Değerli Mustafa
Zaman maddeyle vardır. Zamanını oku hep yatay ve ileriyi gösterir. Ampirik deliller yani termodinamik yasaları böyle söyler. Teorik fizik, metafizik ve felsefe gibi çeşitli düşünce dalları başka görüşler söyleyebilir. Günlük ne deneyimliyorum onu söyleyeyim: Her şey eskiyor, belirsizlik, sıcaklık ve işe yaramaz enerji artıyor. Üstelik bütün bunlar geriye dönülmez bir şekilde oluyor. Yani entropi artıyor. Zamanda geri doğru yolculuk yapmak, dikey, sağa-sola ya da yerinde sayma olmaz. Yaşlanıyoruz dolayısıyla hepimiz zamanın çocuklarıyız. Sağduyum bunları söylüyor.
Sorunuz çok teknik bilgiler ihtiva ediyorsa ben anlamamışdır. Görelilik denklemlerine göre zaman bir illüzyon olarak görülür. Herkesin zamanı kendine göredir. Evrensel bir zamandan söz edilemez. Yani zaman asıl değildir. Zamanın akışı hıza konuma göre değişir. Lakin bu hep teoriktir. Gerçeğe gelirsek zaman vardır. Ne yazık ki hepimizi silindir gibi eziyor, üzüyor ve yok ediyor. Zaman üzerine yazılan dramatik şarkılar şiirler ve ağıtları düşünün, Görelilik üzerine bir şey duydunuz mu? Bu bilimi ret anlamında değil. Yaşam burada ve acısıyla tatlısıyla kabul edilerek yaşanırsa daha iyidir diye düşünüyorum. Tabi bütün bu teorik bilgileri akılda tutarak. Sorunuzun tersini düşünürsek zaman doğrusalsa kader yok mudur? Tam aksi doğrusal ileri doğru akan bir zamanda kader yani yaşam programı vardır demek akla aykırı gelmiyor. Sabah yaptığınız günlük programı düşünün akan bir zaman ve günlük program akışı yani günlük kader. Doğrusal olmayan bir zamanı kim deneyimlemiş? Ayaklarınız yere basıyorsa termodinamik yasalarına tabisiniz.
Uzay zaman bükülmesi konusu galaktik boyutlara aittir. Kozmosta devasa cisimler bir çukur oluşturup maddeyi kendine çekiyor olabilir. Acaba ürettiği cisimlere köle olarak çukura yuvarlanan bizleri hangi çukur ilgilendiriyor. Bizim gibi küçücük canlıları ilgilendiren bir durum yok. Komşumuzu tanıyıp onlara bir günaydın demek daha öncelikli diyorum. Selamlar….