Dillerin ortaya çıkışını anlayabilmemiz için çok eskilere gitmek lazım. Ama zaman makinesi henüz icat edemedik. Bu durumda bizimle oldukça yakın akraba olan canlıları gözlemlememiz bizlere fikir verebilir. Sonra da günümüzdeki realiteden bir takım sonuçlar çıkarırız.
Orta Afrika şempanzelerinden başlayalım. Orta Afrika'yı neredeyse boydan boya kesen Kongo Irmağı'nın sol tarafında şempanzeler, sağ tarafında bonobo şempanzeleri yaşar. Her iki tarafın klan gözlemlerine baktığımızda; birbirlerinden izole yaşayan bu şempanzelerin farklı beden, mimik ve sesler ile iletişim kurdukları gözlemlenir (ortak noktaları da oldukça fazladır). Elbette bu alanda çalışma yapan dil bilimcilerin çalışma imkanları çok zordur ve uzun süreli gözlem yapmayı gerektirir. Çok basit bir örnek verelim: Ormanda ilerleyen dişi şempanze bir anlığına durup sağ ayağını kaldırdığında, arakasında ilerleyen yavrusuna sırtına çıkmasını istediği anlaşılmıştır. Tabi bu tespite ulaşmak için aylarca gözlem yapmanız gerektiğini söylemek isterim. Bonobo şempanzelerinde ise benzer eylemi yavrusundan isteyen dişi bonobo, ayak yerine elini kullanmaktadır. Yaşam alanlarını ortadan ikiye bölen tek bir ırmak dahi, sadece iletişim şekillerini değil, davranışlarını ve kısmen görünüşlerini bile değiştirmiştir.
Yazılı tarih ve günümüzde yaşayan dillerin geçmişi de dillerin evrimi hakkında net fikirler verebilir: Bantu dilleri: Sahra Altı Afrika'da yaşayan kabilelerin kullanmış olduğu ve bilinen 400 kadar dil. Elbette bu sayı günümüze ulaşanlar için geçerlidir, geçmişte bu sayının çok daha yüksek olduğu söylenir. Bantu dillerini; Hint-Avrupa, Ural-Altay gibi büyük dil ailelerinden olduğunu düşünmeyin. Bu dillerin, bırakın benzer kelimelerini, kuralları, gramerleri bile birbirlerinden tamamen farklı olabilir. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Uzun bir süre izole yaşayan Sahra Altı Afrika kabileleri, kültür, inanış, sosyal yapı ve yaşam koşullarına göre kendi dillerini geliştirmişlerdir.
Buradan şu sonucu çıkarmak mümkün: Eğer insanoğlu Afrika'dan diğer kıtalara yayıldı ise dillerimizin kökenlerini burada aramak ve benzer yönleri bulmak mümkün olabilir. Bu yaklaşım kısmen doğru, kısmen hatalı olabilir. Bunun nedeni insanların izole yaşamdan, kültürler arası etkileşimin yoğun olduğu bir ortama evrilmesidir. Örneğin; günümüzden sadece 1500 yıl öncesine kadar İtalyanca, Fransızca dilleri ortada yoktu. Roma İmparatorluğunun sonunu getiren kavimler göçü ve yoğun kültür etkileşimi, Romen Dilleri olarak genel bir isim verdiğimiz dil ailesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Veya bölgeye 3500 yıl hükmeden Mısırlıların yazılı kayıtlarından eski Mısırca'nın sürekli evrildiğini görüyoruz. Aslı Afro-Asyatik dil olarak bilinir, Antik Yunanlılar ile etkileşimi ile Demotic ve devamında Ortadoks kilisesinin etkisi ile Kıptice haline ulaşmıştır. Günümüzde ise İslam ve Arapların uzun süre bu bölgeye hakim olması sayesinde, yerini Arapça almıştır.
Sonuç olarak: Farklı dillerin ortaya çıkışını şu şekilde temellendirebiliriz. Her toplumun kendine has sosyal yapı, inanç, yaşamı idame ettirme şekli (avcı, toplayıcı, avcı-toplayıcı gibi), yaşam tecrübeleri, farklı çevresel koşullar (düz ovada yaşayan ve hiç dağ görmemiş kabile böyle bir tanımlama yapamaz) dilleri farklılaştırmıştır. Ve devamında kültür etkileşimleri devreye girerek günümüz dillerini şekillendirmiştir. [1][2][3]
Kaynaklar
- Anonim. Araştırma: Maymunların Kullandığı Işaretler Bugünkü Dilin 'Başlangıç Noktası' - Bbc News Türkçe. (25 Ocak 2023). Alındığı Tarih: 26 Kasım 2024. Alındığı Yer: BBC News Türkçe | Arşiv Bağlantısı
- Y. Şener. Bonobo Ve Şempanzeler, İnsanlar Hakkında Ne Anlatıyor? - Arkeofili. (16 Temmuz 2023). Alındığı Tarih: 26 Kasım 2024. Alındığı Yer: Arkeofili | Arşiv Bağlantısı
- J. Diamond. (2013). Üçüncü Şempanze. ISBN: 9786051067346. Yayınevi: Alfa Yayınları.