Evrimi kabul etmeyen bir üçüncü tekil şahıs değil, evrimi ele alış biçimini değiştirmesi gereken birinci tekil şahısa odaklanmalısın.
Bu ne demek...
Öncelikle evrim, bilimsel bir teori. Bilimsel.
Yani bu teoriye inanmıyoruz. Bu teorinin yaptığı açıklamaları, içinde bulunduğumuz bilimsel birikim, bulgu vs ile KABUL EDİYORUZ. Yarın evrimsel mekanizmaların yanlış olduğu, farklı ve daha geniş kapsamlı bilimsel bir açıklama çıkarsa, bu sefer de onu kabul edeceğiz. Bunda hiçbir sorun yok.
Ancak, inanç açısından bakarsak
1- Evrimin hiçbir inançla derdi olamaz, alakası da olamaz, hiçbir dini ya da inanç biçimini geçersiz kılamaz.
2- Evrim teorisi, herhangi bir inanç biçiminin alternatifi değildir. Yani inancı ne olursa olsun herkes evrim teorisini kabul edebilir. Zaten biraz olsun bilimle alakadar ise kabul eder. Bunun da inancıyla alakası olmadığını bilir.
Bu nedenle, eğer ben zaten din dışı zannedilen evrimi, bir de bu şekilde onu kabul etmeyenlere sunarsam, sadece tepki toplarım. Çevremizde evrim düşmanı insanlar illa ki olacak. Bu kaçınılmaz. Ama burada önemli olan önce ben doğru anladım mı ki, başkalarına doğru aktarabileyim. Belki de bilimsel altyapısını sunarak, dini hiçbir argüman içermediğini, dinin hiçbir argümanıyla da çelişme ihtimalinin de olmadığını anlatabilseydim, bilimle alakası olmayan insanlar hem bilime ısınır, hem de evrime karşı yargıları kırılırdı.
Tasarımcı argümanı, yaratılış mekanizmasını asla açıklamaz. Bunun mekanizmasını ancak insan araştırarak bulacak. Ne olduğunun da önemi yok konunun inanç yönü açısından.
Keşke konu sadece evrim olsa. Genel olarak insanlar bilime o kadar uzak ki, yaptığınız en basit açıklamalarla bile uzaylı gibi algılanabiliyorsunuz. Böyle bir ortamda bilimsel herhangi bir konunun batan kısımlarını ortaya koymak yerine ilgi çeken, açıklayıcı ve tatmin edici aydınlatıcı yönlerini ortaya koymak daha üretken ve insancıl olur.
187 görüntülenme