Yıllardır dilemma gibi sunulan; Eleştirileri taraflı ve sübjektif iddialarla temellendirilen basit sorular ve verilen karşılığın gereksiz kanıtlanma çabasıyla ya da cımbız makale cevaplara sahip tartışma konularından yalnızca birisidir.
FİKİR AYRILIKLARI NEDEN OLUR?
- İnsan doğası gereği güvenlik, güç ve benzer hikayelerin uğruna toplulukta yer edinirken bir fikri veya eylemi kendine görev biçer, aidiyet ihtiyacını gideren bir insan daha kaygısız bir yaşam sürecektir akabinde bir görüşü diğerine karşı savunmaya devam edecektir.
- Güç istenci de evrimsel psikoloji ile açıklanabilir, 'neden tek bir canlı yerine pek çok çeşit hayvan türü mevcut?' gibi basit bir soru tüm tartışmalara basit ve makul bir cevaptır.
- Bulunduğu hiyerarşi gereği; olguları değerli yapanın eşek gibi çalışmak olduğuna inanıyor olabilir. Oysa her daim en çok çabalayan en çok bilim yapmış olmuyor.
BEYAZ ÖNLÜKLE Mİ BİLİM OLUR?
Özetle bilim denilen tüm disiplinler ve kişiler, kolektif veya bireysel minvalde fayda sağlama gayretiyle eyleme geçer akabinde motivasyonlarını durum veya olguların olumlu kabul gören (araştırma, çözüm, keşif, rasyonel tespit vb.) sonucu vermesiyle ana ve zamana değer katan kazanımların kişiye ve topluma kazandırdıklarının sonucunda mutlu olurlar.
Nitekim daha spesifiktir ayrıntılar her daim eklenebilir. Çünkü şu an bir sosyal önerme yapmış olduk. Bu maksimler ile ele alırsak kişinin
Bu soruyu görünce aklınıza ya sosyal bilimler bilim değildir gelir, ya da sosyal bilimler bilim olmak için çabalıyor gelir. Başlıkların diğer pozitif ve yanlışlanabilir olan bilimler yerine defaeten sosyal bilimlere yöneltiliyor olması bile, kendi içinde bir yetersizlik ve şüphe olduğu sosyal bilimlere kesin bilim dememizi zor hale getiriyor. Bu konuda bir deneme yazmaktayım ve aynı sosyal bilimlerde olduğu gibi çok mantıklı ama kesinlikle kanun niteliği taşıyamıyor :)