geçiyor. Bu da refleks tanımına değil, öğrenilmiş bir davranışın adrese teslim ifadesine uyuyor.
Kaynaklar
- A. Shukla. How Learning By Repetition Works: Spacing, Forgetting, And Recall - Cognition Today. (29 Temmuz 2024). Alındığı Tarih: 25 Aralık 2024. Alındığı Yer: Cognition Today | Arşiv Bağlantısı