Bilme durumu kendiliğinden olan bir eylemliliktir: dış uyaranları duyuları aracılığıyla algılayan canlı, merkezinde beyin bulunan bir dizi süreç ve aşama sonrasında farklı uyarıları bir şekilde (elektrokimyasal işlemlerle) bağlayarak kendisi için anlamlı hale getirir; öncelikle hayatta kalma ve çoğalmayı mümkün hale getiren bilgiye dönüştürür. Biliş süreci ya da bir anlamda bilgiye erişim içgüdüsel olabildiği gibi çıkarımlarla ya da bilerek ve isteyerek de olabilir. Düşünme bellekte depolanan bilginin işlenmesi; muhakeme, kıyas ve elbette öğrenmeyi içerir ve egzersizle gelişme ilerleme sağlanabilir. Ancak biliş süreci daha çok doğuştan gelen genetik materyalle ilişkilidir, başka bir ifadeyle biliş kavrayış yeteneği olarak tanımlanabilir ve bu yetenek kişiye özgüdür ve doğuştandır. Düşünme; usa vurma ve plan yapma yeteneği bellek kapasitesine fazlasıyla bağlıdır ve bellek her bireyde tıpkı elektronik aygıtlardaki gibi farklı farklı kapasitelere sahiptir. Dolayısı ile düşünme süreci bellekteki bilgi miktarına bağımlı kalan bir süreç olan çıkarım kıyaslama planlama yeteneği olarak tanımlanabilir. Önce bilgi, sonra bellek (biliş kapasitesi) sonra da düşünce gelir. Duyularımızın hassasiyeti ve belleğimizin gücü kadar kavrayabilir ve bilgimizi(bilişimizi) ilerletiriz__düşünme bu temel üzerinde yükselir. Mesela bir bebek düşünmeye bilgileri belli bir aşamaya geldikten sonra başlayacaktır ama bunun öncesinde bilmeye kavramaya başlamış hatta ilk düşüncelerini kurabilmek için gerekli olan dil yeteneğini öğrenmeye de başlamıştır.