Yaşlandıkça vücut fonksiyonlarımız görevlerini tam anlamıyla yerine getirememeye başlar, bu süreç daha çok fiziksel fonksiyonlarda görülür. Örneğin yaşlanınca genellikle baston kullanırız, işitme, görme, tat alma gibi temel fonksiyonlarımızı yitirmeye başlarız. Bu, hücrelerin yaşlanması ve yeni hücrelerin yeteri kadar üretilememesiyle-mitoz bölünmenin yavaşlamasıyla-alakalıdır.
Yaşlanma sürecinde hayat boyu elde ettiğimiz bilgi birikimini artırmak mümkündür, ancak yukarıda da bahsettiğim üzere, duyu organlarının zayıflamasıyla iletişim becerileri azalır. Bir kitabı okumak, bir video izlemek, bir müzik dinlemek daha zor hale gelir. Tüm bunların yanında Alzheimer gibi beyin hastalıkları kişinin hafızasını ve düşünme yetisini önemli ölçüde zayıflatabilir.
Elbette bunlar her insan için geçerli olmayabilir. Ancak bilimsel ve akademik çalışmalar gösteriyor ki, genel olarak insanların bilişsel fonksiyonları azalma eğilimindedir.
Genetik ve kişisel faktörlerin etkisi de büyüktür. Kişi genetik olarak Alzheimer ve yaşlanmaya karşı yatkın ya da dirençli olabilir. Kişinin yaşam koşulları, stres seviyesi, beslenme ve hareket alışkanlıkları da bilişsel yaşlanmayı etkileyen faktörlerdir.